29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kitaplar, bağlantıların, ilişkilerin, tahriklerin birer karmaşık oluşumudur. Birbirimize kitap verip aldığımızda işte böyle bir dünyaya giriyoruz. Kitaplar erotik karmaşıklıklarla dolu olduklan için bir armağan olarak büyük bir zevk verirler. Bir kitabın iki kapağı arasına gizlenebilecek öyle çok şey vardır ki var olan bütün o mesajların arasına biz kendi mesajımızı da ekleyebiliriz. Kur yapma dansı ÇEVİREN D NZ I O Z E İ LA İtapların üstü örtülü biçimde • ama oldukça erotik birer armağan olabildiklerini henüz üniversitede öğrenciyken öğrendim. Sevdiğim bir kız arkadaşım bana D.H. Lawrence'in, Uzaklara Giden Kadın adlı öyküler kitabını armağan etmişti. Doğrudan, sevgiyle yapılrms, ilk kitap armağanıydı bu bana. Kahverengi kaplı, güzel, pahalı bir şeydi. Kitabı alıp bir köşeye çekildim ve onu büyük bir şevkle günlerce okudum, yeniden okudum. Onunla ilgili bir eleştiri yazısı bile yaznıaya başladım, Lawrence ile ilgili her şeyi, aşkı, yaşamı.. Kitap armağan etmek ve almak: K Kısa zamanda edebiyatın baştan çıkarıcı gücünün saklı olduğu o iç dünyasını araştırmayı öğrendim. Yazmak dürtmektir, heyecanlandırmaktır, gizemli bir kovalamacadır, aldatmaca, saklama, birden açıklama, beklentileri kamçılama ve apansız tatmin etmektir. Baştan çıkarma işinin aracı kitabın kendisidir, o karmaşık nesne, sayfaların o koca yelpazesi. Kapak deseni çizilir, kitabın stili belirlenir. Sonra kitapçıya kalır satış işi. Avrupa'da kitapçılar gün geçtikçe daha egzotik yerler oluyor. Loş ışıklar, kahve servisi, okuma geceleri, gündüz imza saatleri. Kitapların tadına bakıyorsunuz, kokluyorsunuz, sonunda satın alıyorsunuz. Italo Calvino'nun yeni romanı, Bir Kış Gecesi Bir Yolcu da dediği gibi kitabı okumak için o zevk anını gerçekleştirmek için evinize dönüyor, koltuğunuza yerleşiyorsunuz. Artık deneyimli bir yazarım; yazarken çevremi saran kocaman ve gürültülü bir kitaplığım var. Raflardaki kitaplarımbirbirleriyle konuşmasını öğrendiler. Böylece yeni kitaplar doğurdular. Yazarların çoğu kitapları kitaplara geri vermekteler. James Joyce, Homer'e modern bir Odyssey verdi; Anthony Burgess durmadan Joyce'u Joyce'a geri vermekte. Kitaplarda hep alıntılar var. Bu yüzden onlann sıkça dipnotlar, referanslar, teşekkür ve atıflarla dolu olduğunu görüyoruz. Kitaplar, bağlantıların, ilişkilerin, tahriklerin birer karmaşık oluşumu; ve işte birbirimize kitap verip birbirimizden kitap aldığımızda bu tür bir dünyaya giriyoruz. Kitaplar işte bütün bu erotik karmaşıkhklarla dolu olduklan için bir armağan olarak böylesine büyük bir zevk verirler. Ve kitapları yine erotik ve karmaşık bir hazine olduklan için armağan olarak vermek böylesine zevk verir insana. Kız arkadaşımın bana öğrettiği gibi bir kitabın iki kapağı arasına gizlenebilecek öyle çok şcy vardır ki. Ve var olan bütün mesajların arasına biz kendi mesajımızı da ekleyebiliriz. Bir kitabı severek, onun öyküsüne yeni bir öykü, kendi öykümüzü katabiliriz. • Basımı kaldırıp yeniden aşka ve yaşama baktığımda, o sevdiğim kızın gitmiş olduğunu gördüm. Kenti terketmişti ve ardında apartmanında bıraktığı tek şey, Silahlara Veda adlı romandı. Acı bir ders aJmıştım. Uzaklara giden kadındı o; kitap bana onu izlemem için verilmiş son şanstı. O n u bir daha hiç gönnedim; ne bir yalvaran mektup, ne yakarış armağanı "Eve Dön, Melek", ne de "Geri Dön, Küçük Sheba", hiçbir şey durumu değiştirmezdi. O gitmişti; ama kitap benimleydi. Bugün bile o yüklü kitaphğımın bir rafında oturur. Bana şunu söyler: Onca kitap kurdu olmanıa karşın o günlerde, kitapları henüz tanımış değildim; kitap alıp vermeyi, ya da kitapların yüklenebildikleri garip mesajları, içlerinde yazarlarımn yazdığı mesajlardan çok daha karmaşık oianlarını. Oysa ben o zaman bir kitabın anlamının yalnızca iki kapağının arasındaki sözcüklerde yattığını sanıyordum. Benim büyüdüğüm aile çevresi içinde kitaplar armağan olarak verilmezdi. Armağan olan şeyler, sabun, rnendil, çorap, banyo köpüğü, cep çakısı gibi şeylerdi. Kitap verildi mi resmi bir armağan olarak okullarda, üstün başarılar için iyi "hal ve gidiş" için verilirdi. Bana şinıdi açıkça görünen şey şu ki o zamana dek ben bir kitapla hiç samimi olmamıştım. Kitapları seviyordum, ama ulvi bir duyguyla platonik uzak bir ilişkim vardı. Onlara hiç dokunmamış, onlan hissetmemiş,kokularını duymamıştım. Onlann kandırabileceğini, baştan çıkarabîleceğini fark etmemiştim. O sevdiğim kıza şunu borçlu olduğumu anlıyorum şimdi. O , bana kitapların kriptikjıodunu öğretti; ve belki de beni yazar yapan şey işte bu oldu. The New York Times Book Rewıew'dan alınmiftır. (d CiMİMirlyat KİT*P, Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş adına: Nadlr Kadl G Genel Yayın Müdurü: H M M CMMI D Müessese Mudürti: Eınlne Ufaklıgll D Yazı Işleri Müduru: Okay Uıwmiıı D Yayın Yönetmeni Calal Ottor n Yayın Sakreteri: Mtrşlt Btlakaalriar D Reklam Müdurü: knt Toraa OGrafik Yunetmen: Nuın Tıotr D J\itaplar, deniz fenerleri gibi, zaman denizinin üstünde dimdik dururlar. G.H. Wipple CUMHURİYET KİTAP S A Y I 38 S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle