Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ya/dım. Öyküde eşek ben oluyorum ve emekli oluyorum ve son günüm. Zeyyat'ın cevabı, 'Bu* hikâyenin altında benim imzamın olmasını çok isterdim.' Yahu, yapma Zeyyat... 'Ama yine de az gelir, bir şey daha yaz ' Hayatımııı büyük bölümiı Heybdiada'da geçtı. Kosar diye bir su gemİM vardı. öyle yavaştı ki gemiden evvel dumanı gelirdi.Koşar'ı öldürmek istedim. tşte, Koşar'ın koşamadığı gün hikâyesi çıktı. Son olarak da buradan, olmuş bir hikâye... 'Yanılıyorsunuz doktor bey'. Buradaki bizim mutsuzluğumuzu, katılığımızı, mesleğimızi tırnak içinde yapalım derken insanları ezdiğimizin birifadesıolarak..." İşte burda araya girmek gerek. Üyküyü okurken anlamıştım zaten, kuruldaki genç, idealist doktor kendisiydi. Gençliğinde başından geçen bir olaydı bu. Değil mi?.. "Hayır, hayır. Ben kurulun başkanıyım, yaşlı doktor. Gerçi o hikâyede ben adamı • normal çıkarttım, ama umumi hava tersti. Bir erkek için üç güç durum var bizc geldiğınde... Birincisi ben deli değilim, ikincisi ben homoseksüel değilim ve erkekliğim var veya iktidarsız değilim, üçüncüsü de ben anasının kuzusu bir adam değilim ve kendim kararlar verebilirim, annemin etkisinden kurtulduğumu ispatlamak..." Öykü yazarlığı 65 yaşında, birdenbire miortayaçıkmıştı? "Tabii ki öyle değil. Bunlar, benim 6570 yıllık yaşamımın toparlanması. Ayrıca da yüzde yüz ınandığım, dünyanın en büyuk ahlâkı olarak kabul ettiğim, gerçek ahlâk varoluşçu yapıyı savunmak için yazdım ve tümünde varoluşçuluğun temel kavramı olan ölüm temasını işledim. Eşeğin ölümünde de hiçlik var, geminin batışında da, kendi kendine hesaplaşan aciamın ölümünde de yaşamında da hiçlik var... O ki tap çıktı. Şimdi onu bastırmak la/.ım... Ben utanıyorum, iyi bir şey yazdığıma inanmıyorum, ikincisi, 50 senelik akıl doktoruyum. Kimi bunaklar bir kitap yazar bunadığı zaman, sarsak sarsak yayınevlerıne götürürler, yayınevleri kovar 'Ulan bunak pezevenk' diye veya kendi parasıyla basarlar. Gülünç bir şey. Satacaksın kıtabı. Benim hayatımın en tatlı parası o. Boyut Yayınevi Yunanca'dan çevirı yapacak adam arıyordu. Mustafa Demirkanh'yla görüştüm. Baktım kötü bir kitap, onu da kırmak istemiyorum. Ahlaksızlığı da kattım işin içine, 'Yahu' dedim, 'benim bir hikâye kitabım var' 'Görelim' dedi, sonra da 'Ben basarım' dedi. Allah inandırsın, Nobel ödülünü kazanmışçasına sevindim... Ilk kitap yankı uyandırdı, ardından Symphonia Kakophonica. Bu kitabın ilk öykiisü olan Hiçliğin Baladı'nda, bende bu yaşıma kadar tesir eden ne varsa onu topladım." Kriton Dinçmen'e göre roman güç, hikâye kolay. Üçüncü kitabı küçük bir roman, Hiçlik'te Randevu. Kendi deyişiyle, "tıbbın en görkemli hastalığı olan şizofreniyi" işlediği bu romanda, tamamen kendi mesleki formasyonundan yola çıkıp, ancak bir akıl doktoru olarak değil, akıl hastası olarak olaya baktığını vurguluyor. "Bir genç kızın sağllğından şizofreniye girene kadar safhaları aldım. Orada her safha bilimseldir. Kızın tepkilerine çevrenin tepkisi gibi... Orada şizofreninin tüm arazı var..." Bir de roman tasarısı... "18 yaşlarındaki küçük bir orospucukla bir köpek arasında yaşanan bir günlük aşk. Ona şahıt oldum Kaş'ta. Çok kötü bir davranışla, taşralının tüm kötülüğüyle, o orospucuğun insan olma fırsatı bulmuşken koca kıçlı bir hemşirenin mahalli polisi de devreyesokarak kızın sokaktabulduğu köpeği gerı alma davası. Ve kız, tatlı bir genç kız olma havasına girmişken, bir gün içinde tam bir orospu oldu. Sanki hepimize 'Allah belanızı versın, eşşoğlueşekler, orospu çpcukları' dercesine tam bir orospu oldu. tsmi de, Ilüzünlü Bir İntermezzo..." Koca kurul odasına karanlığın hüznü çöktü artık. Geldiğimizde içeriyi dolduran güneş ışığı çoktan kaybolmuş. Bizodadançıkarken Kriton Hoca yeniden dosyalara gömülüyor. I ler birinde bir insan, bir öykü bulunan dosyalara. • Benimle Son Defa Dans Eder misiniz?/ öykul 1. Baskı Boyul, 2.BasktArıon/124s . Symphonia Kakophonica/ öykul tlettjim Yay./114s. Hiçlik'te Randevu/ Roman/ lletmm Yay,/ 78 s. Sudan Gövde ... Düşleri, sadece düşleri söyleyeceğimeyeminettim. (21) ... Benim acım asla giderilemez olandır Yeni bir "düzenleme" istemiyorum artık. (s. 25) Ozan, yalnızdır, acılarla doludur, ama umutsuz da değildir. "Suda Giden" şiirinde "Yas günleri de bı'zim içindir elbet/ Ardı ardına geçer acı ayları sabırla..."diyor. (s.26) "Cennetin Göklerinde" şiirinde "Namuslu, şerefli insanları rahatsız etmek istemem/ Soylu soysuzlarını yurdumun rabatsız eder miyım" diyerek alaya da yaslanıyor. Acılı ozanın ölüm izleğine yer vermemesi olur mu? "Bekler Yedi Yerde" şiin şöyle bitiyor: ... Herkes kendi yaşamını bekliyor erikdalıgibi Ya beni bekleyen ne, bir bekleyenim mivar Hüseyin Haydar'ın yeni şürleri HASANAKARSU useyin Haydar, 1956 Trabzon doğumlu. Ozan, şiirle ilgili görüşlerini açıklarken: "Benim acım ellere şiir görünür, eğlence gelir. Ne zaman 'yaşıyor' oldum, ne zaman 'ölü' olacağım, her iki durumda da acım sürecek. Değişmez olan sadece O, yani acı, hep var olacak.. şiir onu açığa çıkarır, dile getirir. Bundan ötürü şiir de ölümsüzdür vetanımlanamaz,hep^^ sibu..."diyor. Var elbette: ölüm, "Sudan Gövde", Sudan Gövde, Adayedi kez, yedi yerde. nış IV ile başhyor ve Hüseyin Haydar'ın "Acı (s.41) Kurtancı, Kapah GeKimi şiirlerinde de Türkücü", "Kara ce, Gidiyorum bölümgençliğinin, ömrünün lerinden oluşuyor. Şiir geçtiğine üzülüp yaŞarkılar " ve " Yıldız yapıtı, 2 Temmuz kındığı görülüyor: Tutulması"ndan sonra 1993'te Sıvas'ta yakıyayımlanan dördüncü lanlann "sudan gövde... Tanrısız kullardır lerine" adanıyor. tlk yatacak yerimiz yoktu şiir kitabı. şiir Adanış IV, tümüyYurtsuz dolaşırken le güzel bir şiir, akıcı yeni ülkeler bulurduk bir söyleşiyle gidiyor: Kar suları gibi ömrümüz nereye aktı... lstediğin zaman beni bulabilirsin (s.42) Ben hep aynı yerdeyim Kitabın son bölümündeki şiirlerinde, tşte şu anda beni duyabilirsin sözünü ettiğim izleklere daba sık rastlaPenceren kapalı kalsın nıyor: "Işıklı bir konak yeriydi gençliğim ...Şu anda sana gizemli sözler edeceHızlageçtim oradan ğim İçindeydim, acıyla kenetlenen bir sözBahçenin kapısını açma, gülümü yerde..."(50) denal "Gidiyorum" şiirinde kurallara karşı Neredeysen orada olduğunu biliyokoyuyor, gönlünce yaşamaya gidiyor rum ozan: İşte bak sana adıyorumkendimi... (s. "... Yapmacık sözler sizlerin olsun 10) Gülüşler, ağlayışlar, elöpmeler Ozan, kimlik arayışını sürdürürken, Çekip gidiyorum yedi mühürlü kapıdüşlerini ve acılarını yazıyor: dan..."(s.61) "... Söyle ey güneşe doğru uçan kuş Hüseyin Haydar'ın şürleri, üzerinde Düştün mü hiç göğsünün uçurumunçok çalışılmış ve yaşantıdan damıtılmış şiirler. • dan H Kendi küllerinden dirilen kimdir Ki ağır ağır küllenir. .."(15) Sudan Gövde/ Huseyin Haydar/ Adam Yayınlartl Kasım 1993. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 2 0 4 S A YFA