29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9. İSTÂNBUL KİTAP FUARI E N x K î R Marksist kültür kuramcısı Raymond VFilliams'dan Marksizm ve Edebiyat' Marksizm yazmiiı oîopsi masasında İBRAHİM KİRAS Marksizm ve Edebiyat / Raymond Williams / Çeviren: Esen Tarım / Adam Yaymları / Büyük boy, 175 s./ 16.300 TL / CKK Kod No: 002.422 Tanınmış Marksist kültür kuramcısı Raymond Williams'ın Marksizm ve Edebiyat başhklı eseri, Esen Tarım'ın Türkçesiyle yayımlanmış bulunuyor. Kitap, isminden de anlaşılabileceği üzere, Marksist düşüncenin edebiyata bakışım ele alıyor; bir yanıyla edebiyat sosyolojisınin bir yanıyla ise estetiğin sınırları içinde yer alan bir çalışma. "Dünyayı açıklama ve dönüştürme yolu gösterme iddiasında bir teoriler bütünü" dıye tanımlayabıleceğimız Marksizm de zaten mültidisipliner bir doktrin. Ne var ki Marksist estetik de Marksizmin toplumsal teorileri üzerine bina edilmiştir. Bu bakımdan Marksist estetik ya da Marksist edebiyat «leştirisi ele alınırken toplum faktörü her zaman için bırıncıl derecede önemlidır. Edebiyat ve toplum arasındaki ilişkiyi sistematik anlamda bir sosyolojik bakışla ilk defa ele alan kişi Fransız felsefecisi ve eleştirmeni Hippolyte Taine olmuştur. Taine, edebi eserleri toplumsal olguların yansıdığı noktalar olarak görür. Bilindiği gibi "yansıtma" kuramı Platon tarafından ortaya atılmış bir görüş; ne var ki 18. yy'a kadar Avrupa'da edebi eserlerin toplumsaJ bağlamla ilişkileri üzerinde durulmamıştır. Ortaçağ boyunca edebiyatın izleksel eleştiri ve yorumunda temel ölçüt dini normlar olmuştur. Büyük ölçüde toplumsal hayatın sekülerizasyonu ve kapitalizmin doğup gelişmesi sonucunda sanat ve edebiyat "toplumsal bir varlık" olarak algılanmaya başlanmıştır. Yeni toplumsal ve ekonomik yapının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan roman türü de edebiyatın kapitalist pazar içinde yer alan bir meta olarak toplumla çift yönlü ilişkisini gösterir. Marksist sosyolojinin edebiyata bakışı da bu noktada odaklanmıştır: Toplumsal üstyapının bir parçası olarak sanat altyapının yani üretim ilişkilerinin ve dolayısıyla ya sınıf mücadelesinin ya da yanlış bilinç demek olan toplumsal ideolojinin yansıtılması işlevine sahiptir. Marksist sosyoloji sanatla toplumun ılışkısını açıklarken Marksist felsefenin "ters çevirdiği" Hegelciliğin kavramlarını "aynen" kullanır. "Doğanın diyalektiğini" açıklarken tohumu tez, toprağı antitez, yeşeren bıtkiyi ise sentez olarak tanımlayan Engels'in estetik anlayışı da aynı şekilde, şematiktir: Engels'e göre İlyada, dönemindeki nüfus artışım yansıtır; Homeros şiirleri madencilikte, gemi yapımında ve mimarideki gelişmeleri yansıtmaktadır. (The origin of the Family, Private Property and the State'ten aktaran Alan Swingewood, The Sociology of Literature, sh. 45, Schocken Books, New York, 1972.) Sanatı var olan gerçekliğin yansıtılması olarak tanımlayan Marksist estetik, sanatta "doğru yöntem" olarak da "gerçekçiliği" savunur. Gerçekçi olmayan bir sanat eseri sahtedır, daha doğrusu yanlış bilincın (ideolojinin) yansıtıcısıdır. Özellikle Stalin dönemi Rusyası'nda "toplumcu gerçekçilik" görüşü "resmi" sanat anlayışı olarak benimsenmiş ve bu görüş sanatçılara dikte ettirilmiştir. Marksist estetik teorisini gerçek anlamda ilk kez sistemleştiren Plehanov'un sanat eserlerinde gerçekçiliğin mantıksal yolla değil; imgeler aracılığıyla yansıtılması gerektiğı yolundaki görüşleri yok sayılmış, Lukacs gibi düşünürler de toplumcu gerçekçiliği hararetle savunmuşlardır. Lukacs her ne kadar bazı noktalarda bu anlayışı eleştirmiş, oluşturulmak istenen "devrimci romantizm" denen bir tutumu benimsemiş olan "parti edebiyatı"na, var alan gerçekliği yansıtmadığı gerekçesiyle, karşı çıkmışsa da temelde anlayıs olarak toplumcu gerçekçiliği benimsemiştir. Bu aniayışa teorik planda en güçlü eleştiri Frankfurt Okulu düşünürlerinden gelmiş ve bu eleştirilerden aldığı yaralar, toplumcu gerçekçiliği bir hayli zayıflatmıştır. Frankfurt Okulu'nun kurucularından ünlü filozof Theodor Adorno, Lukacs'la giriştiği polemiklerde Marksist estetiğin temelinde yer alan "yansıtma" kuramını da eleştiriye tabi tutmuş, sanat eserlerinin içeriğinin ampirik gerçekliğin dolayım Bir "Cihangir" Düşü MıNt 'ı .SAln NttFl Bir süredir Cihangir sözü bir semtten çok bir yaşayış biçimini yansıtır oldu. Gazete Sinek haberleri, televizyon programları Sarayı Cihangir'i puslu bir biçimde vansıtmaya başladılar: Travestiler, eşcinseller, bunların kolluk kuvvetlerince kırılan kapıları ve insan haklarından söz eden bildiriler... Kısacası Cihangir bir serüven romanı için en uygun semt. Mine G. Saulnier romanı için "mekân" olarak Cihangir'i seçmiş. Sinek Sarayı, görünen ve gizlenen kimliklerin oluşturduğu bir düşü yansıtıyor. Romanın kahramanı Sinan bir Türkle bir Fransız'ın oğlu. Bu iki kimlik, onun kuracağı dostluklarda da kendine benzer kişileri seçmesine yol açacaktır: Entelektüel bir fahişe, kardeşine âşık olduğu iyin fahişelik yapan bir Rum kızı, bir transseksüel, âşık olduğu kız başkasını sevdiği için transseksüelliği seçen yakışıklı bir delikanlı, dostluğunu kanıtlamak adına sevgilisini dostunun da sevmesinı isteyen bir delikanlı, iki ayrı ülkenin casusluğunu yapan yüz kiloluk bir Matahari. Romandaki akıcı serüvenler, anlatılan öyküler hep bir ikinci yüzü yansıtıyor. Hangi öykünün gerçek olduğunu bilmiyorsunuz. Tıpkı bir sinek sarayı gibi. Hani köy evlerinde, bazen nazarlık sanılan, küçük kumaş parçalarıyla yapılan bir süs vardır. "(...) Rüzgârda kımıl kımıldır. Suyun dibinde balıkların kandığı olta tüyleri gibi sinek sarayının görevi de sinekleri üstüne çekmektir... Bu kımıl kımıl ince sarayın üstüne toplanırlar, renkli çaput parçalarına, incecik çöplere pislerler. Evin diğer eşyaları, bir ölçüde temiz kalır". Roman kişilerinin bir yüzleri de kıpır kıpırlıklarıyla merakları üstüne çekiyor. Öteki yüzleri böylece didiklenmekten uzak kalıyor. Bu yarı gölgede, yarı temiz yüzlerle kalan yaşamlar, bir şehrin, bir semtin öteki yüzü. Görevi temiz olmak değil, başka semtlerin temiz kalmasını sağlamak olan bir semtten, bir evden yola çıkarak okuru sorguluyor Saulnier: *'Yaşadıklarınızın gerçek yüzünü görüyor musunuz?" Bu benim yorumum elbet. Sinek Sarayı'nın serüven parçacıklarına takılmazsanız siz de başka sorularla karşılaşabilir, başka yorumlar yapabîlirsiniz. Sinek Sarayı / Mine G. Saulnier / Cep Kitaplan / 138 s. Raymond VVİIIiams. yapıtında Marksist öğretinin kendi kuramsal tç sorunlarını edebiyat alanında tartışıyor, sorguluyor. lanmasıyla oluştuğu görüşüne dayalı olarak "yansıtma" yerine "dolayımlama" kavramını ileri sürmüştür. Daha yakın dönemde Fransız filozofu Althusser "ideoloji" kavramını klasik Marksfit anlayışın dışında farklı bir bakışla ele almış ve ideolojiye yeni bir tanım getirmiştir: İdeoloji belirli bir toplumda yaşanan tasarımların bütünüdür. Buna göre edebiyat da "yaşanan" ideolojinin hammadde olduğu bir "üretim"dir. Edebiyat/sanat gerçekliği yansıtmaz, var olan ideolojiyi dönüştürmek suretiyle yeni bir ürün verir; ideolojinin edebiyat tarafından işlenmesi bir üretimdir. Terry Eagleton gibi bazı edebiyat kuramcıları da Althusser'e dayanarak edebiyatı bir üretim olarak tanımlamışlar ve.bu vadide çalışmalar ortaya koymuşlardır. Raymond Williams'ın Marksizm ve Edebiyat'ının arka planında işte bunlar var. Ancak kitapta bütün bu tartışmaların özetini ya da Marksist estetiğin tarihçesini bulacaklarını düşünenler yanıldıklarını görecekler. Çünkü Williams öncelikle Marksizmin temel kavramlarını tartışıp yeniden yorumlamaya çalışıyor, ayrıca kültür kuramıyla ilgili özgün düşüncelerini edebiyatın düzleminde ele alıyor. Ama, tabii ki kitap, edebiyatın sorunlarıyla değil, Marksizmin sorunlarıyla ilgili. Kısacası, Marksist öğretimin kendi kuramsal iç sorunlarının edebiyat alanında tartışılması ya da sorgulanması deneniyor bu kitapta diyebiliriz. Aragon, Garody'nin Kıyısız Bir Gerçekçilik Üzerine başhklı kitabına yazdığı sunuşta "Marksist insan bir bahse tutuşmuş olan insandır" diyor. Williams'ın ve öteki Marksistlerin çabalarına galiba bu gözle bakmak gerekiyor. D S A Y F A 7 CUMHURİYET KİTAP SAYI 38
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle