02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

samadan "Venedik'te Ölüm" koyardım. "Boğazkesen" in gerçekkahramam Fâtih oldyg'u kadar lstanbul'du. Bu romandaysa Venedik öne çıktyor. îstanbul yine var, ama Kâmil Uzman'ın anılanndaki ve yaptığı manzara resimlerindeki bir îstanbul bu. Ovsa Venedik daha belirgin, daha aynntılı, o ölçüde de çekici. Âslında Venedik'i anlatmak kolay değil. Dünyada bir benzeri daha olmadığı için değil, her köşesinde bir başka tarıni barındırdığı için de değil; Musset ve Georges Sand'dan Thomas Mann'a, Hemingway'den Byron'a, Henry James'den Brodski'ye, Calvino'dan Carpentier'ye, Ruskin'den Proust'a dünya edebiyatının belli başlı yazarlarının bu kenti yazmış olmalarından. Ben Istanbullu bir sanat tarihi profesörünün gözüyle bakmaya çalıştım bu eşsiz kente. Kâmil Uzman Bebek'te oturduğu ve karşı kıyıdaki bir balıkcı meyhanesinde demlendiği için Kandilli'nin "kendi hüsnüne hayran yalılarına aşina. Dolayısıyla Büyiık Kanal'ın saraylarını da seviyor. Ve bir tiyatro dekoruna bakar gibi seyrediyor onları. Her birinde Venedik'i resmetmiş sanatçılardan, Tıntoretto'dan Carpaccio'ya, Canaletto'dan Tumer'a, renkli esintiler görüyor. Umarım kendi Venedik'imi yaratabilmişimdir. Istedim ki okur hem bir açık hava müzesi olan Venedik'in tarihinde, hem eşsiz coğraryasında dolassın, hem de suya yansıyan kentin resimli dunyasın Nedlm Cürsel kltabını yazarkenüç kez Venedlke gltmlş, orada Correr kltaplığında ara$tırda bir renk şöleni yaşasın. • malar yapmış. cühünüz ama, bu naçiz kulunuzun haşmetmeablanna dost muamelesi yapması nehaddine!.. Fatih, yüz hatlarını yumuşatan alaylı bir gülümsemeyle, Müsterih ol, bizde muhabbet, hürmette kusuru gerektirmez. Aramızdaki hukuk seni yanıltmasın. Sultanı uzaklara götüren bir sessizlikten sonra, Anlat bakalım serressam, rivavet ederler ki senin memleketinin sokaklan tekmil derya imiş... Bilumum sarayları dehlizlerle irtibati, donanması teşkilatlı, leventleri fevkalade cengâvermiş... Med Cezir tabir edilen illetten de muztar imişsiniz. Şehrin konaklan beseri tasvirlerle, bahçe ve meydanlan dahi neykellerle gani imiş... Serressam, sen ki yaratanın varattıklarını yeniden, şekilden şekile sokarak resmedersin, benim için memleketinin bir suretini yapabilir misin? Ne desem bümem ki sultanım. Bu aciz kulunuzun mahareti hudutludur. Madem ki buyurdunuz, Venedik'e avdetimde teşebbüs ederim... Her ne ise imdi sadede gelelim. Nicedir hey'etimi yaptınp bu fani dünyada suretim kalsın isterim. Cümle nebat ve edevatı tedarik etmişsindir inşallah. Edevat tamam da nebatı vesaireyi buradan ikmâl etmeyi düşünürüm. Bizim oralarda kullanılan nebatın yekününe yakını şarktan ithâldir. Sebz, laceverd hatta kırmızı dahi şarkidir sultanım. Yarından tezi yok sernakkaş Sinan Bege bildiresin isteklerini. Kendisiyle tanışıp kaynaşmanı da isterim... îmdi, hey etimin tamamlanması için ne kadar zamana ihtiyacın var? Bu biraz da size bağlı sultanım, zahmete girip değerli zamanınızdan feragat ederseniz, yecu güne kalmaz bitiririz evvelAllah... Peki nasıl vazetmemi istersin, yandan mı cepheden mi? Doğrusunu söylemek gerekirse ben yandan resmetmede ihtisas ettim ama, haşmet meablannın suretini dörtte üç denen bir tarzda icrayı münasip görürüm..." Tahmin edebileceğiniz gibi, üstteki satırlar "Resimli Dünya"dan alıntı değiller. Gönül isterdi ki kitapta da buna benzer tabii yazann edebi tarzıyla bir bölüm olsun. Bence romanın en önemli eksiği bu. Yazarın yerinde olsam, Bellini'nin Fatih'in huzuruna kabulünü, portresini yapmasını anlatan aynntılı bir bölümü CUMHURİYET KİTAP SAYI S20 Besimli Punya'mn Romanı Nedim Gürsel "Boğazkesen" ile başladığı yazarlığının "tarihsel" sürecine son romanı Resimli Dünya ile yalnızca devam etmekle kalmiyor onu çeşitlendiriyor ve günümüz romanının ustalıklı bir düzeyine taşıyor. HALİLGÖKHAN edim Gürsel, 19951999 yülan arasında kaleme aldığı, daha doğrusu hayat verdiği yeni bir romanıylakarşılaştırdı bizi. îsmi Resimli Dünya olan bu romanın önemli bir kahramam, Rönesans dönemi ressamı olan ve Fatih Sultan Mehmet'in portresini yapmakla bizde ün yapmış Italyan ressam Gentile Bellini üzerine bilimsel araştırmalar yapmakta olan sanat tarihi profesörü Kâmil Uzman; diğer kahraman ise tarihten gelen bir kişDik: Üzerine araştırmalar yapılan ressam Bellini... Ve başkaları: Venedik, îstanbul, Paris, kadınlar... Bu arada resim sanatının kendisinin de gerçek bir başkahraman olduğunu söylemeliyiz. mil Uzman'ın sureti, bedeni ve ruhunda kişileşen, bazen bir heyula, bazen de aceleyle geçen bir melek gibi Resimli Dünya'nın okuma omurgasını elinde tutan bir sürükleyicilik unsuru var ki o da kaçınılmaz bir Nedim Gürsel teması artık: Kadınlar. Gerçi buna "Profesör Kâmil Uzman'ın kadınlan" demek daha doğru olur; zira kanımca Resimli Dünya iki tekil yeniliğe açılıyor Nedim Gürsel'in roman sanatında: tlki "roman kişisinin insani betimlenmesinde ulaştığı" başarılı deneysel uçlar; ikincisi, "kadın temasının duygu, haz, arzu ve cinsellik planlannda' daha cok derinlik kazanması. Bütün bunlara elbette romantarih ilişkisinde Türkçede varılan yeni noktaları da eklemek gerekiyor. Resimli Dünya'nın, Nedim Gürsel'in anlatı sanatında özellikle kadınerkek ilişkileri planında çok farklı bir noktaya eriştiğini düşünür ve yazarken edebiyat sanatı açısından bu yeni planı önemli bir katkı olarak değerlendirdiğimi belirtmeliyim. Nedim Gürsel "Boğazkesen" ile başladığı yazarlığının "tarihsel" sürecine Resimfi Dünya ile yalnızca devam etmekle kalmiyor onu çeşitliyor ve günümüz romanının ustalıklı bir düzeyine taşıyor. "Boğazkesen"de şehir, insan, tarih ve siyaset sözcüklerinin dizildiği gerilim ipinde bu kez resim sanatının verili ilgilileri var. Bu ilgililer arasında yaşayan gerginliğin fonu üzerinde sivrilen bir kişilik (sanat tarihi profesörü Kâmil Uzman) Resimli Dünya'yı ele geçiriyor; hatta yeniden kuruyor, ondan "bir insan olarak" düşüyor ve yükseliyor; kişiliğinin uçlannda kendini sergiliyor ve sanatın bütün normallerini aşarak onu hayat katındaki bağlannda ete, kemiğe büründürüyor. "Bir insan olarak sanat tarihi profesörü Kâmil Uzman ve insanın aynasında sanat (resim sanatı)"... Resimli Dünya'nın özetlenebilecek en kısa ve özlü yorumu bu... • N de dahil ederdim anlatıya. Gentile Bellini öykülemeli resmin yanı sıra, bir hayli de portre yapar. Tasvirlerine gösterdiği ihtimam, modellerinin yüzlerindeki heyecanı, her türlü duyguyu yok etmesi, resimsel ve şatafath öğeleri gerektiği gibi kullanma yeteneği gibi olgular portrecilikte ünlenmesini sağlamıştır. Dokların portlerini yaparken profüden çalışmayı yeğlemesinin nedeni bu formun dukafığın sikkelerini ve antik imparatorları çağnştırmasıdır. Kâmil Uzman'ın Gentile'yi araştırmaya gitmişken Giovanni'ye takılmasını anlayabiliyorum. Yapıtlarının büyük bir çoğunluğu kaybolduğu için, Gentile'nin üslubunun gelişimini ve resimlerinin tarihi önemini saptamak çok zor. Aynı dönemde yaşamış meslektaşlan da bugünkü modern değerlendirme tekniklerini doğrularcasına Giovanni'nin Gentile'den daha yetenekli olduğu fıkrinde birleşirler. Giovanni, öykülemeli resme katkılannın yanı sıra, portrenin popülerleşmesinde de öncüluk etmiştir. Onun sayesinde kişisel portre, doklann saraylanndan çıkıp tüm soyluların konaklarma yayılmıştır(l). Yazar, Giovanni'nin farkına "Madonnalan" ile vanp Belliniler'in gerek Venedikli, gerek tüm dünya ressamları arasındaki yerlerini kavrayarak, anlatıda aileye önemli bir yer vermiştir. Romanda Belliniler'in yaşamı, yazann güçlü kalemiyle "resimli bir roman" gerçeğine dönüşüyor... En çok etkilendiğim bölümlerden biri de Fikret Mualla ue ilgili olandı. Bana kendi sürgünlüğümü de hatırlatan duygu yüklü bu kısmı okurken ne kadar hüzünlendiğimi tarif edemem. Hayallerini, duygulannı, bütün ömrünü resimlerine yÜKİeyen Fikret Mualla, maalesef resimlerini yaşamına sığdıramaz!.. Yazann kendine özgü şiirsel anlatımı, kişilik betimlemelerine bu son romanında da rastlıyoruz. Her zaman olduğu gibi anlatının kuramsal çatısını birey nesne ilişkisi, dış dünyanın bilince yansıması, bireyin yabancılaşması (son ikı romanda bir tür zamansızlaşma, zamandan annma da seziliyor) oluşturuyor. • BaMtapmyarf Resimli Dünyada ikı şehir adeta iki ezeli rakip gibi, aynı zamanda bir manzara ressamı olan Profesör Kâmil Uzman'ın kişiliğinde ve hayatında bir okyanus çalkantısı içinde deviniyor. Profesörün içindeki manzara ressamı Kâmil'i öldürdüğünü bilen, ama bunu bir türlü kabullenemeyen Kâmil Uzman'ın geçmişi, belleği ve şimdiki zaman bu iki şehir için bir yolağzı adeta. Resimli Dünya'nın yarattığı ve tek tek bir insanın geçmişinin üzerinden kesimlediği Venedik ve îstanbul bu yolağzı üzerindeyken bir şehir, geçmisin kıvnmlı labirentlerinde sapıldığınaa, dünyanın ve hayatın görüntülerle önünde aktığı bir mercek olarak Kâmil Uzman'ın karşısına çıkıyor. Zira anlatıcı (ya da içteki Kâmil Uzman) Venedik'teyken Istanbul'a belleğin şaşırtıcı bir hamlesiyle "kayabiliyor", tıpkı farelerin de yardımıyla denize kayan Venedik gibi... "Sanat tarihi profesörü Kâmil Uzman Santa Lucia lstasyonu'nda trenden indiğinde yorgun değildi." Bu cümleyle başIayan Resimli Dünya henüz girişinde bir imge olarak Kâmil Uzman'a eşlik eden Venedik'e sürüklüyor ve sahici bir sehirroman kahramam bafiıntısıyla alt üst ediyor okuru: "Venedik, yıllar sonra kavuşulan eski bir sevgili gibi sabaha dek direncini sınadı, bir an bile rahat bırakmadı onu." (...) "Daha ilk günden Venedik ele geçirmişti Kâmil Uzman'ı, bilincini işgal etmiş, güzelliğiyle büyülerken kanaf ve köprülerden, nhtımlarla dar sokaklardan ördüğü bir ağla boğmaya kalkışmışa." Îstanbul ise çocukluk, ilkgençlik ve yetişkinlik dönemlerinin okul ve "bekârhk" manzaralannın yanı sıra doğa manzaralanyla var Kâmil Uzman'ın hayatında. Kendisinden çok şey öğrendiği Venedik ressamı sayesinde gelıştirdiği manzara resimlerinde îstanbul "Çamlıca tepesinden Boğaz'ın görünüşü, Anadolu Hisarı'ndakı çardaldı kahve, ağlarını ören ihtiyar balıkçılar, artık geçmişte kalmış, eski kitaplarla resimlerde yaşayan o sakin kent, çocukluğunun Istanbul'u" olarak var. kd {BMP: Venadlk, İstanbul 8anatın ve insanın özlü yorumu Resimli Dünya sadece Protesör Kâmil Uzman'ın serüveni değil: Venedikli ressam Gentile Bellini'nin Fâtih'in portresini yapmak üzere çıktığı yolculuğun ve acılı, ağnlı îstanbul günlerinin; Gentile'nin kardeşi Giovanni'nin, genç şehzade Cem Sıdtan'ın, Fikret Muallâ'nın, pazar günlerinin, ressam ve mucit Leonar1 Vasart G.: "Les vies desplus excellents do'nun da soluk aldığı bir tablonun bepeintres, sculpteurs et architectes", Andre timlemelerinde birer "kahraman düzeyinde" yaşıyorlar. Ne var ki, profesör KâChastel, Paris, 198189. PrafBtop Kâmn Uzman'ın kadmlan Resimli Dünya'nın okuma omurgasını elinde tutan bir sürükleyicilik unsuru var kl o da kacınılmaz bir Nedlm Cürsel teması artık: Kadınlar SAYFA S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle