Katalog

lyi bir sey yazdığıma inanmıyorum BEHZATSAHIN urul Odası." Eğer ki o kapıdan zorunlu olarak girmiyorsanız çekinmenize gerek yok. Zaten hiçbir rahatsı/.lık hissetmiyorsunuz da. Bana ne canım... Durun... Az önce burada neler oldu, biliyor musunuz? Bir dakika, henüz içeri buyur etmedik sizi değd mi? Afedersiniz. Buyruun... Duvarları koyu kahverengi lambriyle kaplısalonunortasındaki "U" (ya da at nalı) masanın etrafında on sandalye. Arkalddarı yüksek on sandalye... U'nun iki ucunun tam ortasında ise sıradan, bildiğimiz sandalyelerden biri. Kimbilir kaç kişi geçti o sandalyelerden, kaçına "ceza ehliyeti tam" kaçına "değil" raporu verddi. Ya çocuklar?.. Kaçı "farik ve mümeyyiz" çditı acaba? "Farik ve mümeyyiz" olduğu "belirlenenler" şimdi neredeler?.. Lafı çok mu uzattdt? Evet, haklısmız. Şimdi artdc konuya giriyoruz. Hani az önce sözünü ettiğimiz " U " masa var ya.. hani etrafında on sandalye bulunan.. ve karşdannda da tek bir sandalye... İşte o tek bir sandalyenin konumuzla ilgisi yok. Konumuz, "U"nun çukurunun dış tarafında, tam ortadaki yüksek arkalıklı sandalyede oturan, üzerinde beyaz hekim gömleği, kır saçlı, gözlerinin içi gülen kişi. Kurul başkanı. Bina, Adli Tıp Kurumu binası. Salon, psddyatri kurul salonu. Kurul başkanı, Doç. Dr. Kriton Dinçmen. Yazdığı bilimsel kitaplar halen tıp fakültelerinin ilgdi derslerinde okutulan Kriton Dinçmen'le, son birkaç yddır yazdığı ikisi öykü biri roman üç kitabı üzerine konuşuyoruz. Konuşuyoruz, lafın gelişi. Onlarca bilimsel yayına imzasını atan Kriton Dinçmen, söz yazın yapıtlarından açdınca bambaşka bir heyecanla tümcelere sanlıyor. Ve bırakmıyor. "Benim tıp yayımlarımın dışında hiç kitabım yoktu. Bundan beş sene evvel evin balkonunda güneşlenirken, gerildim de ne oldu, altımda bulunan koltuk devrildi. Koltuk sola devrddi, sağ bacağımdaki adale koptu. Zaten hayatımda zamanlama kavramı hep bozuk. Bu da bozuk bir zamanlamada oldu. Bu, gençlikte spor yaparken oldu. Altmışbeş yaşındaki bir insanın adalesinin yırtdmaması lazım. Ne yapahm, oturacağız. Korkunç bir ağrı. Yalnız, burası boş kalmasın diye. Haftada iki gün kucaklayıp Suadiye'den buraya getiriyorlar. Ben su falan içmiyorum, çişyapmayayım diye. Akşamleyin götürüyorlar. Böyle bir kötü durum. Evde kalmak zorundayım. Ne yapayım?.. Aklıma bir şey geldi..." " Ne geldi aklınızahocam?" gibi lafın gelişine, çoğu dgdenmediğiniz bir konuda Kriton Dinçmen'le üç kitabı üzerine K Kriton Dinçmen bir psikiyatr. Tıp kitaplarının yanı sıra, edebi ürünlerle de geliyor okurların karşısına. Dinçmen'le "Benimle Son Defa Dans Eder misiniz?", "Symphonia Kakophonica" ve son kitabı "Hiçlik'te Randevu"üzerine konuştuk. bu yazdarı hiç sevmem. Ama sen, bilimsel yazıları yazarken bir edebi hava koyuyorsun, bana bilimsel yazıları da okutturuyorsun. llk kitabımın (Benimle Son Defa Dans Edermisiniz? ilk öyküsü (Heybeli'de Bir Kasım Sonu Akşamı), benim kendimle hesaplaşmam. Oturdum yazdım. Zeyyat'a telefon ettim, 'Zeyyat' dedim, 'Ben, zaman geçirmek için bir şeyler yazdım. Okur musun?' 'Aman, sevinirim' dedi. 'Aaaa, ne güzel' denilen hobiler vardır. 'Bu da senin iyi bir hobin' deyip geçiştirmesini bekliyordum. Cstelik bunu bir hafta sonra söylemesini. Çok nıutlu olacaktım. Ertesi sabah aradı, 'Kriton, ben bunu bırakamadım, sabaha kadar okudum, çok beğendim. Sen Mişima (Yukio) okudun mu?' 'Okumadım.' 'Milan Kundera okudun mu?' 'Hayır, okumadım.' 'Yahu içinde Mişima etkisi var.' Mişima'nın, Zeyyat'ın tercüme ettiği 'Bir Maskenin ltiraflan' diye bir romanı var. Milan Kundera'mn da yazdarı var. 'Ben' dedi, 'Çok beğendim. Görüşelim. Bunlar neşrolsun. Ama' dedi 'Ufak. Sen bir şeyler daha yaz.' Bu hdcâye benim duygusal vasiyetnamem. Bunu yazarken hayatımın heyecanlı bir devresindeydim. 'Yazar' dedi, 'Sadece kendisiyle ilgili şeyler yazmaz. Başka şeyler de yazar mısın?' Ben de oturdum o zaman emekli olmak üzereydim; şimdi sözleşmeliyim tuttum, 'Son' diye, bir eşekle köpeğin hikâyesini yaptığınız söyleşide, soru sormuş olmak adına sorulan sorulara hiç gerek yok. Hem hoca zaten anlatmasını sürdürüyor, hem de siz heyecanla gerisini bekliyorsunuz. "Ben, o zamana kadar Cumhuriyet'te tıpla, tıbbın yan kollarıyla ilgili yazdar yazıyordum. Zeyyat Selimoğlu da benim çocukluk arkadaşım. Bana demişti ki, 'Ben I PsikiyatridoçentiDr. Kriton Dinçmen, 1924'telstanbul'da doğmuş. 1948'deîstanbulTıpFakültesi'nibitirdikten sonra 1955'te aynıfakültenin psikiyatri venörolojikliniklerindeihtisasınıtamamlayıp, Psikiyatri Kliniği'nde bir sürebaşasistan olarakçalıştı. 1961 1964ydlarındaABDNewjersey, MonmouthMedicalCenter'deveMaryland.ÇrovmsvilleStateHospital'deçalışıp çeşitli araştırma ve yay tnlarda bulunduk tan sonra ülkeye dönerek Barırköy Akd Hastanesi'netayinoldu. 1972'deyine ABD'deMissoyri,missourilnstituteof I Psychiatry'de araştırma konsültanı olarak araştırma ve y ayınlara katdıp ülkeye döndükten sonra, yine Bakırköy Akd I lastanesi'ndekiklinikşefliğigörevinisürdürdü. 1982'denbuyanaAdliTıpKurumuIV. ÖitisasKuruluBaşkanlığrnıyürütüyor. 1990'dan beri tstanbul Öniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'ndeöğretim üyeliğinide sürdürüyor. Doç. Dr. Kriton Dinçmen'inbirçokçalışma ve makalesi Türk, Amerika ve Avrupa tıp dergderinde yayınlandı, 28 kez yabancı yazarlar tarafmdan kaynak olarak M kullanıldı. Dinçmen, psddyatrivenöroloji alanında yay ınlanmış beş ı ıp kitabı ile ik i tıbbi monograf inin de yazarı Dinçmen, tıp veyazınkitaplarının yanı sıra "ŞehirDüştü' adli İstanbul'unfethi ile ilgili tarihiyapıtıortaçağYunancası'ndan ve"RomanosDiogenis"adlıbirtarihmonografisinideYunanca'dandilimizeçevirdi.ŞimdiyekadardördüncüçevirisindendilimizekazandırılanSapho'nunsiirlerinide,Dinçmen,eskiYunaıua dandilımizekazandırdı.Buçeviri.önümü/.deki günlerde Mephisto Yay ınları'ndan çdcacak.M J S A Y I 2 0 4 S A V F A C U M H U R İ Y E T K İ T A P