Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
' li şiirsel büeşime sokarak mümkün olur. Yani şiir öncelikle vc mutlaka bir dil etkinliğidir. însanlar, yaygın olarak şiiri bir duygu etkinliği olarak kavradıkları için şiir çalışmalarıyla ilgili olumsuz eleştirüeri, duygularına yapılan bir saldın olarak anlıyorlar ve sert tepki gösteriyorlar. Edebiyat ve ideoloji ilnkisi bağlamtnda günümüz şiirini nasıl değerlendiriyorsunuz? • Ideolojinin şiiri değil, şiirin ideolojiyi üretebileceği gerçeği artık anlaşılmış görünüyor. 1980 öncesi politik ortamının, edebiyatı da politize ettiği dönemde, bunun tam tersi, yaygın olarak benimseniyordu ve bu anlayış, şiirin politikanın yedeğine düşmesine, böylece kısır bir politik söyleme indirgenmesine neden oluyordu. Işte, "sloganşür" dediğimizmetinier de bu yaklaşımın sonucu olarak ortaya çıkıyordu. Modern anlamda bir şiir mirasımızın oluştupınu ve bu mirasın gelecckteki şairleri etkileyeceğini ve biçimlendirebileceg'ıni düşünüyor musunuz? • Elbette düşünüyorum. 1960'lara kadar modern şiir mirasımızın (buna birikimimizin de diyebiliriz), kendinden sonra gelen kuşaklar üzcrinde etkili olacağını söylemek biraz zordu. Zaten bu yüzden, Cumhuriyetin başından bu yana, modern bir şiir oluşturmak isteyen şairler, genellikle Batı şiirinden kendjlerine bırikim edinmeye calışmışlardır. Özellikle Fransız şiirinin, bizım şiirimiz üzerinde oldukça etkili olduğunu görüyoruz. Alman, îngiliz ve Amerikan şiiri de görece etkili olmuştur. Örneğin, Wallace Stevens, M. C. Anday üzerinde etkili olmuştur; Henri Heine, Behçet NecatigiPi etkilemiştir; Mallarme, Verlaine, Baudelaire, Rimbaud gibi şairler de modern şiirimizin oluşmasında etkili olmuşlardır. Ama günümüz şile sanatçıyı, sınıflann göstergesine dönüştüren momentler; evrenseî ve erdemsel olanı işaretleyerek sınıfsal olandan evrensel olana yönelir, nicedir unutulan hümanizmayı yeniden duyumsaür. iri için, dikkat edersek, aynı şeyi söyleyemeyiz. Çünkü önümüzde iyi bir modern şiir mirası oluşmuştur. Başka dillerde birikim aramak, o kadar acil değildir. Elbette başka dillerin şiiri bilinmelidir. Ama günümüzdeTürkçeşiiryazanların.panik yapmalarına gerek olmadığınıdüşünüyorum. Bir M. C. Anday, Oktay Rifat, Nâzım Hikmet, Turgut Üyar, Cemal Süreya, Edip Cansever, llnan Berk, Behçet Necatigil, Hilmi Yavuz gibi şairlerin şiirleri, modern şiirimizin gelişerek sürmesi için yeterli bir birikimdır. "Ikinci Yenı'nin şiirimizde ne tür bir işlevi oldu? Ikinci Yeni şiiri, 80'li yıllara kadar, şiire görevci bir işlev yükleyenler tarafindan anlamı reddetmekle suçlandı. Aslında îkinci Yeni şiiri anlamı reddetmişti, ama bunu suç işlemek için yapmamıştı. Bir Garip şiiri (yani Birinci Yeni şiiri) de şiirden dil estetiğini kovmuştu. Tek boyutlu bir şiir beğenisinin yaygınlaşmasına neden olmuştıı. Ama Garip şiiri, eğer ortada bir suç varsa, (bence Ikinci Yeni'den daha suçlu olduğu halde, sırf küçük burjuva duyarlılığını yansıttığı için suçlanmamıştır. Bir de şıı var: îkinci Yeni şiiri, Türkiye'de doğal düşünsel süreçte karşılığını bulamadığı için anlaşılamamıştır. Ama Batı'da bir sürrealist şiirin evrimsel karşılığı vardır. Şiirimiz, Ikinci Yeni'ye kadar, genellikle, önceden tasarlanmış anlamlara giydirilen bir dil olarak anlaşılıyordu. Bence îkinci Yeni, bu anlayişa şiddetli bir tepkidir. Bu tepkinin şiddet düzeyi, anlamı reddetmeye kadar vardırmıştır işi. Özellikle îlhan Berk, şiiri ile söyledikleri arasında tutarlılık olmadığı için bu şiir içinde bir tür "provokatör" işlevi görmüştür. Anlama karşı olduğu halde, anlamı dışlamayan bir şiir yazmayı şürdürmüştür. Denebilir ki, îkinci Yeni şiiri, büyük öl çüde estetik katkıda bulunmuştur. Her şeyden önce, şiirde anlamm sorgulanmasına neden olmuştur. Dilin olanaklarını son noktasına kadar zorlamakla, poetik ufkumuzu da zorlamıştır. Kendinden sonra gelen kuşaklar üzerinde etkili olmuştur. Örneğin 60 kuşağının politik şiirinin, estetik duzeyinin yukselmesini.sağ'lamıştır. Ataol Behramoğlu, îsmet Özel, Süreyya Berfe gibi şairler, Ikinci Yeni'nin getirdıği biçim olanaklarından yararlanmışlardır. Ülkemizdeki şiir elestirisi konusunda ne düşünüyorsunuz? Eteştirinin neresindeyiı; nesnel eleştiri olabüir mi? • Ulkemizde bırakın şiir eleştirisini, genel olarak eleştirinin yeterince gelişmiş olduğunu söylemek biraz zor sanıyorum. Genellikle izlenimci bir eleştiri yapılıyor. Birtakım iyi niyetli yazarlar, kendı öznel beğenilerini, okur merkezli bir tutumla sergiliyorlar. Elbette, Mehmet H. Doğan, Özdemir Ince, Orhan Koçak, Metin Celal, Ramis Dara, Enis Batur, Aydın Şimşek gibi değerli yazarların eleştirel katkı larını övgüyle anmalıyım. Ama ülkemizde üretilen şiir oranıyla eleştiriyi karşılaştırdığımızda, eleştirinin çok cılız kaldığı ortada. Fransız şiirinde bir Rimbaud'yla, bir Cendrars'la ilgili ciltlcrce eleştiri, inceleme yapıldığını görüyoruz. Bizim şiirimizde, örneğin N. Hikmet'le, M. C. Anday ya da Oktay Rifat'la ilgili yapılmış ciddi eleştiri ve incelemelerden söz etmek mümkün değil. Şairlerin düzyaztyla ilişkileri konusunda ne düşünüyorsunuz? Düzyazı konusunu düşünce üretme bağlamında ele alıyorum. Şairlerin düzyazı da yazmalannı öneririm. Zaten düşünce üreten bir şair ister istemez düzyazı yazacaktır. Şiir valnızca yürekle, duyguyla yapılacak iş değil. Şiir, dille yapılan, öncelikle dil estetığiyle yapılan bir etkinlik. Dil ise, kültür, sosyoloji, dilbilim, tarih gibi başka bilgi alanlanyla ilgilenmeyi gerektiriyor. Her şairin poetikası olması gerekiyor; şiirini oluşturma ve geliştirme sürecini, kaynaklarını, etkilenmelerini, kültürel sorgulamalannı yazarak gerçekleştirmesi gerekir. iyi şairlere bakın, şiirlerinin kültürel çalışmalara dayanan bir arka planı olduğunu görürsünüz. Duygusal Düşünceler'de yeralan "Kitap Yazılan" bölümünün, eleştirelkaygıların sonucu olduğunu söyleyebilir miyiz? Hayır hayır... O yazılara elesfiriden çok, seslı okumalar diyebilirsiniz. özellikle modern şiirimize yeni katılan kimi kitapları, kendimce eleştirel okuma girişiminde bulundum. Zaten yazıların nangi tarihte ve nerede yayımlandıklan belli. Kitap Yazılan, daha çok, Berlin'de yayımlanmış ve boyundan büyük iş yapmış şiir dergisi olan' Şiirlik" dergisinde on iki ay boyunca "Bir Kitap" köşesinde yazdığım yazılardan seçmeleri içeriyor. Teşekkür ederim. • de toplumsal tarihsel bilince karşı değişmez ve durağan değildir. John Berger'in dediği gibi; Geçmış hiçbir zaman olduğu yerde durup, yeniden keşfedilmeyi, aynıyla olduğu gibi tanınmavi beklemez. Tarin her zaman belli bir şimdiyle onun geçmişi arasındaki ilişkivi Kurar. Demek ki şimdiden korkmak eskiyi bulandırmaya yol açar." GeceTaruklığı'ndaki tüm şiirlerde Bolat, kendi tarihini eleştirerekbaşladığına, şimdi ile yeni bir eleştiri boyutu lcatar. Bu da her şeye ve herkese karşı toplumsal olandan kopma istemidir; özgürleşmeyi özgürleşmeden daha çok önemsemedır. Birçok şairde eksik olan özgünleşme, sadece şiirin biçim bilincinden değil, şairlerin Felsefesiz olmasından kaynaklanır. Bu nokta Salih Bolat için son derece güvenlidir, çünkü Bolat'ın şiirini yine Bolat'ın şiiri savunur. Kitabın son bölümünü oluşturan şiirler, gelecek'rir. Son derece etkileyici, gelişen, kendini aşan ve yer yer de kendini yıkan şiirlerdir bunlar Lirik'ler de 11 şiirden oluşur. Belli bir ideolojik içerme gücü olan şiirlerde, bu gücü arttıran uzun dizelerin ağırlıklı olması, Bolat'ın önümüzdeki dönemde uzun soluklu şiirlere yaslanacağının da bir göstergesidir. Ancak, bireyselliğine gösterdiği özeni, anlamsal daralma ye sıkıştırma konusunda da göstermelidir. Salt anlama dayalı şiirlerin Gece Tanıklığı'nı zayıflattığı da şair açısından göz ardı edilmemefidir. Şiirinin düşünsel ve bedensel boyutlarıyla, toplumsal olanı aştığını gözlemlediğım Gece Tanıklığı'nda, anlama yaslanarak bir vefa borcunun varlığını duyumsadığımı da söylememd.e yarar var. Ancak buborcun, Bir Afişin Önünde, Sınır ve Sonsuz adlı kitaplannda ödendiğini bilmek durumıında olan Bolat'ın şiirini bireysel kopmanın eşiğine getirdiğinin umarım bilinçindedir. Çünkü, Bolat için de, birçok şair için de, kullanılmış anlam ve anlatımcılık, çoğu kez idealizmdir. Idealizm ise mülk edindirir, böylelikle şair, şiiri mülk edindiğinde, tek boyutlu bir ideolojiyi kurmaya, ya da ideolojinin kurmacası olmaya başlar. Oysa olmayanı istemek olana karşı biricik orijinaldir şiir!B SAYFA 15 zeşmenin ve uyumun önüne geçebilmemiz için dışardan gelen yıkımlardan çok içimizden gelen yıkımların ciddiyetini duyumsatır. baktşlarıyla/ ölülerin taşıdığt sabah vakti. Kitabın üçüncü bölümüne adını veren Gece Tanıklıfeı şiirleri, şiirin insancıl içeBölümün giriş şiiri, zaman içinde varo1/ geceye oyulmuş uykum 2/ kuşlar gi riğiyle kurşulanır. Kültür parçalanmasılusa önemli bir göndermeyle başlar. Andiyor, göğüslerinden geçirerek rüzgart/çıp nın, tarihsızleşmenin, beliek yitiminin, cak şair söyleminde eleştiren değil, kenlak kızlar zambak topluyor yağmurda 3/ esinç ve tutkunun ölümüne yolaçan, dudisini bir olasılığa dönüştürerek eleştirigö'lüm ben/ aynasıytm karantık geyikle yarsızlığa karşı, neredeyse yerçekimi yalen konumuna yerleştirir. Bilinç biçimlerin/ suya inmış ve ölmüş/ 4 oluktan küp sasını da asan bir karşı çıkış öğesi sunar. rinden biri olan, aynı zamanda ve aynı lere dolarken tşıklı su/ nereye kadar gide Bu bölümae motifleri, yerini imgeler, anmekânda iki ayrı özne olma güdüsünden ceSiz bu sesle; her akşam çatılanmızda ko latıcılığın yerini ise yaratıcılık anr. Bolat, kaynaklı son derece gelişmiş nir birey tarnaklayan yazla/ gün, htç kullantlmamış bir şiirine ltarşı dışardan da müdahale eder, zıdır karşılaştığımız. Bofat'ın böyle bir seçekiç gibi avluda/ dururken, kiilleparlattl böylelikle şiire sahip çıkmaktan çok, onun çimeyönlenişi, deyamlı aynı söylemi duymış gümüş ok/ 5 ölünün son kez öpülen özgür pratikler yaratmasına olanak tanır. mak ısteyenlere bir tepkidir. Doğaldır ki, eli; tek yanlı acı/ gert vermeliyim günbatı Şiirine ikonografik olarak yaklaşır; böyleşairin aynı söyleme dayanarak şiir yazmamından kopardıg'ım mührü/ hir atın stntr lıkle ideolojisı olan ortak dııyulan arasınsı sığkkta yüzmesi anlamına gelir, çünkü; larında, saklanmı^ günesi/ 6 otursam şu daki ilişkide, sadece şiirin dilini öne cıkaşair Dİr talebi karşılamakla yetinmez (asraya, kütüğün üstüne, baksam/ görürüm rır. Bu yaldaşımıyla Bolat, sınıf çelişkilelında zorunlu nedenlerle yer yer talebe yiiandaki yön bilgisini, kuştaki uçuşu/ 7 rinin varlığına karşı olan duyarlılığını orkatılırkatlanır, ancak bu onun özgürlüğü uyuyan çocuğun düşünceleriyim. ganik aydınorganıTc edebiyatçı noktasına değildir), kaldı ki şairin kendisi aynntılı taşır. Dikron (zaman içinde varoluş) ekbir taleptir. Bu yüzden gündelik hayatın Anımsamalar, Gece Tanıkhğı'nı, biseni etrafında, geçmişi, şimdiki zamanı ve estetiğini toplumsal olana karşı da gözeçimsel olarak da formüle eden şiirlerdir. gelecek olant yeniden dıizenler. Şiiri amatir. Kısa vurgulu! Daha çok dışsallık öğeleriycın bir parçası için kullanmaktan çok, inle şiire bir mekân yaratan Anımsamalar, sancıl olanla sistemsiz bir ilişki içerisine /// yağmur şafağtn ayaklartna doluyor yaratıcı eylem ve yaratıcı mekân işlemlitaşır ve kendisi de bu ilişkiye katılıp ilişkırbaanı/ boşluğu taşıyan ıştk sönüyor/ ğini şiire yükler ve şiir sairle birlikte bağıkide taraflanır. Sistemsizlik şairin ve şirüyalanmızla sarstyoruz gecenin temelıni şık ve alışık durumlara lcarşı, karşıt bir özirin bilinçli secimiyse, o aynı zamanda ikneye dönüşür. Bu şairin bilgi bilinciyle, tatidann reddeailişidirde. Çünkü şiirin di111/ ahşap duvar gibi üstü'müze yıkılıyor rih bilincini şiirde bulusturmasından, tali gerçeğe göre değil, gerçeküstüne, ütogece/kumftrtınasına tutulan develerin derisine/ ışlemış kum tanelerinı temızler girih bilincinin durağan değil, hareketli bir pik olana yakındır ve sistemselleştirilen bi/ lenıizliyoruz, gölgelerimize saplanan eylem olduğunu duyumsatmasından kaydil, gerçeğın kavramlara indirgenmesi ve ytldtzlar. / nercde kanatlan almmıza değen naklanır. Salih Bolat, Anımsamalar'a şisalt gerçeğin kavranması içindir. Gerçekartaft/ ıstemıyoruz, baykuşun bacadan ire özel özgünliikler getirir. Artık birleşğin kavramları nesneler gerçeğidir; bu dökülen karanlık sesini. tiren, buluşturan olmaktan çıkar ve bir şayüzden nesnelere karşı da nükmedici güirin olması gerektiği duruşu imler: Ayrışcüyle, nesnelerin başka bir şey olmadığımayı ve kopmayı ayrıştığı; basit olandır, nı, olamayacağını öngörür sistemleştirilGece TanıklıgVm oluşturan 31 bölüm sığ olandır. Anımsamalar'da şiirsel işleyimiş dil. Oysa şair, kavramların ya da idelük şiir, tarihselbilinç içerisinde yol alıp şe uygun olan mekânlarda bir bilinç tavolojinin birbirine bağlı ve bağımlı olan kendisine ve okura özel bir mekân yararıdır ve dünya görüşü tarihsel açıdan ilemantık çizgilerini büyük bir cesaretle terk tır. Bu mekân özeleştiriden başlar veeleşri olan toplumsal sınıfın gerçeklığiyle özeder, durmadan özgün bir çağrışım iceritiride olgunlaşır. Belki de savunduğu dedeşir. Salih Bolat, Anımsamalar bölüsinde bulunur. Üstelik bunu yaparKen, ğerlere övgüyıe değil, biraz korku ama içmünde, gelişmiş mekânları ve izleği, dünsistemin, yönteminin, aksine, kullandığı ten bir eleştiriyle bakan şairle karşı karşıya ile ben arasınuaki benzeşmenin ve uyumalzemeyi (dili, biçimi, içeriöi) eskitmekyayız. Bunu daha da anlamlandırırsak; şamun önüne geçmek için kullanır. Çünkü, ten hiç de korkmaz, arkasında yasanmışımeki bireysel bilinçlilik, tarih bilincıniyi şiir yapısı ve yapıcısı gereği, benzeşme lığın kanıtı olarak kutsal bir imge Dirakır. den bağımsız değildir. Dolayısıyla şair ve uyumun önüne geçme çabasını sürekkendinden öncekı kayıtlı şiire baktığında li hale getirmeyi amaçlar, bunu yaparken // Gece nereden catlarsa oradan geçece kendini tarihin içine koymuş olur. îşte bu de her defasında yeni bir imgelem olası $,iz/ cllerimizde eski denizler, yanktların nokta Bolat'ın şiirinin üstbifincidir ve bu hğı öne sürer. Bununla da yetinmez, bendırdıfo/ bakacağtz, bir gümüş kedının bilinç biçimi, hem bireysel bilince, hem CUMHURİYET KİTAP SAYI 564