Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tytsınden de, kötüsünden dc pay altr insanoğlu." Bir başka neden daha var: Masalın. öyküniin, düşlerin, sevdaların ve korkııların olmadığı bir yeryüzu toprağı yok. Yalanın olınadığı bir yeryüzü toprak parçası da yok. "Mavi Uygarlık", "Marltların lstanbtıl'ıı ve diğer kıtaplarımzda her zaman şaırlcr var Kıyıstndan ucımdan, UJZÜ gezindirıp getırıp şurlere yaslanıyorsunuz Şairler olmasaydı nc yapardık? Onların yol gösterıci olduğuna inanıvorum.Hiç valana başvurmadıklanndan bdki! (belki yaşamları karmakarışık) ama dilleri hep yıireklerinın doğrıılarından yana. Şiir insanoğlunun varlığı ilc başlamtş, müzik gibi. Mermeri yontan ıısta da beslenmiş bu şiirden, şarkıcılarda, ilahi söyleyenler de, korolar da. Doğanın scsi, sessizliği bir şiir ise neden şairlere de ıs, diişmesın.^ Evlenecek kızınız varsa, şaire, bovacıya vermemcvc çalışırsınız ama gönfiinüz çelinirse. şiire yaslanmayı veğlersiniz. Çoğunlukla da kotıi ^iirleri seçersiniz ama ne gelir elden! Doğrusu, raşı yontan, madene biçim vercn, renkleri, iplikleri dokuyanlar şiiri hep yanlartnda taşıdılar. Bu nedenle. Anadolu halkı tuğla ve taştan kentlerini kurarken şıir ve müzikle beslendi. Ben de bir anıtı ya da kenti anlatmaya çalışırken siire yaslandım. Çünkü şiir de "harcın" bir parçası. ] 996 yılının Murt ayında yine Cumhurıyet Kttap Ekı'nde Mavi Uygarlık için bir söyleşi yapmıştık sızinle. Benim de çok sevdığım bir bölüm vardı. Kekova'nın karşısındaki Kale'de bir tlkokul var. Onu düşlerken şöyle diyorduttuz. "Böylesinc bir okulda okumayı da ısterdim, ders vermeyı de. İlk dersim mavi üzerme olurdu. Ikinci dersim mavi ile suyun dostluğu. üçüncü derste tüm öğrencilen pencere önune dizerdim. Denize, maviden ve yeşılden mora dönüşen dağlara, bulutlara doğjru Ertesi günün ilk dersi güneş, ısık ve karanlık olurdu." Bu böyle sürüp gıdıyor ve "uçüncü günün ilk ödevi ise, düşleriniz. Gece ve gündüz gördüğünüz düşlerı anlattn derdîm. "Düilerın olmadığı yerde uygarlık olabılır mu sormu de bitiyordu u bölüm. Biraz şıı uygarlık dediğimizi açsak. Özlenen ne? Uygarlık birdüş. Insanoğlunun ulaşabildiği en büyük erdem. Aradan 45 yü gecmesine karşın daha çok özlüyorum Kekova Adasının karşısındaki Kale'de ders vermeyi. Güneş bedenimi sonsuza değin ısıtsın istiyorum. Mavi, gözlerimde sonsuza değin sürsün istiyorum. Defne yaprakları ve zeytin dalları sonsuza değin koKularıııı bana da ulaştırsın istiyorum. Bakmayın, çağımızda günübirlik yaşanan re ZeuK kanştınr bunlart, sunar ölümlüle GUROL SOZEN G ürolSözen 1940yılında doğdu. Utanbul Ünıversıtesı Edebiyat lakültesiSatuıt Tarıhı Bölümü mezunu. Dog'an Kardes, Türk Sanatı, Varltk, Yelken, Celccek, Türk Dİli, Pazar Postast, Yedıtepe gibi dergılerde önce desen ve si~ trleri soı/ra da öyküleri, masalları, denemeleriyaytmaııdı. 1960 'ta tlk sergisını açtt ve bııgüne kadar 28 kişisel sergi gerçekleştirdi llluslararası Kültür Şenligı Plastık Sanattar Strgisi (19656 7), Pam Cenç Sanatçılar Bienali (196 7), Tuplunı ve Sanat Sergisı (1 %8), Kültür Bakanhfcı Reu't» ve l leykcl Sergileri gibi karma serguere kaiıldı. 198788'de ise htanbul ve Ankara'da kapsamlt boyutta ilk kez gerçekleştirilen Çağdas Sovyet Resım Sergisi'mn danıst/ıanlığınt yaptı. Politika ve Güneş gazetelerinde uzutı siire kültür ve sayfa yönctıcilig'iyapan GürolSözen'ın, Türktye ve dünyadakt kentlcrlr ilgili gezi nutlart, dızı röporta/ları, kültür ve sanat konulannda düz yazılan, 1959 yılıtıdan ben Aksam, Milliyet, Vatan, Politika, Güneş, Cumhuriyet ve Yent Yüzyıl gazetelerinde yaymlandt 1971 'den ben TRTıçin kültürprogramlan, aak oturumlar, "Toprak ve tnian", "Anadolu Uygarlıklan" ve "Bog'aziçi Yalıları" gibi belgeseller üretti. Multivhion vc audivısuel göslerilerin metin yazarlığını ve yönetmemitini Dtşislerı ve Kültür Bakanlıklart adına gerçekleştirdi. Türkiye tş Bankast, Ankara ve ıstanbul serghi nedenıyle "191923/Dcstan" adı altında %anatçıntn ö'zelalbümünü (1974) yayınladt. 1976 ytltnda Ulmlararası htanbul Festıvali Resim dalı ödülünü aldt Bin Çeşit îstanbul ve Boğaziçi Yalıları ad/ı kıtabı 1989 ydında Akbank Yayınları dizisinde yer aldı. Ege'den Akdeniz'e Mavi Uygarlık adlı kitabt ise Türkçe ue hıgıltzce ikiayrı kitap olarak 1995 ve 1998 yılında Akbank tarafından ban\dı. "Martılann htanbulu" kitabt 1999'da Türkiye tş Bankast tarafından yayınlatıdı. GürolSözen'tn resım veheykellerı Türkiye dıştnda Almanya, Ingtltere, Hollanda, Rusya ve Amerika da ö'zel koleksiyonlaraa btâunmaktadtr. • istediğim gibi "AkJım, uygarbkların gizli çekmecelerinde kaldı." Resımler, beykeller, sergiler, biryandan ardt ardına yaytnladıfcınız kitaplar. Şimdi sırada ne var? Anadolu kitabının Fransızcası da, bir süre sonra îs, Bankası tarafından vayınlanacak. Mavi Uygarlık (kendi adıma sevindirici ve gurur duyuyorum) okuru ile buluştu. Şimdi yeni biçime, Ali Konyalı'nın yeni fotoöraflan ve biraz metin ekıyle baskıya verüdi. I'ürkiye îş Bankası tarafından bir iki ay içinde çıkacak. Bir de, "yıllanmış," "Mavi Bale" ve "Mavi UygarlıkBelgeseli" sırada. Aklım Mavi Bale de. Hemen hemen her şeyi hazır. Paraya tapaniar ve parayı çula çeviren bezirgânlar bizim de yolumuzu kestiler. Ama gecikerek de olsa bale ve belgesel gerçekleşecek. Bu sırada "Ana Tanrıça Kıbele" ve "Karadeniz" kitaplan var. Bunlar da üç yıl içinde tamamlanmak üzere îş Bankası'na verilen sözlerden. Resim ve heykele ihanet ettiğim de sanılmasın. "Karanlıklar" dönemime dönüyonım. Belki de insanoğlunıın tükenmeyen hüznünc.Çiçeklerde, doğada ve insanoğlundaki hüzünlere. Ama Mavi Bale düşjerime giriyor. Antik tiyatrolardaki bir düş. Akdeniz dansçılanndan oluşan bir düş. Son olarak, her şey nerede birleşiyor' Tüm kitaplardaki dans, belgesel ve sergiler Anadolu toprağının tükenmeyen destanında birleşiyor. Her şeyi inauına yapmak güzel şey sanırım.. • S tepişmelere... Çıkar tanrısı artık sokaklarda geziniyor. Şairler, çalgıcılar, masalcılar, gerçegi yansıtan taş ustalan evlerine kapandılar. I iiçbır güzellik, toprağa, suya, güneşe, maviye bulaşmadan varolamaz çağımızda. Sanılıyor ki, "geçmişin ustalıklan" dünde kaldı. ü zaman buyrun, çafrmızın şiirini yazın. Çoğalttığınız yalnızhldara, yaratılan hasta toplunılara çare bulun. Çağımız yalnızhğına doğru dörtnal gidiyor. Dünyamız ile gezegenlerin serüveni adına yaratılmak istenenler, efsane değil. Dünün de karabasan düşleri, korkufan vardı. Ama bugün şiddet, korku, garip yaratıklar ve kan egemen her birinde. Paralanan bir gövde ve dcresi yüzülebilen ir yüzden efsane yaratılamaz.Bütün bunlar bir kesımin bile ilgisini çekiyorsa, toplumun şiddete pompalandığının resmidir. Buradaki açmaz, insanoğlunun yapısında gizliden varolan faşizmdir. Çığırtkanlann dolduruşuna geırneyelim. Anadolu uygarhğının sonsuz birikimi bu nedenle önemli. Yine de ben bu yariiji, doğaya bakmayan insanoğlunun yarattıöı teknoloji ve onun açığını yakalayan denşet ile şiirin yarışı olduğunu var sayıyorum. Çünkü şiir ölümü anlatır ama" vahşeti" baştacı etmez. Ister inanııı, inanmayın isterseniz tüm geleceğin dünyasında olaylar, eninde sonunda Âpollon ve Poseidon ile Afrodit arasında geçecek ve insanoğlu tüm çağlarda Dionysos'un coşkusunu özleyecek. Yalnızlık, dlüm, umutsuzluk geçmış yüzydlarda da yok »uıydu? Çağ ile arantzda bir kırgmlık sözkonusu galiba. Sayn ve oliim her evin konuk odasında binlerce yıldan beri var. Savaşlar, ihanetler hep var. Ama dört duvarın üzerine bir laleyi, sumbülü, palınet'e dönüşen bir aprağı, meandr motifini konduranlar im o zaman? Oren yerleri ve müzeleri gezerken ya da altından taçlara, kolyelere bakarken biraz düs,ünsek iyi olur. Hiç yoksa çagınıız adına böbürlenmeyelim. Tek gerçek biz değiliz çünkü. Hiçbir toprak parçası Anadolu toprağı kadar zengin değıl ama sürünüyoruz. Bulutların Altındaki Uygarlık Anadolu, Neolıttk Çag'dan Osmanlı'ya değin uzanıyor. Metni, fotoğrafı ve tasanmı ile bir yorum kıtabı Belki bir deneme, belki belgelere yaslı bir yorum kitabı. Dostum Ali Konyalı ve Erkal Yavi ile birlikte bir sanat tarihi ya da gezi kitabı yapmak yerine, görselliğinde etkin olmasını istedık. Bu bir ekip çalışması. Çünkü bu topraklar, uygarlıkfarı avuç içinde bize sunmuş, bonköryüreği ile sunmaya da devam ediyor. Olabildiğince, ayrıntıdaki güzellikleri aktarmaya çahs,tık. Bir taşın madenin, halının, kilimın ayrıntısı. Çünkü sanat ayrıntılarda saklı. Tüm bunlar sonrası gönlüm rahat mir) Değil! C) dcnli unuttuklarım, görüp de ula^amadıklarımız var ki... Gönlüm hep, kitabın sonunda yer alan küçük bir bölüm olan "Kaıalama " da da söylemek l Fotoğpaf Sanatçısı Ali Konyalı ve grafik tasanmcı Enkal Yavi Ue söyleşi ulutların Altındaki Uygarlık Anadolu kitabının müthiş totografları da Ali Konyalı'ya ait. Bir kaç soru da ona sorrnadan edemedim. BıUığtm kadarıyla yaptı&ınız "iş" belgesel ya da kültür fotog'rafolığt.. Nasıl bir serüveni var'' Anadolu kültürü ile ilgili ilk çekimler nasıl ve ne zaman başladı? • Belgesel fotoğrafçılık genel olarak bir tanıklıktır aslındu... insan ve doğanın serüvenine fotoğraf aracılığıyla yapılan bir taruklık bu. Aiiadolu kadar kültiirel birikimli zengin bir coğraryada bu tanıklıöı bir işten çok serüven olarak da adlandırabiliriz. Zira sürekli keşfe, yeni olusjara açık bir eylem Anadolu'da rotoörafçılık. Hek buna Gürol Sözen gibi birlikte çalıştığınız keyfi ve bilgiyi yürekten sentezlemiş insanlarla birlikteliği eklediğiniz zaman bu iş bütün zahmetine karşın bir vazgeçilmezlik kazanıyor. Bu çalışma aslında babamdan bana mi B ras kalan bir düş. Gerçek bir Anadolu sevdalısı olan foroğraf sanatçısı babanı I laluk Konyalı'nın UNESCO kapsamında gerçekleşen Anadolu Uygarlıklan multivision gösterisi için ilk defa tanıştıfiım Anadolu Kültürleri, daha sonra bende bir sevdaya dönüştü. Yapılan çahşmaların hepsi bir bütüne yönelik. Topkapı Sarayı, Kubad Abad, Mavi Uygarlık, Antik Çağ Anadolu Takılan gibi çalışmalartn hcpsi genel olarak Anadolu Kültürlerinin bize sunduğu zenginliklerin sadece bir böliimünü içeriyor. Bulutların Altındaki Uygarlık Anadolu kitabının çahşmalanndan bahseder misi Gürol Sözen'den ilk metinler gelmeye başladığında, görüntüler de beynimde canlanmaya başladı. Onun lirik anlatımına karşı görüntüleri de, aynı duygulan yansıtmalıydı. Bu kitabın cekimlerindeki ana çıkış noktam gerçeKten de bu lutların altında bir yorum yakalamak oldu. Gerçekle hayal arasında bir duygu yaratmak üzere yola çıktım ve tasanm sanatçısı Erkal Yavi'nin tasanmı bununla bir Dütünlük oluşturdu. Bütün bu çalışmalann insanlığa banş ve umut getirmesi dileğiyle.. Sayın Erkal Yavi, siz de kitabın tasanması olarak bu çalışma hakkında neler söylemek istersiniz? • Gürol Sözen'in sıcak anlatımı ve Ali Konyalı'nın ayrıntıcı bakışıyla heyecanlanmamak olası değil. Hele hele konu Anadolu ve Uygarlık olunca. Sıradan gibi duran bulutlar, birden en öne geçiyor. Ama şekil değiştirmemiş olarak, kân Assos'un gökyüzünü bir kiıim deseni, kâh Nemrut'un gökyüzünü bir tann portresi olarak kapliyor. Yani bu heyecan apayn bir yerlerde duran halkaları bir araya getirip, kendiliğinden fotoğrafı oluşturuyor. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 599 SAYFA 11