Katalog

K İ T A P O D O L L O B U L M A C A İKBtMUMCUOfiUI Önce aşağıda tanımları verilcn sözcükleri bul rnaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerinc gelecck biçimde yazın. Sonra çizgilcnn altlanndaki sayüara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satınn sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğun alttaki satırın başma ADI, SOYADI:. sarktığım göstc ADRESİ: rir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımiarın karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Mustafa Köz'ün yayımladığı Şiir Oku dcrgisinde, ilk kez şürlcri yayımlanan bir şairin adını olujturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin dizeleri ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. "Gerekli değil, olmamalı" anlamındaki sözcük. 23 67 62 72 1 12 81 B. "tngılizce"nın kısa yazıhşı. 16 19 74 CJohn Steinbeck'in, "Farcler vc tnsanlar" adh romanındaki iki temel karaktrıdtu lıiıi 40 82 80 64 32 25 D. Luigi Pirandello'nun tck perdelik bir oyunu ("Bana bir iyilik yapın: Yarm sabah erkenden gideceğiniz o küçük köyiin istasyonunda trendcn indiktcn sonra evinize kadar yürüyün. Yolda üzerindc pırıl pırıl kırağı parlayan bir demct yeşüliği koparın, kopann vc sayın. Kaç tane ot koparmışsanız o kadar yaşayacak günüm var denıektir. Sessizlik Ama ne olur demet biraz kalın olsıın. Güler lyi gecelcr... Mandolin sesı yavaş yava§ yüksclirken adam sağ köşeye doğru yürümcye başlar. Karısının orada yolunu gözlediğini fark edınce yolunu dcğişürir ve öteki köşeden yavaş yavaş kaybolur. Müştcri şaşkın gözlerlt kayboluncaya kadar onu izler) 10 42 73 38 5 24 8 17 E. " / kırk kapldan gcçmiş kırk kilitten,/ yaralı, dili lal, kanadı kırık/ vurulmuş başında bir yokuşun." (9 Temmuz 1993 giinii Sıvas Katliamı'nda yaşamını yitiren Bchçet Aysan'ın "Sesler ve Küller'inden). 45 22 21 14 53 48 18 Şiirin yakınlığı, sıcaklıfiı Ahmet Uysal'ın bilinç ve duyarlılılda uysal ve evcil kıldığı dizeler dilin tadını, kıvamını bulmuş, geniş zamanlan an gibi vermiş. Yalın bir yoğunluktur bu ürünler. Iç içe giren insan, yaşam, doğa, ilişkiler ve • çelişkiler iletisini, bildirisini içinde taşır. Bilgi ve olaylar erimiş, şiire dönüşmüştür. Dizelerde mevsimler ve zamanlar birleşir, uzak yazları yakın buluruz; acılar, sevinçler ayrışır şiirlerden bir tat alırız. MUSTAFA EMRE açar, "kırılgan yağmur ipliği" ue. Su taşı da oyar, nakıslar, şiire durur. Dizeler suyu besler, kırık bir testiyi onanr, ay uykusunu da anlatır. Ozan, baska ozanların sesini ae aLr, damıtır, inceltir. "Evvel Zaman Şairleri* dese de kimi ozanlan yüreğin lupırtısında, bevnin ışıltısında sunar. Sesler, yüzler, renkler, ışıklar halinde geçer ozanlar: Necatigil, "încecik kırgın bir aşk" bırakır, Edip Cansever "Mendilinde kan sesleri" de bırakır, Turgut Uyar "büyük Saat" ile "Kayayı Delen lncir"i bırakır, Cemal Süreya "Ölümünden sonra bile/ Yanıp duran cigarası"nı bırakır, Cahit Külebi "Mavi bir türkü" bırakır, Nâzım lükmet de "Yeryüzüne bir kez gelir" ve "Adı Nâzım olan siir"i bırakır. Ozanlanmız zengin bir birİKİmle besler bizi. Ozanın mevsimlerden, renklerden geçen şiirleri bize ince ve geniş bir yelpaze açar: "Şiirin ipeksi dokusuyla/ kendine bilenir nançer", yalnızlıklara yol alırken de yalnız değildir. Çünkü, ne insan tükenir, ne de şiir. "Ben de tutunsam o yıkık/ ahşap evlere/ Umutsuz bir serüven gibi/ sonu bilinmez" dese de yaşamınbaşı da, sonu da anılarla örülür, düşlerle örtülür. tnce bir perde ardındadır her şey, aydınlık bir buğu içindedir. Üstelik ipek gibi yumuşak, taş gibi dayanıklı, su gibi aıuşkan, güz gibi içli...Yaşam akıp gider olumlu olumsuz yönleri ile "Suyla sınadığım şiirin/ Yanına düser nehirler/ Kuruyan odarın sesi/ Örselenmiş bir dal gibi/ Üzerinden kayar gider". Uysal'ın bilinç ve duyarlılıkla uysal ve evcil kıldığı dizeler dilin tadını, kıvamını bulmuş, geniş zamanlan an gibi vermiştir. Yalın bir yoğunluktur bu ürünler. Iç içe giren insan, yaşam, doğa, ilişkiler ve çelişkiler iletisini, Bildirisini içinde taşır. Bilgj ve olaylar erimiş, şiire dönüşmüştür. Dizelerde mevsimler ve zamanlar birleşir, uzak yazları yakın buluruz; acüar, sevinçler ayrışır şiirlerden bir tat alınz. Zaman geçer, şiirTcalır: "Eylül sonudur savrulur/ kuş ve ot/ Ve bir dal ucu/ tutunur tenime". Başka kentlcre gitsek de bu duyguları götürürüz kendimızle." 1 langi şen~ re gitsem ayrı/ bir güz kokusu/ ama nep mahzundur/ Oralarda şiirin adı." Ahmet Uysal'ın uzak yazlannda şiir yakınlığımız, sıcaklığımız var. • Ahmet Uysal'dan "Uzak Yazlarda" F. "Afrika ...ı" (Sevim Burak'ın bir öykü kitabı). 57 49 70 66 G. Herhangi gizli bir şeyi, açığa ç ıkarma, yayma. 26 13 6 63 H. "... Bilginer" ("Sarı Naciye", "Yunus Emre" ve "Parkta Bir Sonbahar Günüydü" adlı oyunlan da yaratan oyun yazan). 68 29 76 77 47 I. Şair Macit Eren'in çıkardığı şiir dergisi. 79 7 28 20 15 J. "Benim Adim ..." (Buket Uzuner'in bir öykü kitabı). 31 2 34 43 78 488. Mynın çozîınıı A. Orhan, B. Sipru, C. Mırıl Mml, D. Abo, F. Nigari Böyle Yazdı, F. Çölde Çay, G. Ahmedi, H. Kıirşat Başar, I. Mig, J. Abc, K. Koçi Bcy, L. Çiçu, M. Irz. Şiir: Hiçbir biçim anlamını dokluramaz dofayısıyla bostur Hiçbir köprü karşıya geçirmez ayrıcaGöçebe" 488. sayıdan kitap kaıananlap: Adana'dan: Hasan Ali Arslan, Ankara'dan: Ülkü Durukan, Savaş Sönmez, Kczban Aıakoglu, Aydın'dan: Halit Payza, Balıkesir'den. Ülker Özcl Keskin, Çanakkale'den:¥evziycŞen, Eskifehir'den: Meral Melek Ünver, Vetbiye'den: CeylanToksöz, Bursa'dan: Hanifc Çiçck, tstanbul'danMelek Bir, Mustafa Bıçakçı, Güncy Ertckin, Köksal Tuncer, Izmir'dcn: Mustafa Oğuz, Karahük'ten Necdct Gözkaya, Karamürsel'den. Ahmet Açan, Kocaclt'den: Elif Sansa, Ktrfehir'den Mesut Arıftz, Sıvas'tan: Ihsan Küçükernrc, Vfak'tan: Nejat Kor, Sıtkı Erol Bodur, Mersin'den Seda Gürdal, Ayter Scrbes Ak, Zonguldak'tan: can Kuyumcu 71 65 36 9 41 39 4 46 51 55 75 30 69 11 52 59 58 37 56 33 50 35 61 3 60 27 54 44 hmet Uysal, incelmiş, damıtılnuş şiirlerin ozaru olarak gönül tellerimizi titretiyor yeni şiir kitabı "Uzak Yazlarda" ile.(*) Şiirin renkli, gizemli dünyasında birlikte yol alıyoruz. 1988'de Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nü alan yapıt, ince bir ağıt, duru bir su, yürekten beyinden geçenbir aydınlık... Ozan, sıcak, yumuşak dizelerinde doğanın incelikleri ile insanın güzelliklcrini bir potada eritiyor, bir gergefte işliyor. Kitap, şürsel bölüm başlıldarını taşıyor: "Rüzgâra Karışan" ve" Yaz Savrulması". Dizeler yalın ve derin ilerleme gösteriypr, zamanlardan, mevsimlerden geçiyor. Örneğin, "güz sonu" inceliyor, "yaz duruyor". Duruyormugerçekten? "Issızbozkırı/ getirdim sana/ Kuruyan otlann/ sesini eetirdim". Sıcak bir duygu alısverişi var bu dizelerde. Iç içe geçen iki duygu. Doğa gibi ince, doğa gibi yalın. Öte yanda mevsimler yeni Dİr renk, yeni bir koku kazanıyor: "Güz ipliğiyle dokuduğum/ mevsimlerin/ Adını verirdim/ göçebe günlere/Bir öpüş tadı katardın/ eski yazlaraA'angınlar kalırdı bana/ temmuzlardan". Acının ince ince yayılışı! Uysal, imbiklerden geçirilmiş, inceltilmiş ve yumu^atılmış şiiri ıle yeni tatlar getiriyor. Bu şiırlerde ses arınmış, yüz yunmuştur. Yine de ince sızılar var: tnce bir hancerle/ sınardım askımı" dizeleri eski bir lirizmi yeniler. Hançer ve Lirik" anımsanır, duyumsanır. Yaşam dizelerden geçirilir, vaşam dizeleri yeniler: "Gecemde yıldızların/ kırık hüznü/ Nehirlerin akışı/ kalırdı sesimde". Bu bir yalın güzellik ürünü değil midir? "Güz göm(*) Uzak Yazlarda/ Ahmet Uysal/Şileğini" giyen ozan, "inceldikçe incelir, ir/Düşlcm Yayınlart/Bursa, 1998 ama kopmaz. Çünkü, yaşam bir bütündür, şiir ince bir çizgidir. Insandan ve zamandan umut kesilmez. Şiir, geçmişin renklerini alarak geleceğe doğru yönelir; değişerek, gelişerekakardurur"birbüyük ırmakta", kimi zaman "rüzgâra karışır", üstelik rüzgârın ve kumun aldatıcı olduğunu bilir; geniş zamanlara yayılır. "Güzel Kadınlar Mevsimi"ni bulan ve yaşayan ozan şiir ile ülkenin yumaklarını saffet uysaı Ahmet Uysal (ortada). Nurl Erkal 1997, Antalya. A CUMHURİYET KİTAP SAYI 488 SAYFA 27