14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Laıvrence Norfolk, büyük ilgiyle karşılanan romanını genç bir yaşta yayımlamıştı Lempriere'nin Södüğü ya da Theseus'un Labirenti Zengin bir dil, kültür ve bilgi birikimiyle desteklenmiş karanlık bir düş gücünün oluşturduğu görkemli bir anıt duruyor karşımızda. Bu bir labirent. Bu labirente dalmayı göze alabilecek yürekli okuru, yolunu yitirmek, uçurumlardan yuvarlanmak, deniz diplerine dalmak, yerin yedi kat altlarına, cehennem tanrısının mağaralarına inmek, oralarda kendi zihninin gizemli katmanlarında saklanmakta olan kendi yaratıkları, canavarlarıyla karşılaşmak gibi tehlikeler bekliyor... Yazarının zihniyle özdeş genç Lempriere'in kendi canavarlan da cabası... GURAY TEKCE y§ tamamlanmış bir ilk roman. Yazan, yemek pisir mekten ve bahçe işlerinden zevk alan, 1963 doğumlu genç bir Ingiliz: Lawrence Norfolk. Yazar hakkında bildiklerim bunlar... dersem hata etmiş olurum. Zengin bir dil, kültür ve bilgi birikimiyle desteklenmiş karanlık bir düş gücünün oluşturduğu görkemli bir anıt duruyor karşımızda. Bu bir labirent. Bu labirente dalmayı göze alabilecek yürekli okuru, yolunu yitirmek, uçurumlardan yuvarlanmak, deniz diplerine dalmak, yerin yedi kat altlarına, cehennem tannsının mağaralarına inmek, oralarda kendi zihninin gizemli katmanlarında saklanmakta olan kendi yaratıkları, canavarlai karşılaşmak gibi tehlikeler bekliyor... Yazarının zihniyle özdeş genç Lempriere'in kendi canavarlan da cabası... LSBFMIIlM'v OHIHK "Gözünün önündeki mercekler odayı yakalayıp ışık hızıyla tutsağın vüzüne doğru savurdu. Delıkanlı korku dolu bir attı. Mercekler çerçevenin içinden Cl' gözbebekleri emdi ve onu seçilebılen ilk nesneye doğru savurdu. Sobaya. Alevlerin içindeydi. Alevler açeözlulükle onu yalıyordu. Tahta cerçeveyle savastı. Ateş yüzünde yanıyordu: Alevlerin arkasında iki göz yakaladı çocuğun gözlerini, korkunç, biçimsiz bir yüz, çarpık bir beden, geçmiş çağların kötülükleriyle kararmış özler, yılanlar gibi kıvrılan ve yayılan irichthonius(l). Alevler gibi. Yalnızca alevler. Bir sobanın, bir odanın içindeki alevler. Minerva tapınağıyla Volkan'ın demirhanesi arasındaki bir odanın." Ve bir başkası: "Son ışık da derenin her iki yanında, tarlalardan aşağı akıp giderken, kocaman bir dip akıntıya yakalanıp karanlığın içine yılan gibi kayan, dalgalanan uzun, ince ağza doğru sürüklendi... Biçimden yoksun dev gibi bir ağız açıldı, vüz iğrenç bir gömü töreninin kurbanı gibi çürüdü, kıvranan ve yüzeye doğru açüıp kütleler halinde dökülen köklerle kânşıp birbiri içine girdi. Yüz ufalanıp giderken altında donuk, güçsüz bir panltı vardı Parçalanan yüzün ağzı, o ince ğ, k karayankkıvranıyor, dudakları pa\ s. çavralar gibi ikiye aynlıyor, soyuluyor, altmdaki bronz biçim ortaya çıkıyordu. Ayrıştı, sonra yine bir araya geldi. Yumuşadı, sonra yeniden belirlendi. Biçimlendi, ama çöktü. Görünümü bir andan ötekinedeğişiyordu, hem tümlenmiş değişim, arkadan gelen bir başkasının habercisi oluyordu. Ama bütün bunlann arasında o. bronz gözler hızlı, kesik soluklar almaya çalışan, yatağın üzerinde kolu ve bacaklan kaskatı kesilmiş durumda yatan, göğsü gergin genç adamın üzerine dikilıydı, ona odaklanmıştı." Eğer okur ters yüzü geri dönüp kaçar, labirente daldığı girişi yeniden bulabilecek kadar şanslı olursa, artık kendi yoluna gitmekte özgürdür. Labirentin içindeki çıkmaz sokaklara sapıp, sonra geriye dönerek yeniden, yeniden deneyecek, savaşımını kahramanca sürdürecek olan okura gelince, doğaldır ki, onu da bazı ödüller Deklemektedir... Merak, heyecan, gerilimden alınan keyif... Kafasının içinde taze rüzgârlann esmeye başladığını duyumsamak... Engin denizlere, serüvenlere doğru sorumsuzca yelken basma özgürlüğü... Gerçek sanat yapıtlannın damakta keskin bir tad bırakan o pür doyumunu algılarken, bu labirentin tümüne egemen olan, zaman zaman incelip kalınlaşan sis perdelerinin içinde çakan ısık noktalan gibi beliren, sislerden sıynlıp canlanan o ilginç karakterler, korkanlar, her akşam hayalinde pupadan pruvaya yeni bir gemi insa eden emekli kaptanlar, soğukkanlı katüler, öfkeli dürüst kişilikler, tutkulu çıkarcılar, soylular, soytanlar, yan kaçık bilim adamları, fahişeler, gizemli, karanlık gruplar ve daha niceleri okura yol boyunca eşlik edeceklerdir. Okur bir yandan bu kışilerle arkadaşlık ederken, bir yandan da, bu 18. yüzyıl dünyasında, toplumsal çalkantıların içinde bulacaktırkendisini. Burjuva devriminin içten içe hazırlanmakta olduğu Fransa'da, sokaklarında işçi sınıfı ayaKİanmalannın kaynaştığı Londra'da dolanıp duracaktır. lnanılmaz mizansenler içinde sahnelenen cinayetlere tanık olacak, bir gizemden diğerine yuvarlanacakür. Tüm bu yaşanülar boyunca omuz başında genç Lempiere bulunmaktadır. Okur elinden tutarak tüm burgaçlara onunla birlikte dalacak, tüm çağlayanlardan onunla birlikte atlayacak, tüm dönemecleri onunla birlikte geçecektir. Öyle ki, labirenti basan ile geçip işin içinde böyle bir olasılık da vardır ışığa lcavuştuğunda artık genç Lempriere sadık okurunun yakın bir dostu, aynlmaz arkadaşı olarak kalacakür. Genç Lempriere, bir zihinsel serüvenci... ölen sevgılisi Euridice'in ardından cehenneme dalan Orpheus gibi sevgüisi Juliette'in peşinde kendi cehennemine düser. Ama daha da öncelikle o, zihninde birbirini kovalayan hayalederin peşindedir. Yaşamı kendisi için karabasana dönüştüren bu hayaletlerle baş etmeye çalışırken bir yandan da, çevresindeki her şeyi animistik bir duyarlıkla gözlemler, giderek kendisi de çevresindeki her şeye dönüşürken kendini alegorik bir anlatımla dışavurur, bir bakmışsınız yağmur olur... "Buludar çekilmişti. Kara sokaklara, çatılann ve kalkan duvarlannın üzerine sicim gibi çarpa çarpa, dondurucu bir yağmur yağıyordu. Yağmur, kayraklann ve Kİremitlerin üzerine çarşaf gibi seriliyor, oluklardan aşağı boşalıyor, duvarlan yıkayarak cadcfeye dökülüyordu. Kaldınm taşlarının üzerinde dans ediyor, hendeklerle su kanallarına doluyordu. Yağmur çakıl taslannı ovalayarak temizliyor, çamurdan kırden ve kepekten anndınyor, caddeden aşağı kalın bir sulu çamur dalgası vuvarlıyordu. Köse bucağı yıkıyor, sokaklan suîuyor, avlulan vaftiz ediyor, at pisliği kümelerine raslaymca yükseliyor, Dalık kafalarını, et sanlmış kâğıdan ve açık lağımlarda boğulmuş fareleri topluyor, bunlan zengin, sıvı bir humus tabakası gibi sürükleyip götürüyordu. Yann ortalığı pis bir koku kaplayacaktı. Ama şimdi yağmur, yıkık duvarlann taşlannı ve kınlmış sütunlaLawrence n delip geçerek kenti teNorfolk mizlemek için şiddetini kullanıyordu, erimekte olan kente kendi biçimini bağışlayan her yağmur damlası beyaza kesiyordu. Yapılann aynntılan bulanıklaşmış gibiydi, sağanak bu aynnnlann yerini sefil çağlayanlar ve çeşmelerle, (unk borular ve su sızdıran minarelerle dolduruyordu; bunlar, geçmiş zamanı yatıştıran biçimlerdi, bu, geleceğe f karşı alınan önlemdi yalnızca, çünkü gökler hiçbir şeyi bağışlamazdı kuşkusuz." Bir bakmışsınız yel olur, eser... "Antisiklon doğu, Azorlardan Porteiz'e doğru ilerledi, sonra Temmuz'un on üçünde gün yükselirken kuzeye yöneldi. Izobar eğrileri, derece derece, geniş bir rüzgâr kütlesinin karada, doğudan batıya doğru hareket etmekte ve giderek büyümekte olan bir yaz fırtınasına dönüşmekte olduğunu işaretlediler. Yassı düzlüklerin ve sıra dağlann üzerinde ufak dalgalar halinde doğan antisiklon, kıyılan gecenin gölgelerine karışan Tuna Nehri'nin engin sulanna gün ışığı düşmeye basladı, sırasıyla birkaç burgaç eklendi ve bu süreç az sonra daha da naıif olmak üzere, saat yönünde ve saat yönünün aksine sayıca daha sık dönüşlerle kendi kendisini yineledi, her yeni dönüş bir öncekinden daha karmaşık ve daha az tanımlanabilir durumda, Haliç'ten Hollanda Çengeli'ne dek kuzeye ve doğuya yayılıp tozlan havalandırdı, yapraklan sarstı Bir bakmışsınız deniz dibi alunnlarına dönüşür. "Buz gibi sular dalgalann altında sessizce kabanyor, ileri doğru fişbnyor, bocalıyor, geriye düşerek arkadaki gelgit güçlerince toplanıyordu. Sular okyanus dibinin karanlık, taşlı tabanından kör bir amaçla akıp gelivor, ilerideki durağan denizin içine saplanıyor, Cherbourg'daki inatçı yanmaaaya çarpmadan önce, belirsizlik içinde iki yandan, kıyıdan sıkıştınbyor, kıyı boyunca hızla sürüklenerek kanalın içine kayıyordu. Rakip batı akıntısı, barut rengi Kuzey Denizi nden akıp gelerek Dover Boğazı'ndan hızla geçerken güç topluyor, yolundan sapıyor ve doğu akıntısıyla karşılaşıp kenaisine zorla yol açarken denizin yüzeyine burgaçlar oyuyordu. Her şeyi içine çeken akıntılar çarpışmanın şiddetiyle kıyılara vuruyordu. Ikı denizin kütlesi karşılaşınca birbirini dilimleyerek iç içegeçiyordu;" Ybsun olur... "...yosunlar uzanan her bir kordona ve uzun ota rahatça yapışıyor, böylece teknenin tüm gövdesi jelatinimsi ve asalak bir çorbayla sanlmış bulunuyordu. Kendilığinden hareket edebilen hücreler, kırbaçlannı kendi kendilerinı mutlulukla kutlayarak sallıyor, ışıltılar, on bin panltılı metrekarelik kıvranan çift kırbaçlan tek bir geniş biçim halinde toplayıncaya dek, geceleri panldayan ışıklannı yakıp söndürüyor, denizle gökyüzü, su üe hava arasında, kendi bir ve sıfır durumlan arasında titreşiyorlardı, bu, isteksiz ev sahiplerine yosunlanndan gönderilen bir aşk mektubuydu...." Anlattığı şey olmakla kalmaz, okuru da çeker bu birliğin içine, karlar altında kalmış bir vadiyi betimleven sözcükleri yüzümüze çarpan o taze havayı, ayaklanmızın altında ezilen kan, kar altmdaki otlangetirirbize... "Yoğun biçimde birbirine girmiş üst dallan kan bir tente gibi alttan destekliyordu. Bu tentenin altında toprak yaşam doluydu. Yabani akdiken bacaklanna takılıyordu, her yeri kaplamış bulunan kayın ağaçlannın kökleri yükseliyor, çokyukanlarda ikive aynlarak, çoğalarak dallardan oluşan bir nasır örüyordu, sanki kar yeryüzünden sıynlıp alınmış, geride daha önce yapışmış olduğu yeri belli eden bu lifleri ve iplikleri bırakmıştı. Köklerden dışan kocaman ağaç gövdeleri çıkıvordu. Toprak Lempriere'in çürümekte olan otlardan, kurumuş yapraklardan ve dallardan oluşan humus tabakasını çiğneyen, ezen sonra bastıran ayaklannın altında tütüyordu. Çevresindeki her yerde ağır bir oksitlenme var gibiydi. Kokuşan çöpler, CUMHURİYET KİTAP SAYI 516 SAYFA 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle