30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

hiçbir pışmanlık duymanıll K4iNuk1.11 dım. Kış ayları Ankapazar giineşi /.\K ra'dageçiyordu, baharla NOklVLMU tıinıl kıu'iıkıiı IXKiKl" birlikte arazi çalışmaları başhyordu. Yeni coğrafyalar, yeni yüzler, yeni yaşamlar. 1982'den sonrada MTA Sismik1 ataştırma gemisinde çalıştım. Denizyaşamını ve deniz adamlarını tanıdım, onların serüvenleriUzak Noktalara Yalnız Uyuyanlar Pazar Giineşi Doğru îçin Cemıl Kavukçu ni dinledim. Mesleğim, Cemıl Kavukçu Yaba Yaytnları Cemıl Kavukçu yazarlığımı besleyen Can Yayınlart Can Yaytnlart 76 s önemli bir kaynak oldu 131 s 104 s. benim için. Ekonomik durumum yazarlık dışınBen kimseye dokundum mu anımsamıda bir iş yapmamı gerektirmeyecek düyorum ama, babam bir kaza geçirdi. zeyde olsaydı ya da yazdıklarımla geçiO sıkıntılı dönemimde (o yıllarda banecek bir konumda olsaydım yaşamın bamı da yitirmiştim) Austin kamyon ya bir yüzü hep gölgede kalacaktı. Masa da otobüs görüyordum rüyamda, ama başı işlere uzak olduğum gibi, masa bane kadar çaoalarsam çabalayayım o araşı yazarlığa da uzağım. ca binemiyordum. Sonra rüyalarımda da Ormanın Içlerhıe Doğru bir değişiklik oldu; binemeyeceğimi ve Senın çok sevdığım bir oykun var. Orartık o modellerin bulunmadığını da bimamn Içlerine Doğru Bu öykünün yazılliyor, hiç olmazsa fotoğrafını çekmek ısma serüvenıni merak edıyorum. Bu öykü tiyordum. Ama onu da başaramıyorhayattan nasıl çtktı, yıne hayata namfırdum. latıldı? Bir gün uyanıkken o kamyonu gör Benim de en sevdiğim öykümdür. düm. Rüyalarımda gördüöüm kadar canÖykünün kendini yazaırış biçimi, dahydı. Birormanyolundaüerliyordu. Kiryatması ve benim yazarken duyduklali yeşil rengi, küçük bir çubukla aralanrım bütün öbür öykülerimden farklıydı. mış kaputu gözümün önündeydi. YokuHer şey, birbirini izleyen rüyalarla başşu düşük vitesle tırmanırken motorunladı. Yaşantımın çalkantılı, kötü bir dödan çıkan sesi duyuyordum, burnuma nemiydi. Yazmaktan uzaklaştığım yıllar; benzin kokusu geliyordu. Gözümde 19921993.0 sıralar rüy amda sık sık çocanlanan bu sahneyi nemen yazdım. Arcukluğumdan kalma bir otobüs ve kamdından pencereler birer birer açılmaya yon modelini görüyordum: Benzinli başladı; çocukluk dönemimden görünAustin. llkokulda okuduğum yıllarda tüler, babam, yaşananlar, yaşanabilecek babamın Austin bir kamyonu, daha sonolanlar, korkular... Kendini yazdıran bir ra da otobüsü olmuştu. Ders aralarında öyküydü, yazdıkça arınıyor, beni bunalokulun bahçesinde koşarken kendimi tan sorunun dışına çıkıyordum. Bir kurbabamın kamyonu yerine koyar, kimseu yaprnadan, içimden geldiği gibi yazye dokunmamaya özen gösterirdim. Bilım. Öykü bittiğinde Âustin'li rüyalar rine dokunur ya da çarparsam babam da bitmişti. Ormanın Içlerine Doğru öyda kaza geçirecekmiş diye korkardım. ( '< [ 1111 k I\IU<,I» 'IKMMl'Z Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak Cemıl Kavukçu Can Yayınlan 166 s Temmuz Suçlu Cemıl Kavukçu Can Yaytnları 199 s. Dönüş Cemıl Kavukçu Can Yayınlan 152 s. Dört Duvar Beş Pencere Cemıl Kavukçu Can Yayınlan 126 s. ha okuyamadım. Son öykü kıtabın Dört Duvar Beş Pencere'dekı bazt öykülennde farklı bıçım denemelerı göze çarpıyor, farklı arayışlar... Yeni öykülennde neyı artyorsun ? Yirmi yıl önce Pazar Güneşi ile başlayan yolculuğun duraklarından biri de Dört Duvar Beş Pencere oldu. Bu zaman diliminde oirçok kitap okudum, birçok yazar, birçok dünya tanıdım. Gençlikten orta yaşa geçtim. Yirmi yılda dünyada ve ülkemizde çok şey değişti. Ben de değiştim. Bu değişimin bir biçimde öykülerime yansıması da doğaldır. Farklı biçim denemelerinin, farklı arayışlann nedeni bence daha iyi ifade edebumek; bunu yapabilmek için de daha güçlü silahlarla kusanmak. Pazar Güneşi öyküsünde bir olaya ya da duruma farklı açılardan bakmaya çalışmanın ipuçları vardı; son öykülerimde bunun altını daha kalın çizgilerle çizdiğimi gördüm. Kişileri ve mekânları eanlandmlabilir kılmada yol aldığımı düşünüyorum. Fantastik unsurlar aaha çok yer almaya başladı öykülerimde. Sıradan insanlann düsleri ve bunlan kendilerine özgü yollarla ifade etmeleri her zamankinden çok ilgimi çekiyor. • Değlşlmln yansmtası Mesleğl. yazarlıâını besleyen önemli bir kaynak olmus Cemil Kavukçu için. S Kavukçu övkücülüöünü ele veren eksenlep •• M. SADIK ASLANKARA nelerinin bu evrendeki konumu, yerlesimi, birbiriyle ilişkisi, ele alınış ve çözümleniş biçimleri; "belirtke"yi de anlatının kendisi ele verecektir. 1. Cemil Kavukçu öykücülüğündeki eksenler: Oykii evreni Bu başlık altında, zamanın ve uzamın ele alınması gerekiyor ilkin. Ancak uzam da zaman da büyük bir çakışma gösteriyor Kavukçu öykülerinde. Uzamın ve zamanın bu örtüşmesı, iki ayrı düzlemde gösteriyor kenaisini: Geçmiş zaman çocukluk anılanyla, çocukluğun mutlu, doğal, doğacıl ortamlanyla bütünleşirken yaşanan zamanla parçalanrnıs, bölük pörçük olmuş uzamlarla birleştiriüyor. Cemil Kavukçu, bunu yeğleme nedenini apaçık dile getiriyor: Çocukluğumda büyük bir zevkle, yutarcasına çizgi romanlan okurdum. Soğuk kış günlerinde, odun sobasının yandığı bir odada (kedimiz hiç eksik olmazdı) minderde yüzükoyun uzanıp dirseklerime yaslanmış, vanaklanm avuçlarımda çizgi romanların baş döndürücü serüvenferine dalar giderdim. Benim için 'mutluluk' hâlâ bu görüntüde saldıdır." "Öykülerimin bir bölümünde şu anda birçok yönüyle var olmavan, çocukluğumun geçtiği bir mekânın beni neyecanIandıran görüntüsünü yeniden oluşturma çabası var." (4); "... Her şeyin biçimlendiği çocukluk dönemi anıları zamanla öyküyedönüşüyor." (5) Bu iki ayn düzlem, Kavukçu'nun hemen bütün yapıtlannda kendini gösteriyor. Üstelik ilginç bir yerleştirmeyle: Ayn ayrı öyküler halinde ama birbirinden aynlmış bölünmeyle ya da sanal kesitlemeyle. Patika, Yalnız Uyuyanlar tçin ve Dört Duvar Beş Pencere dışında, öteki dört yapıtta da ilk bölümler, geçmiş zamanın, yok olmuş uzamlann yerleştiği bu evrene ayrılıyor işte. Pazar Güneşi, Temmuz Suçlu, Uzak Noktalara Doğru, Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak bu türde bölümlenmenin somut görüldüğü yapıtlar. Bölümlenme, Uzak Noktalara Doğru ile Bilinen Bir Sokakta Kavbolmak adlı öyküler demetindebaşlıklarladacösterilıyorüstelik. Yalnız Uyuyanlar lcin ile Dört Duvar Beş Pencere'de böyle bir bölümlenmeye rastlanmamakla birlikte öyküler, zaman zaman yine bu iki düzlemin önüne çıkarıyor okuru. Bu öykü evreni tablosuna uymayan tek yapıt olarak Patika cösterilebilir. Çünkü Patika'daki öykülerde geçmiş zamana ve yok olmuş uzamlara değil, yaşanan zamana ve uzamlara rastlanıyor hep. Bu açıdan bakıldığında Cemil Kavukçu'nun öyküleri, teksesli bir öykü evreni sunuyor okura. Bu evren, karmaşık bir yapı sergilemiyor hiçbir zaman. Yani Kavukçu, kendi belirledıği öykü evreni şablonuna uyarak yazıyor. Ya geçmişe dönüp çocukluğunu, gençliğini anlatıyor ya da yaşanılan zaman veuzamdakibugününü... Ancak öykülerde, bu iki ayn düzlemin birbinne giriştiği de gözleniyor. Eş deyişle bu iki ayn düzlem, öyküler içinde ayn ayn yer alabildiği gibi tek öykü içinde, birbiriyle sarmallanmış biçimde de bulunabiliyor. Ne ki düzlemler, öykü evrenlerindeki yoğunluğa göre birbirine geçebilen, akabilen, geçirgen oir zarla aynbyor birbirinden. Öte yandan bu düzlernlerin gerek zaman gerekse uzam olarak öykülerde sürekli yer değiştirdiği, öykü evrenlerinde yer alan nesneterin de bu yer değiştirmeye ayak uydurduğu görülüyor. Bu da aynı şekilde, teksesli bu öykü evreninin kıpırdanmasına, canlanmasına yol açıyor: Durağanlık bir eylemlilik olarak algılanıyor böylece. Sonuçta fantastik bir öykü evreninde geziniyormuş izlenimi ediniyor okur. Nitekim Doğusulak Köyü, Patika, Yakup'un Kahvesi, Filo vb. yerler, gruplar; Alibo, Koyuncu Salih, San, Selo, Erhan vb. kişiler on on beş yıl arayla yeniden yeniden çıkabiliyor okurun kareısına. Bu aktarımın ardından Cemil Kavukçu'nun öykü evreninde, "geçmiş zaman/ yok olan uzam"ın ele alındığı birinci düzlemde ana özelliğin kendi dışına taşma; egemen özelliklerinse yoksulluğa ve çözümsüzlüğe karşın mutluluk, çokseslilik, yaşama sevinci, coşku ve heyecan, doğayla bütünleşme ve doğacılık, aşk ve sevgi, direnç ve eylem, gündelik yaşam içinde laik bakış olduğu; "yaşanan zaman/varolan uzam"ın ele alındığı ikinci düzlemde ise ana özelliğin kendi içine kapanma; egemen özellikIerin de varsıllığa, çözüm üretebilirliğe karşın mutsuzluk, tekseslilik, umutsuzluk, bitmişlik, tükenmişlik, doğayla bütünleşememe (arabesk, mazoşist tutum) mekanik ilisküer, kımıltısızlık ve durağanlık, gündelik yaşam içinde gizemci ve hurafeci bakış olduğu söylenebilir pekâlâ. Peki Kavukçu'nun öykü evreni, tekseslilik doğrultusunda hep bu özellikleri mi yansıtıvor? Onun öyküleri, genel olarak böyle bir öykü evrenine yaslanıyor ama, arada bunun dışına da çıkabiliyor. Örnekse fantastik bir öykü evreninin egemen olduğu "Gecenin Ardında Kuyruk" (Pazar Güneşi)," En Eski Güvercin (Yalnız Uyuyanlar tçin), bu şablona uymayan öyküler. 2. Cemil Kavukçu öykücülüğündeki göstergeler: Anlatı nesneleri Kavukçu'nun öykülerindeki nesnelerin, onun öykü evreni içindeki konumu, yerlesimi ve birbirleriyle ilişkisi, bunların ele alınış ve çözümleniş biçimleri üç ayrı başlık altında gözden geçirUebilir. a) Ana izlekler. Cemil Kavukçu'nun ana izlekleri, "geçSAYFA S küsü 1995 yılında yayımlanan Uzak Noktalara Doğru kitabımda yer aldı. Ama, ben o öyküyü yazıp bitirdikten sonra da, kitap çıktıktan sonra da bir da I lk öykü kitabmı 1983'te yayımlamıştı Cemil Kavukçu. 1983'teki Pazar Güneşi'ni, 1987'de Patika, 1990'da Temmuz Suçlu, 1995 te Uzak Noktalara Doğru, 1996 da Yalnız Uyuyanlar İçin, 1997'de de Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak adlı öykülerdemetıızledı. 1999'aa yayımlanan Dört Duvar Beş Pencere, onun on yedinci yılda ulaştığı yedinci öykü kitabı. (1) Bunca kolay işte Cemil Kavukçu'nun son on yedi yıîını özetleyivermek! îyi de, kendisi için öyle mi bakalım? Nasıl gecirmis onca yılı, bilen var mı? Şu sözler Cemil Kavukçu'nun: "Yirmi yıla yakın öykücülük geçmişime baktığımda..." (2); "Öykü yaşamım, 1981 yılında bir öykümün bir dergide yayımlanmasıyla başhyor." "Kaç kez yazmışkaç kez okumuştum." "Bu arada Ankara ve izmir'de çıkan dergilerde öykülerim yayımlanıyordu. Istanbul dergilerine ürün gönderdim, ancak yayımlanmadı." "...Yarıyoldakalan birçok karalamam var." "Sonra bes yıllık bir kopukluk oldu. Ankara'daki edebiyat çevresinden uzaklaştım. Yazmayı bırakmakla bırakmamak arası gidip geldim. Daha doğrusu bırakmak için çabaladım. Ama oımadı. Kaba çizgileriyle öykücülüğümün öyküsü bu." (3) "övkücülüğümün öyküsü bu," diyen Kavukçu'y*. bir kez de biz, "öykücülüğünün öyküsü işte bu!" diyebilsek fena mı olur? Sanınm böyle bir yaklaşımda, yapıtların tek tek değil de birlikte harmanlanması; bunun için de, bu övkücülüğü ele veren eksenlerin, göstergelerin, belirtkelerin bir dizge doğrultusunda, bütüncül bakışla sıralanması gerekiyor. Buna göre "eksen"i, öykülerdeki evren; "gösterge"yi, anlatı nes CUMHURİYET KİTAP SAYI 517
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle