27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bir roman tinoloiisi Anlatım işlcvinc soyunan anlatıcıdan hareketle bir tipoloji öneren Frank K. Stanzel, tngiliz Dili ve Edebiyatı uzmanı. Bir elkitabı kimliğini taşıyan "Roman Biçimleri", yazarın başka bir çalışmasının özeti niteliğindedir. Aynı konuyu daha sonra üçüncü bir kitapta yeniden ele alır. Aralarındaki dikkati çekcn tek fark, ilk çalışmada yer alan yansız anlatıeının tipolojiden çıkarılmış olmasıdır. FATİH TEPEBAŞILI dokusunun" rontgenini bize sunmasıdır (s. 13). Stanzel de, biraz önce vurgulanan anlatıcıyla yazarın birbirinden aynlması zorunluluğuna inanır. Tıpolojisine köken ararken önceliklc ötcden bcri bilinen "anlatma ve gösterme" kavramlarıyla ifade edilen sınıflamayı sorgular. Ancak bunun bir sınıflama için yeterli yapı sunmadığı sonucuna varır. Bunun yerine, romanlarda şu ya da bu biçimde gerçekleşen "epik sürecin dolaylılığı ilkesini" sisteminin merkezine koyar. "Dolaylıhk ilkesi" ise kendisinin "anlatım konumu" dediği kavrama götürür. Romanların anlatım ediminde korunan aktanm tarzları dır bunlar. Anlatım tutumunun temeli olan anlatıcı araç tipleri, anlatım konumu tiplerini belirler. Söz konusu araçlar, tannsal anlatım konumu, kişisel anlatım konumu ve ben anlatım konumudur. Kişisel anlatım konumunda okuyucunun dikkati bir roman figürüne, onun varlığına yöneİiktir. Kurmaca bir gözlemci olarak anlatıcı, müdahalelerde bulunmaz. Bakıs açısı ise sınırlıdır. Bilinç aktarımları veya konuşma sahneleri anlatım sürecinde uaha baslcındır. Her iki durumda da bir aracı bulunmaz. Kişisel anlatım konumunda olaylar, yerler ve kişiler, öznel olarak aktanlmaz, tarafsız ve nesnel aktarılır. Burada okuyucu ya sanki sahncdcymiş, olay yerindeyrniş gibi davranır ya da bir roman figürünün gözleri ile olup bitenleri takip eder. Anlatım araçları, gösterme ve olayların dışarıdan rapor edilmesi ve konuşmalann dolaysız aktanmıdır. Zaman zaman kurmaca havası unutulıır, okuyucunun kafastnda gerçek hayattan alınmış ifade düşüncesi geçer. Ben anlatım konumu, diğer ikisi arasında bir yerdcdurur. Anlatıcı, roman karakterlerinden biridir. Olayların ya içinde bulunup bizzat yaşamıştır veya neler olup bittiğini gözlemlemiş ya da bunlan gerçekten yaşayan birinden dinlemiştir. Anlatıeının kurmaca dünyaya bu denli yakınlığı nedeniyle, anlatıeının kişiliği ve anlatım edimindeki tutumu da diğer yan dan edebiyatın konusu haline gelir. Ben anlatıcı da göstermeden ziyade anlatıma ağırlık verir. Tannsal anlatım konumu ilk bakışta yazarla karıştırılır. I'akat o yazarın kişiliğinden bağımsızdır. Olayların dıştnda bulunur, fakat her şeyi bilcn biri edasıyla zaman zaman yorum ve miidahaleler yapabilir. Bakış açısı ise sınırsızdır. Hem gözle görünenleri hem de kişilerin kalasının içinden geçenleri rapor eder. Dolaylı aktarımlar yapar. Frank K. Stanzel'den "Roman Biçimleri" O teden beri yapılan tipoloji, daha doğrusu romanı sınıflandırma çaIışmaları, kabaca sistematik ve tarihsclci yaklaşım başlıkları altında yürütülmektedir. En ünlü temsilcisi Lukacs olan tarihselci anlayış, edebiyat dışı ilkelerden hareket eder. Sistematik yaklaşım, gcncl edebiyat bilimi çerçevesinde yürütülür ve cserlcrden hareket eder. Tipolojik ve morfolojik yöntem olarak da adlandınlabilecek yaklaşım, eserlcrin yapısı ile iJgili sorunları ön planda tutar Morfolojik yöntemlerden birisini öneren G. Müller, sistemini Gelişim Romanı, Durum Romanı ve Ruh Romanı aynmıyla kavramlaştırır. Başka bir tipolojik sınıflandırma deneyen Kayser, Olay Romanı, Mekân Romanı ve Hgür Romanından bahseder. Diğerlerine göre yeni sayılabilecek bir sistcm öneren Gelfert'in, romanlardaki gerçeklik yaklaşımına dayanan tipolojisi, Utopik Roman, Realist Roman ve Satirik ve l'antastik Roman ay7 rımını bcnimser. I ,. Laemmert ise yapı tiplerini belirlemek için zaman ilişkisinin temel alınmasını önerir. Saydığımız bu grupta ycr alan tipolojilcr, romanlarda "ne anlatılıyor" soruna karşılık aranıak eğilimindedirler. Yine sistematik yaklaşım çerçevesinde kalan, fakat "nasıl anlatılıyor" sorusıına öncelik tanıyan yani anlatıcıyı temel alan tipolojiler de geliştirilmiştir. Orneğin Anderegg, Janik, Pelersen ve Stanzel bunlardan bazılandır Doğuşunu "dünyanın büyüsünün bozulmasına" borçluolan roman, sonradan gelişen türlerden biridir ve burjuvalaşmayla, insana yönelimle, onun iç dünyasının keşfcdilmesiyle çok yakından ilgilidir. Burjuva destanı dive nitelenen romanın vazgeçilmez temef niteliği, hem kıırmaca hern de dilsel bir sanat eseri olmasıdır. Aynca anlatımsal yönden debiçimlendirilmiştir. Anlatımın ve anlatıeının önemini Petsch; "Anlatıcı yalnızca epik türe hastır. Epik, anlatıcı aracılığıyla nir edebi tür olarak gelişti" şeklinde özetler. Anlatım sorıınunun, diizyazı (=epik) tiirü için öncmiııi konuyla ilgili yayımlanan eserlerin adları dahi ortaya koyar. Giinlük dilde de kullandığımız "anlatıcı" kavramından genel olarak düzyazı tarzında kaleme alınmış bir anlalmın yazarı akla gelir. Onun böyle algılamnasın da, geçirdi£i evrelcrin rolii biiyüktiir. ( V.ellikle aıılalımda mcsaie ilkesine uyulmaması, nedenler arasında ilk başta gös terilebilir. Anlatıcı kavramının diğer bir anlamı Stanzel, tipolojisini anlatım konumlanna dayandırır: Bunlara da Tanrısal Anlatım Romanı, Kişisel Anlatım Romanı ve Ben Anlatım Romanı der. Unutulmaması gereken, bu roman tiplerinin "zamanüstü" kavramlarolduğu gerçeğidir. Dolayısıyla da romanın "tarınsel şekillerinden" (s. 12) bağımsızdırlar. Diğer yandan bu kavramlar yazara göre ideaîtiplcri sunarlar. Kendi örneğini aktaracak olursak "Tannsal Anlatım Romanı" dendiğinde akla gelmesi gereken, "Tannsal Anlatımın" öncelikli olduğu romandır. Demek istenen, tipler arasındaki geçişliliktir. Oldukça kullanışlı bir tipoloji öneren Stanzel, kendisini eleştirenlerin başlıcalarını kitaba çevirmence sonradan eklenen, savunma yazısında verir. Bunlar arasında yer almayan J. H. Petersen ise günümüzdeki isimlerden biridir. Yazarı hem "sistemsizlik" ile hem de "yanlış tespitlerle" suçlasa da, tipolojisinin kurduğu "monopolü" ve yaygınlığını da gizlemez. Diğer yandan G. v. Graevenitz, Stanzcl'in özellikle "tannsal ve kişisel anlatım kavramlannı" oldukça "kullanışlı" bulur. Fakat "Ben Anlatım Romanı" kategorisini sorunlu görür. Olumlu ya da olumsuz yöndeki tartışmaların listesi daha da arttırılabilir. Ancak konuyla ilgili bütün tartışmalar, genellikle Stanzel'in tipolojisiyle beraber yürütülmüştür. Bu yüzden de "Roman Biçimleri", vazgeçilmez temel bir eser konumundadır. Son not ise, yazarın da itiraf ettiği gibi edebi eserler "çok yönlü" olduklan için, birden fazla tipoloji önermek her zaman mümkündür. Ancak değişmeyen gerçek, anlatım konumunun, romana ilişkin sorulabüecek soruların yalnızca başlangıcını oluşturmasıdır. • Roman Biçimleri/ Vranz K. Stanzel/ Çeviren: F. ıepeba$ılt/ Çızgt Yayınları/ J5W/10? s. Gündemden hiç düşmeyen Mısır, mumyalar ve ilginizi çekecek bir öykü : Dünyanm büyüsii ise çağımız edebiyat bilimcilerinin özenli çahşmalarının etkisiyle kavramlaştı. K. Friedmann'tn konuyla ilgili hizmeti unutulamaz. Ortaya koyduğu temel gerçeklerden ilkine göre, nesneler belli Dİr bakış tarzından bağımsız algılanamazlar. Olayların ve nesnelerin, kendilerini gözlemleyen konumlandırılmış bir aracıya gereksinimleri vardır. Diğer ilkeye göre, bu aracı, teorik anlamda bir aracı değildir, eserlerde kendileri hakkında yeteri kadar veri bulunur. Başka önemli bir nokta ise, söz konusu aracının, yani anlatıcının yazarla özdeşleştirilmemesidir. O halde eserlerde anlatıcı denilen, yazarlardan bağımsız, anlatılan diinya ile okuyucu arasında aracılık işlevine soyunan kurmaca figürler vardır. Anlatım işlevine soyunan anlatıcıdan hareketle bir tipoloji öneren Stanzel, Ingiliz Dili ve Edebiyatı uzmanıdır. Bir elkitabı kimliğini taşıyan "Roman Biçimleri", yazarın başka bir çalışmasının (Die typische Erzaehlsituationen im Roman, ... wien und Stuttgart 1955) özcti niteliğindedir. Aynı konuyu daha sonra üçüncü bir kitapta (Theorie des Erzaehlens", Göttingen 1979) yeniden ele alır. Aralarındaki dikkati çeken tek fark, ilk çalışmada yer alan yansız anlatıeının tipolojiden çıkarılmış olmasıdır. Ona göre tipolojinin genelde görevi "düşiınce yapılarından hareketle romanın dünyayı biçimlendirmek, anlamını anlatmak imkânlarını* bize göstermesidir(s. 1112). Ozel görevi ise yorumlamada yardımcı olmak için "romanın anlam TUTANHAMON CİNAYETİ Gerçek Bir Öykü Bob Brier nreMtabı Bundan üç bin yıl önce işlenmiş bir cinayetin izini sürmek mümkün mü? Bu gizemli hikaye, sizi Mısır'ın merak uyandıran egzotik dünyasına taşıyacak. TÜM KİTAPÇILARDA! ALFA Baftım Yayım Dağıtım Lfd. Tlcarethan* Sk. N o : 4 1 / 1 3 4 4 1 0 Cağaloğluİ.lanbul T.I : + 9 0 ( 3 1 2 ) 5 1 1 3 3 03 + 9 0 ( 2 1 2 ) 3 1 3 87 51 Fax : »90 (212) 519 33 00 amail:alfabafOdoruk.com.tr CUMHURİYET KİTAP SAYI 494 SAYFA 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle