Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
başka tercıhler yapıyorsunuz, samrtm! Neydi bunlar? Yirmi üç yaşımda üç çocuk sahibi *" ıdi, buyiık, ikı katlı, taş, ahşap bir idim. Evde tuz, biber bekleyenler vardı bina. Yürürken gıcır gıcıı öterdi. Vüz, bir. tki, annemın baskısı. tkıde bir de ga yüz ellı öğrencinin ayak seslerinı düşün o zetede yazdıgım öykülerden, taşra dergiahşap döşemede. Bazı günler kardan okıılerinde yayımlanan şıırlerden başim derla gidemezdım, diz boyu kar olurdu o yılde giriyordu. Bazen falaka, bazen nasihat lar Ankara'da Kımsenin aklına da gelçekiyordu polis. Komünistsin diye alıp mezdı okullan tatil etmek. îlkokul günlegötürüyordu; sonra seni tanık olarak dinrimden ıınutdmadı&ım ikı şey var. Bir ledik diye salıyordu. Polısin yıldırma tak okıılun bahçesındeki. ulu dut aöacı, iki tıgi idi o günlerde. Annem, aman oflum öğretmenim Dürıye Oner. Güzel bir kavazma, diye yalvarıyordu. Bir annemle dındı, devamlı bakımlı, dekolte giyinirdi, büyümüştüm. başında hep süslıı bir şapkası olurdu. Kapah, edebiyattan uzakbır dönem. IlŞımdi hiçbir ögretmen onun gibi giyinmigı alanımz da farklılaşıyor Bu 'kapalı dı>yor. Giyınseler belkı okuldan atarfar. Bir nem'/ açalım derim' '•> öykiim var, ıstersen anlatayım: Çok sev• Evet, edebiyattan uzak bir dönem. Bir diğim küçük dayım yirmi ıki yaşında bir yanda ev, bir yanda gazete, bir yanda ünigün öldü. O gece uyuyamadım, oturdum versite, bir yanda tefrikalar. Başımı kaşıbir şeyler karaladım. Uyaklı, hece sayılayacak zamanım yok. En büyük lüksürn, rı 65 bir şiır çıktı ortaya. Sanınm anneakşamlan Hülya Pastanesi'nde otunıp iki min sık sık okudujiu ınanilerden, esinlenbardak çayımı içmek. Sonra ev. Büyük kımiş olmalıyım. Şımdi düşünüyorum da zımla aynı odada oturur ders çalışırdık. Düriye Öner hanım sınıfta bizıere şiirler Aslında kendi yazdıklarım dışında edebiokurdu. Ertesi günii sınıfta arkadaşıma yatla öyle sıkı sıkı bir işbirli^ım de olmamanzumemı gösterirken, öğretmenim dı. Kırk yılda bir edebiyat toplantılanna gördü, elimden kâğıdı aldı, beni de derkatılır, bir kenarda oturup ne dıyorlar, disinı dinle, diye bir güzel azarladı. On beş ye dinlerdim. gün sonra manzunıemi, Çocuk Esirgeme Sonra yurtdıst.. Bu hangı yıllarda, hanKurumu'nun çıkardığı haftalık "Çocuk" gt ıvmeden dogdu '•> dergisindegördıım. îşteböyle. Bütün eği 1963. Herkesin sosyalist olarak tanıtimım Ankara'da geçti. Liseden sonra Dil dığı, Ankara Sıkıyönetim Paşası'ndan Tarih'e gidıp edebiyat okumak istiyorkurtulmak için. Bir gazetenin yazıişleri Celai hafifbilek, calısma odasmda. dum, arkadaşlarım oraya kızlar gider dimüdürüyüm, polisten aldığımız bir haye o zamanlar öyleydi. benimle alay berde bile sayın generalin tahkirlerine, 1950'lıyıllannAnkarası... birazbudoda, Izmir'de kendi adıma bir tuluat kamedince askere gittim. Sonra üniversite. küfürlerine muhatap oluyorum. Bir de nemden söz eder mıumz? panyası kurdum, EgeVi bir yıl dolastım. Ekonomi. Evliydim ve çocuklanm vardı. Kulis adında çıkardıgım haftalık sanal Irticanın hortladığı dönem. Köşe dönBu arada evlendim. Tiyatro filan.bitti. Bir ara (6768), Fransa da doktora çalışdergisinden mahkemem devam ediyor. meciliğin başladığı dönem. Devlet cinaAradan yıllar geçti. Bir gün Turgut Özakması yaptım. Ancak Dil Tarih içimde ulcIçeri gireceğim kulağıma fısıldandı. Pasavetlerinin başladığı dönem. [(Dr. Neşet man geldi, yanu, dedi, Meydan Sahnesi de olmuştu. Tiyatro Enstitüsü'nün açıldıportum cebimde idi. Trenle doğru Zürih. Naci'nin öldürülüsü, Ankara Valisi'nin kuruldu, oyuncuya ihtiyaçları var. Gazeğını duyunca, kalktım yazıldım. Yirmi ya Nerelere gıttıntz, neleryaptıntzy intihan!..) Ben Türkçe ezanı duymuştum. teden maaş, alamıyoruz, ilanları kesilmiş. şındakı gençlerin arasında sırıtıyordum, Amelelik. Kanal kazma. Yol inşaatı, Onunla büyümüştüm. Belki de dönemin Yani parasızım. Turgut da biliyor. Kalkama o merdıvenleri çıkmak çok hoşuma çamaşır fabrikasında günde on ton çarnaçocuklanm dinden uzaklaştıran bu Araptım, gittim Adalet Ağaoölu ile Çetin Kögidiyordu. şır yıkama. Bu son iş Âvusturya'da. Viyaça ezan oldu.. Bugün de gümbür gümbür roğlu'yla görüştüm, işe aldılar. Tiyatro aş Kttapla, okumakla yüzlesmeniz nasıl noparlörlerden okunan ezandan hoşlana'da son iki ayımda çok rahattım. Arbei kı vardı, ama profesyonelliğe atılma paraoldu? Zeitung (işçi gazetesi) beni kollamaya nan olduğunu dinciler dahil sanmıyosızlıktan oldu. Yıllarca sonra Kas'a yerles• Ağabeyim askerden vengeme bir robaşlamıştı. rum. O gümbür gümbür bağırma bana tikten sonra filmlerde de oynaaım. Hele man yollamış: "Yaban'. Yengemin de Buralarda yü'zleşmek nasıl bir duykendinden olmayanlardan camiye gitmebirinde başroldeydim, Amerikan ABC teokuması yazması yok. Akşamlan gazlamgu/düşünce olusturau uzde? yenlerden bir öç alma gibi gelivor.] Ara levizyonunun çektiği "Noel Baba'nın bası işı£>ında bana okutturdu. Romanı Sanırım düşünmeyi ö^rendim. Disipseçimleri var, yıl 1957. Ankara'da Kemal Gizli Dosyası" adlı dizi filmde. iyi para sevmiştım, belkı ıçınde adım geçtiğinden. lini ve özgürlüğü öğrendım. Ozgürlüğün Pilavoğlu adında birisi kendi adına bir taverdilerdi. Yengem de sevmi^ olmalı ki ardı ardına rikat kurmuş,, Binlerce müridi kısa za Santrım 'tcfrika' roman yazmaya da bu paylaşılabilir olduğunu öğrendim. arkadaşlarından CJ üzide Sabri'ler, Peride manda kazanmiij. DP, CHP, MP bu ada\ıralarda başltyorsunuz! Neden 'tefrika ro Sonrasında donüs Bu kez gene gazeCelâl'ler, Esat Mahmut Karakurt'lar, Petedlik..Nerelerde çalıştınız, ne tiır bir gamın peşinde. Pilavoğlu'nu partisine alan, man ? yami Safa'lar geldı. Lisede Milli Eğitim Zeteciliktt yaptığınız ? seçimleri yüzde yüz kazanacak Anka" Sessizler Sokağı", Cihat Baban 'in YeBakanlığı'nın klasikleri ile tanıstım. Ârka Siyasi gazetelerde, sonra ekonomi gara da. Adam tüm teklifleri geri çeviriyor. ni Gün gazetesinde büyük reklamlarla yadaslarla anladığımız anlamadı^ımız, ne zetelerinde. Belki ben ilkim, gazetelerde Çevirince hâkimlere, savcılara emirler, yımlandı. Afış bile yapmışlardı. Bana da bulursak yutar gibi okurduk. Bir modayekonomi sayfaları hazırlamakta. Tüm sayadam 20 yıla mahkum. Sonra bu Pilavoğbir ıştah gelmışti roman yazmak için. Dadı belkı, ama yararlı bir moda. Çir gün bir fa değildi, ama önceleri. lu'nu Bozcaada'ya sürgüne gönderdiler. ha roman sürerken akşam gazetelerinden Steinbeck buldum, Gazap Üzümleri. Ardmdan 'diploması de oürev.. Bu bir Duyduğuma göre orayı ihya etmiş. teklifler geldi. Yalnız, cinayet romanı, aşk Aman Allahım o ne heyecan! Bugün de tur'nimetlendırme mi, uzaklaştırma mıyBir umut vardı halkta, temiz giyınecek, romanı, casusluk romanı, dini roman gi? etkisindeyim diyebilirim. Ancak Steindı Nerelerde, ne tur uğrasılardı bunlar? iyi şeyler yiyecek, ışsizlik kalkacak, janbi şeyler istiyorlardı. Gidip görüştüm babeck'i gizli okurduk, Nâzım gibi. ü n a da Bir arkadaş nimetlendırmesi diyebiliaarma karakoluna çekilecek, pahalılık bizılanyla, ayda 200 lira vereceklerdi tefrikomünist derlerdı. riz. Gazetenin patronu ile gazetecilik kotecek diye. O zaman subaylar bile ancak ka sürdüöü sürece. Benim maaşım gaze Stzde, bu dönemde ız bırakan yapıt bodrum katlarda oturabilırlerdi. nusunda tartişmıştım. Öyle ya biraz şıtede 200 lira zaten. Yalnız olsaydım, bel? lar/yazarlar oldu mu manklık var. Fransa'da bır bölge gazeteBunun yanında korkunç bir kamplaşki yolumda yürürdüm. Hani 'kahrolası Rus klasikleri başta gelır. Sonraları sinde "L'ouest France" çalışmış, pek çok ma. Fanatik futbol takımı taraftarlarınhanede evlad1 ayal var' derler ya. Belki Stendhal, George Duhamel. Bizim roşey biliyor sanıyordum kendimi. Anlaşadan daha fanatik. Halktan sevgi silindi, bir kaçamak. Benim ki, hayır değil, mecmancılarla çok geç tanıştım, Yakup Kadmayınca istifa ettim. O gün Basın Yayın kimse kimseyi sevmez oldu. Yozla^tık. Ayburdum. Başladım istediklerini yazmaya. ri dışında. Esat Mahmut'un kurgusuna Genel Müdürlüğü'nden teklif geldi, Rodınlar susuyor, biraz sesini çıkaranlar haGünlük yazıyordum, nerede kalmışsam bayJırdım lisedeyken... Orhan Kemal'i ma'ya Basın Ataşesi olarak göndermek ispise. Meclıs Soruşturma Kurulu, belki ertesi gün devam ediyordum. Bu yılları albile çok sonraları okudum. tiyorlardı. Gider miydim? llk maaşı soradı kurulu değildi. lnsanları sorguya çedı. dum. Tamam. Yarın sınava gel, dedıler. O bdcbiyata asıl ılginiz, sanınm, Itseyıl kiyor, sürgüne gönderiyor. Gazetelere llk (cıddt romanımzla 1957 Yunus gece hem dil, hem de Devrim Tarihi çalartnda hasladı Bıraz bundan, ilgınızın bo baskı. Kâgıt, üan vermiyorlar. Özet olarak Nadı Ödülü'ne katılıyonunuz Ödiil veyutlanlyönelımlerınden söz eder misınız ? böyle bir dönem iste. rilme<ie de romamnız ılgı vöniyor Önce bu lıştım, ansiklopedilere göz gezdirdim, sınavı aldım sonunda. Atama gele gele Lib Öyle oldu. Bilinen çocuk öykülerini, Pekı, gazetedltk, tiyatro aşkı nasıl bas romandan, ılgtden söz eder mısiniz* ya'ya geldi. O günlerde de Libya'ya gjtbiraz da kendimden katarak manzum öy• Köy romanlan modası var. îçlerinden ladu miş, gezi izlenımlerimi yazıyordum, üsteküler haline getiriyordum. Sonra bir gün biri kent romanı. Belki bundan. Cahit Gazetecilik... Hani şu ses sanatçıları lik Lıbya aleyhinde. Nasıl olur, filan debir şair ağabey, soyadımı sordıı. HafıfbiTanyol, Cumhuriyet'te yazdığı bir yazıda derler ya, üç yaşında başladım bu işe didik ama, Başbakan senin oraya g^tmeni islek deyince, Hafirbilek soyadından şair buna değinmişti, jüri üyesiyai, yarışmaya ye. Ben de öyle, tabii üç yaşımda deöil. tiyor diye bır laf ettiler. Deneyimli gazeolmaz dedi bana. Onun soyadı da Çakırgelen romanlar arasında başta saydığını Evimize gazete girmezdi. Ânnemin okuteciymisim de ondanmıs. Ba^bakan'ın betaş'tı. Manzumeleri bıraktım, öyküye yazmıştı. Yaşar Kemal'de küçük jüri üyeması yazması yoktu, mahallemiz isçı mani tanıdığını sanmıyordum. Bir ay sonra döndüm. Dönmek defiil, itildim gibi gesiydi, o da beni gördügü her yerde, sana hallesi, herkes geçim derdinde, oyle okuRoma'ya gideceksin, dediler. F5en de razı lir bana. Bir tepkiydi belki. Yaşadığımız bırincilik vermıştim, der hep. yan yazan yok. Teyzemin oğluyla evde el diktatörlük rejımi bitmiş, yerine onların yazması tek sayfalık duvar gazetesi çıka Pckı, bu sızın tçtn yeterınce motive edi oldum. 8 ay kaldım Libya'da, maaş yetmiyordu. Sonra bir hiciv şiiri faksladım demokrasi adı altında devamlan gelmiişnrdık. ü resimlerini, kartkatürlerini yacı olmadı mıJ BasınYayın'a. Telgraf emriyle Beyrut'a ti. Sokaklarda kahrolsun komünistler dıpardı. Ben de mahalleden haberleri yazar îlk dört dereceyi (^umhuriyet yayımatadılar. Beyrut savaş yılları, Ermenilerin ye insanlarbağırtılıyorlardı. Marshall yar dım. Bahçede bir kömürlüğümüz vardı, layacağını söylemişti. Yayımlamadı. Ayen çokTürk diplomatlanna saldırdığı yıldımından iyi pay almak istiyorlardı sanıorada da kendi yaşımdaki çocuklara Kalarca neyecanla bekledim. Sonra bir gün lar. Aç kaldıöımız oldu. Sonra Mısır. rım. Orhan Veli okuvorduk, N^zım okuragöz oynatırdım, rakı şişesi karşılığında. Cihat Baban, gazete ilanıyla beni buldu, Uzunca bır aradan sonra, 1990 larda yorduk, Steinbeck okuyorduk. ÖyküleriBen hiç tanımadım, büyük ağabeyım orromanı yayımlamak istediğini söyledi, seedebiyata kesın dönüs'yaptınız. Kuskusuz mi gazetelere gönderiyordum, yayımlanıtaoyunculuk yapmış, "Güzel Yaşar"mış vindim tabii. Biraz önce anlattım, elbette bırakttpnızyerdenbaslamadınız Amayeyordıı. para da veriyorlardı. ünların hıçlakabı. Tiyatroyu bir süre amatör olarak motive olmuştum, ama tefrika teklifleri m haslama noktası nerestydi, neydı ? biri bende yok. "Hürriyet Derdi Boş, Lar sürdürmüştüm. Lisede iken Devlet Tiyatdaha çekici geldi. Kaş'a yerleşmiştim. Ticaret yapıyoradlı bir öykümden üç gece polıste falakaroları açıldı Ankara'da. Orada çocuk Bir dönüm noktası, edebiyata yoğunca yayatırıldım. oyunları oynadım. Sonra evden kaçtığımyönelebılmenız ıçın kıvılcım olacakken; siz dum. Para kazanıyordum, ama ıçımden Kapak konusunun devamı. Yaşanmışlıkların yazarı Celâl Hafifbilek SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 564