Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'Gerçekte tek kişinin romanı' Tarık Dursun K. yeni romanı "Ağaçlar Gibi Ayakta"da tiyatro dünyasından gelen bir kişiliği anlatıyor. Tarık Dursun, "En sevdiğim ve hiç sevmediğim arkadaşlanm o dünyadan. Ben birinden yola çıktım" diyor. Tarık Dursun K. ileyeni romanı "Ağaçlar Gibi Ayakta"üstüne bir söyleşi T NECATİ GÜM6ÖR ank Dursun K., edebiyatınıızın en verimli yazarlanndan biri. Belki hiçbir zaman " g ü n ü n yazarı" olmadı. Kitapları üst üste basımlarla "çoksatar"lar arasında yer almadı. Ama hiçbir zaman da gündem dışı kalmadı yazar olarak, Tarık Dursun K. kitapları yayıncısının elinde kalmadı. Ağır ağır, kendine güvenli bir biçimde okurlarını ardı sıra sürüklemesıni bildi o... Kâh yaşanılan zamandan, kâh geçmiş günlerden seçti konularını. Bilinen kimi olaylan, özgün dilinin şiirselliği içinde yeniden yorumladı, yarattı. Hiç konu sıkıntısı çekmedi. H e m e n her yıl bir va da iki kitapla okurunun karşısına çıktı. Çıkıyor. Daha çok hikâye ve roman türlerinde^direnen Tarık DurMjn K., yayımladığı her kitabıyla, eleştirmenlerin', edebiyat adamlarının olduğu kadar okurlannın da ilgisini sıcak tuttu. Tutuyor... Aşağida, yazarla, yeni romanı Ağaçlar Gibi Ayakta üstüne yaptığımız kısa konuşmayı sunuyoruz. Tezgâhını boş t u t m a y a n T a n k D u r s u n K., öyle sanıyoruz ki, simdilerde yeni b i r r o m a n üstünde? Evet, yeni bir roman var. Adı, Ağaçlar Gibi Ayakta... Şu yakınlarda bitecek. Bir yazması kalmıştı, yazıyorum. B u n d a n önceki r o m a n ı n ı z d a (Bağışla Onlafrı) eski zaman tiyatrocularıyla tamştırmıştınız bizi. Bu yeni r o m a n ı n ı z ı n kişileri kimler? Yine tiyatrocular... Başkişi, yine bir tiyatro insanı. Erkek. Bağışla Onları adlı romanınızın da başkişisi erkekti. Evet, doğru. Tiyatrocuların dünyasını iyi tanıdığınızı söyleyebilir miyiz? Bu iki romana bakarak... Evet, o dünyayı iyi tanıyorum diyebilirim. O dünyayı ve o dünyanın insanlarını. En sevdiğim arkadaşlarımla hiç sevmediğim arkadaşlanm o dünyadan. Değişik, renkli, şaşırtıcı ve yadırgatıcı insanlardır. Hepsi mi böyle? diyeceksiniz. Evet, hepsi. Hepsinin de hayatı 'roman'.... Ben, Ağaçlar Gibi Ayakta'da birinden yola çıktım; bırçoğunun ilg^inç, roman gerçeğiyle hayat gerçeğinin özdeşleşeceğı yanlarını alarak bir noktaya getirdim, birleştirdim. Sizde, roman ve hikâye kişilerinize karşı bir sevgi gözlemlenir. Yanılıyor muyuz, bilmiyorum? Bu izlenime katılır mısınız? Evet, ben kahramanlarımı severim. Bunu da seviyorum. Bir yerde okumuştum; yazar, anlattığı kişinin efendisidir, onunla istediği gibi oynar, kulağından tutup olayların içine sokar... deniliyordu. Sizin için de geçerli mi bu? Hayır! Başka yazarları bilmiyorum, ama kimi kez Tarık Dursun K yeni romanında, çok yakından tanıdıflı tiyatrocular dunyasından bir kişillfli, roman gerçeğiyle hayat gerçeflinln özdeşleşecefli yanları bırlestırerek anlatıyor (Fotoğraf Yıldız Uçok) ben kahramanlarıma tam bir egemenlik taslayamıyorura. Zaman oluyor, ipler benim elimde olmaktan çıkıyor, kendi başlarına buyruk oluyorlar. Bazen de roman kişisi kendi kendini yazar, ön plana çıkmaya çalışır, değil mi? Böyle durumlarda ben iki şey yaparım: Baktım kahramanlarımdan biri, öbürlerini asıyor, çizgi dışına çıkıyor... Ya onu söz dinler yapıp geriletir, kendi çizgisine getiririm, ya da... Öldürürüm! Bir punduna getirir öldürürüm, evet. tyi Geceler Dünya'daki Yağmure, bana bu denlı bir oyuna kalkışmıştı; söz de dınlemez, inatçı bir kahramandı. En kolay yolu seçtim, ondan kurtuldum. Sizinle ilgili bir saptama daha: Hemen her romanınızda, hatta her hikâye kitabınızda yeni bir anlatım yolu deniyorsunuz... Bu, yazmakta olduğunuz yapıt için de geçerlidir, sanırım... Evet, Ağaçlar Gibi Ayakta'da da yeni bir anlatım biçimi denedim. Bilinen, geleneksel roman anlatım biçimi, Ağaçlar Gibi Ayakta için bana ters geldi. O yön temle de anlatabilirdim tabii. Ama kahramanımın dünyalarını anlatamayabilirdim ya da çok zorlanırdım. Biraz da roman kisisinin dünyasından söz eder misiniz? Çok dünyalı bir kahraman bu. Çok kişilikli de. Kendi kendisiyle çekişiyor. İçindeki ikinci 'ben'le de. Geçmişiyle hesaplaşıyor. Günüyle hesaplaşıyor. Geleceği ise... Geleceği yok! Az önce, tiyatroculann dünyası, demiştinİz. Buradaki çoğul ekine bakarak çok dünyalı bir roman olduğu anlamını çıkarabilir miyiz? Gerçekte tek kişinin romanı. Çevresindeki kişiler onun payandaları. Kimliğinin onaya çıkmasında yazarın ve okurun yardımcıları. O ikinci kişiler olmasaydı, kahramanım gereksiz tekillikte kalırdı. Tekil ve zavallı. Oysa o, her şeye karşın güçlü, dirençli, umarsız değil. Çünkü insan. Bu yeni roman dolayısıyla okurlara iletnıek istediğiniz ek bir söz? Opüldüler. D CUMHURİYET KİTAP SAYI 18 s A YF A ts