23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Samir Amin günümüz entelektüel modalannı eleştiriyor Kapitalizmin HavaleB rına, örneğin ekonominin egemenliğikültürün egemenliği sorunsalına, değer yasasının sönümienişinden soyut ekonominin büyücülüğüne kadar birçok alt başlığa doyurucu açıklamalar ve katkılar getiren değerlendirmelerde bulunuyor. Gerçekten "Kapitalizmin ötesine geçmek için zorunlu olarak, sistemsel ya da temel diye adlandırılabilecek bir krizden geçmek zorunda kalacakmıyız?" Amin, dikkati, kapitalizmin hızlı değişimine çekerek işte bu "hız" yüzünden kapitalizm "varoluşuriu sonsuza değin sürdüremez" iddiasında bulunuyor. Çünkü kanserde olduğu gibi sürekli nızlı gelişim, yalnızca ölüme yol açar. KAPITAUZMIN HAVAIFrİ Tekelci kapitalizmin kuruluşundan 1945'e kadar geçen süreyi "Tekelciulusçu liberalizm" olarak adlandırıyor Amin. Liberalizmin bilinen kamu politikaları, kendi kendisini düzenleyen bir ekonomideki pazarların egemen rolünün onavı, diğer tarafta ise cmrjuvademokratik politik uygulamalann onayı, biçimindeydi. Başka tir biçimde söylersek bu politikalar kapitalist tekellerin egemen iktidarını perçinleven ve işçi sınıfını belli bir "izolasyon içinde tutabilen "yerel hegemonik koalisyon"lara, özellikle orta smıfla ittifaka dayanıyordu. Bu ittifakı da besleyen ana unsur seçimsel demokrasi ve bunun esnek uyumluluğu idi. Daha sonra bireysel hakların adli eşitliği, ifade özgürlüğü ve belli bir noktaya kadar örgüüenme özgürlüğü pek bir şeyi değiştirmedi. Ancak liberal ulusçu anlayışın tek bir felsefesi vardı ki bu, bugün de egemen bir düşünce seklidir: Evrensel uyum retoriği şeklindeki bu düşünüsün esası pazarlann arz ve talep arasındaki bütün denşesizlikleri düzelteceği ve bu dengesiziği düzenleyeceği umududur. Öyle ki, bu düşünüşe uygun bir "iş döngüsü teorisi" küresel düzeyde dengenin otomatik düzenliliğini sağlayan ödemeler dengesindeki "dalgalanmalar" teorisi ve parasal idare teorisi" gibi teoriler ortaya kondu. Amin, 194580 arası dönemin tek egemen düşünüşünü ise "toplumsal ve ulusal" olarak tanımıyor. Bu dönem, liberalizm üzerine eleştiriler üzerine kuruludur. Ancak liberalizmin temel dogmalarından kesin bir kopuş sağlanamadı. Ve dönemin bizce önemli olan temel düşüncesi, yalnızca ekonomi teorisi üzerine değil aynı zamanda kapitalist olmasına rağmen toplumsal da olan bir projeydi. Çalışma hakkı, işçi hakları, eğitim, sağlık ve sosval yardım haklan vs. devletin müdahaleleriyle geçen bir zaman dilimiydi bu. Ancak ikinci dünya savaşından sonraki bu genişletici dönem dayanamadı. Üçüncü dünya ülkeleri kavramı, Asya ve Afrika için Bandung projesi (modernizasyon ve sanayileşmeleri çabası) ve refah devleti kavramı temelirıdeki düşünce artık cöktü. Ardından Sovyet sisteminin çöküşü, yeni bir kaos ortamı yarattı ve bu Amin'e göre yine bir Kkriz"e tekabül ediyordu. Zaten tekeller bu refah toplumu işine pek ısınamamışlardı, sürekli zayırlatıp gedik açmaya çalıştıkları çalışanlann kazanılmış haklarına, sosyal politikalara cepheden saldırma zamanının geldiğini dü Samir Amin'in, Komünist Manifesto'nun yayımlanışının yüz ellinci yılı münasebetiyle yazdığı Kapitalizmin HayaletiGünümüz Entelektüel Modalarının Bir Eleştirisi adlı kitabı, kapitalizmin 1970'lerin ikinci yarısında uygulamaya koyduğu düşmanlarına karşı yeni savaş stratejilerinin temel bir eleştirisini kapsıyor. AHMETYILDIZ omünist Manifesto yazıldığından yüz elli yıl sonra bir k pis boğazların kez dana p ğ l d bii cümbüş yaptığı o momentlerden birindeyiz. Âma denetim altına alınmamış sermayenin bu anlılc zaferine kapitalizmin genişlemesine uygun yeni görkemli bir dalga değil krizin derinleşmesi eşlikediyor!.." Samir Amin'in, Komünist Manifesto'nun yayımlanışının yüz ellinci ydı münasebetiyle yazdığı Kapitalizmin HayaletiGünümüz Entelektüel Modalarının Bir Eleştirisi adlı kitabı, kapitalizmin 1970'lerin ikinci yansında uygulamaya koyduğu düşmanlarına karşı yeni savaş stratejılerinin temel bir eleştirisini kapsıyor. Samir Amin, açıkçası sosyalist uygulama deneyleri yaşayan ülkelerin bir kâğıt maket gibi yıkılmalarından sonra dana da azgınlaşan ve kapitalizmin kesinlikle aşılamaz, kendi kendini üreten bir pazar, böylece doğal bir denge sistemi gibi argümanlarla allayıp pullayıp karşıtlarını yıldıran bir taktikle tam da herkesi arzın merkezine itecek denli umutsuzlaştırdığı bir dönemde oldukça ilginç temalar üzerinde derinlemesine ve açılımlarla dolu bir çalışmayla umut dağmp sert bir sıyrılma iradesi gösteriyor. Sisteme, günlük pratiklerle karşı gelmeyi öğütleyen aslında sistemin bir payandası postmodernizm gibi manipülatif tezlerın ise Amir'in kitabının özellikle sonlarında gerekli yanıtları aldığı görülüyor. ~T'7r TeketcHılusçu •MraHzm sünüyorlardı. Sermaye yararına aşırı bir biçimde yığılmış bir güç birikmesinin, güç ilişkilerinin sermaye lehine ağır basan yerli yerine oturması olayının gürültüsü, depremiydi bu. 1980'den sonraki temel düsüncenin özünde, 1939'ların faşizmini besleyen liberal politikaların vahşiliğinin işte bu yeni biçimi yatıyordu. (Bizde bunun karikatürü olarak her akşam televizyonlara çıkıp satıp savmaktan söz eden, son günlerde de Nâzım Hikmet'e ağzından tükürükler çıkararak saldıran Liberal Parti başkanını gösterebiliriz.) Bunu Amin, küresellejen neoliberalizm olarak adlandınyor. Örgütlü bir yurttaşlık üzerine kurulu demokrasi söyleminin yerine bireycilik olarak tezahür eden sağ kanat anarşist bir bireyci ütopyaydı bu. Sonrası ise yıkıcı bir pazar, etkısiz bir devlet ve elbette cemaatçi, etnik, köktenci dinsel ayrılıkçıların ortaya çıkmasıydı. işte bunun içindir ki, küreselleşme adı altında emperyalizmin çirkin dişlerinin görünmemesini sağlayan kavramın, düşünüsün geleceği yoktur Amin'e göre. Oretilen teoriler, "bir kriz belirtisi olarak çözüm önermez ama kendisi sorunun c>ir parçasıdır" çünkü. Toplumsal Tarihe Damgasını Vuran Üst belirlenim mi Alt belirlenim midir, bölümünde herkesçe bilindiği varsayılarak artık unutulan bir konuya değiniyor Amin. Bilindiği gibi en çok tartışüan ya da Marksist ağızlarda telaffuz edilen kavramlar altyapıüstyapı sorunsalıdır. Marksizmin sanılan en önemli teorisi ekonominin son tahlilde belirleyici olduğu, altyapının üstyapıyı belirlediğidir. Bazılarına göre, bu böyle değil ve bu mantık ekonomik determinizme eşdeğerdir. üysa bu kapitalist "dönem" için bir formülasyondur. Feodal dönemde, haraçlı sistemlerde ekonomi politikaya bağımlıydı çünkü. Althuserci yapısalcılıktaki üst belirlenim kuramı herkesçe bilinmektedir Amin, Marks her ne kadar kapitalizmin ekonomi mantığını ve bu mantığın ayırt edici özelliklerini, yani ekonomik mantığın politik, ideolojik ve kültürel mantıklara empoze edildiği kanallar aracılığıyla sermaye birikimini mükemmel biçimde tahlil etmistir, derse de Marks'ın bunlan kanallar olarak önernsediğini, bir mantığın diğeri üzerine etkisini karşılaştırma tahlilîcri yapmadığını vurgulamaktadır. Ancak, Amin yine de klasik Marksist öğretiyi tercih ederek üst belirlenim kavramına karşı alt belirlenim kavramını kullanmaktadır. Çünkü ne Marks ne de Marksistler, ekonomi teorileriyle kıyaslanabilir özgün ideoloji, politika, kultür teorileri üretememişlerdir. Ama yine de Amin ".. bu yüzden sıkı sıkı sarılacağım ekonomik olmayan bir determinist Marksizm yorumum vardır" demektedir. Kapitalizmde toplumsal sınıflar, yalnızca artı değerin üretimi ve dağıtımıyla olan ilişkilerine göre tarif edilemezler. Kapitalizm ekonomik yabancılaşma üzerine kuruludur ve kapitalizmi aşmak insanın ekonomik yabancılaşmasından kurtulmasını gerektirir. Bu da daha çok kültürel bir birikimi gerektirir. Amin bu bölümde ilginç sorular ve yargılar da dilc getiriyor: "lşçilerin kapitalizme isyanları kapitalist üretim tarzı içindeki sınıf mücadelelerine indirgenemez, kapitalizmin kendisini yeniden ürettiği noktanın ötesine geçmesi gerekir." "Eğer neoliberalizm amaçlannda ıs rar eder ve onlara ulaşırsa. yeni küreselleşme, merkez ve çevre ülkelerdeki aktir ve yedek emek ordularını yeniden kuracak mıdır? Yoksa bu, işçi sınıfına devrimci rolünü yeniden anımsatmaya vesileolacakmıaır?" "Sovyetik model, egemen sınıfın varlığını politika aracılığıyla oluşturabileceği, onarabileceğini kanıtlayacak bir devlet yapüanması mıydı, yoksa kapitalist bir karşı devrim tarafından yıkılmaya değil ama kapitalistleri olan kapitalizme evrilmeye yazgılı 'kapitalistsiz kapitalizm' miydi?" "Temel işlevi dünya sermayesi icin aracılık olan çevre ülke egemen smıfları, hâlâ burjuva olarak mı adlandırılmah, yoksa komprador politik sınıflar ola 'DevHmln kültürel klmlUt Kitabın, Toplumsal Devrim ve Kültürel Devrim bölümünde, bence en başat konuya değiniyor Amin. Devrimin kültürel kimliği konusuna. Bilindiği gibi bütün toplumsal devrimlerde aslında tartışüan, alt belirlenimler (ekonomi vs.) değil üst belirlenimler, yani kültür, politika vs.dir. Bunlar, her devrim anında ve sonrasında daha popüler olmuştur hep. Amin, bir kültür aevriminin yokluğunda toplumsal devrimin mümkün olamayacağını söylerken belki de en ilginç formulasyonlardan birine parmak basıyor. "Moaern dünya" kapitalist bir dünya olarak üç ana özgün bfleşen üzerine kuruludur: Birincisi, burjuva anlamında da olsa bireysel özgürlük; ikincisi, dinsel bağlanndan kurtulmuş insan aklınm "otonom" karakteri ve üçüncüsii, akıl ile özgürlük arasında ' çözülmez bir bağın " kurulmasıdır. Rönesans, ardından Aydmlanma ve son olarak "üzerinde yeni hükümet biçimlerinin inşa edildiği , gücünü Amerıkan ve Fransız devrimlerinde bulan toplumsal sözleşme türünden "kültürel hareketler" olmasaydı Sanayi Devrimi'ni önceleyen yüzyılları nasıl anlayabilir ve açıklayabilirdik? Samir Amin "Kültürel deyrim, hemen ilk bakışta görüleceği gibi, ekonomik boyutu sonradan şekıllenecek olan toplumsal devrimi önceledi mi" diye soruyor. Soruyor ve ciddi olarak, örneğin Asya tipi üretim tarzını doğuran etkenlerden söz ederken aslında kültürel bir dizi izleğin varlığını göz ardı edemeyeceğimizi, yine Batı'da Hıristiyanhk ile yani inanç ile akıl arasındaki kültürel kapışmanın Dİlinen galibinin yeni bir sanayi tipinin fışkırmasında öncü rolü oynayabudiğini söyleyebileceğimizi ifade ediyor. Samir Amin, kendi Marksizm yorumunda, sosyalizmden, kapitalistsiz kapitalizmi değil çok farklı bir insan uygarlığı türünü anladığını açıklıyor ki bu 'yeni insanoğlu" adlandırması ilgınçtir. Bunu oldukça ciddiye alıyor. Çünkü "Yeni insanlar olmazsa, insanlar daha ileri ve iyi hale gelmezse, sosyalizm olmayacaktır." Bir zamanlar Yalçın Küçük ve arkadaslarının çıkardığı derginin adını, "Yeni insan "ı anımsamak gerekiyor burada. Yeni insani şimdiden hazırlamak gerektiğini yazıyordu Yalçın Küçük. Sanınm Amin de buna işaret ediyor: Yabancılaşmayı aşmış, bireysel özgürlük kavramını özümsemiş daha özgür bir insanlık ve bunun için de baskıcı bir toplum (sosyalizm) değil açık bir işleyişe sahip, gerçekten demokratik bir toplum (sosyalizm). 1917 devrimi ve Çin devrimi böyle bir sorunsala sahip görmüyordu kendini önceleri. Çünkü başlangıçta her şey ütopikti, onca teorik dokümana ve elfe tutulur bir devrime rağmen. Ve trajedi başladı. Kapitalizmle arayı kapatma zorunlulu ğu sonucu, giderek her "demokratik" kazanım, bu "kapatma" kara deliğine kurban edilişinin trajedisine mahkum edildi. Çin'de olanlar Batı'nın benmer «CUMHURİYET KİTAP SAYI 577 KJash Marksist öfipofl ( Bu saldırıları, Komünist Manifesto'nun sakin bir okumasıyla atlatabilcceğimizi ve kapitalizmin kendi temel çelişkilerinin üstesinden asla gelemeyeceğuıi görürüz, diyor Amin. Marks'ın yüz elli yaşındaki çözümlemeleri bugünkü rüzgârın yönüne göre biçim alan neoliberal iktisat "demagojileri"nden çok daha gerçekçi ve çarpıcıdır. Amin, çalışmasını, "Kapitalizmin, bu muzaffer düşmanın zayıflığının analizinden başlayarak ona hümanist bir yanıt" olarak nitelendirivor. Çünkü insanlığın iki seçenekle Karşı lcarşıya olduğu açıktır: Va kapitalizmin yayıian mantığının insan lığı kolektif bir intihar yazgısına sürüklemesine izin verilecek ya da hâlâ dünyada kol gezen komünizm hayaletinin taşıdığı, vaat ettiği, denediği muazzam insani olanaklar değerlendırilecek! Amin, bu "insani" olanakları değerlendirirken ve kapitalizmin tekrar ve tekrar düşmek zorunda olduğu kriz açmazlanna teorik katkılarda bulunurken kapitalizmden kurtulma teorileri ve pratiklerine yani "geçiş" dönemi reel pratiklerinin, bugün bu pratikten gelen Dİzlerin de kafalarını meşgul eden sorunlaSAYFA 12 Temel çeNşkller
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle