Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
J İCAPAN Ağır ağır, asasına dayalı, barikata doğru gitti, düşmanın yüz komüncüyü yendiği, yalnız, gemisinin ıssız güvertesinae bir kaptan gibi, düştü kanlı kaldırıma Komünün temsilcisi. Köşenin ardı gürültü ve silah sesi. Geçiyor Versailles çetesi. Yol artık açjk. Meydanda yalnızca bu ceset, hareketsiz, direğinden sökülüp atılmış bir bayrak gibi, altında onun kaldırımın hiiyrağı, mezarı Paris civan. VI Yangınlar, yangınlar, yangınlar ve yangınların dumanında silah sesleri. Kanlı, ürkütücü, muhteşem Paris teslim olmayacak, ölürken! Ve madem ki ölmek gerekli, hiçbir yerden hiçbir yardım gelmezken, ölümlerine karşılık Delescluze ve Milliere'ın dizecek duvara rehinelerini: Bir başpiskopos, bir banker cizvider, jandarmalar, muhbirler... Eşidik yok cesederin hesabında: Kırksekizi sıralanmış bir safta. VII Müdafa zayıflıyor, yaklaşmakta ölüm; süngüsü kiralık askerin dayanmış böğrüne işçinin. Islanmıştı taşlar insan kanından. Yirminci bölgedir en uzun süre vuruşan. Işitilmesine çok var daha son silah sesinin! Kötüye alamet bir yağmurda ıslıkları mermilerin. Vur! Yak! Süngünü batır! Gümbürtüsünde salvoların sonuna kadar dikil! VIII Vuruş, barikat! öl, barikat! Kalk ayağa, öfkeli şarkısı Paris'in! Kızıl kanatlarıyla kuşların ceseder üzerinde kalabalığınla uç mermiler içinde! Vuruş, barikat! Yılmadan öl! Zafer gelecek, gelecek ödülün. Emekçi halk, Proletaryası Fransa'nın ve dünyanın! Bak ve hatırla! Öl, barikat! Bayrağı daha yukan taşı! Sonuna kadar özgür, Düş ve öl, ölü Paris'te tehditkâr, sonuncu barikat, mağlup edilemeyen, mağlup edilemeyen! '.ı ' I !• Wladyslaw Bronietvski(18971962)/ Şiirler/ Çeviren: O. Fırat Baş iiü Paris Komiinü Polonyalı şair ve çevirmen Broniewski, aydın bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. İlk gençlik yıllarından itibaren maceralı bir yaşantı sürdü: 1915'te lejyon askeriydi, 1920'de PolonyaSovyet savaşında vuruştu. 1931'de komünist "Aylık Edebiyat Dergisi"nin tüm yayın kadrosuyla birlikte iki ay hapislik, Ikinci Dünya Savaşı, 1940'ta bir buçuk yü Sovyet zindanlan ve AlmaAta sürgünü, 19151945 yıllan arasında Kudüs'te... Bu çalkantılı yaşantıya Varşova Üniversitesi'nde felsefe eğitimini de sığdırabilmişti. Edebiyat dünyasında adı ilk kez "Yel Değirmenleri" (1925) ile duyuldu. Ikinci Dünya Savaşı öncesinde yayınlanan "Kaygı ve Şarkı (1932), "Nihai Haykınş" (1938) gibi ünlü kitaplan, işçi mücadelesine adanmış devrimci şiirler içerir. Savaşın ardından yayınlanan "Süngü" (1943) ve "Acı Ağacı" (1945) adlı kitaplarında savaşta yaşadıklarının izleri görülür: Rusya'da kalışı, askerük yaşantısı ve yurduna duyduğu özlem. Birçok yapıtı ödül kazanmış olan Broniewski, edebiyat dergilerinde yaptığı çalışmalarla "proletarya şiiri" üzerine yazdığı yazılarla da ünlüdür. "Paris Komünü", 1929 yılında incecik bir eser olarak yayınlandığında, sansürün hışmına uğramış ve toplatılmıştı. Destan Elle ne se rendpas la Commune de Paris Dinlerken, sık dişlerini, sakın başını öne eğme. îşte hikâyesi son günlerinin Paris kenti Komününün. I Trampetler, trampetler geceleyin uludu, solgun şafak ışımazdan evvel, duyuldu kentte ilk silah sesleri, barikatlar kuruldu. Kapılar tutuldu, kaleler alındı, ölüm yakın. Şah damanndan fışlurmacasına, hür bir caddesinden, boşahyor Paris kanı. Ama Komün teslim olmaz, Komün ölümü takmaz! Öfkeli Paris, yükselt hele sesini: "Komüncüler, silah başına! Silah başına emekçi halk! Çocuklar! Kadınlar! Yaşlılar! Kan akıyor sokaklarca, bugün için yeter kanımız daha! Sürüyle lapacı asker yıkılacak ceseaimizi çiğneyip geçmezden evvel. Komün, barikatlara, yurttaşlar, silah başına!" "iş, düzen ve hukuk adına". General Gallifîet, ver emrini, askerlerinin namlulan ellerini yaksın! Kırkar kırkar! îkiyüzünü hemen! Beşbinini! Onbinini! General Galliffet, bekler seni idamlann için bir madalya ve bir de minnettarlığı Fransa'nın! General Galliffet, üzeri hep kan çizmelerinin! General Galliffet, katliam katliam kokuyorsun! Pere Lachaise Mezarlığı'na akşam çoktan çöktü, karanlığında akşamın aklaşıyor duvar, Hayır, çimen kokusu değil bu kan kokusu! Bu mezarlık değil kan emicilerin kalesi! IV Kan kızdıyla aydınlanan gece, düsman, zorlu, Bulutlara Komünün üzerini, örtmüştü mağlubiyet. Artık fazla barikat ve umut kalmamıştır. "Ölüme, yurttaşlar, sırayla gideceğiz." Dabrowski bir mermiyle şehit, Raoul Rigault bir duvar dibine düştü sokak kavşaklarında yüzlercesi lcurşuna dizildi. Alçaklar halka üstün geliyor, kanla besleniyor alçaklar, generaller, papazlar, bankerler ve jandarma. Paris'ten öc almak için , geçiyor artık eşkıya sürüleri proletaryanın göğsü üzerinden , süngüsü, altını, haçıyla. Lakin Paris ölmeyi bilir, Teslim olmaz Komün! Özgürlük! Bırak aksın kızıl suyun senin... / . . , • n Düşürüldü kızıl varoşlar ve işte, çelik aydınlığı saçarak, Montmartre'nın dar sokaklanna Giriyor Versailles alayları. Thomas ile Lecomte generallerin yitirildikleri yere Mart'ta, şimdi bir subay kılıcı havada, gelip cephe önünde bağırdı: " Askerler! Kökünü kazımalı bu hayvanların! Esir almayın! Askerler kör ve itaatkâr, diziyorlar duvar dibine onar onar. Duvann ardında salvolar şaklıyor, kanla balçıklanıyor toprak. Askerlerin kederli yüzleri, gözleri üzerine indirilmiş kepleri. , • , ' ! • ı j IX Otuzbini kurşuna dizildi, Yüzbini zincire vuruldu Daha fazla gücü ve akıtacak kanı yoktur Paris kederli ve sessiz. Sokağın köşesinde atılan nutuk: "Parisliler, bugün dönüyor özgürlüğe kavuşan başkente hukuk, düzen ve iş..." Barikat için sökülmüş kaldınm gösteriyor taştan dişlerini, salvolar şaklıyor, zincirler şakırdıyor, geçiyor uygun adımda asker bölukleri. Burjuvazi, dön Versailles'dan, tanrına şükret!... Son yangınlar yanıyor hâlâ, Kimseler yok sokaklarda SAYFA 19 V Delescluze yurttaş, aşağıya saklanın Çökecek barikat, orada ölüm mutlak! Dikildi, asasına dayalı, barikatın üzerinde saçlan kır bir ihtiyar, göğsünde kızıl kurdelası. Plac Chateau d'Eau Meydanı ele geçti. Sağ kıyıda sag kalanlar toplanıyor, sol düştü. " Yurttaşlar, ileri!" Lakin giden kimse yok safta. Yalnız ihtiyar. Alnı üzerinde kır saçını dağıtır rüzgâr. III Pere Lachaise Mezarlığı'nda kestane ağaçları, ezilmiş çimen kokusu Mayıs'ta, çimen üzerinde yatar ceseder kurşuna dizilmiş, CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 2 0