22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ken "okuma"yı unutmaktadır. Liseye gelince, böylesi bir eğitim siirecinden geçerek okumadan, okumak tan soğutulmuş genç, o soruşturmaya elbette okumaya 'Ihtiyaç duymuyorum" diye yanıt verecektir! Çubukçu, Yaygın sistematik okuma, roplumun uyanmış kesimleri ancak etkinibir amaca yöneldiği zaman gerçekleşebilir" divor (Ne y ükuiun, NasılOkusun, Niçın Okusun ) Eğitbilimsel olduğu oranda tuplumsal açıdan da tutarlı bu saptama, örgün ve yaygın eğitim ortamlarımıza, toplumsal yapıdaki/yapılanmadaki konumuzla ilgifi temel sapmaya/saynlıg'a işaret ediyor. Tepeden dibe, "tepeden inme" okumazedildik! 30'lu, 4O'lı, 6()'lı yılları düşiiniinüz. llkinde Türk dilinin yapısına uygun "yeni abece", "topyekun' okuma için "Millet Mektepleri', Halkevleri; ikincisinde "okumak ile yapmak" arasmdaki evrcnsel temel ilişki üzerine; el ile anlak arasındaki koparılamaz, kopanlmaması gerekli bağ üzerinde yükselen Köy Enstitüleri, Insanlığın evrenscl kültür mirasının özümsenmesi koşutunda dünya dillerinden çcviriler için kurulan "Tercüme Bürosu", Dünya Klasikleri'nin yayımı; sonuncu zaman diliminde, yeni "anayasa"nın da katkısıyla toplumun "kendi sorunlannin ancak, yine kendi eliyle çözülebileceğine" olan inancın yiikselmesi, yerli yabancı yayın rönesansı, okuma baharı... yaşadı bu ülke, bu toplum. Birer tümce ile geçtiğimiz, toplumsal tarihimizin bu ışıklı kilometre taşları, eşzamanlı olarak başta "gerçek aydınlar olmak üzere, "toplumun uyanmış kesimlerinin etkin bir amaca yöneldiği", halkın da bu ivme içinde yerini aldığı dönemlerdjr. Tanilli, 40 günlük Istanbul yolculuğunu tamamlayarak Strasbourg'a döndü. Uçakta Istanbul'un uğradığı kentsel/kültürel yılumı düşünürken yazanmızı kuşatan iç acısıyla doğan yazı (Strasbourg'a Dönerken... Cumhuriyet, 15 Aralık 2000), salt Istanbul'un değil ülkenin de karşı karşıya kaldığı kentsel/kültürel yıkımın soru imlerini zihne taşıyordu. "Niçin bunlar oldu?" Yanıtını kendisi veriyorduTanilli: "...planlamadüşüncesine sırt çevirmemiz!".. "Planlama" ile "okuma nın ne ilgisi var, diye düşünenler olabilir. Ne ilgisi olduğunu açmak bu yazının sınırlarını aşar. Ancak şu kadannı söyleyelim ki plan düşüncesini bir yana bırakıp da "Türkiye harmanlandı" diye övünenlerin bizi getirdıği noktadayız bugün. Kentsel/kültürel dokudaki sayrılıklar, biri birinden doğan; biri ötekini üreten sayrılıklardır çünkü. "Okumama hastalığı" da bu sarmalın dışında değil. Evet, Türkiye "harmanlandı" harmanlanmasına; ya "harman çok tane yok"tur, bu tarlada!.. "Ama biz böyle değildik, bu hale düşürüldük." diyor Tanilli de. Toplumun "uyanmış kesimi" aydınların yan uykulu bir hale gelmelerinden yabnıyor. "Sayısı hiç de kabarık olmayan bir gerçek aydın azınhğı dışında" diyor; "dünyadan habersizlik, çağın büyiık sorunlan karşısında bilgisizlık, okumama hastalığı, daha da korkuncu kayıtsızlık içinde yüzüyor onlar da" diyor. Ne yapmalı? Aydınlara getiriyor sözü yeniden: "Gerçek aydınlar"a. Bir "onanm" gereklidir A'dan Z'ye. Ve "Aydınlar, böylesi bir onarmada öncü olmalıdırlar. Inandırıcılıklarıyla ,yurtseverlikleriyle, elbet cumhuriyetçilikleriyle de..." Hiç zaman yitirmeden yapılması gereken budur. Bu yapılamadığı içindir ki 1946'dan başlayarak içine girdiğimiz karşıdevrim süreci 12 Mart 1971'den geçip 12 Eylül 1980'e ulaştığında; neredeyse, kitaba ve CUMHURİYET KİTAP SAYI 577 kitaph kafaya tarihte olmadığı denli büyükçir savaş açılan günlere de gelmişizdir. Özellikle 12 Eylül'le birlikte ülkeyi küresel sermayenin ve onun yan kuruluşlarının, güç ve diplomasi odaklarının kuyruğuna takmak siyasetinde yoğunlaştırılan "destabilizasyon" politikasıyla, "Toplum, kendi geleceği üzerinde söz ve karar hakkının bulunmadığına inandırılmıştır. Böyle bir toplumun, olup bitenleri anlama amacı ve bilgiye ulaşma çabasıolamaz." (Çubukçu, agy). Kendisi adına her şeyi "Kurtancı"lann düşün düğü bir ortamda, neyi, niçin "merak" etsin insan? O liseli "genç" de niçin "ihtiyac" duysun okumaya!.. Okumayı söken çocuktan "işleyen kafa" değil, "dolu kafa" olmasını koşullayarak insani "cevheı "ini sakatladığımız küçük insandan toplumsal "cevher"i iğdiş, edilen ülkeye...Bir türlü "toplumsallaştıramadığımız " kamusal ortak alandan kovulan "okumak eylemi", bireysel alanda da kiyıda (marjinal) kalmaya yargılıdır. Ahmet Ozer, uzun yanıtınınyazısının bir yerinde Kültür Bakanhğı'nın bir zamanlar bastırdığı bir "auş' teki savsöze gönderme yaparak "Insan okur'sa; 'okumayan, insan değildir' gibi bir anlama da yol veriyor bu yargı,' divor. Tüm bu söylenenlerden, yazılanlardan sonra, izniyle değerlı şairin şöyle diyebilir miyiz: "Okumayan (kişi), "insan olsun istenmeyendir." Okulları bilgisayarlarla "donatmak"(!)la övünenlerin kitaplıkları bodrum katlanna savurmasma, dahası, ortadan kaldınp "sınıf" yapmasına gönderme yapan Ozer, bu arada, Bolulu eibi yazınsız, sanatsız, bilimsiz, salt "kuru r>ilgi" ile "bilgi çağı"nın yakalanamayacağını imliyor. Kaldı ki "bilgi çağı"nda kimse kimseye "Bilci'yi sebifettik gel al" demiyor, demeyecek de! "Omrümüz nice yıldır yasak kitaplarla yasak olmayanlar arasında savruldu" diyen Özer, 'Okumayı bilen bir kuşağın düşman bellendiği yıllardan geliyoruz. Bu ve benzer kuşakların tehlikesini (!) bertaraf etmek için okumayan kuşaklar yetiştirilmektedir. Evet kasıtlı olarak uysal, evcil, okumayan kujaklar yetistiriyoruz." diye ekliyor. (Neden mı Okumuyoruz?). Tepeden inme okumaz edilmemiz, bo§uqa değildir! Oner Yağcı, Ahmet Özer'in "Talim Terbiye"nin "talim" ve "terbiye" anlayışına iliskin saptamalarını daha da açmış yazısıyla (Türktye'de Niçin Kitap Okunmaz?). Kitapsızlığın, okumasızlığın "nedeni, seçilen ve uygulanan eğitim politikalan", "eğitim sistemi" ve "eğitim düzeni"dir diyen Yağcı, 1950'de girilen "yeni" süreçte, cumhuriyetin kurulu^ evresinde temeli atılmış, aydınlıkçı ve aydınlanmacı eğitim uygulamasından döngeri yapılarak sürdürülegelen eğitimin, 1980'den sonra iyice Türklslam sentezi düşüncesinin folJuğu yapıldığını anlatıyor. Devletin "kendi okullarında, kendi eğitim programları ve kadrolarıyla kendisinin celladı olacak insanlan" yetistirdiğini belgelerle anlatan yazar, yukanua da vurgulandığı üzere, ülkeyi küresel sermayenin kuyruğuna takma sürecine koşut olarak içerde eğitimin "dinselleştirildiğini" anlatıyor. (Kureselleşmenin eğitimeyansıması için bakınız; özlü bir yazı: Hıfzı Topuz, Globalleşmenm Hedeft Şımdı de Eğitim. Cumhuriyet, 11 Aralık 2000). "Küçük Amerika" olmak yolunda devrimci cumhuriyetin kısa aralıklar dışında tüm mirasının tüketildiği son elli yıl boyunca, devrim önderi Atatürk'ün çizdiği yoldan, sunduğu perspektiften saptık. Cumhuriyetin evrensel değerlerleteslenen insanlıkçı, uygarlaşmacı, bilimsel ve laik eğitim anlayışından; özgücümüze dayanarak yürütülecek bütünsel ve halkçı kalkınma modelinden satsavsavu}tur modeline döngeri yaptık. Bu "tersine gidiş"te, özellikle son çeyrek yüzyıldır düzenli "şiddet"le beslenen kttansızlık ve kıtapsızlajtırma politikalan; düzenin ve toplumun çağdaşlık çizgisinden saptırılarak gericileştirilmesi, üzerine kapanmasının sağlanması "operasyonu"nda kendisinden büyük ölçüde yararlanılan bir "kurum" işlevi görmüştür. Bu süreç, bugün de yaşayageldiğimiz sonııçlanyla temelde; bilimi dinle, aklı inançla kuşatarak toplumu uygarlık evrenınden koparıp sürüleştirmek; dolayısıyla sömürüyü örtülemek politikalannın devamından başka bir şey değildir. "Zevahiri kurtarmak" için yapılanlar, durumun özünü değiştirmiyor. Ahmet Yıldız'ın Tıırk yazınının içine girdiği "kapanıldık"tan hareketle, "Halkını terk eden yazarları, halk da terk etmiştir açıkçası" yorumuna varması (Okumak, Btr Eğitim lşi), bir başka bağlamda Çubukçu'nun "...geniş bir kitlenin sorunları(nı) anlama veçözmeetkinliği içinde kendisinin de bir rolü olduğuna inandığı bir ortam"ın okuma eylemini besleyip büyüttüğü görüşüne katkıda bulunuyor. Toplum, yaşadığı sorunlar ve bu sorunların kaynakları konusunda şaşılaştırılıp aynı sorunlann giderilmesinde ya da sağaltılmasında eaılgenlestirildikLe, salt sade bireyler değil birey lcimliğiyle, "yazar" da üzerine "kapanmakta"dır. Sorunlarıyla yüzleşip onlan kendi istem ve istenci yönünde billurlaştınp, çözümlemede karar sahibi olmaktan kopartan toplum ve o toplumun bir bireyi olan "yazar" ayn ayn gibi görünse de ortaklaşa bir "yabancılaşma"yı b.üyütüyorlar. Altay Oktem, bu arada devreye girip "okumayanlar adına konuşan tek yazar oluyor: "Keşkeokurlarda bu tür soruşturmalar yapabilseler ve günün birinde bir dergiyi açtığımızda 'Sizi neden okuyahm ki' başlıklı bir dosyayla karşılaşabilsek. Bize epey yararı olur. Ama onlar yazar olmadıkları için görüslerini 'yazarak' değil, 'okumayarak' bildiriyorlar zaten" (Kitap Neden Okunsun ki?) diyerek. Tam da bu noktada, Muzaffer tlhan Erdost'un karamizahla yüklü, alegorik yazısından şu tümce bu yazıyla alınma"Kitap niçin okunıır kardeşim Türkiye'de, mapus Csuspus olmak la salt 'ses 1 Denzerliği' mi var bu sözcüğünr ÜS) olmak için okunur. Ben mapus olmasaydım okuyabilir miydim?" (Kılap Okunur Niçin Türkiye de?). Ülkeyi "ezaevTne dönüştürenler, sakın topluca ve toplumca daha çok kitap okumamızı sağlamaya çalışıyor olmasınlar!?.. . Eline sağlık Orhan!.. • (*) "îşleyen kafa", "dolu kafa" tanımları, 13 Ocak 1973'te yitirdiğimi? Sabahattin Eyuboğlu'nun. (Eğitim Üstüne, 1965. MaviveKara, Çan Yayınları, îkinci Bası, 1973.) Bu yazıdan nice sonra, Eyuboğlu'nun altını çizdiği batak yolun kangrenleştiği 70'li yıllarda, Vedat Günyol, tersyüz edilen eğitimımızin durumunu anlatan bir yazı yazmıştı. Cumhuriyet'te "Enüstü trfitiğe" (Tersinden okununca, Eğitim Üstüne). Günyol'un bu yazısından çeyrek yüzyıl sonra, biz de bu yazımıza Tüleylioğlu'nun adaşı şairden ödünç alarak diyorum, "'Zampok Eyin Pi" (Orhan Murat Anburnu, 1946) adını mı verseydik?.. • Okumak mı, o da ne?... / Orhan Tüleylioğlu / Cumhuriyet Kitapları /108 s. Kltap Neden Okımsunkl? Yaznnz, SMStsız, blmsiz Kentsel/kııttüpel ylun Tüleylloâlu. kltabının bajına aldıâı Okumak mı. 0 da Ne?' adlı kendi yazısında Mllllyet Sanat ına aldıâı Derglslnln 476. sayısında yayımlanmı; aynı konulu tHr 'anket'ten alınülar yapmış orhan Tüy« llr levtloâlu. Ibrahlm Vıldız Sllr ödülünü jalr Rusen Hakkı'nın ellnden alıyor (Üstte). SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle