30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 3 0 C A K 2 0 0 0 • 'önce Desen, Sonra Desen' Ismail Avcı'nın Albümü J.sayfada U EricAmbler'inromanı'KorkuyaYolCUİuk'uRobertSchildtanıttı. .9.sayfada • Cumhuriyet'in 75. YılındaTürkTiyatrosu Prof. Dr. Sevda Şener'in kitabını H. ZaferŞahindeğertendirdi . U.sayfada • M.H.Doğan ve M.I.Erdost'un anı lan M.Fındıkçı'nın kaleminden 16. sayfada ZmL •• •••• W •• •• Cumhuriyet P A R A S I Z E K KÎT7M» m Cemil Kavukçu Çemil Kavukçu, öykü çalışmalarına Üniversite yıllarında başladı. îlk öyküleri dereilerde yayımlanan Kavukçu, ilk kitabı "Pazar Güneşi"ni 1983 yılında yayımladı. 1987 yılında Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'nü kazanan Kavukçu, 1996 yılının Sait Faik Öykü Ödülü'nü "Üzak Noktalara Doğru" adlı kitabıyla aldı. Ardından dört öykü kitabı ve bir de roman yayımlayan Kavukçu ile kitapları ve edebiyat anlayışı üzerine konuştuk. OZCAN KARABULUT Oykuculugumuzde derinden akan bîr ırmak emil, istersen 85 ytlı Ankarası'ndan, o yıllann edebiyat ortamından başlayalım; Sakarya 'dakı bıracılardaki buluşmalardan, Jeofizik Mühendıslerı Odast'nın lokalındeki cumartesi konuşmalarından... Ankara'da tanıdığım ilk edebiyat ortamı, Aydın Doğan'ın Aydınlıkevler'deki kitapçı dükkânıydı. Yıl, 1983. "Yaba" dergisini çıkaran Aydın Doğan aynı zamanda Yaba Yayınları'nın da sahibiydi ve ilk öykü kitabım Pazar Güneşi burada yayımlanmıştı. Cumartesi günleri oraya giderdim. Ankara'da bir çevrem yoktu. Salih Bolat'ı, Izzet Kılıçlı'yı, Bülent Güldal'ı, Tamer K. Bilgin'i, Mustafa Pala'yı bu cumartesi buluşmalannda tanıdım. Sonra o buluşmalar neden Sakarya'daki birahanelere taşındı, bilmiyorum. Seninle tanışmamız da o ortamda oldu. Hasan Ali Toptaş da Ankara'ya yerleşmiş ve aramıza katılmıştı. Güzel günlerdi. Öykü konuşuyor, öykü tartışıyorduk. Ortak sıkıntımız, öykülerimizi Istanbul dergilerinde yayımlatamamak ve kitaplarımızı bastıramamaktı. Bir.dergi çıkarma fikri de o günlerde gündeme gelmişti. Üç aylık olarak düşündüğüm Yazıt'ın ilk sayısı Ocak 1988'de çıktı. Derginin giderlerini aramızda para toplayarak karşılıyorduk. Sonra îzzet, Yazıt Yayınları'nı kurdu. Dayanışma ile kitaplarımızı çıkardık. Bir iki imza günü düzenlediğimizi anımsıyorum. O kadar az kitap imzalıyorduk ki, o gün içeceğimiz biraların parası bile çıkmıyordu. Bu arada birahanelerden uzaklaşmış, Jeofizik Mühendisleri Odası'nın lokalinde toplanmaya başlamıştık. Sayımız daha da artmıştı. Konulanmız gittikçe edebiyat dışına kayıyordu. Her cumartesi, zorunluymuş gibi bu toplantılara katılmaktan sıkılmaya başlamıştım. Sen, her cumartesi düzenli olarak gelmiyordun ama, ilk kopan ben oldum. C Dört yıl ortahkta görünmedim. Ne Sakarya'daki birahanelere uğradım ne de lokale. Yazıt da bir iki sayı sonra kapandı. Yamlmıyorsam ilk öykün Pazar Giineşı, Hasbe Ayten'ın çtkardığı sesimiz dereisındeyayımlanmi}tı. Bu öykünün bir de öyküsü oltnalı... Pazar Güneşi, yazdığım ilk öykü, yayımladıjhm ilk öykü ve ilk kitabımın adı. Bu nedenle de, bende özel yeri olan bir öykü. 1981 yılında yayımlanmıştı ama yazdış serüveni iki yıl öncesine uzanır. Nasd öykü yazılacağını bilmiyordum. Sokakta, şakalaşarak yürüyen üç çocuğun görüntüsüne takılmıştım. Bunlar çalışan çocuklardı ve bir pazar günü sinemaya gidiyorlardı. Bunu yazmıştım ama ortada henüz bir öykü yoktu. Sonra küçük bir kız çocuğu, kızın babaannesi ve baska ayrıntılar da girçji devreye. Bir gün durup dururken öykü "patladı'. Öykü, üç çocuğun o sokaktan, sinema dönüşündeki geçişlerinde gizliydi. Çocuklar hiçbir şeyin avrımında değildi ama, okur biliyordu ki, bu kısa sürede o sokakta çok şey olmuştu. Büyük bir coşkuyla öy küyü tamamladım. Öyküyü okuyan arkadaşlarım beğenmiş ve beni yüreklendirmişlerdi. Cumhuriyet gazetesinde Sesimiz dergisinin bir ilanını görmüştüm, genç yazarların öykü ve şiirlerini beklediklerini yazıyordu. Pazar Güneşi'ni Sesimiz'e gönderdim. Hasibe Ayten'den öykümün yayımlanacağını bildiren bir mektup aldım. Nasıl sevindiğimi anlatamam. Öykümü dergide okuyunca paniğe kapıldım. Acele ettiğimi düşündum, üzerinde biraz daha çahşmam gerekirmiş gibi geldi. Ama YAZKO dergisinde Fikret Otyam'ın öykümle ilgili yazdıklannı okuyunca rahatladım. Yırmı yılı aşkın bir süredtr yazıyorsun. Yaşadıklarından veyazdıklarmdan öğrendtlelerın neler? Bu soruya vereceğin cevaba özelltkle genç, yenı öykücülerin ilgı duyacakumnı düşünüyorum. Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi iki biçimde özetleyebilirim; hem "çok şey" hem de "hiçbir şey". Bu yanıtlar duruma göre değişir. Yazmam için ise ciddi bir nedenim olması gerektiğini düşünüyorum. Bu bir "sorun", bir "alıp verememe" durumu; ama asla net değil. Devamı 4. sayfada. CUMHURİYET KİTAP SAYI 517
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle