Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Enis Batur, üretimiyle herkesi şaşırtan bir yazar. Şiir, deneme, seyahatname, sanat konularındaki alanlarına bir de roman ekledi: Acı BilgiFugue Sanatı Üzerine Bir Roman Denemesi. Batur'un dediği gibi bir tuzaklar kitabı "Acı Bflgi". Zor metinlerden hoşlanıyorsanız kaçırmayın Batur'un romanını. FATİH AKER Enis Batur'dan bir roman ACI BİI Enis Batur'un kitabına üst başlık olarak seçtiği Acı Bilgi; düşüncelerini, varlığını ululadığt Fransız şair Charles Badelaire'in Yolculuk adlı şiirinin içinde/n geçiyor. Maxime Du Camp'e adanan, VIII bülüm, 36 dörtlük, toplam 146 dizeden oluşan şiirin ilgili bölümü şöyle: "Yolculuktan bu acı bilgiyi edindik biz! Tekdüze, küçük dünya insanın aynasıdır, Bugün, dün, yann ve, hep yansıttığı yüzümüz Sıkıntı çölündeki bir dehşet vahasıdır!" (Charles Baudelaire, "Les Fleurs du Mal Kötülük Çiçekleri", Türkçesi: Erdoğan Ankan, Varlık Şiir) Ostbaşhğa DÜrBaudelaire'o Yolculuk Acı Bilgi, yazarının "öngördüğü ve dilediği gibi" (s. 117), "322 Ağustos 1999 tarihleri arasında, Odeon kavşağına bakan bir odadaki küçük tahta bir masa üzerinde, yaklaşık yetmiş saat yazı mesaisi" (s. 257) harcanarak kaleme alınmış. Fotoğraflar eşliğinde sunulan 290 sayfalık yapıtın son cümlesi okunduğunda, metnin, yazarını da en azından bir süreliğine tükettiği anlaşılıyor: "Ne zaman yiizünü görsetn yolculuğumun bittiğini, Petrarca'nın kurtulamadığı yazgıyı tekrarlayacağımı anlıyorum: Döniiş vakti geldi oysa gidebileceğim bir yer yok benim." (s. 290) SondanBaşa 8atrboyıncaJlştanl^çUnft Değerlendirmenin burasında, Acı Bil gi'nin satırları arasında yazarın taşıdığı aşkın/ içkin nâllere orneklemler sıralamak istiyorum. Bu yaklaşım, yapıtın anlaşılması/ kavranması/ döniıştürülebılmesinde yardımcı olacaktır. Acı Bilgi'de aşkın hâller; duyusal dünyayı aşma/k çabası > "Yazar, hem kendi hem kendısinden ötesi. Adam ona dahil de onun bütünü değil. (...) tkisi birbirinin toplamından fazlalar." (s. 2021), "Güneş de tıpkı benim gibi, aynı saklambacın ebesi." (s. 245246), "Copyright'mı elimde tutmak amacıyla bir projeme daha değinmemde yarar var: Kurmaca bir ülkenin kurmaca başkentineyolculuk." (s. 173),benzerlerinden üstun olma/k eylemı > "Bir kentin bir odasından, üç haftayı bulmayan daracık bir zaman dilimi içinde binlerce kilometre öteye, birkaç ayı kapsayan bir başka zaman dilimine, gerektiğinde bambaşka coğrafyalara ve çağlara sıçra maktan geri durmayan bir zihin, imgelem, bellek kendi koşulunu ve çevresini çizen özgürlüğünün Yazı, Metin, Kitap, nedir dıye sorulup duruluyor ya nicedir: Budur." (...) "Ak kâğıda tutunmazsam, kir yakama yapışır. Mürekkebim beni yıkasın. Bir kez daha: Ya kan ya sabun madem ki her ikisi de köpürecek." (s. 258) Acı Bilgi'de içkin hâller; varlığını kendi doğasından izleyişi > "Farkındayımdır: Bendeki gerekçe bulma kolaylığma pek az insanda rasdadım." (s. 287), Vaktim eenişse, seçtiğim kitapçının bütün raflarında ağır ağır gezinir, kendimi keşiflere açarım: Rastlayacağım her metnin başlatabileceği yangın için, tutuşmaya yatkın beynim hazırdır. (s. 282), eylemini ve bilincini kendi sınırları içinden tanınılayışı > "Sorulardan çekinmem pek. Özel hayatımda olsun, kamu önünde ya da kamera karşısında olsun, yüzüme karşi sorulamayacak soru yoktur. Bu rahadığı bana biraz da 'Bilemiyorum', 'Bunu ben bilemem' türü yanıtlara zorlanmadan başvurabilmem sağladı sanıyorum." (s. 68) "Yazı serüvenimin ilk tohumlarma dönecek olsam, o gün bugün beni dürtükleyen, güdüleyen ve güden temel yönlendiricılerim arasmda, sanınm en öne sırasında 'merak'ın durduğunu itiraf etmek zo Altbaşhğa Oalr: Roman ım, poman HenenmsimiTHiçHHndT Yazan dahil, kitabın, metin türleri arasındaki konumlandırma arayışını anlamlandırmak kolay olmasa da (bkz. s. 118), bövle bir zorunluluk en başta kapakta, altbaşük olarak sunulan Fugue Sanatı Üzerine Bir Roman Denemesi ibaresinden kaynaklanıyor. Yazar, bukonuda; yapıtın türünün roman denemesi olduğu konusunda ısrarlı: '.'Acı Bilgi'nin altbaşlığı 'Fugue Sanatı Üzerine Bir Roman Denemesi.' Gerçi Bach'ın yapıtıyla, yıllardır kurcaladığım 'fugue' kavramıyla doğrudan bağlantılı bir kitap söz konusu olduğuna göre, altbaşlığın yoldan çıkancı bir yanı koly kolay görülemez; ama, 'Baudelaire'in Yolculuk Şiiri Üzerine Bir karşı çıkılamazdı sanınm 'Bir Avuç Görüntü Üzerine Bir Roman Denemesi' demiş, diyecek olsavdım da." (s. 266) Batur'un roman hakkındaki güncellenmiş hükmü ise aynı yapıtta şöyle yer alıyor: " Anlatmamn, hikâye kurmanın değil şüphesiz, bir yazı/n türü olarak Roman'ın geçici olduğuna inamyorum: Sanat yanı geniş çapta öldürülen sinenıa gibi, yazınsal yanı geniş çapta öldürülen Roman'ın da 'eğlence (entertainment) sektörü'nün oyalayıcı bir uzantısı olduğu; tüketim kültürü felsefesi (ekonomik felsefesi) tarafından azdınldığı, bozuşturulduğu kanısı taşıyorum. Şiir, deneme, felsere, bilim gibi donanımlı, şüpheci ve sorgulayıcı bir okur yönelmıyor çoğunlukla romana: Okur olma niteliğinden çok tüketiciokur olma niteliği ağır basan geniş kitleyi besliyor romanlann, filmlerin çoğu; medyanın, özellikle de televizyonun cdilgin kıldığı bu kitle, hikâyeyi deneyimden ayıracak perspektife, birikime, aynştırıcı zihinsel işıeyişe sahip olmayan bireylerden oluşuyor. Gerçek, Hakikat, Kurmaca, Sanallık, arasında kaybolan bir okur hazırladı bu çağ. Onu eğitti, yoğurdu, ördü, kıldı." (s. 127) Metne/metnine değgin saptamalarını her zamanki gibi doğrudan, bu kez roman'a yönelten Batur'un, söz konusu metnin yine de bir roman denemesi olarak edinilmesi isteğini anlıyoruz, kitabına seçtiği alt başhk ile. Yazarın ısrarı bu yönde. Şimdi; roman okurunun, dığer roman yazarlarının düşüncelerini beklemekte sıra. SAYFA 10 Acı Bilni üzerine okuvuş notları HÜSEYİN PEKER Enis Batur'un son yapıtı 'Acı Bilgi' için, "Fugue Sanatı İçin "~ Bir Roman Denemesi' demesi yetti mi bana? Kendi de; arka kapağında ve söyleşilerinde başka türlü isirnler de takıştırarak biraz olsun 'Acı Bilgi' hakkındaki kanılartmı hafifletebilnıiş: Tuzaklar Kitabı, Bir Yolculuk Kitabı, Tuhaf Bir Kitap, Bir Yolculuk Romanı Denemesi.. Hep EB'nin kitabı için söyledikleri. Yine aynı kitabın 263. sayfasında söyle bir dilim var, anacağım: 'Bach'ın son, kesin versiyonunun birbiçimde ölümünü izleyen günlerde kaybolmuş olduğu. Onca gecikmeyle bulu 1 nabilen, onca yapıt tanıyoruz. Fugue Sanatının kesin versiyonunun bir yerlerden bir gün..." Bu kitabın ne olduğuna dair, notlarım boyunca yakıştırmalar yapacağım. Çünkü 'Acı Bilgi'; Odur da o değildir de. Bütün bunlardan önce kitaba ilk sanramalarım: Bu kitabın birazı denemedır, birazı yolculuk sırasında alınan notlarım, biraz öykü püskürtülmüş şekli.. Akıldan geçen, EB'ye bağlı, EB'den bir türlü ayrumayan düjünceler demetinin, süzgecin üstünde kalan posalandır. Birazı sıkıntılıdır (sıkıcı değil), içinde kopan kesik fırtınalann ayrışmasıdır birazı. Roman saymıyorum. Joyce'un Ulysses'inin yakınına koyduğumuzda romandır, evet. Ama önce öykü tadına bulandınlmış yolculuk deneme leri olabileceğini söyleyeceğim. 2 'Yolculuk eşittir Yalan' diyor Batur kitabının 173. sayfasında. Yine 287. sayfada 'Yolcu, yolunda toplar' diye iddialı bir sözü var Batur'un. Zaten yaptığı yolculuklar toplamı kadar; yolculuk, yol, yolcu kavramlarını içeriyor. Dedim ya, Batur'u sıkıntılı buldum biraz. Hep kesik konuşuyor. Marsilya'da, sevimli yıldız Anna Karina'da (Sahi, onun fotoğrafını çekebilmiş mi dersiniz?) Camus'nun kaza yapan arabasında, SaintExupery'nin uçupdüşen ucağında, ünlü şairler; F. Pessoa'da, 'Yolculuk' şiirinin iz kıyısında; Baudelaire'de (Yine yolculuk), az da olsa Bilge Karasü'da, Cem Akaş'ta, Ayfer Tunç ta (Yayıncı olduğunuhatırlıyorarada), Nasuh Mahruki'de, sık sık akıl danıştığı kişilik Fatma Tülin'de buluyor kenaini, yapıtın bir yerinde 'Bu, bir Yol Romanı' diyerek belki bana bile gönderme yapıyor, (s. 117) 3 Arada sözünü ettiği bir hayvancık var Batur'un. Alıntısı şöyle: 'Ben, salyangozum. Evini sırtında taşıyan, ürkünce kabuğunun içine çekiliveren, korunmavı başaramasa bile dilediğince kuytuda bekleyebilen, dış dünyayla teması kesen (ama kulak kcsilmeye devam eden) harekete geçince iz bırakan bir seyyah türü,' (s. 87) Bu ağır aksak benzetmeye katılmadım, çoğu bakıma. Petrarca'yı, Cezanne'ı, Holderlin'i (Almanya'yagiderken), Dostoyevski'yi (Petersburg'a giderken) adımlarıyla izleyen Batur, bir koca adım da Amerika'ya atmıştı.Hattaoranın uygar görkemine burun da kıvırmıştı bir bakıma. Aynı burun kıvırma, F. Tülin'den de gelmişti. Bu denli büyük adımları salyangozun atabileceğını düşünemiyorum. 'Bach yoksa bir kuş muydu?' (s. 279) diye düşündüğü bir yer var 'Acı Bilgi'de. Bence buş tanımı EB'a daha ııygun. Ama kartal değil! Flamingo hiç değil! Uçağa benzer bir kuş. Görkemli, ama kanat hareketleri, mimikleri daha az. Gülmeden, titreyerek uçuyor. Kitabın en sevdiğim sözcüklerinden birkaçı: 'atalan pilot olan bir çocuğun ilk meslek seçiminin astronotluk değil de... Babam çarçabuk benim her şeyi öğrenmeye kalkıştığımı kavradıydı, olanaklarını zorlayarak, benim ufuklarımı genişletecek her aracı edindi, bir bakı • " • Acı Bllgl. Enis Batur yolculuğunun kaçış duraklanndan Mri. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 574