22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Shakespeare: Bir Yaşam/Park Honan/Çevtren • Bülent Bozkurt/Yapt Kredı Yayınlan/582 s Leeds Üniversitesi'nde tngiliz Edebiyatı dalında Emeritüs Profesör ve önemli bir biyografi yazan olan Park Honan'ın eÜmizdeki kitabı, Shakespeare hakkındaki düşüncelerimizi kökten değiştirecek bir çalışma: Bugüne kadar yazılmış Shakespeare biyografileri arasında en eksiksiz, en güvenilir verilere dayalı ve en güncel olanı. Park Honan kitaplar, gazeteler, tapu ve kilise kayıtları gibi her tür belgeden yararlanarak dönemin tiyatro dünyasını (yazar ve şairlere destek veren hamilerin ve himaye kurumunun gücünü, kumpanyaların durumunu, kişisel rekabet ve çekişmeleri) inceliyor; Shakespeare'le yapıtları arasındaki ilişkiyi irdeleyerek, şairin Stratford'daki çocukluk döneminin, Londra'daki meslek yaşamının, kadınlara ve kızlanna karşı tutumunun ayrıntılarını ve başarısımn nedenlerini açığa çıkarıyor. Shakespeare uzmanı Stanley Wells'in "Bence en işe yarar Shakespeare biyografisi ularak kabul edilecek" diye nitelediği "Shakespeare: Bir Yaşam", Shakespeare'in karmaşık ve baş döndürücü yaşamına ve bir sanatçı olarak olağanüstü gelişimine yeni bir ışık tutuyor. Ne Kendi Tanır, Ne De Söz Edeni Vardır/Bekı L. Bahar/Gözlem Yayınctlık/353 s. "1956'da şiirden geçtim düz yazıya. O zaman bu zaman kırkdört yıl Nl KINtH TANm geçti aradan "Ordan Burdan" başNf tX SÖZ IDfHİ VAMOtl. lığı altında başta merak alanım olan Tarih Ve Tiyatro konulu araştırmalanm, yazılarım yer aldı değişik yayınlarda. Onlardan bir derleme içerir bu elimizdeki kitap. Eşim ve ben seyahat etmeyi yeni yerler görmeyi hep sevdik. Değişik yerler bir cahili aptal eder bilgi sahibini olgunlaştırırmış... Londra Kulesi veya Van Kalesi, Ishakpaşa Sarayı veya Fujiyama Yanardağı ayırım yapmadan yolculuk öncesi göreceğimiz yerler üstüne kitaplar bulup buluşturarak bilgilenmeyi hep sürdürmüşdür... Tabii dönüşte de bazı bölümler bu kitapta da yer almış Seyahatnameler yazmayı... "Ne Kendi Tanır Ne De Söz Edeni Vardır..." başlığına gelince: Son yıllarda bulunduğum toplantılarda, bizim yayınlarda çıkan yazılarda, "Türk Yahudi Toplumu" geçmişini, bilmiyor, tanımıyor, tanıtamıyor deniyor... Yazılarımda ben de vurguîadım durdum bu gerçeği. Uygarlık beşiği bu topraklarda azınlıkta yaşadığımız toplumların tarihçileri pek az söz ederler bizlerden... Yazarlarımız da öyle... Çiçeron'un bir savunması, încil'de bir mektup, Bizans yasalan, Şeyh Bedreddin'in bir müridi, Mevlana'nın, bir dizesi, bir recim olayı, seyirlik oyunlan, bir okuJ açılışı, Judeo lspanyolca bir ezgi bir atasözü vb. ateş böceği benzeri bir ışık saçar bilinmeyene... Yer yer konu etmekten irdelemekten duramadığım.... Seçimimi yaparken bu tür konuları içeren yazıları yeğledim..." diyor Beki L. Bahar. Felsefe'de, Antikçağ biliminden kuantum kuramına, Aristotales'ten Einstein'a, Ortaçağ büyücülüğünden parapsikolojiye değin dünya uygarlığına ışık tutan en temel disiplinlerin doğuşu, gelişimi, dönüşümü ve yeni disiplinleri nasıl doğurarak 21. yüzyıla ulaştıkları incelenirken, bilimin ve felsefenin 2500 yıllık ortak yolculuğunun serüveni sunuluyor. Anarbay/Yurrl Feyzıoğlu/Pencere Yayınları/277 s. "Yetenekli, girişken, duyarlı bir çocuktur Anarbay. Annesi ile babası Almanya'da çalıştığı için yedi yaşına dek dedesi büyütür onu. Büyük insan yerine koyar, öykülerle, masallarla eğitir, topluma katar, kişilik sahibi olmasında en önemli rolü üstlenir. Ancak yaşıtlanyla yeteri kadar birlikte olamamanın, anababadan uzak kalmanın getirdiği boşluklar kalır çocuğun yaşammda. Okul çağına gelince Almanya'da okutulmasını ister dede. Baba maden ocağında ağır koşullarda çalışmaktadır, madenci çocukları da aynı mesleğe girdikleri için götürmek istemez Anarbay'ı. Yine de gönderir dede. Ancak annesi ve her an birlikte olduğu atı Türkiye'de kalır bu kez. Komşular Anarbay'la ilgileneceklerdir. Gittiğinin ikinci haftasında trene gizlicc binip geri kaçmayı dener, başarısızlıkla sonuçlanınca okula başlar orada... Kendinden emin, serbest davranışlarıyla daha ilk gün sınıfta kabul görür. lyi bir masal anlatımcısıdır. Çocuklara roller dağıtarak oyunlaştırır masalları. Yakın arkadaşlan Selda ile 1 ıasan'dır. Ergenliğe erdiklerinde Selda ile aralannda bir sevda yeşerecektir. Bir de Marie adında 17 yaşlarında, kendisinden on yaş büyük bir kız var. Anabay'ın annesi Almanya'dayken Marie'lere temizliğe gitmiş, ona sıcak bir sevgi vermiştir. Marie de Anarbay'la ilgilenir. Almanca dilini, toplumu, okuma yazmayı çabucak kavramasında önemli rol üstlenir" diyor Yücel Feyzioğlu. Sanatın Psikolo\iai/Derleyen: Oğuz Özügül/Pencere Yayınlart/133 s. "Kültürel gelişme süreci, aklın alamayacağı kadar eskilere dayanıyor. Bugünkü durumumuzu ve çektiğimiz acıların büyük bir bölümünü bu sürece borçluyuz. (...) Olasılıkla insan türünün ortadan kalkmasına neden olacak, çünkü cinsellik işlevini birçok bakımdan olumsuz yönde etkiliyor ve bugün bile kültürsüz ırklar, halkın geri kalmış katmanlannda çok daha büyük bir hızla çoğalıyor (...) Kültür süreciyle başlayan psişik değişmeler çok belirgindir. Bu değişmeler içgüdüsel hedeflerin giderek değişikliğe uğramasından ve içgüdüsel duyguların kısıtlanmasmdan ileri geliyor. Oncellerimizi eğlendiren sansasyonlar ilgimizi çekmekten uzaktır ya da katlanılamaz hale gelmiştir; etiksel ve estetiksel ideal konusundaki isteklerimiz değiştiyse bunun organik nedenleri vardır" diyor Freud, Alber Einsetin'a yazdığı mektup'ta. Spartacus/M^rre/ Ollivier/Çeviren: Ülkü Erdoğdu/Pencere Yaytnlart/15i v. "Anadolu ilkçağlardan bu yana çok büyük soykırımlara, kana susamış iktidarların toprağı sürüp işleyen, toprağı toprak ya>an halklara yaptığı korkunç züumlere tanık oldu. Ezilenlerin ezenlere başkaldırısı tarih boyu sürcgeldi. Spartacus, îtalya topraklarında özgürlük mücadelesi verirken, Pontos Kralı Mithridates, Anadolu topraklarında otuz yıl Roma'ya kafa tuttu. Spartacus, savaş alanında kı lıç elde özgürlük için can verirken Mithridates Anadolu'da, Roma'ya tutsak olmaktansa ölümü seçiyordu. Yüzlerce yıl sonra Tolstoy, "Kim toprağı işliyorsa toprak onundur." diyordu. Işlediği topraklarda özgürlük mücadelesi veren, kendisini dünyanın efendisi sayan emperyalist güçlere karşı ayaklanan her yürekli insan yurttaştır. Bu anlamda insanlık tarihine adını derin çizgilerle yazmış Trakyalı Spartacus'e "Hey Koca Yurttaş!" denmez de ne nedir?" diyor Marcel Ollivier. Ölü Canlat/Gogol'den uyarlayan: Arthur Adamov/Çeviren: Sebahattin Eyüboglu/Türkiye /j Bankası Kültür Yaymları/152 s. Çağdaş Fransız yazarı Arthur Adamov'un oyunlaştırdığı "Ölü Canlar" adlı bu oyun, Gogol'ün aynı adı taşıyan ünlü romanından çıkarılmıştır. Rus edebiyatının en önemli gerçekçi yazarlanndan biri olan Nikolay Vasilyeviç Gogol, CMü Canlar'da yalnızca bozuk düzenin acımasız eleştirisini değil, insan ruhunun hastalıklı yanlarını da eşsiz bir kara mizahla yansıtır. Yoksul Özdeyişleri//smet Zeki Eyüboğlu/Pencere Yaytnlart/l 34 s "Toplumsal baskılann, geçim alanında yalnızlığa ittiği, sıkıntılara soktuğu bi kimsenin düşünceleri, yakınmaları değildir, sorunlara alçakgönüllüce bakan, görüşlerini kişisel ölçüler içinde vermeyi amaçlayan bir kimsenin özdeyişleridir, dahası yargılandır. Düşünen insan, içinde yaşadığı toplumdan sorumludur, topluma karşı birtakım görevler üstlenmiştir. Işte bu özdeyişlerde kendini toplumla yüz yüze getiren anlayışın örnekleri sergilenmiştir. İnsanın okumuşu, okumamışı düşüncelerinden anlaşıür, kimi kamu kurumlarından aldığı yasal belgelerle değil. Nice "yüksek belgeler" biliriz, onlan taşıyanları konuştukça yerin dibine sokar, nice koltuklar biliriz üzerinde oturanları konuşmalarıyla alçaltır. Oysa kişiyi oturduğu koltuk değil sergilediği görüşleri, savunduğu düşünceleri yükseltir. Bir toplumda taşıdığı yasal belgelerle yükseİeceğini sanarak ortaya atıîanların sayısı çoğaldukça toplumsal alçalmanın ivmesi artar. Konuşma yetkisi olanların susturulduğu bir toplumda, yetkisiz konuşmacılann sayısı arttıkça yozlaşma hızlanır. Düşüncenin en kötüsü alanlara dökülerek çıkar aracı yapılan, en yücesi de çağını aşarak geleceği ışıklandırandır. Bizim toplumumuz, yüksek belgeliler yüzünden, günüınüzü değil geleceğimizi de karanlığa sürüklemektcdir" diyor lsmet Zeki Eyuboğlu. Bir Büyük Aş1t/Alexandra Kollontaı/Çevtren: Ülkü Sağır/Pencere Yaytnlart/140 s. Ancak en azından Batılı bir araştırmacıya göre, o zamanların "Lenin"i tanıyan sosyalistler 1915'te, Armand'ın onun sevgilisi olduğu na kesin gözüyle bakıyorlardı. "Bu mümkündür. Ocak 1916'da Armand, sahte bir pasaportla savaş karşıtı Fransız solcularıyla ilişki kurmak için Paris'e gittiğinde. Lenin'den temelli olarak aynlmış olması da mümkündür. Çünkü Isviçre'ye geri döndüğünde sürekli olarak yer değiştirdi ve Lenin'i sadece bir kez, bir konferansta gördü. Lenin'in Armand'a 1915'te yazdığı iki mektupta ilişkileri hakkında üzücü bir yorum vardır. Armand, cinsel ahlak üzerine geliştirdiği fikirleri gençler için özellikle kendi yetişkin kız çocukları için Rusça bir broşürde toplamak niyetindeydi. Önce, tıpkı onbeş yıl önce Tolstoy'a yaptığı gibi, Lenin'in fıkrini almaya karar verdi. Lenin cevabında (Armand'ın yazdığı mektup yayınlanmamıştır) nasıl olupda geçici bir tutkuyu incelikten yoksun (ah, incelikten son derece yoksun!)) eşler arasındaki "sevgisiz öpüş"lerden daha "saf" ve daha "şiirsel" bulabildiğini sorar. Kadınların kurtuluşu ve cinsel özgürlük üzerine bu türden konuşmalar, özellikle burjuva ahlakının zararlı fikirlerine uygundur (bunu birkaç kez vurgular); toplumsal ve dinsel önyargılardan kurtulma isteği elbette; ancak "aşkta ciddiyet"ten kurtulmayı istemek değildir. Hayır, kadıSAYFA 21 / VAİ A Bilim ve Felsefe/Df rek Gjertsen/Çevtren: Feride Kurtulmuş/Say Yayınları/311 s. 1 Leeds ve Oxford üniversitelerinde ... . , ( felsefe ve bilim tarihi öğrenimi gölllın " M M * f * ren Derek Gjertsen, Bilim ve Felsefe'de, bir zamanlar birbirleriyle çok yakından ilışkili olduğu kabul edilen ama bugün yaygın biçimde farklı disiplinler olarak algılanan bilim ile felsefenin bağlantılannı irdeliyor. Bilimin ve felsefenin İO 6. yüzyılda Thales ile başlayan etkileşiminin, sonraki yüzytllarda, hangi gerekçelerle ayrıldığını sorgulayan Gjertsen, bir yandan da çağlar boyunca felsefeyle bilimin, insanın ve dünyanın varoluşuna ve geleceğine ilişkin en temel sorunlarını karşılaştırmalı olarak ele ahyor. Bilim ve CUMHURİYET KİTAP SAYI 574 F
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle