29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A R A L I K Z 0 0 0 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde bu hafta, Truman Capote'un "Gece Ağacı"nı değerlendirdi 3.sayfada • Deniz Durukan, özdemir Ince ile "Şiirde Devrim"i konuştu R sayfada • "Sali 2000" sergisi kataloğundan yazıveSali'denresimler msayfada İJ Celal Inal, Salih Bolat'la şiirse) denemeleri üzerine konuştu u Cumhuriyet Celâl Hafifbnek FERİDUN ANDAÇ Yaşanmışlıkların yazarı Edebiyat dünyamız sizi Kasaba (1977) romanınızla tanıdı. BunuAnkara 1920 (1998), ...VeSevgiliRozika (1999) izledi. Şimdi de Zamanla Belki (2000) yayimlandi. Ardı ardına yayımlanan bu romanlar, ister istemez, sizin yazınsal uğraşınızın seyrine de bakmamızı sağladı. Edebiyata 1950'li yıllarda başladığınız, gazetecilik yaptığınız, takma adla akşam gazetelerine ısmarlama 'tefrika' romanlar yazdığınız, ilk romanınız Sessizler Sokağı ile Yunus Nadi Roman Armağanı'nda, ödül almasanız bile, ilgiyle karşılandığınız..ilk anda bildiklerimiz oldu. Âma ardından da edebiyattan kopuyorsunuz uzunca bir süre. Dilerseniz, DU 'yeniden dönüş'ün öyküsüne, hatta daha ötesine dönerek bugünlere gelelim. Hangt tarthte, nerede doğdunuz? Sevgili Andaç biliyor musun söyleşi yapmak beni her zaman korkutmuştur. Adım, sanım, hayatımla ilgili sorulara bile yanıt vermek çok zoruma gidiyor. Karmaşık bir hayatım oldu, neresinden başlayacağı mı kestiremiyorum. Aç kaldım, krallar gibi yaşadım, âşık oldum, deliler gibi sevdim, acı çektim, acı çektir dim, ayrıldığım eşim Alev'le öliim tehlikeleri içindc günlerimiz geçti. Beyrut'ta eündiiz, caddenin ortasın 3a bombalı saldırıya uğradık. Yine de gece kulüplerinde eğlendik. Külhanbeylik yaptım, sen serserilik diyebilirsin, diplomat oldum. Çocukken inşaat depolarından çivi çaldım, katillerin peşine düştüm, yakalattım. tşportacılık, ayakkabı boyacılığı, otel, bar işletmeciliği, hediyelik eşya satıcılığı, turist rehberliği, yaşadığımız çatışmalar... Çelişkiler dolu bir yaşaım.Diğer bir zor geliş de, kendımi polis karşısında "<.sorguya çekilir" gibi nissediyorum. Sonra, romanlarım, romanla ilgili sorularda da paniğe kapılıyorum. Söyleyecek bir sözüm yok gibi geliyor. Yazıyorum bir şeyler işte. îçimden nasd gelirse öyle yazıyorum. Bu işin kuramı benim dışında. Yanıtlarım seni doyurmazsa kusura bakma. Ailem Ankaralı, daha doğrusu anne tarafım, ben de Ankara'da doSmuşum. Ankaralı olmaktan da çok mutluyum özellikle son on yıldır. Önceleri pek farkında değilmişim. Küçük bir araştırma bana kentimi ve insanlarını sevdirdı. Hatta onlara hayran oldum. Kurtuluş Savaşımız topyekun bir savaştı, ama Ankaralı'nın yeri bu savaşta çok farklı. Babam Kocamustafapaşa'dan Ankara'ya gelmiş. Bulgaristan'da doğmuş. Annem babamın aa AnkaraCUMHURİYET KİTAPS/A// 564 lı olduğunu söylerdi. Dedem Bulgaristan'a müftü olarak atanmış, orada kalmışlar. Babam, Bulgarlarözerkliğini almadan yirmi yıl dağlarda Bulgar Komitacılanyla çarpışmış, Ittihat ve Terakkici olmuş; sonra îstanbul'a kaçmış. Burada çeşitli işlerde çalışmış. Cumhuriyetten yıllarca sonra Istanbul'da işsiz kalınca Ankara'va göçmüş. Annemle evlenmişler. Bu uzun tarih, babamın yetmiş bir yaşındaki çocuğu olduğumu söylersem anlaşılır sanırım. Aıle ortamtmzdan söz eder misiniz? O zamanki adıyla Öncebeci (simdi adı Kurtuluş) mahallesinde bir evimiz vardı. Ikilcatlı cumbalı bir ev. Üstünde de dört vanı camlı bir oda. Eski îstanbul evleri gibi. Benim natırladığımda karşılıklı hemen hemen birbirine benzeyen on iki evdi bizim sokak. Kocamustafapaşa'dan on iki arkadaş Ankara'ya göçmüşler. Bu evleri yapmışjar. Evlerden bırı oldukça büyüktü. Rahmetli Anmet Muhip Dıranas'ın babasının evi. Annem, Fahriye Abla'nınlcim olduğunu bılirdi. Öyle filmdeki gibi saçma sapan şey değiT Çok küçüktüm, o zamanlar Dıranas'ı tanımıyordum. Büyüyünce o ev gözümde bir güzelleşmişti. Babam Ankara'ya girdikten sonra, yine Kocamustafapasalı bir iki arkadaşı ile Askeri Fabrikalarda (Imalatı Harbiye) işçi olarak çalışmaya başlar, annemle evlenir. Arafarında 41 yaş fark vardır. Annem bir esnaf kızı, okuması yazması yoktu, ama herkes 'evliya gibi kadın' derdi ona. îlk yazdıklarımı anneme okurdum, beğenirse beni öperdı. Sonra babamı yaş haddinden işten ayırırlar. Emekli maaşı o zamanlar yoktur. Evin bahçesine bir gecekondu yaparlar, büyiık evi de kiraya verirler. Ben altı yaşında ıken de babam ölür. Zor günler başlar. Ekmeğimizi suya sokup, üzerine tuz, biber döküp yediöimizi hatırlarım. Annem dedesinden, babasından kalan evleri, ba&ları satarak beni büvüttü. Evimizde su, elektrik yoktu. Ortaokula başladığımda suyu, elektriği alabildik. Annem gümüş, altın işlemeli kemerini satmıştıBunlardan "Sessiz Sokağı"nda biraz söz etmiştim. İlk romanlarda, bilirsin, çocukluk, gençlik günleri sıkça anlatılır. Okul yaşamıntz nastldt? Nerelerde başladı, sürdü'' llkokulum Dumlupınar. Hacettepe Mahallesi'nde Devamı 4. sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle