23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Zekeriya Sertel'in ABD ile ilgüi anlattıkları, verdiği sayı ve istatistiklerin birçoğu, 1990'ların Küçük Amerikası Türkiye için artık şaşırtıcı değil: Halkın politik eğitiminin eksikliği, eğitim için ödenecek rakamların altından kalkılmazlığı, kadınların parlamentodaki azlığı, çalışan kadınların karşılaştığı zorluklar vb. Yıllardır Amerikan yazarları da dahil pek çok yazarın anlattığı bu gerçekler, Amerikan Biçimi Yaşam'a yakınlık duyulmasını engellememiştir. SENNURSEZER ütün kamu hizmetleri özel sermayenin elindedir. Su, gaz, elektrik gibi günlük ihtiyaçlarımız orada özel teşebbüsün ticaret aracıdır. Bütün haberleşme araçları, telgraf, telefon, posta, radyo, televizyon, yayım araçları özel sermaye tarafından işletilir. Bütün ulaştırma araçları, deniz, kara, hava taşıt araçları, tramvay, otobüs, troleybüs, metro, özel sermayenin elindedir." Bu anlatılan Türkiye'nin yıllardır tartışılan düşü değil mi? Bu düş, arasıra şu yargıyla bölünse bile: "Sözün kısası vatandaşı koruması gereken işlerde devlet vatandaşı V :pıtalin şömürüsüne bırakmıştır." Özel sektörün, kamu kuruluşlarından daha verimli çalıştığı inancı mıdır, Amerikan düşünü önce kurumlarda gerçekleştirme yollarını aratan, yoksa "Amerikan biçimi yaşam" refah olanaklarıyla mı çekicidir? Zekeriya Sertel'in, 1970'li yılların sonlarına doğru Paris'te yazdığı Amerikan Biçimi Yaşam, bu soruları gündeme getirirken, başka soruları da hazırlıyor. Örncğin tüm az gelişmiş ülke yurttaşlar.nın gözdesi refah toplumunu çiziyor: "Memlekette her şey görülmemiş oranda boldur. Amerika'da tarırr ve sanayi tüm dünyanın ihtiyacını karşılayacak durumdadır. Tarım ürünü o kadar boldur ki ürününün önemli bir payını dış ülkelere gönderdiği ve nerde açlık ve kıtlık varsa oraya yetiştirdiği halde, verimli toprakların hepsi işlenmez. Çiftçiye elinde kalan toprağa karşılık tazminat verir hükümet. Amerikalı bu bolluk içinde yaşar. Bol kazanır, bol harcar, geniş yaşar." Zekeriya Sertel bu bollugun tarihsel ve toplumsal kaynaklarını anlatırken, bolluk ülCUMHURİYET K İ T A P SAYI 240 Düş mü karabasan mt? Amerikan bi "büyük toplum" sloganıyla yoksullukla savaş için yasa yayımlanmış, 25 milyonu aşkın aile için bedava sağlık ve yardımı, gıda yardımı, ucuz ve kirası az konut; çalışan anneler için gündüz bakımevleri, gençler için meslek kursları ve okulları sağlanmış. Bu düzenleme yarar da sağlamış. 1970'lerde devlet yeni bir slogan üretmiş: "'Bana devlet ne verebilir?' diye düşünme, 'ben kendi kendime ne yapabilirim?' de." Bu slogan ve bakış açısı, "büyük sermayeyi fiyatları arttırmada serbest bırakma, "sosyal yardımları kısma" sonuçlarını getirmiştir. ABD'nin yoksullarının değişen yaşam koşulları, çeşitli başkanların dünya görüşlerine bağlı gibi görünmektedir. Oysaasıl gözden kaçırılmaması gereken gerçek:" Amerika'yı 20 dev korporasyonun (holding) idareettiğidir." Zekeriya Sertel, ABD'deki "demokratikparlamentersistemi",şucümlelerle tanımlar: "Demokratik parlamento sistemi siyasi partilere dayanır. Amerika'da iki büyük siyasi parti vardır. Demokrat Parti, Cumhuriyetçi Parti; iktidar bu iki partinin tekelindedir. (...) Aralarında büyük bir ayrılık yoktur. Zaman zaman biri üstün gelir, iktidarı elegeçirir. Zamanlabu parti yıpranır.yerini ötekine verir. Bu partiler, ancak dev korporasyonların paraca yardımları ile ayakta durabilirler. Bu korporasyonlar tabii bu parayı (...) karşılığında bir şeyler bekledikleri için verirler. Yani iktidara gelecek partiyi bir tür satın alırlar. Sonra, iktidara kendi çıkarlarını yaptırırlar. Amerika'da bu iş gizli de değildir. Başta Beyaz Saray olduğu halde, bütün bakanlıklarda korporasyonlarla teması sürdürmekle görevli kimseler vardır." Zekeriya Sertel'in ABD ile ilgili anlattıkları, verdiği sayı ve istatistiklerin birçoğu, 1990'ların Küçük Amerikası Türkiye için artık şaşırtıcı değil: Halkın politik eğitiminin eksikliği, eğitim için ödenecek rakamların altından kalkılmazlığı, kadınların parlamentodaki azlığı, çalışan kadınların karşılaştığı zorluklar vb. Yıllardır Amerikan yazarları da dahil pek çok yazarın anlattığı bu gerçekler, Amerikan Biçimi Yaşam'a yakınlık duyulmasını engellememiştir. Belki de bunun altında, ABD'deki açıklık politikasının payı vardır: "Amerika kirli çamaşırlarını açıkta yıkar ve açıkta asıp güneşte kurutur. (...) Demokraside halk her şeyi bilmelidir derler veen gizli devlet sırları bile korkusuzca yayımlanır." Amerikan düşü, Sertel'in kitabında kabuslarıyla ve alternatifleriyle anlatılıyor. Bence en çarpıcı anılardan biri budüşünpeşinetakılanbirTürk: "Yolun sol yanında küçük, temiz ve şirin bir katlı beyaz bir evin önünde durduk. Pencerelerin perdeleri inik. (...) Kapının önünde üzerinde Türkçe "Buyrun" yazılı bir paspas. (...) Bu paspas kadar sıla özlemini anlatan bir işarete rastlamamıştım hiç." Demokrasiyi bir ihraçmalı sayan, demokrasi uğruna savaşlar icat eden Amerika'yı, öğrenciliği sırasında beğebu kitabı, tam zamanında yayımlandı bence. Kimi yolsuzluk davalarının "seçim sırasında" görülmemesi kararının verildiği demolcratik ve özelleştırilmiş birülkeniniyitanınmasıgerektiğigünlerdeyiz çünkü. Geleceğimiz buna bağlı." Amerikan Biçimi Yaşam/ Zekeriya Sertel/ YaptKredı Yayınları/92 s. SAYFA 15 "B kesinin getirdiği değer yargılarını ve bunalımları da gösterir: Amerika'da insanın değeri, elde ettiği başarı, kazandığı para ile ölçülür. Kültür sahibı kişiye önem verilmez." "Kuçücük okul çocukları bile hıç olmazsa marijuana kullan maktan kendilerini alamıyorlar." Zekeriya Sertel, ABD'de iki ayrı zaman dilimini yaşadı. 1920'lerde Columbia Üniversitesi'nde burslu öğrencilik dönemi, 19691979 arasında kızı Sevim Sertel O'Brien ile kızkardeşi Belkıs Vassaf a yaptığı ziyaretlerde aylar süren konukluklar dönemi. Bu iki dönem, arasında yaşananların sonuçları, devletin vatandaşa bakış açısında oluşan farklılıklar, Sertel'in gözünden ve kaleminden kaçmamış. 1920'lerde yoksulsayılabilecek biri örneğin burslu bir öğrenci "genel ve bedava devlet hastanelerinden" birinde beş para vermeden ameliyat olabilir, doğurabilirdi. "Hatta doğumdan sonra bir süre çocuğa sağlık kaidelerine uygun biçimde bakabilmek için eve bir hastabakıcıgönderilir." 1960'larda "Buypun" ıflyan paspas nen Sertel'in yaşlılık yıllarında yazdıgı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle