30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Prof. Dr. Sevda Şener'den Tiyatro tarihimiz için önemli bir kaynak Cumhupiyet'in 75. Yıhnda Tiirk livatrosu Prof. Dr. Sevda Şener, tiyatromuzun verimli insan kuşağındandır. "Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi", "Çağdaş Türk Tiyatrosunda İnsan (19231972)", "Çağdaş Türk Tıyatrosunda Ahlak, Ekonomi, Kültür Sorunları (19231970)", "Yaşamın Kırılma Noktasında Dram Sanatı", "Musahipzade Celal Tiyatrosu" adlı incelemeleri ile makalelerini bir araya getirdiği "Oyundan Düşünceye" adlı kitabı tiyatro alanında uğraş verenlerin olduğu kadar, tiyatroseverlerin keyifle okuduğu, tiyatroya bakışlarına anlam kazandırdıkları çalışmaîar arasında yer alır. Şener'in son çalışması 'Cumhuriyet'in 75 Yılında Türk Tiyatrosu' adını taşıyor. HİLMİ ZAFER ŞAHİN Ş ener'in son çalışması, Cumhuriyet'in 75 Yıhnda Türk Tiyatrosu...(l) adını taşıyor. Iş Bankası'nın dönem dönem Ibastığı bir dizi içinde yer alan bu çalışma, yakın dönem tiyatromuzu tanımak açısından vazgeçilmez bir kaynak özelliğı tasımakta. Daha önce Metin And tarafından Cumhuriyet'in 50. ve 60. yıjlarında yayımlanan kitaplarda ele alınan yakın dönem tiyatromuz, farklı bir anlatımla karşımızda.(2) Bir önemli yanı da, 21. yüzyıhn safağında, 20. yüzyıl tiyatromuza bir bakış sunması (*) "Cumhuriyet Öncesi Kültür ve Sanat Ortamı", "19231940 Dönemi: Güven OrtamındaÜretim", "19401960: Umutlu Yıllar", "19601980 Dönemi: Tiyatromuz Gelişiyor", "19801998Dönemi:Bol Hareketli, Az Bereketli Yıllar", "Yirmi Birinci Yüzyılın Eşiğinde Tiyatromuz" adlı ana başlıklan altında hazırlanan çalışma için Sevda Şener, "(...) Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosunun gelişimini yetmiş beş yıllık tiyatro etkinlikleri, tiyatro toplululuarı, oyun yazarlığı konularını kapsayacak biçimde göstermek, bunu yaparken toplumsal olayların tiyatro sanatını nasıl etkileyeceğine dikkati çekmek amacıyla yazıldı" diyor Onsöz'de... şener, vetml$ be$ yıllık bir gellsim süreclnden sonra geldlgimlz noktada bugün ttvatro sanatının toplumumuzdaki verinin ne olduğu sorusuna yanıt anyor. "Cumhuriyet Oncesi Kültür ve Sanat Ortamı" adlı bölümde, "Batılılaşma yönündeki değişim" sürecimizi irdeleyen yazar, yenilikçiliktutuculuk ikilemi içinde kalışımızın sonuçlanna kültür tanhimizde olan biten açısından bakmış. "Yenilikçi düşünce, devrimci bir kadro yetiştirirken, ekonomik bağımsızlığı sağlayamamış, imparatorluğun çöküşü bir süre durdurulduysa da önlenememiştir" (3) diye tanımladığı Tanzimat Dönemi'ndeki sanat, kültür ve spor alanındaki gelişmelere değinmiş. Ardından da, yazından sahneye tiyatromuzun o yülardaki serüvenine... Saraydan Istanbul'un ve o yıllann önemli kentlerinin gündelik yaşamına, geleneksel anlatımdan çağdaş dramatik yazının anlatım biçemlerine, azınlık topluluklarından ulusal kimlik oluşturma çabasındaki Türk topluluklarına, Güllü Agop'tan Tomas Fasulyeciyan'a, Şinasi'den Namık Kemal'e, Ahmet Vefik Paşa'dan Feraizcizade Mehmet Şakire. Buradan da Ahmet Mithat'ı, Şemsettin Sami'yi Recaizade Mahmut Ekrem'i, Ebuzziya Tevfik'i ve başkalannı ele alarak, bu kadar geniş bir konuyu özenle özetleyen Şener, Meşrutiyet Dönemi tiyatromuza değiniyor Bu dönem adına, azınlık toplululuarı kadar geiişen, güçlenen çağdaş ulusal tiyatromuzun öncülerini ve topluluklarını anarak, Cumhuriyet Dönemi tiyatromuzun kaynaklarını ortaya koyuyor. Burada öne çıkarak ele aldığı konu ise, Darülbedayi... Dönemin BelediyeBaşkanı Operatör Cemil (Topuzlu) Paşa'nın çabalanyla oluşturulan ve " Güzellikler Evi" SAYFA 14 Büüfetaşıııa yonumtoU doğlşlnı anlamına gelen Darülbedayi'ye kitabın sonraki sayralarında daha aynntılı olarak değinse de, bugün 85 yaşını geride bırakan ve Şehir Tiyatrolan adını alan kurumu tanımak açısından büyük önem taşıyor. Aynca yazar, yenilikçilik kadar, tutuculuğun, sansürün acılanndan geçen bu dönem tiyatromuzun, zaman zaman geleneksel olanla modern olan arasına sıkışıp kaldığını, alaturka ile alafranga arasında gidip geldiğini, geleneksel binkimin çağdaş olanla buluşturulamadığı ve çok yönlü sorunlarıyla Cumhuriyet Dönemi'ne geçtiğini befirtiyor. Sevda Şener, "19231940 Dönemi: Güven Ortamında Üretim" (ss. 5894) adını verdiği ilk bölümde, tiyatromuzun geçmiş yıllarının etkisini, yaşam içindeki yerini vurgularken "(...) Türk toplumuna yeni ve modern bir görünüş vermek için girişilen bir atılım" (4) olarak ele almışür. Bu ilk dönem, eskiyeni çatışması kadar, tiyatromuzun gelecek adına yön belirlediği dönemin de adı. Yerli yazarlann sayısının çoğaldığı, çevirilerin arttığı ve sahne yaşamı kadar kuramsal, düşünsel yaklaşımlann da önem kazandığı bir dönem bu. Yerli ya da yabana yazarlann oyunlan, uyarlamalar, vodviller, müzikaller, klasikler düzenli bir şekilde sahnelerimizde yer almaya başhyor. Ağırlıklı bir yer verilen Şehir Tîyatrolan, artık gerçek anlamda kimlik kazanmıştır. Muhsin Ertuğrul, Vazfi Rıza Zobu, Raşit Rıza, Behzat Butak, Hazım Körmükçü, I. Galip Arcan, Kemal Gürmen gibi oyuncular tiyatromuza damgalanru vururken, Müslüman kadın oyuncular 1924'te Bedia Muvahhit Izmir'de sahneye çıkmasıyla, öncüleri Afife Jale'nin yasaklarla trajik hale dönüşen yaşantısının öcünü alırcasına sahnelerin vazgeçilmezi oldular. Faruk Nafiz Çamlıbel, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Nâzım Hikmet, Vedat Nedim Tör, Cevdet Kudret, Musahipzade Celal, Necip Fazıl Kısakürek, Yusuf Ziya Ortaç, yeni dönemin insanını, yaşantısını ele alan oyunlar yazdılar. "Cumhuriyet döneminin başla rında yazarlanmızın büyük bir bölümü yakın geçmişte yaşanılan sorunlan, eleştirel bir gözle gündeme getirmek eğilimindedirler"(5) diyen Sevda Şener, karakterlerin kalın çizgUi olduğunu, ölümlerin, cinayetlerin, ihanederin, intiharlann, abartılı duygulann fazlaca yer tuttuğu böylesi ovunların oyunculara "hüner gösterisi" olanağı sağladığını belirtir. Aynca, Rey Kardeşler'in operederi, Şehir Tiyatroları'nda düzenli olarak Çocuk Tıyatrosu'nun yapüması, Şehir Tıyatrolan'nın yasal kimliğe kavuşması, halkevlerinde tiyatro çalışmalannın yaygınlaşması ve turneler, dönemin tiyatro anlamında öne çıkan konulan oldu. Sonuç olarak Şener, aslında bu yıllann, insanların "çağdaş uygarlığın birikiminden yararlanma eğilimi içinde" olmaları üzerine biçimlendiğini söylemektedir. "19401960 Dönemi: Umudu Yıllar" (ss. 95142) bölümünde ise, Türkiye toprağında kendine yer açan tiyatromuzun güçlenmesi, çağa ve Cumhuriyet'in sunduklanna, ilkelerine uygun yapıdar vermesini, sanatçılar yetiştirmesini anlatıyor. Şener, olumlu ya da olumsuz onlarca toplumsal, siyasal, ekonomik olayın hızlayaşandığı bu yıllar icin, "gelişmeler günlük yaşamı olduğu kauar kültür ve sanat yaşamını, dolayısıyla tiyatro sanatını etkilemiş, bu etkinin izleri tiyatro etkinliklerinde, tiyatro yönetiminde, sahneyle seyirci ilişkisinde, özellikle de oyun yazarliğında görülmüştür"(6) diyor. Köy Enstitüleri'nin ve Ankara Devlet Konservatuvan'nın açılması, Devlet Tiyatrolan'nın kuruluşu, Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın yeni yazarlann yetişmesine olanak tanıyan çabalan ve dünya klasiklerini sahneye çıkarması, Adana'da Şehir Tiyatrosu'nun kurulması, özel ve amatör topluluklann sayılannın artması, üniversitede tiyatro eğitiminin başlaması, yeni yazar, yönetmen ve oyunculann tiyatro yaşamında kendilerine yer açmalan Şener'e göre dönemin en ayırdedici yanları. Carl Ebert'in konservatuvara eğitmen olarak atanması, Muhsin Ertuğrur'un "oyun yazarlığının gelişmesine önem" vermesinin Turgut Özakman, Oktay Rifat, Sabahattin Kudret Aksal, Nazım Kurşunlu, Melih Cevdet Anday'ın tiyatroya yönelişlerini sağlaması, Şehir Tiyatrolan'nın Istanbul'da sahne sayısını çoğaltması, Devlet Tiyatrolannın da ülkenin değişik kenderinde sahneler açması, Ses Opereti'nden Karaca Tiyatrosu'na, Çığır Sahne'den Dormen Tiyatrosu'na, Kent Oyunculan'ndan Tevrîk Bilge Tiyatrosu'na ortaya çıkanyeni topluluklar, Güngör Dilmen, Suat Taşer, Cahit Atay, Ziya Demirel, Aziz Nesin, Çetin Altan, Haldun Taner, Refik Erduran'ın oyunlarıyla tiyatroseverlerle buluştu. Belki de bu çaba, ülkemizde tiyatronun gerçek anlamda toplumsal bir kimlik kazanmasını sağladı. Sevda Şener'in tanımlamasıyla, artık"(...) Türk Tiyatrosu, devletin ve aydınların desteğiyle sanatsal düzeyini yükseltme yolundadır."(7) flyatPomuzGelşfyop "(...) tiyatro sanatının hareketli yıllan olmuştur. Sınırlı da olsa bir özgürlük ortamının coşkusu hem tiyatro etkinliklerinin artmasını, özel riyatrolann büyük bir hızla çoğalmasmı, ödenekli tiyatrolann daha venmli olmasını, hem de oyun yazarlarının toplum gerçeklerine daha gerçekçi, daha cesur bir tutumla eğilmesini, sorunlan tartışmaya açmasını sağlamıştır"(8) diye tanımlad^ı dönemi Şener, "19601980 Dönemi: Tiyatromuz Gelişiyor" (ss. 14322 Dbaşlığı altında ele alıyor. 1960'da gerçekleşen 27 Mayıs Devrimi'nin ardından, özgürlükçü bir kimlik taşıyan 1961 Anayasası, her alanda olduğu gibi tiyatroya da yeni açılımlar sundu. Kuramsal ve uygulama tartışmalan, birçok anlatım biçeminin ve tekniğinin sahnelerde arayışa girmesi, ellili yıllarda ilkyapıtlannı veren yazarlann artık olgunluk dönemlerinin ürünlerini ortaya koymala J CUMHURİYET KİTAP SAYI 517
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle