Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SÜHA SERTABİBOĞLU ransız yazar Michel Leiris boğa güreşçisi olmayı düşlemişti çocukluğunda. Bu gösterinin onu büyüleyen yanı, taşıdığı gcrçek ölüm tehlikesiydi. Ama boğa güreşini diğer sporlardan ve diğer ölümcul maceralardan ayıran şey onun dinsel bir tören kadar titiz kurallarıdır. Bu kurallar, hasmından nasıl olursa olsui) kurtulmayı yasaklar ve çarpışmanın basit bir öldürmeden ibaret olrnasını engeller; bu güreşin, hayvanı gereğinden fazla yormadan kılıç darbesini yiyecek durunia getirmek gibi taktik yanından baska, estetik bir yanı da vardır; kendisini aldatan pelerinle sanlmış hayvan ve çevresinde dönen boğayla sanlmış adam, (aşk gibi) hem uyum hcm de miicadeleye dayanan, insanüstü bir güzellik oluşturur. Leiris, çocukluk düşünü, yazınsal bir yapıtın içine saldığı boğanın karşısında durarak gerçekleştiriyor; genellikle temkinli olmanın gerektiği bir alanda, özyaşamöyküsünde, söylenmesiyle başına dertler açacak, özel yaşamını delik deşik edip acılar çektirecck, başkalarının ona bakışını, artık bu itirafların yayımlanmasından önceki gibi olamavacak şekilde değiştirecek şeyleri yazarak boğa güreşindeki gibi ölümcül olmayan, ama yine de bir tehlikeyi sokuyor kendi yaşam arenasına. îşte bu düşsel matadorun anılandır Erginlık Yaşı; yazar, andanna karşı hep bir matador gibi davranır; hep saldınr, delik deşik edcr bunu yapmazsa anıları tarafından delik deşik edilecekmiş gibi sanki. F Düssel bir matadorun anıları Leiri,s, çocukluk düşünü, yazınsal bir yapıtın içine saldığı boğanın karşısında durarak gerçekleştiriyor; genellikle temkinli olmanın gerektiği bir alanda, özyaşamöyküsünde, söylenmesiyle başına dertler açacak, özel yaşamını delik deşik edip acılar çektirecek, başkalarının ona bakışını, artık bu itirafların yayımlanmasından önceki gibi olamayacak şekilde değiştirecek şeyleri yazarak boğa güreşindeki gibi ölümcül olmayan, ama yine de bir tehlikeyi sokuyor kendi yaşam arenasına. îşte bu düşsel matadorun anılarıdır Erginlik Yaşı; yazar, anılarına karşı hep bir matador gibi davranır; hep saldırır, delik deşik eder bunu yapmazsa anıları tarafından delik deşik edilecekmiş gibi sanki. den bulamıyorsunıız? Neden her şey kötüye gidiyor? Sizin göreceğiniz tüm mutluluk ondan ibaret miydi? Sizin şu yaşamda görüp göreceğiniz bu muydu? Bunlar da, gcçmişe dönük, kökeninde ölüm korkusu yatan depresif duygular uyandırır; çocukluk anılarında bu iki kutup arasında salınım yapan duygular yaşanır. Zaman boyutuna kapılmış insan düşüncesinin iki yönlü titreşimleridir bunlar. Michel Leiris'ten "Erginlik Çagı" Çocukluk anılaımı deşmek zamana cerrahi bir müdahalede bulunmak gibidir; zaman yarılınca çıkanlar, karşılaşılanlar bir zamanlar gelip geçmiş, ama unutulmuş ve garipsenen, çünkü artık yabancılaşmış yaşantılardır. Çocukluğunu araştırmadürtüsüinsanındünyayı,başkacanlıları araştırma dürtüsünden pek farklı değildir. Çünkü geçmişteki çocuğun duygulan, düşünceleri yoktur artık; bugünkü insanla o günkü insan arasmda, biyolojik olarak onun devamı olmak dışında hiçbir ilişlci yoktur. Bugünkü insan, duygularıyla, düşünceleriyle, birikimleriyle, yeterlilikleriyle, o günkü çocuktan çok farklı, apayn biri; ötekisiyse bir yabancıdır artık. Bu iki insanı zamanda birbirine bağlayan tek şey aynı bcdcni kullanmış olmaîarıdır. Bu duygu, çocukluk resimlerine bakarken daha da yoğun yaşanır; rcsimde gördüğünüz, şimdiki halinizden çok farklı olan o garip çocuğun "siz" olduğu, bunun böyle olduğunu bilmenizden ötürii kendinize zorla kabul cttirdiğiniz bir dayatmadır. Çocukluk anılarının düşünülmesi, insan benliği vc altbenliğinden oluşan karmaşık yapıya çok farklı türden etkiler yapar. însanı çocukluk anılarını düşünmeye yönelten en önemli dürtü, hem "ben o zaman da vardım" diyen zamanda varolma duygusunu, hem de geçmişle bugüniin farkını, yani değişimin büyülü gücünü bir arada yaşamadan oluşan bir karmaşadır. Bunu da ancak, bugünkünden larklı bir yaşantıyla yapılan karşılaştırmalar sağlar. Bugünün aynısı yaşantılar bu duyguyu vermez. Orneğin "Ben kendimi bildim bileli pırasayı hiç sevmem"de değişim duygusundan farklı bir şeyler var. Oysa "Ben küçükken geceleri altıma işerdim"de, artık bunu yapmıyor olmanın övüncünü ve "Aferin yavrum" diyerek başının okşanmasını haKetmişliğin gururu yansır bilinçaltından. Sizin öncülünüz olan o çocuğu geçmişsinizdir; zamanın, değişimin gücü sizden yanadır. Bu rüzgârı arkanıza alıp o zavallıyı o tozlu, kuş uçmaz kcrvan geçmez sahilinde bırabp denizin öteki yakasına atmışsınızdır siz kendinizi. Ama çocuklukta derin iz bırakmış mutluluk anları da farklı bir etki yapar. Geçmişte mutluydunuz; ya şimdi? O mutluluğıı bir daha bulamayacak mısınız? NeSAYFA 14 Çocukluk andan I Leiris, çocukluk düsünü. yazınsal bir yapıtın İçine saldığı boflanın karşısında durarak gerçekleştiriyor. Yazar, gözlemleri, metaforları, yani bir edebiyat yapıtının temelini oluşturan ana matcryali üretip, yapıtı yaratmadan bırakıyor. (Yani Nasrettin ttoca'nın deyişiyle un, seker, yağ iiretiyor ama hclva yapmayı okura bırakıyor.) Gerçekten de, Leiris'in anılarını okurken insanm içindc yazı yazma hevesi uyanması hoşuna gidiyor. Yazması zor yaşanttfar Ama, entclcktücf düzeyi yüksek bir yapıt; Ama Leiris'in anıları sıradan bir yazı dikkatlc okumak gerek; her satırı dolu. değil; belki herkesin yaşadığı, duyduğu, Çevrilmesi de çok zor bir kitap bu, Yaşar ama itiraf etmesi, heleözyaşamöyküsü diÂvunç'u yürekten kutlanm; ellerine, emeye yazması zor yaşantılar, en zor itiraflar. ğine sağhk; ama illede eleştiri: "Pek azyıl Yazar, yüreğini herkesin önüne sermiş, önce" yerine "Bir iki yıl önce"; "o en ılk ateşten kaleminin her dokunuşuyla kâğıdeniz yolculuğum" yerine"o ilk deniz yoldın alev alacağı kadar içten bir kitap yazculuğum"; "erkeğe de tam bir gezmeyi LaJrteTngaMırganlığı mak istemiş. Yürekli bir matadorun ceseven insan tipi olduğunu sandığım için Kitap, çocukluktakı gerçek anılarla başsareti değildir de nedir bu? hayrandım" yerine "erkeğe de, gezmeyi layıp gençlikteki, gerçcklc düşün birbiriBu anlattmtn bir bölümünü dnlduran seven tipin tam bir örneği gibi gördüğüm uçanlık (jykülerinin daha az parlak olan ne karıştığı maceralarla devam etmekteiçin hayrandım"; "daha önce, benimseları bile benim ıçın hiçbir zaman tam an dir ve büyük olasılıkla düşsel olan yukarmek icin çok derin nedenlerim bulunan lamıyla aşağılık bir sey olusturmaz; bun daki yaşantı Leiris'in saldırganlığının doğbir öykünün belleğimde iz bırakmasına lar yalnızca basarısızlıklar, yani yine de ba rudan kendine yönelmesirrdcn kaynaklayardım etmiş olması olasıdır" yerine nan ve kendini aşağılayarak cezalandıryağı ve beceriksizce kurtulma girişimleri"inanmak için çok iyi nedenler olan bir maya yönelik mazohist bir saldırıdır. dir; bunlardan dolayı hiç sevinçduymamıöykünün belleğimde iz bırakmasını sağşımdır oysa benim beklediğim, ozanın Neyse, biz de kendimizi yazarın kişililamış olması muhtemeldir" daha iyi değil beyninden birfışkırma ya da matador 'un ğine yönelik saldırılardan alıkoyup yapımi? (Sırf'muhtcmcr gibi cskicc bir sözhasmtnt yere deviren n çarptct kılıç darhe ta dönelim. Bu kitabın estetik yönden cüğü kullanmamak uğruna, 'olması olasi gibi an ve dosdoğru, sonsuz hazdt. uyandırdığı duygu, yoğun bir sisin içinsıdır' gibi bir garabete bulaşmasak daha den çıkan şaşırtıcı görüntülere benziyor. iyiolmazmı?) Hazzın ötesinde, yazarın kendisine yöBirheykelya da resim mü'zesinde (...) Bir nelik saldınyı, yani öldürücü boğa boynuAma Leiris'in düşsel yolculuğunun scbaşyapıtı izlerken, arkasından görülen, gö yir defterinde yukardaki bir iki tane enzunu savuşturması için bunları kitap hazünde gözlüğü, bir yabancı guzel kadım linde yazması gerekiyordu. Ama şimdi, gebeden başka hiçbir pürüze rastlamadıansızın yakalayıp ona sahibolmak ne hoş okuyanların aklına hemen bir soru takığımı da söylemem gerek. Bunları da sırf olurdu (. ) lıyor; neden bugüne dek bu dünyada yaeleştiri, yani ukalalık olsun diye yazdım şamış milyonlarca insan değil de yalnızca Bunun gibi, zaman zaman fırlayıp bozaten. Leiris'in uçsuz bucaksız evrenine Leiris, geçmişiyle bir matador gibi dövüşşalan düşüncelerse bir hamamda buhar dalarak özgür bir yunus gibi yüzeceklere mek zorunda? Bunun yanıtı Denim göperdesinin ardmdan birdenbire görülüselam olsun. • rüşümce yazarın Ikinci Dünya Savaveren, fonksiyona hazır bir cinsel organ şı'nda savaşmamış, ülkesini delik deşik gibi, nereye konacağı bilinmeyecek türErginlik Yaşı/ Michel Leiris/ Çevireneden o katil boğayla gerçek anlamda niç dcn. YaşarAvunç/ Aynntı Yaytnlart/ 174.s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 476 dövüşmemiş olmasıdır. Yazarın arınma çabası bence buna yöneliktir. Suçluluk duyan kişinin saldınsı dönüp dolaşıp kendine yönelir çünkü: (...)Builkzamanlarda, enazındanyarayı depreştırmek oldu. îckili olduğum bir akşam; alkolik, yarı deli ve yaşı üerlemiş Anglosakson bir kadınla yattım; bir yandan onu becerirken, yalnızca kendime kaba btrpezevenk süsü vermek için, onun inci kolyesini çalmak ya da koparmak gibi korkunç bir isteğe kapıldtm; sevişmeye ara vererek, onun lakma dislerini koyduğu bardağa silme viski doldurup birlikte içtık.