28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

' tstiridye Çocuğun Hüzünlü Öliimii/ TimBurton/ Çeviren: Tarık Günersel/ OM Yaytnevi/ 126 s. Soluk kesici aksiyon filmleri, acıtatlı çağdaş peri masallan tasarımcısı Tim Burton, hem nükteci hem de korkunç olan, eşsiz görsel yaratıcılığı sayesinde üne kavuştu. Bu kitapta, tüyler ürpertici derecede sevimli (toplumun yanlış değerIendirip dışladığı, acımasız dünyalarında sevgi arayan ve bir yerlere ait olmaya çalışan) çocuklara rol veriyor . Burton'un okuru heyecanlandıran sevimli resimleri, bu karanlık ama aynı zamanda yalın varlıkların (hepimizin içindeki kötü yabancıya seslenen ve uzun zanıan önce unuttuğumuz bir dünyaya gülmemizi sağlayan, umutlu, talihsiz kahramanlar) hem şirinliğini hem de felâketini ortaya koyuyor. Altay Türkleri'nde Olütn/ JeanPaul Roux/ Çeviren: Aykut Kazanagil/ Kabala Yayınevi/ 352 s. Türkler, Moğollar ve Tunguzlann oluşturduğu Altay toplumlarının yaşayışları dilsel ve dinsel olarak hâlâ tam anlamıyla çözümlenememiştir. Paganizm, Mazdeizm, Budizm, Manihaizm, Nasurilik, Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık ayrıştınlamaz biçimde iç içe geçmiştir. Ülkemizde Türklerin Tarihi, Türklerin ve Moğolların Eski Dini gibi aynntılı çalışmaların yazarı olarak tanınan JeanPaul Roux, "ölüm" gibi dinsel, kavimsel aynlıkların ötesinde çıplak insan gerçeğine ulaşmayı sağlayan bir kavramı son arkeolojik incelemelerin ışığında inceleyerek Altay toplumlarına genel bir giriş yapmamızı sağlıyor. Zaman Denen Oyuncak/ Tarık Günersel/ OM Yayınevi/190s. 1953'te îstanbul'da doğan Tarık Günersel şiir ve hikâye yazmaya 1962'de başladı. Kadıköy Maarif Koleji'nde okurken kazandığı AFS Uluslararası Bursu ile liseyi ABD'de bitirdi. 1972'de "mozaik" projesi doğdu kafasında. Şiirleri ilk defa 1976'da Murat Belge ile Can Yücel tarafından Birikim dergisinde yayınlandı. "Dinlemeyi 25, konuşmayı 35 yaşında öğrenmeye başladım. Yazmayı ceninken de biliyordum. 19'unda mozaik projesi, 27 yaşımda kızım doğdu. 46 yaşında, artık, okumaya hazırım. Yazdıran kudret ne? Sonlulukla sonsuzluk arasındaki gerüimli aşk" diyor Tarık Günersel kitabının arka kapağında. GestapoResimlerle Nazi Tarihi/ Rupert Butler/ Çeviren: Elâ Yıldırım/ Aksoy Yayınctlık/ 304 s. Gestapo: Bugün hâlâ onbinlerce kişinin anılarında karanlık bir sayfa. Yalnız adı bile, tarihte eşi benzeri bulunmayan bir zulmün ve şiddetin görüntülerini çağrıştırıyor. Hitler'in Gizli Devlet Polisi olan Gestapo, hüküm sürdüğü on iki yıl boyunca, Avrupa'ya korku ve dehşet saldı. Hatta korkunun bütün sınırlarını ihlal etti... Ondan ancak fısıltıyla söz edilebildi; yalnız kendi yasalanyla hareket etti. Devlet içinde devlet oldu... îşkence, hile, katletme ve soğukkanlılıkla uygulanan şiddet... Bütün zamanların en uç noktasına Gestapo döneminde ulaştı. Uygulayanlar, üstün ırk olduklarını sananlardı. Göring, Hımmler veHeydrich'in emrinde NS yönetiminin en tepesine ulaşan Gestapo'nun yaptığı her eylem, kullandığı her araç insanlık tarihinin en flkel ve en vahşi olanlarıydı... Nasyonal sosyalistlerin diktatörlüğüyle birlikte, meşhur Gestapo'nun sınırları da genişledi: Casusluk ağı, özel hayatların en ücra köselerine el attı. Devlet yaptırımlarının hiçbir sınırı kalmamıştı: Toplama kamplarına gönderme yetkisinin yanında, sorgulamalarda işkence kullanılmasına da izin vermişti. Savaştan sonra, Gestapo işlediği suçun kanıtlarını yok etmeye çalıştı, ama başarılı olamadı. Izleri silinemezdi... Hiçbir dünyalının gücü yetmeyeceği bir noktaya gelmişti çünkü... Gestapo ardında, etkisinin doruğundayken yaptıklannı ayrmtılarına dek kanıtlayan yeterince belge, fotoğraf, tanık ve evrak bıraktı. Rupert Buder, Nazi Almanyası'ndan geriye kalan bu belge ve resimleri toplamış, biraraya getirmiş ve ibret verici bir kitap çıkarmış ortaya. SAYFA 22 Paris Güncesi/ Demir Özlü/ P Kitapltğı/ 79 s. "iki yıl önce Feriköy'deki evimizin depo olarak kullanılan odasında eski yıllara ait bazı dosyalar buldum. Ortalama otuz beş yıl öncesinin, pelür kâğıdarına yazılmış nodarı. Bunlar arasında 19611962 yıllannda Paris'teyken zaman zaman tuttuğum günlük parçalan da vardı. Paris Güncesi: 19611962, sanınm, her şeyden önce yazanna sesleniyor. Notları tutarken bir gün yayımlanacağını hiç aklıma getirmemiştim. Çok iyi anımsıyorum. Fakat, şimdi buna bu notlar, benim dışımda kalmış bir dünyanın o yıllardan ışık veren çizgiferini yansıtıyorlar. Daha önemlisi, bir kuşağın enteIektüel uişkilerini, ruhsal konumunu yansıtıyor" diyor Demir Özlü. P Kitaplığı'nın ilk kitabında. P Kitaplığına yayın yaşamında başanlar diliyoruz. Müziğin ABC'si/ Ntcholas Cook/ Çeviren: Turan Doğan/ Kabala Yayınevi/ 196 s. Müziğin ABC'si okuru müzik ve müzikle ilişkilendirilen değer ve nitelikler üzerinde düşünmeye davet ediyor. Folk, klasik, caz, pop, rock, etnik, tekno... Dünyada sayısız müzik türü var olduğu gibi dinlenen her müzik türüne özgü bir düşünüş biçimi de vardır. Işte bu kitap da Beethoven'dan Spice Girls ve Çin Zitar müziğine dek müzik hakkında bir düşünüş sistemi sunuyor. Müziğin banndırdığı kişisel, toplumsal ve kültürel değerlerin yanı sıra, halihazırdaki geleneksel kavramların yetersizliği, dinleyici, müzisyenin müzik teki rolü de bu kitabın içerdiği konular arasında yer alıyor. Bilerek dinlemek isteyen okurlar için. Altın Balık/ Le Clezio/ Çeviren: Bahadır Gülmez/ lletişim Yayınları/ 210 s. Altın Balık, altı yaşındayken kaçırılan ve Kuzey Afrika'ya getiriüp Lalla Asma'ya satılan Leyla'nın, doğduğu topraklara geri dönmesinin hikâyesi. Büyükannesi gibi sevdiği Lalla Asma'nın koruması altında yaşayan küçük kız, onun ölümünden sonra geçmişine ait elinde kalan tek somut iz, hilâl şeklindeki küpeleriyle Fas'tan Güney Amerika'ya uzanan uzun bir yolculuğa çıkar. Artık yalnızdır ve köşebaşlannı tutmuş, onu yakalamak üzere bekleyen olta ve ağlarla tek başına mücadele edecektir. Le Clezio, bu küçük Altın Balık'ın kendi özüne ulaşma yolculuğunu, sürdüğü berduş hayatı, kurduğu dosduklan ve tanıdık sesler yardımıyla kendi coğrafyasına dönmesini anlatıyor. Binyılı Sorgulamak/ Stephen Jay Gould/ Çeviren: Tuncay htrkan/ lletişim Yaytnlart/ 143 s Binyılı Sorgulamak, Stephen Jay Gould'un, milenyumun anlamının peşine düşen ve takvimbilim, astronomi ve tarihten devşirilmiş ilginç hikâyelerle örülü yazılarından oluşuyor. Gould, şu üç sorunun cevabını arıyor: Binyıl tam olarak ne anlama gelir ve bu anlam, Isa'nın yeryüzündeki binyıl hâkimiyetinden insanlık tarihini binyıllık seküler bir dönemine nasıl kaymıştır? Yeni binyıl ne zaman başlıyor; 1 Ocak 2000 de mi, yoksa 1 Ocak 2001 'de mi? Gould'a göre bu hiç de önemsiz bir mesele değil, çünkü çözümsüzlüğü 20. yüzyıl külltürel tarihi hakkında bir fikir veriyor. Ve son olarak, niçin takvimlerimiz bizi keyfi bir düzenlilik aramaya ve binyıl düşüncesi karşısında büyülenmeye itecek kadar karmaşık olmak zorunda? Gould'un binyıl meselesi üzerinden insanlığa bakarken değindiği tarihsel ve bilimsel olgular arasında, farklı takvim uygulamaları, bir 6. yüzyıl keşişinin sonuçlarını halen yaşamakta olduğumuz kronoloji hataları ve otistik bir gencin, geçmiş ve gelecek günlerin haftanın hangi gününe geldiğini hesaplama yeteneğini geliştirmesi de var. Yazdığı her popüler bılim kitabı çok satanlar arasına giren biyolog Stephen Jay Gould, binyılı sorgularken de zeki ve eğlendirici. Dantevari Denemeler Shakespeare'in BelleğiToplu 'EserIeri7/ Jorge Luis Borges/ Çeviren. Peral Bayaz Charum/ lletişim Yaytnlart/111 s. tekniğini ve edebiyat hakkındaki düşüncelerini neredeyse tek baştna değiştiren, eserleriyle çağımıza damgasını vuran bir şair, öykü ve deneme yazan. Borges okurlan, yazann flani Komedya ve Shakespeare'in eserlerine olan hayranlığını iyi bilirler. Üstat Arjantin Ulusal Kütüphanesi müdürüyken, rafların arasındaki boşluklara Dante, Shakespeare ve Calderon'un adlannın yazılı olduğu levhalar astırmıştı. Elinizdeki kitap, yazann yaşamırun sonuna doğru yayımlanan iki kitapçıktan oluşuyor. Dantevari Denemeler, Borges'in Ilahi Komedya üstüne yaptığı bir 'derin okuma' olarak tanımlanabilir. Shakespeare in Belleği ise, aynı adlı öyküyle 1983'ten önce değişik kitaplarda yayımlanmış üç öyküden oluşuyor. Okurlanmızın ilk kez Türkçe ye kazandınlan Dantevari Denemeler'i ve Shakespeare'in Belleği'nin bu yeni çevirisini ilgiyle karşılayacaklarını sanıyoruz. Travnik Günlüğü/ Îvo Andriç/ Çeviren Tahir Alangu/ lletişim Yaytnlart/ 500 s. Ondokuzuncu yüzyılın başında Osmanb'nın Bosna eyaletinin başkenti Travnik. Türk, Bosnalı, Sırp, ftrvat, Arnavut, Levanten, Yanudi, Fransız, Avıısturyalı kimliklerinin çeşitli diller, kültürler, mezhepler şeklinde birbirlerine girdiği tipik bir Osmanlı Balkanları manzarası. Ve bu manzaranın fonunda yavaş yavaş çöken Osmanlı Imparatorluğu ve Batılı devlederin pastadan pay kapmak için verdikleri bütün mücadele. Bu mücadelenin yansıması olarak, Fransa ve Ayusturya'nın Travnik'te konsolosluk açmalan. III. Selim'in Batılılaşarak çöküşü durdurma çabalannın Travnik'teki vezir konağından görüntüsü. Müslüman Balkan topraklannda Batılılaşma ile yüzyüze kalan Osmanlı geleneksel kimliğinin direniş çabası. Ve bütün bu büyük siyasi olayların tek tek insanlar tarafından algılanması, hayatlanna yansıması, onlan değiştirmesi. Muazzam bir toplumsal değişim fonu önünde, ancak çok büyük romancılann yazmayı başarabileceği bir insanlık gerçeği. Bosna'nın aynasından yansıyan bir Osmanlı kimlikler kataloğu. îvo Andriç'ten bize çok daha fazla şeyler ifade eden bir başeser. tştanbuTda 1894 Depremi/ Fatma Üreklt/ lletişim Yaytnlart/155 s. Yer Istanbul. Tarih 10 Temmuz 1894. Saat 12:24. Önce yerin altından ürkütücü sesler yükselmeye başladı. Ardından şehir üç şiddedi sarsıntıyla adeta bir beşik gibi sallandı. Aradan henüz birkaç dakika geçmişti ki, doğa asıl darbesini vurdu... Toprak lodos yemiş bir deniz gibi önce yükseldi, ardından alçaldı. Toplam on yedion sekiz saniye süren deprem, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu güzelım şehri ve çevresini harabeye çevirmeye yetmişti. Bu kitapta 1489 depreminden başjayarak şehre hasar veren tüm depremler, tarihin tozlu sayralannda yapılan titiz bir çalışmayla gün ışığına çıkardırken, kitaba adını veren ve Istanbul'u yerle bir eden "1894 Depremi" çalışmanın odak noktasını oluşturuyor. Depremin îstanbul'u nasıl 'vurduğu', yakın çevredeki il ve ilçelerin bu afetten nasıl etkilendiği ve hasar tespit çalışmalan, H. Kiepert'in ünlü haritası esas alınarak arîlatılıyor. Anatomist/ Federico Andahazi/ Çeviren: Zeynep Karada/ Gütncel Yayınalık/232 s. Açık bir akademik söylemle, kurmacanın çağnşımsal gücünü ustaca birleştiren Anatomist, 1550 yılında kadın cinselliğinin merkezi olan klitorisi keşfederek ona Amor Veneris adını veren, ama daha sonra tıp tarihinde yok sayılan Anatomist Mateo Kolomb'un, hem edebiyatın hem de insan anatomisinin en uç sınırlarına kadar giden sıra dısı hikâyesi. Yayınlandığı her ülkede büyük yankılar uyanaıran Anatomist'in yaza Latin Amerika'nın ve dünya edebiyatının önde gelen isimlerinden J. L. Borges, çok sayıda yazann üslubunu, rı Andahazi, çoğu yazann işlemeye cesaret edemeyeceği bir konuyu; kadın cinselliğinin keşfini anlatıyor. Andahazi, 16. yüzyıl Rönesans Italyası'nda kurduğu sahnesinde; dönemin ikiliklerini, bilimsel geüşmelerin yanında süregelen tutucu düşünceleri, dönemin çarpıcı cinsel geleneklerini, kilisenin bağnazlığını ve engizisyonun vahşetini olağanüstü bir anlatımla gözler önüne seriyor! Romanın kahramanlan arasında De re anatomica adlı kitabın yazarı Kolomb, dönemin en ünlü fahişesi Mona Sofia ve kendini dine adayan varsıl dul Ines de bulunmakta. CUMHURİYET KİTAP SAYI 518
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle