25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ulusal ve evrensel kültür için Kültürel Gelişmenin Dünya On Yıh ve Türkiye / UNESCO Mimarlar Odası / E Yayınlan / 178 s. / 7.000 TL. / OKTAYEKİNCİ Birleşmiş Milletler'in Kültür Politikaları Üzerine Dünya Konferansı 1982 yıhnın temrriuz ve ağustos ayında Mexico'da toplanır. "Üye ülkeler", halklarının külK( 1 ITMI türel kimliklerinin korunup, güçUNV1LI « l lendirilmesinin, ulusal kafkınma politikaları için artık olmazsa olmaz bir koşul olduğu konusunda görüş birliğıne varırlar. Uzun değerlendirmelerden sonra, "hedefi insan olan kalkınmanın önemli bir kültürel boyutunun var olduğunu" saptarlar. Ardından, "Kalkınma süreçlerinde kültür boyutunu göz önünde bulundurmak ve yaratma yetenekleriyle kültür yaşamını bir bütün olarak harekete geçirmek" üzere, uluslararası düzeyde on yıllık bir programı uygulamak için hazırlıklara başlarlar. Mexico'daki bu kararlar, her ülkenin kendi ulusal platformlarında tartışmaya açılarak "zenginleştirilmeye" başlanırken Türkiye'de "12 Eylül dönemi" yaşanmaktadır. Ülkede, temel insan hak ve özgürlüklerinin savunulması bir yana, kültürel zenginliklerin ve bu zenginliklerden yararlanma "haklarının" konuşulup tartışılması bile "kuşkuyla" karşılanmaktadır. Yıllar hızla geçer ve 8 Aralık 1986'daki New York Genel Kurulu gelir, çatar. "Duyarlı" ülkelerin temsilcileri, bilim kültür ve felsefe alanındaki "çağdaş" değerlendirmelerini büyük bir coşkuyla toplantıya sunarlar. Komisyonlar bu değerlendirmeleri ortak bir evrensel bağıta dönüştürürler. Böylece, Kültürel Gelişmenin Dünya On Yılı Programı, 19881997 dönemini kapsamak üzere ilan edilerek yürürlüğe girer. İnsanlığın, 2000'li yıllara, "kültürel gelişmesi güçlendirilmiş" bir kardeş uluslar topluluğu olarak ulaşabilmesi için, bu programın üye ülkelerce UNESCÖ'nun desteği ile yaşama geçirilmesine de karar verilir. UNESCO, bu tarihsel görevinin ilk adımı olarak on yıl programının uygulama perspektiflerini içeren bir "pratik rehber" yayınlar. Elbette, "üye ülke" olarak, Türkiye'ye de bu kitap ulaşır. Ne var ki, bu tarihsel belgenin Türkçeye çevrilip, yayınlanması konusunda ilgili "resmi kurumlar" hiçbir girişimde bulunmazlar. Oysa ki, on yıl programının yaşama. geçirileceği dönem başlamış, 1988 ve 1989 geride kalmaya başlamıştır bile... Mimarlar Odası'nın kendi olanaklarıyla elde ettiği On Yıl Programı, birçok etkinliğin yanında, özellikle 1989 Eylül'ünde Mardin'de düzenlenen "Anadolu, Kültür ve Toplumsal Gelişme Sempozyumu"nun da başlıca "rehberi" olmuştur. Sempozyum sonunda ilan edilen sonu ç bildirgesindeki şu saptama, Güneydoğu Anadolu'daki sosyal ve ekonomik sorunların kalıcı çözümüne de ışık tutan evrensel bir ilke olarak kayıtlara geçmiştir: "Sempozyum; kültür değerlerinin çeşitliliğini S A Y F A 7 8 'Kültürel Gelişmenin Dünya On Yılı ve Türkiye* bir başvuru kitabı ve farklılığını (dil, din, töre, gelenek, mimarı, müzik, beslenme, giyinme v.s.) toplumsal gelişmenin önünde bir engel değil, tersine daha mutlu ve demokratik bir toplum yaratma sürecinin olanakları olarak görür; kalkınma süreçlerinde, kültürü ekonomik, teknolojik ve bilimsel kalkınmanın uyumunu sağlayan temel harç olarak belirler." Mimarlar Odası, on yıl programının ülkemizde de yaşama geçirilmesinde "daha fazla gecikilmemesi için", UNESCÖ'nun pratik rehberini ve aynı konuyla ilgili başka uluslararası bazı belgeleri bir kitapta topladı. E Yayınları'ndan, "Kent ve Çevre Sorunları Dizisi"nin ilk üriinü olarak Mart (1990) ayında yayımlanan kitap, Kültürel Gelişmenin Dünya On Ydı ve Türkiye adını taşıyor. Prof. Dr. Ruşen Keleş ve Prof. Dr. Cevat Geray'ın önsözlerinin ardından; birinci bölümde; Deniz Mazlum ve Aksel Tibet'in çevirileriyle, UNESCO'nun tüm ülkelere gönderdiği "Kültürel Gelişmenin Dünya On Yılı İçin Pratik Rehber"e yer veriliyor. Kitabın ikinci bölümü ise "Uluslararası Platformlardan" başlığını taşıyor ve "Avrupa Konseyi Üçüncü Orta Vadeli Planı (19871991)" ile "Avrupa Konseyi, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yetkilileri Sürekli Konferansı" sonuç belgeleri tamtılıyor. Son sayfalarda da; Mimarlar Odası'nın, "bu evrensel ilkeleri yaşama geçirmek üzere" 19881989 yıllarında düzenlediği etkinliklerin bildirgeleri yer alıyor. Son on yıl içinde ülkemizde yoğunlaşan ve "kalkınma adına" doğal ve kültürel değerleri büyük bir hızla yok etmekte olan ekonomi politikalar göz öniine alındığında, UNESCÖ'nun on yıl programındaki şu ilkelerin önemi daha iyi görülebildiği gibi, neden bu proeramın "sorumlu resmi kurumlarca ülkemizde tanıtılmaktan çekinildiği" de kolayca anlaşılabiliyor; "Hiçbir gerçek kalkınma projesi, doğal ve kültürel ortamın başlıca özelliklerini, gereksinmelerini, ilgili halkların dileklerini göz ardı edemez..." "...Kültürel haklar gereğince kullanılmadığında, gerçek bir kültür demokrasisinden ve hatta daha da öteye gidilerek gerçek bir siyasal demokrasiden söz edilemez... Kültürel Gelişmenin Dünya On Yılı ve Türkiye kitabı, ulusal kalkınmamızın yurt, toplum ve insanlık yararına bir çizgide gelişebilmesi için evrensel ilke ve açılımları içeren bir temel "başvuru" kaynağı işlevini yükleniyor. D K İ T A P T A N B İ R B Ö L Û M Kalkınmaya bütüncül bir yaklaşım Ekonomik, bilimsel ve teknolojık gelişmelerin savaş sonrasında kazandığı olağanüstü ivme, büyük bir umut yarattı. Öncelikle yeniden inşa etmek ve halkların cn temel gereksinmelerini karşılamak gerektieinde, yalnızca maddi gelişmeye ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine dayanan bir kalkınma, ilerlemenin anahtarı gibi görünebilirdi. Ne var ki bu umut çok geçmeden suya düştü. Dünyanın her yerinde, 196O'lı yılların sonunda, eleştirel düşünccler dile getirilmeye başlandı. Buna paralel olarak da modern dünyaya yönelik tehditler (sanayilejmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında gittikçe büyüyen dcngesizlikler, insanı ve çevresini yıkmaya yönelik yeni tehlikeler, eşitsizliklerin belirginleşmesi, yaşam bicimlerinin standartlaşması, kimi kültürlerin, kimı kültürel kimliklerin bozulması) yavaş yavaş kendini duyurdu. Öte yandan, gelişmekte olan ülkelerin siyasal bağımsızlıklarına kavuşması, en azından birçok örnekte, ekonomik ve kültürel geleceğe sahip çıkmayı ve egemen olmayı da beraberinde getirmedi. Bu bağlamda, sistemli bir biçimde ekonomik ve bilimsel ölçütleri değerlendiren kalkınma stratejilerinin uygulannıaya konmaları sırasında ilgili halkların kayıtsızlığıyla, natta çoğu kez itirazlarıyla karşılaşması şaşırtıcı sayılmamalıdır. Kapadokya: Tek amacı "dövlz geliri" olan turizm yapılaşması politikası, dünyanın bu önemli hazinasini tehdlt ediyor "Kültürel Gelişme"nın temel kaynakları kuruyor... C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle