23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Örnek Suçlar/ Max Aub/ Çevtren Memet Baydur/ îyi Şeyler Yayıncılık/ 128 s. Ölüm, üzerine bir güldeste bu kitap. Ölümle dalga geçen, ölünıü ti'ye alan, ölüme nanik yapan bir güldeste... Mahkeme tutanaklarına bir kulak röntgencisi gibi yaklasan Max Aub, birbiri ardına sıraladığı "cinayet incileri"yle okuru, yaşamın güzelliği yanında öliimün gülünçlüğü üstüne düşünmeye ve keyif almaya çağırıyor. Gül Işığı/ Hâ/ız'dan Gazellerl Çevıren Kenan Sarıaltoğlu/ îyi Şeyler Yayıncılık/ 76 s Şirazlı Hâfız (?1390) îran edebiyatının gazelin öncüsü olan Hâfız'ın asıl adı Şemseddin Muhammed'dir. Yaşamı hakkında kesin bilgilerden yoksunuz. Şiraz'da doğup öldüğü biliniyor. Hâfız'ın şiırindc ana konu sevgidir. Eslci Arap şiirlerinden, özeüikle "cahiliye uönemi ozanlarından esinlencn Hâfız'ın şiirlerinde duygu, ııyum, diizen ve bütünlük öğeleri egemendir. Gazel türünde yaygın olan, her biri ayrı bir konuyu işleyen bağımsız beyit Hâfız'da pek yoktıır. Dize ve beyitler anlam ve konu bakımından bütünlük gösterir. Hâfız'ın, "Divan'da her türlü inanç katılığına, dinsel kısıtlamalara karşı çıktığı görülür. Ona göre şarap, insanı yaşamın ağırlığından kurtanr. Iranlı bilgin Sikatül Isfam Nuri'ye göre Hâfız'ın gazellerindeki "şarap" ve "güzel" gibi sözcükler soyut anlamlarıyla değil gerçek anlamlarıyla bu şiirlerde yer alırlar. "îki yıflık şarap, halis yıllanmış şarap, ondört yaşındaki güzel de, ondört yaşındaki güzeldir..." Hârız dan etkılenmeyen Osmanlı şairi yok gibidir. Batı'nın büyük ozanı Goethe de ona özenerek "DoğuBatı Divanı"nı yazdı... Taşa ve Kemige Yazılıdır/ Za/er Şenocak/ Çeviren Menekşe Toprak/ îyi Şeyler Yayıncılık/ 49 s. Zafer Şenocak. 1961'de Ankara'da doğdu. 1971'den beri Almanya'da yaşıyor. Alman dili ve edebiyatı, poutika ve felsefe eğitimi gördü. 1979'dan beri Almanca şıirler, öyküler, romanlar, denemeler yayımlıyor. Çcşitli Alman gazetelerine makaleler ve yorumlar yazıyor. Şiir kitaplan: Elektrisches Blau (1983), Verkauf der Morgenstimmungen am Markt (193), rlammentropfen (1985), Ritual der Jugend (1987), Gençlik Ayinleri (1994, YKY)Das Senkrechte Meer (1991), Fernwehanstalten (1994). Deneme kitapları: Atlas des tropischen Deutchland (1992), War Hitler Araber? (1994), Hitler Arap mıydı? (1997). Öykü Kitabı: Der Mann im Unterhemd (1995), Atletli Adam (1997). Romanları. Die Prarie (1997), Gefâhrliche Vermandschaft (1998). Yunus Emre'nin şiirlerini Das Kummerrad/Dertli Dolap (1986) Almancaya çevirdi. Yazar Berlin'de yaşıyor. Sinema ve Kadın/ Attllâ Dorsay/ Remzi Kitabevı/ 227 s. "Evet sinemaya artık kadınlar geliyor. Kararlı, inatçzı, hatta kızgın ve radikal biçimde... Amaçları, dizginleri, erkeklerin elinden almak ve en azından kadın filmlerini bizzat yönetmek mi? Yoksa çok daha gözüpekler mi?.. Ama ben, kendi adıma, sinemada kadını hâlâ en güzel ve en hülyalı haliyle, bir 'glamour' öğesi gibi hatırlamak, onu sanki beyazperdeyi ışıtan kutsal bir varlık gibi görmek istiyorum. Belki kadınlara hayranlığımdan, belki bilinçaltı erkek egemen tavrımdan..." diyor Atillâ Dorsay. • gerçektir. Bu esaslar, gerçekte bürokrasiyi, hatta idareye karşı dava hakkı olan reâyâyı, hükümdar OSMANLI ÜA karşısında direnç gösterebilen bir DEUHHUlK.MMtfT güç durumuna getirmektedir. Adalet anlayışı, haksızhkları kaldırma çabasıyla ilan edilen adaletnameler, bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Bürokratlar, asker ve ulema ile birlikte hareket ederek bu prensipleri çiğneyen bir hükümdarın saltanatına son verebilir; Osmanlı tarihinde bunun misalleri az değildir. Bürokrasi; kanunu, yani devlet idaresinde objcktif kuralları temsil eden bir kurum olarak, din ve devletin selameti adına hükümdarın karşısına çıkma gücüne sahiptir. Buna karşı hükümdar da, bürokratı veziri azam) hiçbir kıırala bağlı olmaksızın azletmek gücüne sahiptir; böylece bu iki güç arasında bir dengeden söz etmek mümkündür. Bu durum, yazıya dökülmemiş bir anayasal denge rejimini anımsatır. Osmanlı devletinin uzun yüzyıllar payidar olmasını, tarihci böyle çözmektedir" diyor Halil Inalcık. llılıl Ittıkıl sorunları ve çözüm önerileri bu kitabm başlıca konuları arasındadır. Devlet ve DemokrasiAnayasa Hukukuna Giriş/ Server Tanilli/ Adam Yayınları/ 653 s. Toplum yaşamında, ağırlığını üzerimizde en çok duyduğumuz kurumdur devlet. Her yönden kuşatmıştır bizi, her şeyiyle etkiler ve karışmadığı da yoktur: Düşüncemizden aşımıza ekmeğimize dek. Ama en az tanıdığımız da odur. Devletin ne olduğunu bilmeyiz pek. Niçin vardır? Aslında kimin adına, ne yapar? Bize bir şeyler anlatmışlardır ve onlarla yetinmemiz istenir. Işin gerçeğini bıraz kurcalamaya kalksak, engel çıkarırlar; yasaklarla karşılaşırız, olmadık şeyler gelir başımıza. Demokrasi için ue öyle. Sınıflı toplumların yazgısıdır bu! Oysa iyi bilmeliyiz bu kavramlan; yalnız insan olarak hakkımız değil, yurttaş olarak görevimiz de. Sonra, bir yüzyılın Dİtiminde, özellikle demokrasi ve insan hakları, pek büyük bir güncellik kazanmış durumda ve evrensel değerler arasında; kuramdan uygulamaya gecmesi için, devletlerden olduğu kadar bireylerden beklenen de var. Böylece, ilgisiz kalamayız. Elinizdeki kitap, işte bunları anlatıyor. tnsanlığı Nasıl Bir Gelecek Bekliyor/ Server Tanilli/ Adam Yayınları/ 467 % Yeni bir yüzyılın başlarındayız. Yüzyıl neler nazırlıyor? tnsanlığı nasıl bir gelecek bekliyor? Geçmişin öyküsünü bilsek de, bu sorulara hemen yanıt veremeyiz; ama dünyamızın karşı karşıya bulunduğu sorunların dökümünü yapmak elimizde. Onlara bakarak ufkumuz aydınlanabilir. îlk akla gelenler de şunlar: Dünyamız yağmalanıyor, nasıl önlemeli? Bilim ve tekniğin uygulanışında büyük sapmalar var; onları gidermenin yolu nedir? Insanlar hızla çoğalıyor; kentler, hastalıklı bir büyüyüş içinde, kapitalizm, küreselleşmeyi de arkasına alarak yeni bir fetih çağına girmiştir; eşitsizlikler diz boyu ve dünya çapındadır; demoKrasi fikir olarak zafer kazanmıştır ama, "piyasanın diktatörlüğü" kurulmuştur; hoşgörüsüzlüğün kaynakları, en başta da ırkçılık ve köktendincilik ayakta. Liberalizm şarkılarıyla çözülecek sorunlar mıdır bunlar? KuzeyGüney zıthğı devam ediyor, barış bugün de "savaş ağaları"nın insafına kalmış halde. Bu ortamda demokrasiyi derinleştirmek nasıl mümkiin olaçak? Bütün insafsız koşullara karşın "daha insanca bir dünya" kurmak mümkün deniyor; yeter ki dünyayı değiştirelim. Ama nasıl, hangi yönde, kimlerin aracılığıyla? Aydınlara düşen ne DU konuda. Yaşamsal, ancak çözümsüz de olmayan sorunlar. Kaçıntlmaz Adalet/ John T. Lescroart/ Çeviren. Zeltha lyıdoğan habayigit/ Altın Kitaplar Yaymevıl 480 a. İ loşgörü ve umut kenti San Francisco'da bir beyaz öldürülmüş, günahsız bir siyah linç edilmişti. Umut kentinin mutsuz insanları, hoşgörüsüzlüğün karanhk gökyüzünü kanla boyayan alevleri arasında içlerindek.i hıncı söndürmeye çalışıyorlardı. Politikacılar, avukatlar ve polis teşkilatı ise birbirleriyle kıyasıya mücadeleye girişerek karmaşanın büyümesine yardım ediyorlardı. Kanun ve düzenin sona erdiği yerde son umut adaletti elbette... Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten Çocuklar Cennetten/ ]nhn Gray/ Çeviren: Fatoi Dtlber/ Altın Kitaplar Yayınevi/ 384 ç Toplumun en küçük yapı taşı dediğimiz aile kurumunun ayrılmaz parçası olan çocuklarımızla ilişkilerimizde istesek de istemesek de pek çok sorun yaşıyoruz. Venüs'lü ve Mars'lı annebabalar olarak çocuklarımızı yetiştirirken yaşadığımız sorunların neler olduğu ve bunlara nasıl çözüm bulacağımız konusunda John Gray pek çok yeni öneri sunuyor; diyor lci; Çocuklarınızın kendilerine özgü içsel potansiyelini geliştirebilmeleri için onlara hoşgörülü davranın. Çocuklarınızın hata yapmasına izin verin ki, hatalardan ders alarak, başarıya ulaşabilsinler. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 564 tştanbul Boğazı/ Petrus Gyllius/ Çeviren' Erendiz Özbayoğlu/ Eren Yayıncılık/ 268 s. Istanbul Boğazı, girenleri kucaklamak it,in kollarını açmış tepelerle çevrilmiş gibidir. Daha sonra Myrlea Burnu'na kadar iki mil uzunluk boyunca bir millik geçide kadar daralır. Sonra da dunv düz ilerleyerek çok. sayıda liman dolu koylar oluşturur. Marmara'ya kadar büyük büküntüler ve cok sayıda koyla Byzantion'un (îstanbul'un) surlarına kadar kıvrılarak uzanır. Byzantion'un gaga gibi olan burun başı tarafından ikiye ayrılır: Daha hızlı ve büyük olan bölüm Propontis'e (Marmara) doğru, girintili kıyılarla, Kadıköy'le Byzantion arası 14 stadion açılınca/a kadar vavaşca ilerler. Benzer biçimde, eş bir girişe, Karadeniz den inen gemi yolcularını aldığı gibi, Karadeniz'e çıkanları da içinde barındırır. Öteki bölüm Keras (Boynuz; Haliç) adı verilen körfezi oluşturur. Başka söze ne gerek var? Istanbul, Boğaz olmadan var olamazdı ya da sıradan bir kent olurdu. l A TM.LA DORSAY SİNMİMA Strasbourg Yazıları/ Server Tantllı/ Adam Yayınları/ 488 s Strasbourg, Fransa'nın önde gelen kentlerinden, sırtını köklü bir tarihe dayamış bir kültür ve politika merkezi; yolu "hasbelkader" oraya düşmüş, orada saygın bir üniversitenin öğretim kadrosuna katılmış, son yıllarını bu kentte geçirmiş ve geçirmekte olan Türkiyeli bir aydın. Server Tanilli'nin yaşamöyküsünün bir sayfasında da bunlar yazılı. Tanilli'yi kitaplarından tanıyoruz. Bu kitabında ise gazete yazılarından bir seçme var. Yazarın, haftada bir gün, Strasbourg'da yazıp Cumhuriyet'te yayımladığı bu yazıların konusu, onun çeşitli Avrupa kentleri üstüne izlenimlerinin yanı sıra, aydınlanma, bilim ve felsefe; dil, edebiyat ve sanat, doğa ve insanlık; emek, toplum ve devrim; Islam, Osmanlı ve Anadolu; kadın hakları; Cumhuriyet, demokrasi ve eğitim; geçmiş ve gelecek üstüne duygu ve düşünceleri. Son olarak da, "evvel giden ahbab 'a selamları. Bir deneme ya da söyleşi tadındaki bu kalem oynatmalar, "bir bakıma" da olsa, akla, bilime ve erneğe başköşevi veren bir topluma; daha insanca bir dünyaya yollamada bulunuyor. Böylece yazıldıkları tarih geride de kalsa, güncellikleri sürüyor. Dünyayı değiştirme düşüncesinden dönmemiş; Cumhuriyet, demokrasi ve laiklikten ödün vermeyen; bu nitelikleriyle de, "Aydınlanmacı" ve "devrimci" bir kalemin ürünleri. Soran, sorgulayan yazılar. Başlangıcından Günümüze Dersim Tarihi/ Alt Kaya/ Can Yayınları/461s Ali Kaya'mn ilk kitabı Tunceli Kültürü 1995'te yayımlandı ve bu kitap 14 yıllık yoğun bir çalışmanın ürünüdür. Tunceli'nin vazılı tarih öncesinden günümüze kadar olan derin tarihini incelemektedir. Dersim adının anlamı; Dersimlilerin kökeni, dili, inançİarı, aşiretlerin tarihsel gelişimleri; bugünkü Tuncefi'nin coğrafi, idari, sosyal ve ekonomik durumu, günümüz Tunceli Osmanh'da Devlet, Hukuk, Adâlet/ Halil înalcık/ Eren Yayıncılık/ 208 v. "Osmanlı devletinin 700. yıldönümünde, bu devletin birçok millet ve dini, altıyüz yü nasıl bir arada tutmuş ve idare etmiş olduğunu açıklamaya çahşmaktadır. Prensip bakımından Osmanlı ülkesi ve nalkı, iktidarını Tanrı'dan alan ve yalnız Tanrı önünde sorumlu patrimonyal, mutlak bir hükümdarın hükmü altmdadır. Bununla beraber onun bu iktidarı, nasıl siyasi bir pragmatizm dairesinde kanun, adalet ve ahlak prensiplerine göre icra etme zorunda bulunduğu da bir SAYFA 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle