02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. da şarkı sözü nedcn istemezler anlamış değilim. Açık ve net konuşmanın zamanı gcldi artık! Seviycsizlik ve şarlatanlık baştacı edildi toplumumuzda. Alenen kalitesizlik ödüllcndiriliyor. Lütlen özellikle medyanın yöneticileri, sunucuları her önüne gelene "sanatçı" falan dcmcktcn vazgeçsinler. Gerçek sanatcılara hakaret oluyor, yazık olııyor! Şizorren bir toplum olma yolunda hızla ılerliyor, medyanın ve popüler kültüriin dayattığı imge bombardımanı altında yaşıyoruz. Sahici hiçbir şey kalmadı nerdeyse... Vahşi bir çağda kötülüklerle kuşatılmışız ve her yanımu su alıyor, batıyor muvuz ne? Yitirdiğ'imiz değerler o kadar çok ki, dünyanın canma okuyorlar! Bu menfaat, bu ikiyüzlülük, bu düzeysizlik bu yalan dolan canımı acıtıyor benim! Işre bu yiizden ben aşka sığınıyorum. Kendime sığınıyorum. Yazdıidarım ve yazacaklanmla sürekli bir aşk duygusunu yaşarım. Benim her şeyim eksik ve yarım kalmıştır. Aşklarımdaşiirlerimde... Ben.namussuzlardışında her şeye 'sizi seviyorum' diyebilecek kadar cesur ama her anlamda her an ihanete uğrayacak kadar kırügan ve umutsuzıımdur. Galiba benim tek yeteneğim var: ü da sevebilmek! Tükenmeyen bir sevgi ve imge depom sürekli yenileniyor. Etrafıma bakıyorum da herkes ne kadar hoşgörüsüz, herkes ne kadar yalnız, bencil ve duyarsız!... îşteben böyle kör ve sağır bir toplumda şiirle, resimle arkadaş oldum. Kestirmcden söylemek istersem iyi ki şiir var! iyi ki şür, yükümü biraz hafifletiyor, onun bile beyhude bir iş olduöunu büdiğim halde! Olsun ben beyhude olan şeyleri de seviyorum zaten! Evet, neredc kalmıştık, masal mı bütün bu olup bitenler?.. Sevgili Oğuz, şiir üzerine konuşmaktan çok, şiir yazmayı tercih etmişimdir hep! Zaten bana sorulan ya da sorulacak olan bütün sorulann cevapları şiirlerimde ya açık ya da gizli bir şekilde yer alırlar... Şiire bakalım, şiir her şeyi derinleştirir ama göstcrir de... Her ikı kıtapta da şiirler genellikle bilgcce sözler üzerine kurulmuş. Alınldar, "Aşk Canım Benim" de ceşttlt yazarlardan yapıltrken "Aşkın Ktrkbir Hâlı'nde ağjtr lıkla şairlerden nluşmuş Bilıyorsun, bılgi şıirın hem dostu hem de düşmamdır. "Küs"te, "tc dünyam daha sahıcı, ıçıme kaçsam/ Ah' yüreg'ımin etrafında bir tur daha atsam" diyorsun ? Şıir vefehefe ılışkıstnı de dtkkateaiarak Engin Turgut'un varmak islediği bir felsefeaen söz edebilir miyiz?.. Sanki kelebek çağindayız. Yani her şey çabuk bitiyor, kırıııyor, yok oluyor! Yani her şey elimizde kalıyor. "Zaten elimizde kala kala bir tek" evet, bir rek o mııhtcşem çınlama, yani "aşk kaldı"! Sonra dönüp oraya bakıyorum. Orası neresi mi ben de bilmiyorum? Ama orada uçan, tutuşan, yerinde duramayan bir ışık var! Orada başka bir rüya var sanki! Geçmişte olduğu gibi bugün de canımı yakan ne varsa her şeyi ve herkesi anneme şikâyet cdiyorum. Her şcyin devrildiğini görmek ne acı! Hem bir korkuyum hem de kelebek kılıöında dolaşan kimsesiz bir rüyayım sanki! Kâbus vedüşlerleosonsuzışığıarıyorum. Kimsc kelebeğin boynunu Koparmasın. Paniğe gerek yok! Benim paranoyalarım, anksiyetelerim dünyaya sığmaz! Panik yok! Şiirin oturma odasındakimse ayaktakalmaz! Felscfemi demiştin?.. Hayatı yaşayan insanın ielseieye ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. Bellci deyanılıyorumcıur ama şiirlerimle felsefeyi selamete cıkarmadıgımı kim söyleyebilir? FeJsefenin bana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Akla ve bilgiye fazla yüz vermediğim bilinir. Hele şiiri düşünürken, şiiri yaşarken aklımı tatile »önderirim. Derdim olduğu için şiir yazıyorum. Birileri ise derdi olmadigı için şair olmaya çalışıyor, ne yazık! Kısacası ağzımdaki baklayı çıkarıyortım ve söylüyorum: Herkes ışığnı alsın SAYFA 4 •* Ennin Tupnut Aşk ve elmanın şairi gelsin, kendimizle buluşmaya gidiyoruz. îyilik, dottluk, yalnızlık ve aşk... Sendeki temel izlcklerden bazıları... Yalnızhğt, kendı yaşamına giydmrken sıgınak olarak "yakıct bir aşk" arıyonun ve "Bütiin şiirlerimin kalbikırık"diyorsun. Naulbır aşktır aradtğtn? Biraz anlatır mnın? Kimisini güneş çarpar, kimisi ay tutulmasıdır, bcnimse hep kalbim burkulur, beni hep aşk çarpar! Başıma aşk geçmiştir. Yani demem şu ki; ben de bir şehir nevrotiğiyimdir, şehir korkuum bundan mıdır? Yoksa hiçbir şey gerçck değil mi? Ya da tersten söylersem her şey gerçek de ben mi bir hayalim? Sürekli incinmek stratejisinde acayip yetencklerim mi var? Beni de mi "başarısızlığa programlatnışlar" bilemiyorum ama pesimist bir yanım olduğu ve sürekli hüzünlendiğim bilinir. Ah sahte yüzler, plastik hayatlar, ikiyüzlü dayanışmalar, ey hiç susmayan kötülük; gama ışınları üzerinize olsun! Ağzımdaki şarkıyı döküyorum: Şu rüyalar çağı başlasa da hepimiz evimize dönsek!.. Giderek her yeri aciyan dünyamızda şiddetin her türlüsü toplumsal cinnete dönüşüyor. 1 lapsedilmiş çocukluğumuzu dışan çıkarıak, ma sahici ve kendimiz olmak istiyorsak önce yüzümüzdeki maskelerimizi yere çarpmamız gerekiyor. Umulmayanı ummak durumlanndayız! Gardımı aiarak yaşıyorum. Zavallı akıl, biraz da senin yüzünden dünya ne kadar tatsız! Her şeye raömcn, kalbimin içinden dışarı çıkmaya pek heveskâr değilsem dc bcnde coşkunun dile dönüşmesini görebilir, her şiirimi lirik bir bayrama dönüştürme çahamı izleyebilirsiniz. Elbette referansım aşk! Hançeremi patlatırcasına söylüyorum, aşktan başka sığınılacak, aşktan başka yaşanacak ne kaldı ki.. Şiirle uğraşıyordum ya, kaybedeceğim baştan belliydi. Ama bakıyorum da toplumumuzda hiç kimsenin serüveni kalmamış, hayalleri bile hayal dcöil insanlarımızın. Bu toplumda yapılan bazı şeyler, bırakın aklımızı, kalnimizi de iğdiş etmeye başladı! Bu kadar seviyesiz, bayağılaştırılmış, bu kiiltürsüzlük bu paraaokslar içinde nasıl mutluluk duyuluyor bunu da anlamıs deöilim. "Ben satrancı yenildiğim oyunlardan öğrendim" mi demişti Âlekhinh? Ben de şiiri ve resmi hayal kırıklığına uğradıkça ö|*reniyorum. Hem elimden başka ne gelir; kül biriktiriyor, bulut yetiştiriyor, aşk besliyorum! Aşkı aradığım falan yok benim! tyi şiirler yazmak isteyişim, biraz da aşka hizmet içindir. Ben şiirlerimle aşka yardım etmeye çaLşıyorum belki de. Bu aşkın sadece kadınlara duyulan bir aşk olmadığı sanırım kitaplarımdan anlaşılıyordur. Zaten anlaşılmak, tanınmak, sevilmek gibi bir derdim de olmamıstır. Yani "yakıcı bir aşk" aramıyor, bulduklarımı "yakıcı bir aşkla" korumaya çalışıyorum, hepsi bu! "Aşkın Kırkbır Hâîı" rakamsalolarak da Haydar Ergülen'in kitabına birgünderme miydP Haydar Ergülen şiırtyle kurmak istediğin bir bag mı var?.. Belki öyledir, belki de defiildir. Ama Haydar Ergülen'in şiirleri Tiırk şiirine incelikli bir armağandır! O bir ses kuyumcusu, iyi bir şair! Benimse daha çok yolum var. Şimdi artık gitmeliyim. Alican, Tütü, melekler, sözcükler, firçalar ve boyalanm beni beldiyor, sevgili Oğuz tekrar goruşmek uzere merhaba!.. • Kışkırtıcı Erguvan Küs (K), Telos (KE) Şın An Yaymcıltk, tstanbul Yayınaltk, tstanbul, 1992. 1987. Bayan Flma (BE, No 27 Yayınalık, tstanbul 1997. Aşk: Canım Benim! (ACB), însan Şıır Deftcri Yay., Antalya, 1998. Aşkın Kırkbir Hâli (AKH), Hera Şiir Kıtaplığf, tstanbul, Aşkın Kırkbir Hâli ve Aşk Canım Benim METİN CENGIZ akmayın Engin Turgut'un böyle aşkı kırkbir hâl ile sınırladı^ına. O, neyler, nc yapar uydurur bir hâl daha aşka. (vünkü kendi hâlleri de öyledir, çoktur. Ne zaman nasıl yapacaği, neyi yapacağı, tanırsanız Engin'i bildiktir. Ama, yine de şaşırtıcıdır. Çünkü hayatı tanımladığı gibi yaşar ama hayat ona grire zaten şaşırtıcı olduğu için, bir şaşkının hayat karşısındaki halleri nasıl hep umulmadıksa öyledir. Tedirginliği, sınırları aşmadaki korkulan da bundandır. Vc sınır onun için, diyelim bir semtten öteki semte götüren yolun başlangıcı da olabilir, sonu da. Tam varmışken geri dönecegi tutar. f lele yol, dcniz yolıı isc tedirginlik korkuya bırakır yerini. I lava yolunu hiç söylemeyin. Çünkü havayı yaşamak için içine çeken biridir o. () da alkolle. Zira alkolsüz havarun da tauı yoktur. Şaşkın biri ya, alkol dinginleşmek içindir de. Peki Engin Turgut'u böyle anlatmak niye? Şiirleri dururken? Çünkü Engin'i tanımadan şürlerini bilebilmek, yorumlayabilmek olası değildir. î^ayata kendi pencercsinden, o da pencereyi odanın en uzak köşesinden gören bir yerden seyreden birinin şiirleridir söz konıısu olan. Dağınık gözükür ya inanmayın. Bir çocuk ne kadar dağinıksa o kadar dağınıktır. Sevdiği şürlerini not ettig'i defterleri, arkadaşlarına şiirle ilgili yazılar yazdırdığı, scvdiği şiir ve kimi parçalan yapıstırdığı defterleri vardır Engin'in. Çocuk kalmış büyüyememiş bir insan iste, ne kadar dagınıksa, dağınıklıktan kurkusu yüzündcn bir o kadar da örgütlü. Şimdi şiirlerine gelebilirız, artık... Engin'in şiirleri için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Ne bir eksik ne bir fazla. Hatta unuttuğum şıınu da ekleyeyim. O kadar şiiri sever ki, şiir adına düşünürken en güzel şeyleri o bulur. Tıpkı bir çocuğun biz yetişkinlerin gözünden kaçan, yerdeki çakıltaşlarını, cam parçalarını göriip biriktirmesi gibi. Korkum, B yetişkin birine dönüşürse, anlamsız bulup atacak olmasıdır o güzel şeyleri. Ama Engin bu. Büyüycmeyeceğine olan inancım tamdır. Çünkü halen bir çocuk kadar da hırçın olabiliyor, oturduğumuz masada en çok hep o konuşuyor. Şiirlcrinin de fazla konuşkan olması bu yiizden mi? Engin Turgut'un Aşkın Kırkbir Hâli, Haydar Ergülen'in Kırk Şiir ve Bir'ine atıf. Doğrusu hem o kitap için, hem ondan esinlenerek yazılmış. Ve sevdiği Kırk şair, düşünür, romancı ve yazara adanmış. Onlardan alıntılarla lcurulmuş şiirlerden oluşuyor. Unuttuğu isimler var elbette, ama Alıntılar adlı kitabın son bölümünde anılan bu insanlar Engin'in gerçekten sevdiği şairler, yazarlar. Bunlardan yaşayanlar da, eminim hepsi Engin'i severler. Engin'in şiirleri hakkında başka nc diyebilirim? Kişiligİyle o kadar içli dışlı ki... Okuduğum zaman kendisi gelir hep aklıma. Bu yüzden de samimi ve sıcak bulurum şürlerini. Sanki biraz fazla söz söylüyor, sanki biraz dağitıyor gibi. Kimilerine göre bu gibi de fazla. Tıpkı kendisi. Ama, şürlerini okudukça, çağrışım sağanağina uyup, uzak fırtınalara yakalanmamak olası değil. Ama ben en çok aşkın bu kırkbir hâlîne mutlaka ekler bir hâl demiştim ya. Işte ben bu hâli sevdim. Yani Aşk Canım Benim'i. Bana göre E. Turgut'u şiir olarak daha çok akla getirecek kitap bu kitap. Şiirler çağrışımdan bir derli topluluğa, planlı bir bütünselliğe bu kitapta daha çok dcğil tam ulasmiı,. 15 uzun şiirden oluşan bu kitap, düzyazının şiire doyurduğu bir kitap. Aşka, yakınlığa, sevgiye, tutkulu sevmeye susamış birinin lirik zamanlarında yazılmış şiirler çünkü. Orneğin "Bayjazz İle Bayan Blues"da şöyle söylüyor: "Harflerin de kemikleri kırılıyordu, duymuyorduk!../ Düşlcrimiz kıyameti kopanyordu... duymuyorduk!.." Evet, duyulmayan şeyleri dile getiriyor Engin bu kitabında. Anlam bütünlüğünc burun kıvırmayarak. Ama, ben en çok son iki şiiri sevdim: Bay Bisiklet ile Bayan Yağmur ve Bay Rüya ile Bayan Bahçc. • ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 47€
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle