29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sevda sözleriyle dolu on üç mektup Cemal Süreya'nın yüreği O\l ( (.1 \l A \|| KU Tl \kl ( ıiiMİNım.ı On Üç Günün Mektupları / Cemal Süreya / Can Yayınları / 110 s. / 7000 TL. CKK Kod No: 021.381 ATİUA BİRKİYI Ocak ayında yitirdigimiz Türk şiirinin ustalarından Cemal Süreya'nın, temmuz 1982'de yazdığı on üç mektup, orijinalleriyle birlikte kitap olarak yayınlandı: O n ü ç Günün Mektupları. Cemal Süreya mektupları, on üç gün boyunca, hastanede yatan eşi Zuhal Tekkan a t ' a yazmış. Z u h a l H a n ı m önemli bir ameliyat olacaktır ve Cemal Süreya'nın yüreği küt küt atmaktadır... Kitabın girişinde Erdal Öz, "Sevda Sözü Dolu Mektuplar" bajlıklı yazısında, bu mektupların serüvenini anlatırken şöyle diyor: "Zuhal Hanım'ın hastanede kaldığı bu on üç gün boyunca, Cemal Süreya, her yerde, bulduğu her köşede oturur, ona mektuplar yazar. Sonra ziyaret günleri onu görmeye gider, yazdığı mektupları ona bırakır. Hastaneden çıkar çıkmaz da yeni bir mektuba başlar. Tam on üç gün sürer bu mektup yazma işi." O n üç mektup, yine Erdal Öz'ün dediği gibi, "Sevda Sözleri"yle doludur. Cemal Süreya'nın pır pır atan yüreğini bir çocuk saflığındaki coşkulannı ve telaşını yansıtır. Bir bakıma, onun yüreğidir bu mektuplar. Olduğu gibi yüreğinin sesini yazmış Cemal Süreya. Mektuptur ve orada burada yazılmıştır, ama şiirsel bir söylemi de vardır. İmgelerle, göndermelerle onun şiir evreni ile düzyazı söyleminin karışmasıdır bir bakıma. Bu mektuplarda, başta Zuhal hanım'a duyulan aşk ve şefkat vardır. Nitekim: " A n n e m çok küçükken öldü beni öp, sonra doğur b e n i " Oizesinde bu yönelim kendini gösterir. Şairin Beni ö p , Sonra Doğur Beni adlı şiir kitabı, Zuhal Hanım'a (Elif Sorgun) yazılmıştır (1973, E Yay.). Mektuplarda, kitapta yer alan bazı şiirlerin ipuçları da görülmektedir. Yine mektuplarda, Cemal Süreya'nın üç yaşındaki oğlu Memo Emrah vardır. (Ne gariptir ki oğlu da bir kaza sonucu geçenlerde yaşamını yitirdi.) Her satırda, Zuhal Hanım ve Memo Emrah, Cemal Süreya'nın yaşamının iki yaşamsal öznesi olarak yer alırlar. O günleri, saatleri, anları Zuhal Hanım'a en ince ayrıntılarıyla yazar. "Akşam. Evdeyiz. Memo'ya yemeğini yedirdim. Necati Tosuner geldi. Ona biraz rakı sundum. Ben de biraz içtim. Memo'yu uyuttuktan, Necati de gittikten sonra oturdum soyut için yazdığım yazıyı kolayladırn. Yazının başlığı: "Deneme Üstüne." Aklımda hep sen varsın." (...) "Salonda oturuyorum. Ve sık sık yatak odasına giderek Memo'yu yokluyorum. Uyuyor. Rahatsız bir uyku düzeni var bu çocuğun. 'Çişin var mı yavrum?' 'Yok.' Dönüyor, uykusunu sürdürüyor." Mektupları, belli ki Cemal Süreya, ileride yayımlanır diye kaleme almamış. Erdal Öz yazısında, yayımlayıp yayımlamama konusundaki tedirginliğini beliıtiyor; ama mektupları okuyunca yayımlamaya karar veriyor. Iyi de yapıyor. "Sevda sözleri" dolu; aşk mektuplarını okuyoruz. "Yalnız seninle güçlüyüm. Sen olmasan bir anlamım olmaz. Sev beni. * "Yaşayacağız. + "Her jevimi sana borçluyum. Sana rastladığım sıralar yıkıntılıydım. Sen onardın beni. Tuttun elimden kaldırdın. Ben de ekmek gibi öptüm, alnıma koydum seni, kutsadım. "Aşk büyüdü, aşk!" On üç gün boyunca (on üç mektupta), Cemal Süreya'nın kişisel yaşamını, yakınlarını, Zuhal'e ve Memo'ya olan düşkünlüğünü görmekle, okumakla birazcık da olsa Cemal Süreya'nın dünyasına tanık oluyoruz. İlgiyle okunabilecek; hüzün yüklü, sevgi yüklü, duygu yüklü, coşku yüklü, aşk yüklü bir kitap: O n ü ç G ü n Mektupları. "ELİF "Elif diye bir kızımız olsun. Romantik bir filmin gösterildiği bir sinema dönüşü olsun o da. Ya da bir bale dönüşü. Bunu istiyorum ben. Mali durumumuz her şeyi elverir şimdi. O yönlerden hiçbir kaygın olmasın. "Elif "Sen ne güzel bir Elif doğurursun. Başına kurdeleler bağlarsın. •k K I T A P T A B 0 L ÜM "Evet, Elif." D 15 Temmuz Senin eşsizliğin, bulunmazlığın üstüne ne söylesem eksik kalır. Sadelikten korkmayan bir kadınsın bir ker». O köprünün altında vb. satılan balıkekmekten alıp yemek istemen beni en çok gönendiren şeylerden biri. Sana ondan almak istemeyişimin tek nedeni midenin sağlığını düşündüğümdendir. Bunu kaç kez söyledim de sana. Adapazan'ndaki kızla neydi adı onun? çektirdiğin fotoğrafta senin bütün hayat tavrın gizli. En gösterişsiz koşullarda da sen, o koşullardan hiç utanmadan, niç yüksünmeden, bir ayağını gözüpek bir rahatlıkla ileri atabilirsin. Beni nasıl savunursun sonra. Birisi bana çok şişmanladığımı söylemişti de hemen saldırıya geçmiş, şişman olmadığımı ileri sürmüştün. Oysa pekâlâ fazla okkalanmıstım o günler. Sen busun işte. Sevdiğini her durumda savunursun, onun kusurlarını görmezsin. Ne sevgilisin sen. '• Ama Aragon'un şu dizesi de bir gerçek: "Göğsüne bastırırken kırar sevdiği şeyi." O da var. Kişi kimi zaman çok sevmenin getirdiği yanlışhklara da düşüyor. Sevdiği şeyi göğsüne fazlaca bastırırken örseliyor onu. Hoyratlaşıyor bir yerde aşk. Acaba bu gerçekten aşkın kaçınılmaz bir gereği mi? Kimi zaman öyle belki. Cemal Süreya: "Annem çok küçükken uldu/beni öp, sonra dojjur beni." (FbtoOraf: Ara Guler) CUMHURİYET KİTAP SAYI 91 S A Y F A 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle