Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r: Japon insammn kimliği Japon Kültürü / Bozkgrt Güvenç / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 430 s. Bozkurt Güvenç'in 3. basıma ulaşan kitabı: Japon Kültürü ğa sürükleyecektir. Bunlar, yaşadığı t o p l u m d a o l m a y a n ı anlatmaya götürür yazarı. Yurdun c e n n e t yerlerini g ö r m e y i p el k a d a r yejillikleri cennet bahçesi betimlemeleriyle anlatandan, içtiği sıradan bir şarabı kevser şarabı gibi niteleyenden, y u r d u m u z d a k i m s e n i n y ü z ü n e b a k m a d ı ş ı balıkları derya k u z u s u diye lezzetlendirenlerden, bir ıki g ü n l ü k görme ile o t o p l u m u yönlendirmeye kalkanlardan geçılmez. B u n l a r ı n çoğu keyfi yazılardır. Kimileri h ı ç b ı r şey yapmış o l m a m a k için çağrı k a r t l a r ı n ı n arkasına serpiştirdikleri sözcükleri toplamaya çalışırlar. Ö y l e ya işin s o n u n d a , u z u n u z u n caddeleri arşınlayıp boş d ö n m ü ş o l m a suçlamasıyla karşılaşmak da var! A h m e t H.ışimin d e y i m i y l e bu " h a r i k u l a d e l i k l e r avcıları", her şeyi yen i d e n keşfetmek gibi bir izlcnim y a r a t m a k için olmad ı k a b a n ı l a r a başvururlar. Kuşkusuz, Evliya Çelebi çap ı n d a k i bir t a h k i y e c i , olağanüstülükler yaratarak bunun altından k a l k a r da ötckiler bayat b e t i m l e m e l e r l e o r t a d a kalıverirler. Toplumlararası ilişkilcr, d e ğ e r l e n d i r m e açısından genişleyip e k o n o m i k , kültürel, antropolojik, hatta sosyal a n t r o p o l o j i k bir b o y u t kazanınca izlenimsel d ü z e y d e de kalınsa yurtdışına yönelik yazıların kapsamı yoğunlaşmıştır. B o z k u r t G ü v e n ç ' i n 3. baskıya ulaşan J a p o n K ü l t ü r ü , b u geniş alanlı çalışmanın neredeyse tek örneğidir. G ü v e n ç , bir t o p l u m a ç o k y ö n l ü bir bakışı sağlamakla kalmıyor, ortaya J a p o n insanını b ü t ü n gerçeğiyle kavratacak b i r " a r a ş t ı r m a " da k o y u y o r . D o ğ a bilgisinden coğrafyaya, toplumsal yaşamdan tarihsel alanlara, insanın günlük yaşamından toplumsal kişiliğinc kadar açılan bu yelpaze, çağımızın ilginç ülkelerinden birini tanıtıyor bize. Kendini " J a p o n " değil de " J a p o n y a " olarak t a n ı t a n sıradan insanın öyküsü, G ü v e n ç ' i n araşt ı r m a s ı n ı n h a m m a d d e s i o l m u ş t u r . Bu araştırma, tarihsel bilgi taşıyor, a m a t a r i h değil; t o p l u m b i l i m s e l verilerden çok yararlanmış, ama t o p l u r n b i l i m değil; istatistiksel nice bilgiler verilerek e k o n o m i k bilgiler yansıtıyor, a m a e k o n o m i değil; kitapta çarpıcı ö y k ü l e r anlatılmış, şiirlerle gerçekler vurgulanmış, ama ö y k ü de değil, şiir de değil; yol b o y u n c a gezdirilen izlenimlerle dolu sayfalar, kitaoa yer yer serpiştirilmiş " k u t u " l a r , ama gezi Y ADNAN BİNYAZAR urtdışına yönelik yazıların çoğu gezi izlenimi niteliği taşır. Yazar, bu bağlamda ilginçlikler avcısıdır. Yalnız ilginçlik de y e t m e z ; g ö r d ü k l e r i n e hayranlık duyacak, o k u r u şaşkınlıktan şaşkınlı Bozkurt Güvenç tdtabında ortaya Japon insammn butün gerçeöinı kavratacak bir araştırma koyuyor izlenimi değil... Peki, ne? Bütün bunların bileşkesi! Daha genel bir bakı^la, kültür tarihi açısından Japon insammn kimliği. Çünkü Japon toplumunun tüm insan varlığı, Güvenç'ın deyişiyle "insan yapısı olan, insanın öğrenebileccği her şey", yani kültürel varlık olarak insan yer alıyor bu kitapta. Bu bileşkeyi kurmakta Güvenç'in yainızca verileri değerlendirip nesnel bir yöntem uygulamış olnıası değil, ondaki anlatımsal yaratma biçemi de etkili. Denebilir ki, Güvenç'in şairliği, romancılığı, bilimsel kişiliği, araştırmacılığı, ayrıntıyı görme gücü, filozofluğu, engin toplum ve insan sevgisi bir biçem (üslup) kazanıyor. Kitabın en ilginç yönlcrinden biri de burada aranmalıdır. Bir başka ülkenin bilimcisi, başka bir ülkenin kültürüne yönelirken, ülkesinin tarihsel gerçeklerinin dışında tutamaz kendisini; hele konu da "kültür tarihi" bağlamında ele alınıyorsa... Böyle olmakla birlikte, Güvenç'in, Japon toplumunu anlatırken, Japonlarla Türkler arasında genel bir iki değinmenin dışında herhangi bir karşılaştırma yapmaktan özellikle kaçındığı görülüyor. Ancak, hemen her tümcesinde, Türkiye'nin insan manzaralarını sezdirecek yaklaşımlarda bulunuyor. Japon kültürü, gerçeklerimiz ve sorunlarımız üzerine bir şablon gibi konduğunda, sanki her yönümüz ortaya çıkacak. Bu bağlamda ele alınırsa, Japonya'yı anlatırken, Güvenç'in, Türkiye'yi de anlatmış olduğu ilerı sürülebilir. Hele Japon toplumunu bir ütopya ülkesinin insanı gibi yansıttığında, içinde yaşattığı çağdaşlaşmış Türkiye özlemi daha da belirginleşiyor. Çağdaşlaşmış, teknik alanlarda gelişmiş bir toplumun geçmişten günümüze ponresini çizerken Güvenç'in şu tanıyı koyması, kalkınmada tuttuğumuz yolun nereden kesikliğe uğradığında açıklıyor: "Atatürk 'çağdaş uygarlık düzeyi'nden söz atiği zaman, gönlündeki hedef Batılılaşma değil, çağdaşlaşma idi. Batı'yı Batı yapan yapısal gelişmelerdi." Sanırım bu yargı, Güvenç'in, Japon Kültürü'nü yazarken güttüğü temel amaçtır. Kitabın arka kapağında, Güvenç'in, "Kültür Tarihi Açısından: Türklerin Kimliği" konusunda bir araştırmayı yayına hazırladığı bildiriliyor. Böyle bir araştırmayla, kuşkusuz bu amaç, kaynağından bilgilerle gerçekleştirilmış olacaktır. Bu yöntemi somutlaması yönünden Japon Kültürü ayrıca önem taşımaktadır. D K I T A P T A N B I R B Ö L Ü M Japonluk duygusu çalkantılar, sallantılar geçirmış, ama sağlığını korumuştur. İkıncı Savaş'taki yenilgiden ve 1970 sonlarındaki hızlı kalkınmadan sonra Japonluk duygusu, birey ve kurumlariistü bir duygu birliği (yeniden "Japon Ortakltğı") olarak beliriyor. Bu koruyucu çatı altında, çeşitlı ve karşıt inançlar, düsünceler ve hatta eylem akımları olabilir. Ama hepsi Japonya içindir. Sanki Batı'nın "Çokluk içinde birlik; bırlifc içinde çokluk" ilkelcri geçerlidir. Japon insanı kendini önce Japon, sonra insan olarak algılar. Milfiyetçi değer yareıları tasıyan bu öncelikte belki de Kanci yazısının payı olabilir: Nihoncin "îapon insanı'Mır. Japon insammn kendini öteki insanlardan daha aşağı ya dı üstün gördüğünü söyleyenler, hatta Reıschauer gibi ya7aıılar olmuştur. Bu yargıyı savunm.ık da çiiriitmek de kolay değil. Ulusal duygunun iniş çıkışlarında kuşkusuz iki'savı da destekleyecek kanıtlar vardır. Ancak tartışılmayacak gerçek odur ki Japon insanı, ülkesinin çıkannı kendisinin ve yabancılann çıkarlanndan önce göriir. Bu anlanıda gerçek bir milliyetçidir. Fanatik bir koruyuculuktan çok işlevsel bir tutum olarak Japon insanı başka bir toplumda yaşadığı, onun vdtandaşı olduğu zaman, aynı önccliği yeni topiumuna da verir gibidir. Şu ayrımla kı Japon insanınuı ongri duygulan, kendi toplumu, kendi insanlan için geçerlidir. Işte bu yüzden japonlar, biz (uçi) ve ötekiler (Yosomono) arasında kesin bir ayrım güderler. Yabancılara karsı hoşgörüiü, namuslu, sabırlı davranırlar, ama Japonya'nın onur kazanma&ı için yaparlar. Japon çıkarları değışince başka türlü de davranabilırler. Yabancılar, Japonlaşmaya özenmedikleri sürece iyi kabul görürler. üysa Japonlaşmak istcycnlere karşı saflarını sıklaşurır, yabancıyı iterler. Japon, kendi dilınin yabancılarca öğrenilme;.inden onur duyar. Ancak, yabancı kişi, Japonları iyi anlamaya başlayınca rahatsız olurlar. Japonluk duygusu, temelde Japon tarihini, kültürünü, dilini iyi tanımak; Japon insaııl.ınn.ı karşı saygılı olnıaktır. Japon, kendi tarihınin çelişkı vc sorunlarını rahatça kabul cder. Japon duygusunda Imparator MEİCt'den yana olmak Beylerbeyi Şâğuna karşı olmayı gerektirmez. Japon bugün birine, yarın ötektne ziyarette bulunabilir. Ne ki olup geçmiştır, tarihtir, gereektir. Ne ki gerçektir, onda bir çelişkı yoktur. Japon toplumunun katmanlarında bütün bu değerler yan yana yaşar. S A Y F A 20 CUMHURİYET KİTAP SAYI 15