23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sen Sofi'nin OğlusunP/iir^// l'ujalp/Doğan Kıtapçılık/302 s "...Nasrullah'ın elini avuçlanna alan bir ninc, 'Sen Sofi'nin oğlu musunP" diye sordu. Yaşlı yüzü nün derin çukurları ağzına kadar acı ve gözyaşı doluydu. Geride kalanlara mı üzülüyordu, yeniden kavuştukarına mı seviniyordu, hiç belli olmuyordu. Sınirm iki yanında da yaşamı, savaşın acımasız çirkin yüzü bcliriyordu..." Erbil Tuşalp, "Sen Sofi'nin Oğlusun?" ki tabında, dcfalarca gezdiği Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki insanların sorunlannı, acılannı ve gözyaşlarını kaleme alıyor. Oradaki insanlarla iç içe yaşayarak, gözlemleyerek ve pek kurcalanmamış dcvlet belgelerine dayanarak. turlerın çatışması, Kuzey Guney ayrımı, çevıe sorunları vb. konulardaki derin analizler insanoğlunun 21. yüzyıl yolculuğunda mükcmmel bir rehber niteliği taşıyor. Lo/Lütfü Oflaz/Leman Yayınları/120 s Lütfü Oflaz, yazarlıkta 25. yılını tamamlayıp, genç yaşında çeyrek asırlık çınar oldu. Yazarlık yaşamı boyunca her türlü zulme, sömürüye kalcmiyle ve eylemleriy le başkaldırdı. Tek başına kalsa da, zalimin karşısında, mazlumun yanındaydı hep. Bu yüzden çok ağır bedeller ödedi. Kılıç gibi kullandığı kalemiyle bir şövalyedir O... Kalemlerin şövalyesi. Italya'da Bir Türk Se\dim/Cri.stina Comcndni/Çevıren: Semin Sayıt/Can Yayınlan/204 s. Iki kızkardeş Maria ile lsabella, C.ıısııiMCnıııı'runu aynı deniz kabuğunda oluşmuş lı.\n vın bir çift inci gibidirler. Biri ürkck nıu ıı KK. ve çekingen, biri gözüpck ve Sl\!>l\l atılgandır. Çocukluklarını Roma'da burjuva bir aile çcvresinde, gençliklerini dc '68 kuşağının politik ortamında geçirirler. tki kızkardeş düşünüş ve yaşama biçimi açısından birbirine ters düşmüşlerdir. tsabella, Türkiye'ye yaptığı bir yolculuk sırasında, inançları yüzünden polisçe aranan Mehmet'le tanışır. Bir yolunu bulup onu ttalya'ya, kızkardeşi Maria'nın yanına götürür. Asker kaputundan bozma koyu ncfti paltosuyla bu yakışıklı Türk, Roma'daki cve neşe, canlılık ve yaşam getirmiştir. tki kızkardeşi birden büyüleyip kendine aşık eden bu tatlı dilli erkek, onların gözünde yaşamı bir serüven gibi sürdürme isteğinin somutlaşmış biçimidir. Türk okurlarının karşısına ilk kez çıkan Cristina Comencini, babası ünlü film yönetmeni Luigi Comencini gibi film yönetmenliğini de yapıyor. Kadersizlik/lwrd" Kertesz/Çeviren: tlknur Igan/Can Yaytnları/224 s. Çagdaş Macar edebiyatının en Imıc Kri'icsz önemli adlarından biri olan Imre Kertesz ilk kez Türkçcde. YazılKADJIKSİZIJK dığında, Macaristan Devlet Bakanlığı'nın basmayı reddettiği "Kadersizlik", daha sonra Almancaya çevrilip basılınca, okurlar ve eleştirnıenlerin büyük iluisiyle karşılanmıştı. Kadersizlik, on altı yaşındaki Yahudi asıllı bir Macar gcncinin, babasını çalışma kampına yolcu etmcsiyle başlar. Bir sürc sonra, çalıştığı yerc giderken, arkadaşlanyla birlikte o da polisçe yakalanıp Auschwitz toplama kampına giden bir trene bindirilir. O andan başlayarak gencin ağzından, gördüğü, duyduğu, tattığı, dokundugu her şey, tüm ayrıntıları ve canlılığıyla dile getirilir. Genç, hiçbir yorum, hiçbir değerlcndirmo yapmadan, niç abartıya kaçmadan, karamsarlığa kapılmadan tanık oldıığu her şeyi, ince bir mizahla anlatır. 'Oradaki bacalarda bile dumanlarm kesildiği anlarda mutluluğa benzeyen bir şeyler vaıdı. Belki de asıl bu deneyim benim için unutulmuş kalacak, ama herkesin ögrcnmek istediği, yalnızca kötü olan, yalnızca 'delışet'. Evet, bir daha soracak olurlarsa, onlara bunu, toplama kampındaki bu mutluluğu anlatmalıyun. Soracak olurlarsa. Kendim bile unııtmuş olmazsam.' Kendisi de toplama kampında kalmış olan Imre Kertesz'in bu çarpıcı romanı, otobiyografik özellikler taşıyor. Güzprensi//l«/d Snellman/Çcviren: Kübra Ataman/\mge Kitabcvi/181 s. "Güzprensi" çılgın bir aşkın yıllar sonrasına taşan Sofi'nin öyküsü. Anlatıcıyla anlattlanın birbirlerinden çaldığı ve on beş yıl sonra anlatı alanına taşırdıklan bir öykü. Gençliğin ve çılgın aşkın çerçcvesini, Finlandiya'nın başkentinde gelişmekte olan punk ideolojsi çiziyor. Romanın baş kahramanları, Punk'ın Bayan Papazı ve Güzprensi. Yepyeni, tanımadığı bir dünyaya giren genç bir kadın ve ilk yapıtıyla ünlenmiş genç bir yazar. Büyük bir coşkuyla ve sıcak bir üslupîayazılan roman, yakın tarihe ışık tutma kaygısıyla ayrı bir önem kazanıyor. Yakın tarihi, şiirsel ve çarpıcı bir dille yansıtan Anja Snellman otobiyografik ögeler taşıyan bu dokuzuncu romanıyla edebiyat çevrelerinde geniş yanlular yapmış, tartışmalara yol açmıştır. tnsan Hakları ve Ermeni Sorunu/7â«^r Akçam/tmge Kitabevi/633 s. Büyük devletlerin ekonomik ve siyasal çıkarlarıyla insancıl kaygıları birbirinden ayırmak mümkün değildir. Dolayısıyla, "insanlık adına, devlederin ulusal egemenlik alanına kim ve nasıl müdahale edecek tir" sorusu kaçınılmazdır. Dünya kamuoyu bu konuyu tartışırken, Türkiye'de insan hakları vc demokrasi taleplerinin "BatılıJarın riyakârlıgV' olarak sunulmasına devam edcbilmektedir. Kurtuluş Savaşı tarihini, Birinci Dünya Savaşı'nda işledikleri suçlar nedeniyle Türklerin cezalandırılmasına, Osmanlı egemenliğindeki halkların kurtarıiıp, Türklerin elden geldiğince küçük ve zayıf bir ülkeyle yetinmeye zorlanmasına karşı verilen bir mücadele yani yalnızca toprak ve sınır değil, insan hakları davası olarak da değerlendirmek mümkündür. Batılı devletlerin Osmanlı Devleti'ne yönelik çıkar ve taleplerine karşı verilen mücadelede, Ermeni sorunu ve îttihatçı yargılamalann taşıdığı önemin unutturulan tarihi, insan hakları ve kcndi geçmişimizle barışmanın da tarihi olabilir. Elimizdeki çalışma, unutulanları hatırlama ve geçmişle barışma yolunda atılmış küçük bir adımdır. Anadolu'da Devrim Günleri/'Kudret Emiroglu/tmge Konstantiniye'nin Yitik Günceleri/Mebmet Ctıral/Doğan Kitapçılık/128 s. "Konstantiniye'nin Yitik Günceleri", istanbul'un Osmanlılar döneminden kesitler sunan bir tarih güncesi. Daha önce okıırlarını "Bizans'ta Kayıp Zaman" ile, Osmanlı öncesi dönemlerinin saraykOMsiaı:t:r.!ye'niı larında, sokaklarında ve karanlık yitik çgünceieri dehlizlerinde gezdiren Mehmet Coral, bu kez sonrasından günümüze uzanan öyküsünü sergiliyor lstanbul'un. 299 güzel kadınının lstanbulun. adının ld l kl bir gecede boğdurulduğu h haremiyle, k d kardeş katlini devîet kuralına dönüştüren anlayışla ve Paris'teki bir bankanın küflenmiş kasalarından çıkan servetin öyküsü Konstantiniye'nin Yitik Günleri. Katledilen Piramit/Chrislian ]acq/Çeviren: Aysel Bora/Dogan Kitapçılık/374 s. Erkek güney eyaletlerinden birinde yargıç; kadın kuzeyde bir biiyük kentte, Memfis'te hekim. Pazer ilc güzel Neferet'in karşılaşması bu koşullarda olanaksız gibidir. Pazer, görkemli Gize piramidinin yakuıındaki Memfis'e atanır. Eski bir bilgenin kehanetleri aynen çıkar, cinayetler her yeri sarar ve yüce Ramses'i devirmcyi amaçlayan canavarca bir komplonun gerçekleştirilmesi yolunda hızlı adımlar atılır. lyice anlamadan hiçbir rcsmi belgeyi imzalamayan, kum tanelerini bile araştıran küçük bir yargıcın bakışı dı şında hiçbir şey bunu engelleyemez. Ramses dizisiyle Türk okuru taratından çok sevilen ve çok okunan Christian Jacq, "Katledilen Piramit" ile yine eski Mısır Uygarlığının görkemli yaşamıyla karşımızda. Zaman ve yer isimlerini değiştirdiğinizde günümüzden bir serüveni anımsatan Katledilen Piramit, Mısır Yar gicı adını taşıyan üçlcmesinin ilk kitabı. Onümüzdcki günlerdc "Çöl Yasası" ve "Vezirin Adaleti"de aynı yayıncvi tarafından okurlara sunulacak. Yüzyılın Sonu/Bdi/ör Na/han (jarâeU/Çcvtren Belkıs (Çnrakçı) Dışbudak/Türkıye Iş Bankası Yayınları/32is Elimizdeki kitapta Alvin ve } Iddi Toffler, Carlos Fuentes, üctavio Paz, Bernard Henri Levy, Sanıu el P. Huntington, Lee Kuan Yew, Suiclıi Kato, A. Soljenitsin, Brze zinski... gibi çağımızın en ünlü düşünür ve liderlerinin görüşlerı yeralıyor. Yazarlar, 20. yüzyılda yaşadıöımız sorunların yanı sıra, gelecekte karşılaşabileceğimiz sorunlar için de ııyarılarda bulunuyorlar. Özlü, bilgi veriçi, düşünceyi tahrik edici yazılar, dünyamızın nereye dogru gittiği hakkında geniş bakış açıları sunuyor. Etnik çoğulculuk, medya, külCUMHURİYET KİTAP SAYI 488 Kıtabevı/İWs. Konagı basılan Kayseri mutasarrıfı kalp krizi geçirdi... ürdu mal müdürü felçten öldü... Antep kaymakamı sokakta yediği dayaktan bir hancı tarafından kurtarıldı... Göksun kaymakamı çürük domateslerle kovalanarak kasabadan kaçırıldı... Adana valisi halkın hakaretleri arasında şehirden kovuldu.. Elazığ valisi at gibi koşularak "Hürriyet" adı verilen arabayı çekmeye zorlandı... izmir'de Abdülhamit anıtıdır di ye Saat Kulesi'ne saldıranlar oldu... Elimizdeki kirap, lkinci Meşrutiyet'in "Devrim" özelliğini, 1908 Temmuz ve Ağustos'unda Anadolu'da meydana gelen olaylar ve dünya pratigi ışığında değerlendiriyor. tlkçağ Gizem Tapıları/Waller Rurkert/Çevirert: Sina Şener/imge Küabevi/20H s. Yunan dininin en önde gelen taS» rihçisi Walter Burkert'in, eski Yunan dinine ait dinsel ınançların ve ııygulamaların az bilinen yönlerine dair kapsamlı ve karşılaştırmalı bu çalışmasında, yaklaşık olarak bin yıl önce Yunan ve Ronıa halkının dininin geniş kültürü içerisinde yeşeren gizemli ve mistik tapınışlar ele alınıyor. Elimizdeki kitap, y p, bi i l l b ne bir tarihçe ne de bir inceleme olup beş ana tapınma üzerinde yogunlaşan karşılaştırmalı bir fenomenolojidir. Gizemlcri ve bunlara ilişkin ayinleri, üyeliği, örgütlenme ve yayılmayı tanımlarken Walter Burkert, kendisinden beklediğimiz engin bilgiyi gösteriyor; bunun yanında soluların deneyim ve motivasyonlarını yorumlarken duyarlı ve sempatik davranı yor. Avrupa'da lrkqılık/Mehmet Taş/hnge Kitabevi/159 s. Avrupa'da azınlıklar ve göçmenler, sivil toplumları örgütlenme çeşitliliği ve güvenceleriyle dolu olmasına SAYFA 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle