Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tanır yoksulluğunu ve şiiri? Kaybeder bütün hançerleri Annemin yüzünde? Size vanr alevler. Boğazını böyle kesseler bile, Baldırınızdan süzülen Kanda yıkılır, Yürür asi bağırsaklarına Tüfeğin vesikası. Nerede tekrarlanacak yüzüm Size benzeyen yüzüm Uyurken gömütünüze benzeyen. Şimdi düşecek Iki yakın yağmur damlasında Düşecek şimdi Bıçaklar yağmur damlalarından Sen aç çıplak Ve ben tok çıplak yağmurda Yolculuk şimdi başlar Yolcuyum Yolcu. Ah! Ey Nuh'un gemisi, Nuh'un olmayan. Toplar boğazda ve savaşta ,, Trampetle; Tpplar kararsız ve uzak, Özleyen ve özlenen, Trampetle; Herkes kaçamadı vuruldu. Hüzünde oyrıamayan devrimde oynadı. OynadıateşlerleEfleri yara içinde Ağzı derin bir cep Ağladı gemilerin yolları. Cazibesi bağlandığında Ağladı gemflerin yollan Yanan Asıldıktan sonra Denizde Denizci kudurmadı Yorulan Denizle kudurdu Yollann üstünde Kuduran denizde Yollann altında sırtlan tasmasında kurumuş yara. Benimle kalmadı şimdi Azalan herkes Benimle kalmadı şimdi Karanlığın gölgesınde o depremde Benimle kalmadı şimdi O toprağa verilen Ad. Benimle kalmadı şimdi O yeterince resimlemediğim Ateşlerde Pencereleri Yıldızları. Benimle kalmadı simdi O yarada böyle kalan Yaşam. Bir şey kalmadı ondan? Pencerelerden ona baktıklarında Azıcık dolana kadar Veya çokça, Bunca yıktıkları çadırlarda? Bir şey kalmadı ondan? Ağaçlarına baktıklarında, dolana kadar Güney veva kuzey Bunca dolaştıkları üstlerinde Bütün göletlerin? Bir şey Kalmadı ondan? Yapraklarma baktıklarında? Yapraklarına bakan kim? Tankların karnındaki onlar? Bir şey kalmadı ondan? Baktıklarına Filistin'in boğazına, Dolsa bile Hançerlerle? Ey tekrarlanan yüzler, Sen karanhğımın artığı, Sen çocukluğumun artığı, •' • ' Şehrımde. sen yüzümün artığı, Uyurum gömütlerınden artakalınm Trablus başlamadan. Trablus bitmeden. Ey ilk günlerle giden Yolcu Yolcu Uzadı yol Yaşandı yol Yolcuyum Yolcu. , , > „.. ASUMAN KAFAOGLUBUKE "Bizim soylu bey elli sulartndaydı, yapıst sağlam, vücudu ince, yüzü zayı/tı; sabahlan pek erken kalkar, avdan hojlanırdı. (...) Şunu bilmek yerinde olur: bızim soylu bey boş kaldtğı zaman (hemen hemen bütün ytl boştu), vaktini şövalye romanlarını okumaya harcardı, yalnız, bu işi büyük bir tutkuyla yapar, avı ve öteki işlerini hemen tümden unuturdu; sonundao kadarıleri gitti ki, verimli topraklartndan birkaçım sattp şövatye romanlarını aldı, bulabilaiği bütün kitaplan evine doldurdu." Miguel de Cervantes "Don Quijote" Çev.: Bertan Onaran, Sosyal Yayınlar, 199İ Yaztn Sanatı Karakter tanıtımı bir yere götürülen birtakım zavallılarla karşılaşır, onun zavallı dediği adamlar boyunlanna geçirilmiş zincirle tespih taneleri gibi birbirlerine bağlanmıs, elleri kelepçeli lcürek mahkumlandır. Onların kendi istekleriyle değil zorla götürülmeleri Don Kişot'un dikkatini çeker ve adamlan durdurup suçlannı öğrenmeye çalışır: Hırsız, dolandırıcı, at hırsızı, pezevenk olmalarının onun için pek bir önemi yoktur, Don Kişot'un gözünde bu adamlar, suçlanndan dolayı pişmandır, aynca istekleri dışında bir yere götülüyorlardır; bu iki neden onlan kurtarnıayı istgmesi için yeterlidir. Önce tatlılıkla gardiyanlara mahkumlan serbest bırakması için bir söylev çeker; cervantes (15471616), 55 yasında Don Ki$ot'u yazarken, yasianmasıyia tabii karşısındakiler hayatında azalan heyecanın etkisiyle, macera dolu gencllOine nostalonun ciddi mi şaka ]lk bakıyordu: mı yaptığını bile anlamavınca gardiyanlara saldınp mahonun yenemeyeceği kadar büyüktür. kumlara özgürlüklerini verir. Bunun karDon Kisot okuduğu şövalye romanslanda onlardan tek isteği Dulcinea'ya nnın hayal dünyasında yaşar. Bu kitaplargidıp kendilerini solgun yüzlü şövalyeda şövalyeleri bekleyen güzel prensesler nin nasıl kurtardığını anlatmalandır. Bu uğruna dövüşülür, oysa Don Kişot'un arada mahkumlar şövalyemizin ne kadar gerçek yaşamında karşısına çıkan kadinzırdeli olduğunu anladıklan için, Sancho, lar, paragöz yosmalardır, fakat Don KiRosinante ve Sancho'nun eşeğiyle birlikşot onlan prensesler olarak görmeyi sete onu dövüp bırakırlar. çer. Romanlann gerçek gerçek dünyayı taklit etmesi yerine, gerçeklik romanslara özeniyordur Don Kişot'un hayatına; ve Bu öykünün sonunda Don Kişot kızbu varolmayan roman (hayal) dünyasıgın bile değildir, aldatılmış olduğunu binın gerçekıiğini savunmayı kendisine le düşünmez, hâlâ onun gözünde kurtarödev eduıir. Uğruna ölmeye değer idealdığı adamlar kurtarılmaya değerdir. Bölerden uzak bir yaşam düşünemez. Etkilüm sadece Don Kişot'un iyilik yaprığı insi altında kaldığı öykülerin hâlâ inanılasanlardan kötülük sörmenin üzüntüsü cak yanlan kaldığını ispatlamak ister, buiçinde olduğunu söyleyerek biter. nu sadece kendi için değil, kitabın sonDon Kişot gerçekten de inanılmaz bir lanna doğru, sanki insanlık için yapması kahramandır. Cervantes onun portresini gerektiğini bile düşündürür okura. büyük bir ustalıkla çizer, hatta Don KiuBSflPOT UflPUn8 CBS9T01 şot'un kendi portresini çizmesine izin veDon Kişot'un ahlakında mutlakdeğerrir. Kitapta yine büyük bir incelikle anlaler önemlidir. Onun hissettiği duygu, bir tılan bir diğer karakter Sancho Panza, şey uğruna.cesaret değil, cesaret uğruna efendisinin aksine dünyevi biridir. Rocesarettir. Ölümle tehdit edildiğinde bimanın iki ana kahramanını zıtlıkları onle Dulcinea'dan daha güzel biri olmadığlann farklılıklarını daha iyi ortaya çıkanr. ını söyler, halbuki bu gerçek bir seçim biSancho romanın sonunda Don Kişot'a le değildir, Dulcinea nın varolması geölmemesi için yalvanrken (genelde rorekmez, kaldı ki gerçekten de yoktur öyman sonları söylenmcz ama "Don Kişot" le bir kadın. Aşk uğruna ölürn., doğal sonu için okunan bir roman olmadığı ölümden çok daha değerlidir. Âşık şöiçin, aynca herkes fkıtabı hıç okumamısvalye olmak fikri de, gerçek bir kadına lar danil] sonunu bildiği için bu seferlik hissedilen gerçek bir sevgiden daha deizin veriyorum) onun kendisinin hayalgüğerlidir. Hayallerin dünyası gerçeklik cü ve ışığı olduğunu irade eder. Sancdünyasuıdan daha alımlı ve bağlayıcıdır. ho'nun hayal dünyası ile bağlantısı Don Çünku ancak burada kahraman olunur. Kişot'tur, onun ölümüyle bu bağ kopaDon Kişot için hiçbir şey pratikliği vecak, Sancho gerçekliğe ve sıradanlığa yeya işe yararlılığı için tercih edilmez; yapıniden düşecektir. lan ner eylem, kendi iç güzelliği ve heyeGustave Dore, Honore Daumier, Pabcanı için yapılır. Eylemin dışa dönük bir lo Picasso gibi ressamlann da Don Kiamacı yoktur, aynı aşk gibi gerçek dünşot'un büyüsüne kapılmaları, Cervanyada bir nesneye ya da bir kişiye bağh oltes'in kahramanını ne ustalıkla tanıttığımadan, yüce bir amaca hizmet eder. Elnın ayrı bir kanıtı olsa gerek. Yazılmasıbette bütün bunlardan amaçsız dolaşan nın üzerinden geçen 500 yıl sonra hâlâ bir adam portresi de çıkmamalıdır ortaböylesine tanıdık kalması, onu diğer roya, çünkü Don Kişot hep önüne yüce man kahramanlarının arasında öne amaçlar koyar ve onlan aşmaya calışır. çıkanr, edebiyat tarihinin en iyi tanıtılan örneğin, XXII. bölümde istemedikleri kahramanı yapar. • SAYFA 19 D on Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahramanından biridir. Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlarından daha yaygınlıkla tanınır ve belki hepsinden daha fazla sevilir. Onu Cervantes in romanından tanıdığını bile unutur insan; hayallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıflann güçlüler karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler, ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine güler. Cervantes (15471616), 53 yaşında Don Kişot'u (Türkçeye Don Quixote ya da Don Cjuijote olarak da çevrümiş) yazarken, yaşlanmasıyla hayatında azalan heyecanın etkisiyle, macera dolu gençliğine nostaljik bakıyordu: Birini yaraladığı için on yıl sürgün yemesi, înebahtı körrezinde savaşması, sol elini kaybetmesi, esir düşmesi, yolsuzluk iddialarıyla işinden kovulması, hapse atılması ve maddi sıkıntılar içinde geçen yaşamı, ona fazla fazla macera romanı malzemesi sunmuştu. Ş0Wİy8 POHlMShOTM tBŞİMUI Cervantes, romanı, o dönemde çok moda olan şövalye romanslanna bir taşlama olarak tasarlamıştı. Şövalye maceralan okumaktan beyni sulanan, gerçeklikle bağını koparan, aklı karışık yaşlı şövalyenin, cılız atı Rosinante ve gerçekliğe bağlı, çıkarcı, girişimci, günün adamı olmaya aday Sancho Panza ile giriştiği maceraları anlatır. Şövalye, serüvenin amao olarak bir zamanlar sevdiği güzel köylü kızını yavuklu seçer kendine ve ona soylu bir nanıma ya da prensese yakışacağını düşündüğü Dulcınea del Toboso adını verir. Cervantes, romanın ilk başından beri, Don Kişot'un yarım akıllı ya da delirmiş olduğunu sıkı sıkı hatırlatır. Aslında Cervantes, Mağripli Arap Cide Hamete Benengeli adlı bir yazarın hikâyesini ikinci elden anlattığını söyler okura. Başkahramanı sevmemiz ya da onu anlamamız için hiçbir gayret sarf etmez, aksine kahramanına karşı tavrı tam bir "tanımamazlık" ifadesiyle açıklanabilir. Bırakır, Don Kişot kendini uzun açıklayıcı monologlarla tanıtsm; fikirlerini, ahlak değerlerıni, yazarın önyargılan araya girmeden anlamamızı sağlasın. Bu arada yeri geldiğinde yazar da (Benengeli ardında Cervantes) Don Kişot'un davranışlarını an lamsız ve aptalca bulduğu hissini vermekten kaçınmaz ve sürekli beyninin sulandığından, delirdiğinden söz eder. Bu tarzla Cervantes, Don Kişot ile okur arasından tamamen çekilir ve okurun kendi başına onu tanımasına fırsat tanır ve dolayısıyla kahramana yakınlaşma sağlar. Bu sayede kitap boyunca okur, yaşlı sövalyeye artan sempati hisseder, çünkü Doş Kişot, kimsenin onu koruyamadığı bir dünyada tek başınadır, savaş açtığı yanlışlıklar, yolsuzluklar ve ikiyüzluluk CUMHURİYET KİTAP SAYI 677