Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r Danalann çamurda dolaştığı ve acıma mevsiminin yanık tarlalann Koyu laciverdine doğru uzandığı manzara Işte o zaman bir ölü doğa daha yapmıştım Tanınmaz kaşlar ve ay gibi bir ağız Ve odamın Kudüsünde çalan Kurtarıcı borozan gibi bir sarmalla. Ostend . l Orada çürümeye başladı hayatım, On dokuzumdaydım, Hotel de Londres'un üst katında horlardım. Posta vapuru penceremin altından sefere çıkardı. Şehir her gece kendisini Dalgalara atardı. Sonra o zamanlar kısık sesle kaput satan eczanelerin önünden geç, Iskeleyle dalgakıranın, Havuzda sergilenen deniz canavarlarının Ve bir pazar kaybetmeye başladığım hipodromun önünden. Gelip geçen o pazarlar. Onun ohları, ahları, Şarkı ve inleyişleriyle irkildiğim Kaplıca Otelindeki o geceler. Sesi hâlâ tırmalıyor Anılarımı. Başka adalar, çöller, açık denizler Gördüm, îstanbul'u, gökteki o hisarı. Kara mayınlarıyla ÇiengMai'yi, Tarçın bakışlı Zanzibar'ı, Ağır akışlı Tagus nehrini ki görüntüleri Yavaş yavaş kayboluyor gözden. Kuzeyin ışığında gözlerim daha keskin Çocuksu yüzünü görüyorum Şakalına sığınmış Ostend Şövalyesi'nin. Önce kıkırdaktan yapılmış, Sonra balmumundan, Şimdi de tunçtan. Taş kesmiş gençliğine gülümsüyor Tuncun içinden. Hâlâ oynatabildiği sağ eliyle solgun bir zambağı andıran sol elini kaldırıyor. El de başparmağını. Ve durmadan Ne hale geldiğini göstermek istiyor. Derisi çocuk gibi bembeyaz. Eliyle kaygılı elimi sıkıyor. Hâlâ bir benzerlik arıyorum, benzerliğimizi, annemin o tedirginliğini, babamın o sabırsızlığını (hiçbir şeye vakit bulamayışını), saflıklannı, kuşkularını, ve kendimi ilk günlerimizde buluyorum, kurbağa dolu bir çayır, yüan balığı dolu bir hendek, sonra da at yarışları, masa tenisi, evin kurallan, elli ikilik kâğıt destesi, zarlar ve o tükenmeyen, bir türlü giderilemeyen açlık. (Senin yerine ben yaşlanıyorum. Sülün yiyorum ve burnumda orman kokusu.) O şimdi sınırlı bir yer kaplıyor. Makine soluyor onun için, Mukoza emiliyor. Diyaframdan bir hınltı ve bu da son hareketi, tembel bir göz kırpma. Ruhların göçü. Bir buyruğa uyma. Kopanlan bir parça. Hâlâ küçülen gövde ve birden, ölen yüzünde, bir kaş çatma ve titreme, sonra da faltaşı gibi açılan vahşi gözler, açık seçik, dayanılmaz bir bakış, bir tiranın öfkesi ve acısı. Neyi görüyor? Beni mi, kendi gözyaşlarına sarsakça şaşınp başını çeviren bir adamı mı? Sonra sabah oluyor, kayışlar çözülüyor. Ve sonra o sonsuza kadar On dokuzumdaydım, Izlandalı balıkçılarla Keyfe keder kâğıt oynardım. Büyük Soğukların adamları, Gözleri, kirpikleri tuz içinde, Koca koca çiğ domuz dilimlerini Mideye indirirlerdi. Ah o zar şakırtıları. O günlerde Dartta da, barbutta da hep kazanırdım.. Sonra şafakta katedrali geçince, O taştan korku dokusunu, Terkedilmiş kanallar boyunca, Kursaal'da, Gözleri çökük krupiyeleri, batmış bankerleri, Veremli Ingiliz kızlarıyla sabaha kadar açık barlar. Ve firuze denizden Acımasız çığhkları martıların. "Buyrun, Mister Kasırga Kaptan," Diye bağırır heyecanlı bir çocuk Ve Ostend'in üzerinde bir kum bulutu eser O uzak kıyının görünmeyen yalı boyundan Puslu Ingiltere Ve Büyük Sahra'dan. Kardeş 'Zor,' diyor, 'çok zor. Hem de haksızlık bu. Kilo kaybediyorum, hayatımda ilk kez. Dışansı hâlâ sonbahar, göz alabildiğince uzanan bir mısır tarlası, tam kelime bu, göz alabildiğince, o kadar. Başka tek kelime söylemiyor. Gırtlağında plastik boru Saaderce hıçkmyor. Hiçbir şey yutamıyor. Cumhuriyet 2000 BERFIN IflHMYAYIN CEMŞİD BENDER KÖRTMİTOLOJİSİI TURABI SALTIK ADIÖIIKH. ABİIA/I.AH. M\MAHfOM:ii.MUtı.(KLMIK AJANDASI Abdullalı Rıza Ergüven EVRENBİLİM VE TANRI KAVRAMI Cemşid Bender KÜRT MİTOLOJİSİ 2. Basım Turabı Saltık Tarilıscl Mucadclc Surcciııde ADK'iELER, ABHAZLAR BERFIN BAHAR Aylık Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi Abdullah Rıza Ergüven OCAK 2000 850.000. TL. Çıktı! Şiirimizde İnsanTanrı Savaşımı Cumhuriyet Kitap Kulübü Sergi Salonlannda ve Temsilciliklerinde Yazılaııyla, Öner Yağcı, Şükrü Günbulut, Mehmet Maden, Nusret Gürgöz, Turan Fcyizoğlu, Filiz Sürcan, Esat Korkmaz, İ. Kemal Karadayı, M. Siraç Bilgin, Balaban, Sabri Kuşkonmaz vd. yazarların yıu.ı öykü vc şiiıleriyle çıklı! Abonc Olalını, Abonc Bulalım! (Abone bedeli kadar kitap armağan cdiyoruz..) Yılhk (12 sayı) Abonc: lO.OOO.OOO. TL. Cezaevlerinc (12 sayı): 5.000.000. TL Posta Çeki No: İsmct Ar.slan, 466352 BERFIN BASIN YAYIN ve TIC. LTD. ŞTI. C.ığ.ıloğlu Yoku>u. Evrcn H.m. Kal:t, No: 56 Cığ.ıloğlu 14440lsi.ıııbul 'lcl: (0.212) 5M 79(10 l';1x: (0 212)512 37 20 « r ~~^Qımhurİyğt Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Caddesi No:39/41 (34334) . ^ kltap iculübD Cağaloğlu/lstanbul Tel: (0212)514 01 96Faks:(0212)514 01 95 4.000.000 TL (LtDlBERG SpA Italya TeMslennde ürctilmıştır) Kitapçtlarda