Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Haremde Bir Venedikli/Y//wdz Çetiner/Remzi Kıtabevı/261 ı Venedikli Paros Beyinin kızı Cecilia Venicr Baffo, Barbaros Hayrettin Paşa tarafından esir alınıp Topkapı Sarayı'na getirildiğinde on iki yaşındaydı... Ilürrem Sultan'a hediye edilip "Nurbanu" adını alan küçük kız, bir gün gelip Osmanlı împaratorluğu'nun Valide Sultanı olacağını o zaman hayal bile edemezdi... Birçok tarihçi tarafından, gelini Safiye Sultan'la karıştırılan Nurbanu, "Kadınlar Saltanatı" diye anılan dönemin, Hürrem ve Safiye Sultan'larla birlikte en güçlü Sultanlarından biriydi... Osmanlı ülkesinin 'imparatoriçesi' olan Nurbanu, asıl vatanı olan Venedik'i de hiçbir zaman unutmadı, Osmanlı lmparatorluğu ile Venedik Cumhuriyeti'nin dostluğu için saltanatı boyunca çaba gösterdi. Ydmaz Çetiner elimizdeki bıı belgesel romanında, Nurbanu Sultan'ın ilginç yaşamıyla birlikte, Osmanlı tarihinin Kanuni Sultan Süleyman'dan III. Mehmet'e kadar olan bölümünü de sürükleyici bir akıs içinde anlatıyor... Bir Ses Böler Geceyi/Abmet Ümıt/Om Yayınlart/157 s Ahmet Ümit, bu elimizdeki kitabında insanla inanç arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Iki farklı inanca bağlılıklarım uç noktalarda yaşayan iki insandan yola çıkarak, günümüzün çıkar ilişkileriyle belirlenen, duyarsız dünyasına sert eleştiriler yöneltiyor. Ama bu iki kahramanın serüvenlerini anlatırken inanca bağlı olarak yaşamayı da tartışmaya açıyor. "Bir Ses Böler Geceyi", içeriği felsefi sorunlarla yüklü, yazarın öte ki kitaplan gibi soluk soluğa okunan bir mistik gerilim romanı. Çarmıhtaki Vlkücü/Tamaşa F. Dural/Sorun Yayırtlart/236 s. Elimizdeki kitapta, îpekçi cinayetindeki Silahlı Kuvvetlerden MlT'e, uyuşturucu vesilah kaçakçılarından MHP'ye, emniyet teşkilatmdan siyasetçilere uzanan ilişkiler yumağı, 21 yıldır ilk kez konuşan tanıkların anlatımları ve belgeleriyle ortaya koyuyor. Akdeniz Balık Yemekleri//l/rf« Davidson/Çeviren • Tuba Odabaji Kaml/Dost Kıtabevı/412 s. Elimizdeki kitap farklı şekillerde okıınabilir. Önce meraklı bir okuyucıı... balıklardan tutun da kabuklıı deniz ürünlerine ve yumıışakçalara kadar Akdeniz'de yaşayan yenikbilir bütün deniz canlıİarını, bunlann yaklaşık bir düzine dilde nasıl adlandırıldıgını, Klasik Çağlardan günümüze kadar uzanan balıkbilim tarihini, aşina olduğunuz ama görür görmez tanıyamadığınız bahkların çizimini, hem balıkla rı adlandırırken hem de mutfakta pişirirken çeşitlı kültürlerin nasıl birbirine benzediğini araştıran elimizdeki bilimsel çalışmada beklediğinden fazlasını bulacak. Ama, Akdeniz mutfağının bırbırinden otantik 240 tarifinin yer aldığı bölümde verilen geleneksel yemekler ve modern uyarlamalar, damak tadına düşkün bir yemekseverin mutfağındaki boşluğu da dolduracak. Kolayca yapılabilecek tarifİer de var, sizi uğraştıracak, büyük bir özenle ziyafet sofrasına kurulacak şölen yemekleri de. AJan Davidson'un Ispanya ve Fransa'dan Istanbul'a, Karadeniz'den Tunus ve Fas'a kadar bütün Akdeniz'i kapsayan yolculuğunda ona büyük bir keyifle eşlik etmekten kendinizi alamayacaksınız. Yalnızlığın Arkasındaki Gülümseme/Muzaffer Buyrukçu/Adam Yayınlart/32İ c Oykücülüğümüzün önde gelen isimlerinden Muzaffer Buyrukçu, en yeni öykülerini bir araya topladığı elimizdeki kitabında toplumumuzda son yıllarda öne çıkan sorunları, kendi öykü dünyası içinde insan ve dil sıcaklığıyla örerek bütünleştiriyor. Oyküler boyunca, bir yandan günümüzün sorunlarını izlerken öte yandan da evrensel insan gerçeğiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Atom Öyküleri/Pierre Radvanyi ve Monique Bordy/Çevtren Turhan llgaz, Gülüm Şener, Hülya Tu/an, Hakan Yücel/Kesit Yayınctltk/214s Niels Bohr şöyle demişti: "Basit bir hakikat, tersi yanlış olan bir şeydir". Temel araştırmanın geatom oykülcrl tirdiği sonuçları geniş kitlelerle paylaşmak her zaman epey zordur! Fizikçi olmayan okur, elimizdeki kitapta, biçemin çekiciliğe ve anlatının destansı yönüne kolaylıkla kapılacak, aynı zamanda da, sürükleyici öyküler boyunca fiziğe ilişkin pek çok şey öğrenecektir. Yunan felsefesinden Ortaçağ'ın simyacılarına, atomun yapısından protonun kuark tarzındaki yapısına kadar, maddenin ne'liği, yedi öykü boyunca, kendi Tarih'i tarafından sergilenmekte. Bu "Atom Öyküleri"nın orijinal bir çekiciliği var. Bilimsel olgulann ve araştırmanın getirdiği yeni bilgilerin ötesinde, bilimsel araştırmanın derinlemesine bir şekilde insani olan niteliğine ve insan kültürü içinde oynadığı çok önemli role işaret ediyorlar. Düşlerime Gömdüm Seni/Mabmut Ayaz/Berfin Yayınları/144 s "Mahmut Ayaz, kalbinin yaralı sokaklarında dervişan dolaşan bir şair, kentler incitince dizele"rini, yüzündeki hüzne saklanıp susmuyor. Sevgilinin dudakkrından çaldığı güllerin kırmızısıyla, boyuyor bütün duvarları. Sloganları, sırtını vefaya dönmüşlerin yüzünde tokat gibi patlıyor. Geceyarıları çıkıp gidenlerin, aşkı emekten ayırip yorulanların, gözlerini yalanlara saklayanların... Kanattığı kalbinden, ince ince sızan kederler almıyor hayatım. Uykusuz bir gecenin sabahında, kuşlarla gözgöze gelince, bağışlıyor gideni. Bazen ka fası kanşıyor. Beynini beyaz kâğıda bir karınca gibi salıyor. Dudaklanndan dökülen filozofik cümleler, Mahmut Ayaz'ın diğer ikliminden. Sakın şaşırmayın! Mahmut Ayaz işte. Biraz âzeri, en çok da insan. Şiirleri buradan" diyor Aydın Öztürk. Bektaşiname/M«i7<2/d Yalım/Berfın Yayınlart/120 s "Aleviliği araştırırken Bektajiliği de daha yakından öğrenme ulanağına kavuştum. Çocukluğumuzda duyup da tartışamadığım konuları, her konuştuğum Alevi'ye, daha çok merakla sormaya başladım... Benim bu kitapla yapmaya çalıştığım: Güzel Türkçemizin bııgünlere kadar bozulmadan yaşamasını sağlayan Hacı Bektaş,ı Veli, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre ve daha birçok yazar, ozan ve düşünürlere şükran borcunu ödemeye çalışmaktır. Türkçe Halk Dilinin, günümüze kadar yaşamasını sağlayan bu üstatlardan; Bektaşi fıkralarını sahneye uyarlamak ve sahne diliyle, tekrar halka ulaştırmaktır. Bu arada, Hacı Bektaşı Veli'nin o güzel hicivleri ni günümüze uyarlamak, bence büyük bir yeniliktir diye düşünüyorum...". diyor Mustafa Yalım. Düşünceme Cemre Düştü/£f ref Ural/Kora Yayın/125 s "Eşref Ural, elimizdeki kitabında taşra edebiyatına alçakgönüllü bir ışık düşürüyor. Ancak bu ışığın içinde öfke ve sorgulayış da gizli. Taşra edebiyatının ve taşradaki kalem savaşçılarının ve büyük engellere rağmen taşradaki kalem savaşçılannın ve büyük engellere rağmen edebiyatın savaşını veren bir avuç yazarın, sanatçının, aydının öfkesini sorgulayışım ve inanılmaz sabnnı taşıyor bu ışığın altına. Ancak bir soru var: Bu öfkeyi bu sessiz çığlığı edebiyatın başkentlerindeki ve dükalıldarında taşra edebiyatına sırtını dönerek oturmuş o büyük yazarlar, o büyük eleştirmenler, hikmetinden sual olunmayan o çok ayrıcalıklı seçkin kimseler duyabilecek midir?" diyor Cezmi Ersöz. Dünya Gözlti SevgÜi/Mustafa Sancar/Kora Yayın/U2s "Ha buldum ha bulacağım diye seni çok aradım bu renk ve yontular ülkesinde. En çok kırmızıyı tanıdım, bir de maviyi... Kırmızı önce güneşteydi, sonra gülde; yoksulluktaydı kırmızı, açlıktay dı... Küllerden sonra Ganj'ın griliğine atılan karanfildeydi veya iki adamla kanındaydı serçenin toprağa düşen!... Mavi ise güneşin ikinci adıydı, doğarken maviliğini de sererdi gökboşluğuna... Mavi ne güzeldi penceredeki sevdalı kızın şarkı söylerken gözyaşında ve ne hüzün vericiydi sevgiliye yakarışı... Ah bu gökboşluğunun özü güneş maviliğindeki sensizliğim... Şimdi neredesin sevgilir1 Hangı rengin özünde, hangi kuşun anaç kanadındasınr1 Uzak zamanların hangi boyutunda, hangi bulutun yağmurusun yüreğe akan? Yoksa, yoksul bir dostun fırın onunde avucunda mısır ekmege açılan, nerdesin?" diyor Mustafa Sancar. Amigo/M/dTJC7a«i Küchenmeıster/Çevtren: Özdemır Başargan/Kora Yayın/126 s. Amigo, Toplama Kampı'ndan kaçan birine bilmeden yardımcı olur. Oysa kaçak, Nazi polisleri tarafından aranmaktadır, ona yardım edenlerin de hayatı tehlikededir. Fakat Amigo, tehlıkenın farkına varınca da, her yürekli insan gibi, "ne olacaksa ol düşlerime Kitapseverlerin Yeni Adresi fe, www.yenisayfa.com Güvenli Alışveriş, Üyelik Avantajları, Hediye Servisi SAYI 577 SAYFA 21 CUMHURİVET KİTAP