23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

sun, inceldiği yerde kopsun" divccektir. Çünkü Amigo, yiğit bir ı,ocuktur. Üstelik, faşizme karşı suvaşan yürekli bir babanın oğludur. Tek başına sayısız güçlükleri yener, bir arkadaşının gevezeliği vuzünden toplama kampına düşmesi de onu yolundan döndüreınez. Özlii Deyişler Sözlüğü/Yusu/Çotuksöken/Bu Yayınevi/238 s. Genel kültür veren kitaplann ortak amacı, geniş okur kitlesinin düşünsel, kültürel, sanatsal gereksinmelerini birinci elden karşılamaktır. Okur, çok değişik alanlarıla hazırlanmış bu kitaplar aracılı}">ıyla doğru ve giivenilir bilgilere ıılaşmakta, merakını gidermekte, bilgileri özümleme olanağını bulıııakta. "Özlü Deyişler Sözlüğü" de konuşur ve yazarken başkalarının tanıklığına duyduğumuz gereksinmeyi karşılamak amacıyla hazırlanmış. Sözlük, 400'e yakın konuda, yerli ve yabancı yazarların, bilim adamlarının, düşünürlerin yapıtlarından seçilmiş, Türk ve dünya atasözleri hazinesinden derlenmiş, yaklaşık 2500 özlü deyişi içermekte. Elimizdeki kitapta, özdeyişler ve atasözleri, konularına göre abecesel bir düzen içinde sıralanmış. Ayrıca aynı kavram alanına giren konular arasında da gönderme düzeni kurulmuş. Böylelikle okur, bağlantılı konulara daha kolay ulaşabilecektir. Ozlü Deyişler Sözlüğü, yalnızca öğretmen ve öğrencilerin değil, geniş okur kitlesinin de güvenle kullanabileceği bir başvuru kitabı. Halkların atasözlerinden, bilim, kültür, sanat ve felsefe dünyasının ustalarından seçilmiş özlü düşünceler, okurların da ilgileri oranında zenginleşecektir. Bir Yerde Bir Gül Ağlar/Ew/«c Erdem/Belge Yayınlart/SO s. "Acılardan söz ederiz çoğu zaman, bizi kasıp kavuran acılardan. Ama başkaları da o anda aynı acıları çekiyor, ölüyor olabilir burnumuzun dibinde. Kim farkı na varabilir, kendi dışında da insanların acı çekebileceğinin. Kim farkına varabilir, serin bir iç avluda kızıl bir gülün ağladığının" diyor Emine Erdem. Aratta Kutsal Yasalar Ülkesi/'Artak Movsisyan/Çeviren. Sarkts Seropyan/Belge Yaytnlart/77 s. "Bilindiği gibi, 20. yüzyılın ikinci yarısmda birkaç aydının ortaya attığı "Anadolu Uygarlıklan" fikri Türkiye'nin aydın kesimleri taı afından benimsendi ve topraklarda yaratılmış olan uygarlıklara sahip çıkılarak halk, değişik kültürlerin varlığı konusunda bilgilendirildi. Eski Yunan, Asur, Pers, Hitit, Urartu uygarlıklan gibi bilinen tarihsel uygarlıklar dışında, fazla tanınmayan, Frik, Antiok, Hayasa, Karduk, Luwi, Kudi gibi bir takım uluslar, toplumlar, ırkbirlikleri girdi gündemimize. Dahası, Urartu, Asur, Pers çiviyazıtları okunup gizleri çözüldü. Sumer tabletlerinin ve/veya onların birkaç yüzyıl sonra kayda geçmiş varyasyonları nokta ve virgülüne kadar incelendi. Ön Asya'nın uygarhk beşiği Mezopotamya'ya hayat veren Fırat/Uruk nehri yeniden önem kazandı. Elimizdeki kitapçık, özenli bir araştırma sonucu kaleme abnmış bir "ilk" olarak, uygarlığın en eskilerinden, tarihi başlattığı bilinen Sumerler'le ortak yaşam sürdüren, eşit koşullarda mücadele ve ren ve tannları bile birbirine akraba olan "Aratta" adlı bir devletin (topraklarımızda bilinen en eski devlet) varlığını irdeliyor. Bunu yaparken okuyucuya efsaneler ve söylencelerden örnekler sunuyor birebir çevirilerle. Bunun dışında, kendinden önceki "tahmin"lere karşın Sumer uygarlığının gölgesinde kalan "Aratta"nın coğrafik yerini de saptıyor..." diyor Sarkis Seropyan. Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye/'Stefanos Yerasimos/Çevıren. Babur Kuzucu/Belge Yayınları/579 s Stefanos Yerasimos tstanbul'da doğdu. tlk, orta ve yüksek öğrenimini burada tamamlayan yazar Paris Üniversitesi'nde ders verdi. 199499 yılları arasında îstanbul'daki FransızAnadolu Araştırmalan Enstitüsü başkanlığında bulundu. OsmanlıTürk toplumuyla Batı toplumları arasında ilişkilerin karmaşık mekanizmasını göz önüne sernıeyi amaçlayan elimizdeki eserde, Türkiye'nin azgelişmişlik diye toplumunu oluşturan unsurların mücadelesinden doğan iç dinamiği ve bu toplumun öteki sosyoekonomik sistemlerle ilişkisinin etkitepkileri içinde gözlemlenmektedir. Bu açıdan bakılınca Türk toplumunun evrimi kimi zaman iç dinamiğini, kimi zamansa dış dinamiğin ön plana çıktığı bir süreç olarak görülür. Bunlardan ilki, yeni üretinı biçimlerine doğru evrimleşme amacını güderken çok kere yoluna çıkan setlere çarpar kalır. Ikincisiyse egemenlik altına alıcı toplumların yararına işleyeh "azgelişmiş" üretim biçimleriyle sonuçlanır. Türk toplumuyla Batı toplumları arasında emperyalist ilişkileri doğuran bu süreç, bin yıldan daha gerilere uzanan bir olgunun ifadesidir. Bu yüzden de Türk toplumunun şimdiki durumunu ve gelecekteki evrim imkânlarını kavrayabilmek için bu olgunun bütününü tanımak gerekir. Uç dltte tamamlanan ve Türkiye üzerine yapılan en geniş araştırma olarak kabul edilen elimizdeki çalışma bu konudaki görüşleri zengınleştirdi. Mübadele Çocukları/R? nee Htrschson/Çevtren: Serpıl Çağlayan/Tarth Vak/ı Yurt Yaytnlart/245 s. Eylül 1922'de Izmir'i terk eden Yunan ordusuyla birlikte maVnalara, sandallara binen Batı Anadolulu Rumlar adalara, Istanbullu ve Trakyalı Rumlar da Yunanistan'a kaçıyordu. 1922 güzünün sonunda bir milyonu aşkın Anadolulu Rum Yunanistan'a sığınmıştı. Türkiye ve Yunanistan'ın 30 Ocak 1923'te Lozan'da nüfus mübadelesine karar vermeleri, doğdukları topraldara dönme umuduyla yaşayan bu insanlar için yeni bir hayatın başlangıcıydı. "Mübadele Çocukları" bu insanların hikâyelerini anlatıyor. Renee Hirschon'un, Pire limanı yakınındaki Kokinya'nın yoksul bir semti olan Yeranya'da Albaylar Cuntası'nın en karanhk dönemlerinde yaptığı saha araştırmasının ürünü olan elimizdeki kitap, aşkları, evlilikleri, barınakları, komşuluk ilişkileri ve dinsel yaşamlarıyla suyun öte yanından insan manzaraları sunuyor. Geçmiçten Günümüze Bojnaklar/Zly^'» Babuna/Tarib Vak/ı Yurt Yayınları/235 s Saraybosna'da 1993 yuının eylül ayında, kanlı çatışmaların ortasında, "Tüm Boşnaklar Halk Meclisi" toplantıya çağrddı. Bu toplantıda temsilciler, Bosna halkının ulusal adını "Boşnak" ya da "Bosnalı" olarak kabul ettiler. Bu karar, bir yandan eski bir geleneğe geri dönüşe işarct ederken, bir yandan da Bosnalı Müslümanların ulusal hareketinin laikle§me yolunda atılan önemli bir adimı ifade ediyordu. Bosna tarihine yönelik birçok araştırmada bir kurguulus olarak gösterilmek istenen Boşnaklar, aslında çok daha önce, AvusturyaMacaristan egemenliği döneminde modern anlamda siyasi taleplerle ortaya çıkmışlardı. Aydın Babuna'nın, BosnaHersekli Müslümanların tarihine yönelik oryantalist bakış açılarına bir eleştiri niteliğini de taşıyan elimizdeki çalışması, Osmanlı Bosna'sını inceledikten sonra AvusturyaMacaristan egemenliği dönemini eksen alıyor ve günümüzdeki trajik gelişmelere de ışık tutuyor. Ayak tzleri/Adnan Özyalçmer/Evrensel Basıtn Yaytn/143 ı. Adnan Özyalçıner, öykülerinde yönetenyönetilen çelişkisini, kapitalizmin kent yaşamında oluşturduğu dönüşümleri, dcğişen kentin, zorlaşan koşulların insanlara baskı sını işler öykülerinde. Düşsel olanla gerçeği iç içe, güzelle çirkini yan yana verir. Yaşadığımız dünyanın, kentin, olayların kimi yanlarına öykünün merceğini tutarak yaşananlann yeniden yorumlanmasını ister. Yazanmız elimizdeki kitabında gezi izlenimlerinden yola çıkıyor. Tunceli'nin, Diyarbakır'ın, Zonguldak'ın dağlannın, nehirlerinin, yollarının güzellikleriyle bu kenderin insanlarının, bu kentleri görmek isteyenlerin yaşadıklarını yan yana getiriyor. Kimi zaman bir kuşun kanadına takıp okurlarını, gelecek güzel günleri sezdiriyor. Özyalçıner'in röportaj öykü diye adlandırdığı bu anlatılan, Istanbul'da yaşayan toplumsal olayların, direnişlerin öyküleri tamamlıyor. Grev çadırlannın, fabrikalann, alanların görüntüleri insan kıpırtılanyla ışıyor. Kitabı, güzel günlere inanan üç aydının ölüm günlerinin öyküsü bütünlüyor. Kısacası elimizdeki kitaptaki izler "güzellikleri, mutluluklan, paylaşmaya gelenlerin ayak izleri." Kalan tzler/Hatan Akarsu/Bumerang Yayınlan/117 s. "Bugünleri yarına taşımak; gelecek kuşaklara bugünleri bir özetini sunmak, tarihçilerden çok sanatçıların, aydınların görevidir. Sanatçı sorumluluğu, aydın bilinci bunu gerektirir. Çağa tanıkhktır bu eylemin adı." Hasan Akarsu, bu bilinçle kaleme aldığı günlüklerinde dünü bugünü, bugüne yarına taşıyor, ironi yüklü, imgesel bir şiir diliyle. Yüreğinin en gizli yerlerinde patlayan duygu sağanaklannı yağdınyor 'dur, düşün, dinle' diyerek... Şiirler Değdi Se\daya/Hasan Akarsu/Gerçek Sanat V.. „,..!... ,,'1? 1 Gerek kişisel, gerekse toplumsal ilişkilerin, insana yaraşır, saygın bir biçimde sürdürülmesinin temel araçlarından biri kitaptır. Ders kitaplarından yalnızca öğreniriz. Doğru ya da yanhş, bilgilerimiz artar. Oysaki yazın kitaplarının hem öğreticı, hem de yeni dünyalara taşıyıcı yanlan vardır. Çünkü het yazar, kendisinin yarattığı bir dünyayı sunar okuyucusuna. Özellikle dilimizden düşmeyen dizelerle çoğu zaman bizimle olan şiirin, ayncalıklı bir yeri vardır yaşantımızda. Her birinde ayn koku, ayrı ses ve ayrı sözler buluruz. Her biri kendine özel yanlanyla kuşatır bizi. Hasan Akarsu "Şiirler Değdi Sevdaya" adlı kitabıyla renk renk çiçeklerle, boylanmış sözcüklerle örülmüş koca bir şiir bahçesi sunuyor sizlere. Ne kadar bal yapabileceğiniz ise, yine size bağlı. Kitabevlerinin Yeni Adresi Bayilerimiz İçin Yeni Çıkan Kitapları ve Fiyat Değişimlerini İzlemek Artık Sorun Değil Bayilik Sistemi Hakkında Bilgi için Yeni Çizgi Yayın Dağıtım Tic. San. Ltd. Şti. Tel: 0212 220 57 70 pbx Müracaat: Arzu Hanım SAYFA 22 CUMHURİYET KİTAP SAYI 877 X www.yenisayfa.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle