05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VJUpndekil Sağ, Türkiye ve Partileri/ /lauın Biileııt Kahraman/ inıge Kıtabcvt/ 2H0 s. Sağ, Türkiye'dc siyasal yaşamı da toplumsal yaşamı da doğrudan et kileyen cn önemli öğelerden birisi. Bununla birliktc üstünde çok a/ durulmuş, çok az tartışılmış bir kavram. Bu konıılarda daha önee "Ycni Bir Sosyal Demokıasi İçin" ve "Sosyal Demokrasi, Türkiye ve Partileri" başlıklı kitaplun yayımla ınuı I lasan Bülcnt Kanraman'ın bu diziye eklenen son kitabında söz konusu eksikler önemli ölçüde gideriliyor. Kahraman, bu kitabında Türkiye'dcki sağ olgusuna eğilir ken sorunu yalnı/.ca sağla kısıtlamıyor. Bu nedenle kitap sağdan sola, soldan sağa bir bakıs olarak okuııabi lir. Liberal sağ ile dinsel, ırksal sağın kesişme noktalan, Türk burjuvazisinin nluşum koşulları, onların siya set dünyamı/a ve yakın tarihimize koydukları ağırlıklar kitabın temel izleklcrine dönüşürken, "Sağ Türkiye ve Partileri" yeni tartışmaları, sorgulamaları doğuracak bir kitap olarak düşiince dünyamıza yerleşeceğe benzer. Benim Polemiklerim/ Mehmet Ali Kılıçbay/ tıtıgc Kıtctbcvi/ 1H4 s. "Tartışmayı pek beceremeyen bir toplumuz; buna karşılık, "nildiklerimize' iman etmeyi ve biziın gibi "bilmeyenlere", yani "cahillere" kürür etmeyi fazfasıyla iyi biliyo rıız. Düşünmeyi bildiğimiz de pek söylenenıez, daha çok ezbcrlemevi tercih ediyoruz. Zihinscl olanakla rımızı gcliştirmek, scntez ve analiz yeteneklerimizi artırmak, mantıksal bağlar kurnıayı öğrcnmek yerine, hazır bilgi daha işimize geliyor. Çelişkiler, tutarsız liklar, uyumsuzluklaıdan ralıatsızlık duymuyoruz. Dil konusLinda ise, inanılmaz bir kargaşa ve karmasa lıü küm sürüyor. Türkçe adeta çeşitli teodal beyliklere ayrılmış duıumda veya daha doğrusıı, hcmen herkesin kendi Türkçesi var. Ne yazım kuralları, ne de grameri oturmamış bir dille iş görmek zorundayız. Ustelik, bu dilin ifade olanakları da son derece sınırlı. "Yaratılan" yeni kelinıelerin hcr birinin de "çevrilmeye" ihtiyacı var. Eğitim her aşamada çok yetersiz ve çağdışı. Eğitenlerin büyük bölümünün cğitilmeye şiddetle ihtiyacı var. tnsanlar okula öğrenmek veya öğretmek için gitmiyorlar, geçirilmesi gereken bir aşamanın dışsal gereklerini yerine getirmek için gidiyor lar. Bilimsel ve tclseli üretinıimiz hiç mertebesinde, ealıntı veya yığma "eserler"i dışta bıraktığımız zaınan, Tiirkive'nin düşün ve bilim alenıinde ürkiitiicü bir boşlukla karşılaşıyoruz. Sanat ise yok. lcra ile iiretimi aynı kefede toplayan ve hepsine birden "sanatçı" ıınvanını veren bir tt)plumda, sanatın varlığından söz etmek, fazlasıyla nominalist bir tavır olur."diyen Mehmet Ali Kılıçbay'ın kitabı geniş yankılar uyandıracak nitelikte. Değişim Kiireselleşme ve Devlettn Yeni Işlevi/ (jcncay Şaylan/ lıu^c Kilahcvi/ 22 3 s Kapitalizmin evrensel tarihi belli bir döngü içinde ge lişmektedir. Bu döııgüyü bunalım ve bunalımdan çıkış için ycniden yapılanma biçiminde tanımlanıak olanaklıdır. Kapitalizmin 400 yıllık döngüsel tarihi SAYFA 20 içinde önemli bir halkayı oluşturan 1929 bıınalımıvla onun siyasal alan daki yansıması olarak faşizmin yükselişini ve Ikinci Dünya Savasji'nı iz leyen kapsamlı yeniden yapılanma dönemi çağdaş demokrasinin ve relah devletinin yükselmesiyle tanımlanabilir. 19">0'live 1%0'fı yıllarda dünya ölçeğinde yüksek bir biiyii ıne hızı tutturulmasını sağlayan refah tlcvleti, 1970'li vıllarda birikiııı sürecinde tlarbo ğaz biçiminde ortaya çıkan ycni bir bunalımla karşıkarşıya kalmıştır. Döngüsel olarak bunalımı izleyen yeniden yapılanma, ekonomik alanda devletin küçülmcsi ve sosyoekonomik işlevleıinin tasfiyesi, özelleş tirnıe, deregülasyon ve küreselleşme biçiminde kendi ni göstcrirken siyasal alanda da biı yeniden yapılan nıayı gündeme gctiımiştir Böylece 19N()'li yıllarda veni bir dünya düzeni ideolojisi olağanüslü etkin bir ne gemonya sağlamıştıı. Yeniden vapılanma süıcci içinde ortaya çıkan değişimler ağırlıklı olarak devlet kuıu munu, devletin toplumsal rol ve işlevlerini ilgilendirmektedir. Bu ise devlet kuramı ü/.erinde yeniden dü şünmeyi ve tartışmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Elimizdeki kitap, işte bu çerçcve içinde, yeni dünya düzeni ideolojisinin lıeuemonyası altında şaşmaz ve tartışılnıaz doğrular olarak nitelenen degerleııdirme ve öne rileri, "yükselen değerleri" sorgulamaya girişiyor. Atatürk ve Cumhuriyet/ Prof Dr Aıııl Çcçcıı/ lnıgc Kitabcvi/ İS4 v Ülkemizde "Atatürk" üzerine çok kitap yayıınlaıımasına karşılık "(aımhuriyet konusunda fazla bir yayın yoktur. Elimizdeki kitap ilk kez, cumhuriyet olgusuını bilimsel bovutlan ile irdelediği gibi, bu olgunun Atatürk ile olaıı köklü bağ laniısını da ele almaktadır. Atatürk ve (lumrıurıyet gibi, ülkemiz açısından önemli olan iki kavraının beraberce incelenmesi bu yapıtın başta gelen özelliğidir. Bu yapıt normal bir Cumhuriyet Tarihi olmanın ötesinde, Atatürk'ün ilkeleri açısından da bir cumhuriyet dönemi değerlendirmesidir. Aynı zamanda cumhuriyet ve denıokrasi olgularının bilimsel boyutlarda ele almarak işlennıesi ve gününnize tlö nük değerlendirmelerin yapılması kitabın bir başka özelliği. Ülkemizde pek de anlamı bitinmeyen ve çoğunlukla karıştırılan demokrasi ve cumhuriyet kavramlarının uerçek anlamları ve değisik açıdan incelen meleri ayrı Dölümlerde verilmiştiı. lkibin yılına doğru dünya değerleıinin değiştiği ve Türkiye'nin yeni dünyada yerini aradığı bir aşamada, cumlıuı ivet döneminin geçmişe dönük ele alınmasında ve geleccğe dönük değeılendirmesinde buyük yararlar bulunmakta. Ki tap geçmişin biıikimi ile bugünü anlamaya ve geleceği araştırmaya çalışanlara vaıdımcı olacaktıı. Rönesans tnsanı/ /.ııcıcn Fcbvrc/ Çvvircn. Mvhıncl Ali Kılıçbay/ lıııgc Kitahcvi/ 20S <, 16. yüzyılda dünya tersinc dönmeye başlanııştır. Birbi rine bağlı iki büyük dönüşüm ve başkalaşım bu döneme daıngasını vurmustur: Burjuvazinin yükselnıesi ve kapitalizmin kendini kanıtlaması. Oluşmakta ve kendi düzenini her şeye dayatmakta olan bu iki kendilik. Eski Dünva'yı, yani bir bakıma Doğıı'yu yok etmektedir. Doğu'dan gelen din olan Hıristiyanhk, Relormla Batı lılaşmakta; Dogu'nun sanat ve edebiyat anlayışının devamı olan antik sanat ve edcbiyat Rönesansla aşılmakta; Doğu'da ilk kopuşu simge leyen feodalite bilc kapitalizmle başka bir âleme doğru değiştirilmekte ve asıl önemlisi, Batı insanı kendini yerellikten kurtararak tlünyaya açılmaktadır, yani bilimi keşletmekte, bilimi kurmakta, bilimi oluşturmaktadır. Bu yepyeni bir olaydır, çünkü Doğu'da bilim olmamıştır. Rönesans işte bütün bunların bileşkesi olarak, tam bu dönüşüm ve başkalaşım mayalanmasının uöbeğine oturmaktadır: Dogu'dan ko pus. Elimizdeki kitap bu dönüşüm ve değişimi anlatmakta. Avrupa tktisat Tarihitlkçağdan Sanayi Devriminc/ Hcrbert llcaton/ Çcvirctı Mehmet Ali Kılıçbay/ lwgc Kıtabevi/ i İ4 s. Son üç yüzyılın en belirleyici özelliğini, en küçük kıtanın yeryüzünün geri kalan engin topraklan üzcrindeki egemenliğini, anlamamızı sağ layacak en önemli anahtar Avrupa'nın iktisadi tarihidir. Avrupa'nın ticari ve sınai yayılması, yani sıra dilleri, edebiyatı, hukuku ve siyasal kurumları da taşımıştır. Bu manevi kargo belki de Avrupa'nın maden leri ile fabrikalarında üretilenlerden daha büyük bir önem taşır. Hcrbert Heaton'ın " Avru pa tktisat Tarih'i okuyucuya batı uygarlığına ilişkin kendi tasarımını oluşturması için gerekli verileri ve yorumları sunarken, bu maddi ve manevi değerlerin mirasçısı olarak, çağını anlatan son hölümü kendi başına yazmasına elverecek ipuçlarını da ortaya seriyor. Algı Kapıları/ Aldoıtt ilııxlcy/ Çcvırcn: Mcbmcl Ycbıni lmrc/ hııgc Kitabcvı/ ]2H v İçinde "hayal munıu" kendiliğin den yanınayanlar için, bu munıu yakmanın yollarını dencmiş iinlü bir yaratıcının kaleminden kendi anlığmın bilinmeyen bölgeleıine, başka yaratıcıların derinliklerine varan biı ışık sunuyor kitap. Aldo us 1 kıxley'in yeni bir düşselAlüşünsel kavrayışın sonuçlarını ortaya koyduğu "Algı Kapıları" ile "Cennet ve Cehennem" bir arada. Bagavad Gita (Kutlu Ezgi)Hint Ffsanesi/ Çcvircıı: Scvda Çalışkaıı/ imgcKitabcvi/ 104 \. Dnğıı bilgeliğinin en önemli belgelerinden biri olan "Bagavad Gita", iinlü I lınt destanı Mahabharata'nın bir bölümüdür. Ancak gerek anlatımı gerekse içeriği bakımından ceıçeve öyküden aynlan Gita kendi başına bir bütünlük oluşturur. Mahabharata'da anlatılan, iki akraba hanedan arasında krallığın paylaşımı savaşı çerçevesinde, insanın görevleriyle sorumlulukları, yaşam, öliim, ölümsüzlük gibi çiderek anlamı büyiiyen sorııları tartışan "Bagavad C^ita" çeşitli düzlemlerde oku nup yorumlanabilir. "İnsanın kendi akrabalarını öldürmesi doğru mudurr1" gibi insanca bir sorudan yola çıkarak, insaninsan, insan toplum ilişkisinden insantanrı ilişkisine uzanan bu temel soruları Yoga felsefesi doğrultusunda vanıtlar. 1 liııt kaynaklı olmasına karşın "Bagavad Gita' nın evrensclliği, iletisini bclli bir inancın, sınıhn ya da cinsin egemenHğine sokmadan, çok geniş anlamda sunabilmesinden kaynaklanmaktadır. • C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 2 6 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle