28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9. İSTANBUL KİTAP FUARI G E Ç M I Ş I • G E L E C E 6 İ N K R Sözcük, hareket ve düşüncelerden oluşmuş bir senfoni: 'Ölümsüzlük' Felaketi önlemek elimizde MEÜH GfVDET ANDAY Toynbee'nin kitabı: Militarİ7min Kökenleri Hüzünlü bir aşkla... tSMAİLYERSUZ Toynbee'nin A Study Of HUtory adını taşıyan ünlü yapıtından militarizm'lc ilgili tarihsel bilgileri ve savları, "Militarizmin Kökenleri" adlı ilgınç kitapta toplayan yayıncı Albert V.Fowler, önsözüne şöyle başlıyor: "Ancak zanıan zaman yayımlanan altı ciltlik A Study History'de, geleceği önceden bilen bir kimse (kâbin) olarak karşımıza çıkan Toynbee, insanlara eylemlerinin sonuçlarını göstermekte ve inatlarından pişmanlık duymağa çağırmaktadır, vc şöyle bitiriyor önsözii: "Bay Toynbee, önceden, kendi kendini yıkan sonuçların bilincinde olmayan ulusların, silahlanmif oldukları için aralanndaki anlaşmazlıkJarı savaşa bajvurmadan çözünceye dek, ellerinde militammi başarısızlığa uğratacak olanaklar bulunduğu görüşündedır." Demek elimizdeki kitap, yazımın bajında adını verdiğim büyük yapvttan, belli bir konuda yapılmış seçmelerden oluşmaktadır. Nedir bu konu: Militarizmin kökenleri. Toynbee'nin yapttının ilk cildi, dilimize, yıllar önce, "Tarih Bilınci" adı altında çevrilmişti. Tarih meraklısı okur hatırlayacaktır. O kitaptan da anlaşılacağı üzere, Toynbee, tarihini, belli uygarlıkları bir sıraya dizerek kurmuş ve bu sıralamada kendi tarih felsefesini ölçü olarak kullanmıştır. Nedir tarih felsefesi? Bu soruyu, "Tarihsel olaylar zinciri karsısında seyirci dururnundan çıkma, bu sürecin nedenlerini araştırma biçinıinde yanıtlamak hiç de yanlış olmaz. Gerçekte felsefe, sorgulama şanatı demektir. Tarih felsefesine gelince; bizi burada sorgulamaya iten en büyük. etmen, geçmişteki bunca uygarlığın neden batmış olduğu sorusudur. Roma İmparatorluğu neden battı? Yanıtlar şöyle sıralanabilir: 1) Tanrı öyle istedi de ondan, 2) Yeni düşünlcr doğdu da ondan, 3) Yeni üıetim araçları bulundu da ondan. Toynbee, yok olan uygarhkların tarihten silinme nedeni olarak militarizmi görüyor. (Çağımızın bir başka tarihçisi, Spongler, bu konuda çok baska bir nedene başvurmakta ve uygarlıklann, tıpkı canhlar gibi, doğup, büyüyüp öldükleri savını ileri sürmektedir). Toynbee, kitabın "Günümüz dünyasının hastalığı: Savas" başlıklı bölümündv şöyle diyor: "Batı'nın yakın tarihinde yer alan savaşların, artan bir yoğunlukta birbirini izlediği ve 19391945 savaşının, şimdiden, bu yükselen devriminin tepe noktasını olujturmadığı görülür. Dizinin sürmesi ilerlemenin, sürekli daha yüksek noktalara varması dunımunda, savaş, tiksintisindekı artnıa süreci, kuşkusuz, toplumun bir gün kendi kendini yıkmasıyla sona erecektir." Ona göre, dört bej bin yıllık dönem içindc yirmiye varan önemli yıkılışın nedeni militarizmdir. Bunlara örnek olarak, Isparta, Asur, Şarlman, Timur ve söylencesel kaynak niteliğinde Calud ve Davud gösterilebilir. Ünlü tarihçi, bütün savaşları, kan dökücü din savaşları ve ulusal savajlar diye ikiye ayınyor. Bunların ortasında "Kralların eğlencesi" diye başlayıp ılımlılaşan savaşlar dönemi bulunmaktadır. Toynbee, militarizmin görülmemiş bir felakete neden olacağını söylenıekte ve bize bu felaketi önlemenin elimizde bulunduğu mesajtm iletmektedir. D Militarizmin Kökenleri / Arnold Toynbee / Çevircn: Mehmet Dündar / A Yaytnları Ölümsüzlük / Milan Kundera / Çeviren: Ismail Yerguz/AFA Yayınları/ 379 s. / 20.000 TL. / CKK Kod No: 01U34 Milan Kundera'nın Çekçe yazdığı ölümsüzlük Eva Bloch tarafından Fransızca'ya çevrilip, yazann denetim ve onayından geçtikten sonra 1990'da Paris'te yayımlandı. Kısa sürede İcalyancaya çevrilen ve İtalyan okuyucuların olağanüstü ilgisiyle karşılajan roman, Kundera sever Türk okuyucuları da fazla bekletmedi. Her yönüyle bir başyapıt olan ölümsüzlük de romancının, biri dışında bütün öteki kiuplarıgibi yedi bölümden oluşuyor: Yüz, ölümsüzlük, mücadele, duygusal insan, rastlantı, büyük saat, kutlama. Yedi sayısı Kundera'nın kaçamadığı bir biçim örneği. Gençlik dönemlerinde müzikle ilgilenirken düzenlediği Dört Çalgı İçin Beste'nin de yedi bölümden olujtuğunu söyleyen Milan Kundera, bir yapıtın biçiminin, matematik yapısının kesinlıkle hesap kitapla ilgisinin bulunmadığını, bunun bilinç dışı bir saplantı olduğunu söylüyor. Kundera sınırsız özgürlükler sağlayan bir tür olarak tanımladığı romanın bu olanaklarından gene olabildiğince yararlanmış. Kendi kurallannı getiren özgün bir teknik, zengin imgeler ve şiirsel bir anlatımın egemen olduğu yapıt, bir öykü üzerinde gelişirken çok sayıda temadan oluşuyor. Kundera jimnastik salonunda rastladığı kadının bir el hareketiyle ve içindeki şeytanların dürtüklemesiyle insan ve şiirselliğinin peşine düşerken yaşamları birer efsaneye dönüşmüş Goethe, Napoleon, Hemingway vb'lerini ilginç biçimde günümüze getiriyor. Erotizm, siyaset, ideoloji, tarih, sosyoloji, şiir, mizah, gerçek ve düş gibi kaynaşıyor burada. Sözcük, hareket ve düşüncelerden oluşmuş, bu büyük senfoni, dunyaya eklenmiş bir dünya... Marcel Arland "Bir romandan söz edebilmek için söz konusu romanın her şeyden önce bir romancısı olması gerekir" diyor. Gerçekten de romanda ustalık, bir olay yaratıp geliştirmek, bir çevre oluşturmak, bir dönemi ya da karakterleri betimlemekten çok okuyucuyu öykünün içine sokup sokamamakla ve kahramanları yaşatıp yaşatamamakla belli olur. Gustave Flaubert Emma Bovary'siyle öylesine kaynaşmış ve özdeşleşmiş ki onun zehirlenişini anlatırken, kendisinin de ağzındaki arsenik tadıyla zehirlendiğini sandığını ve bütün gece kustuğunu söylemişti. Kundera da yüreğinden gelen sıcaklığın ısıtttğı, kafasıyla yarattığı ve az çok kendisi olduğu roman kahramanlarının her biriyle yaşamın sorunlannı sonuna kadar irdeleme yolculuğuna çıkarken, kişilerinin karşısında zaman zaman silinecek kadar alçak gönüllü, onları bekleyecek, izleyecek ve anlayacak kadar akıllı. Ölümü ve zamanı unutturarak güzellikten ölümsüzlüğe giden bir yol olan bu yapıt alışılmış duyma ve yaşama biçimlerini durduruyor. Okur her gün yeniden doğabilecek büyük bir yapıt karşısında buluyor kendisini. Romanda düşünce olağanüstü ve Kundera, gerçek modern ve yenılıkçi yapıtı "Ûlümsuzlük"te insan psıkoloıısının son sınırına kadar dayamyor. büyülü biçimde, sonsuz bir özgürlük ve hafiflik içinde zıplıyor adeta. Hareket halindeki bu tabloda biçimler yeniden yaratılmış vfc aşılmış., yaşamın bilinmeyen yanları keşfedilmiştir. Gökteki yıldızlardan en derin denizlerin diplerine kadar serbestçe dalabilen bu berrak kafa, bu gerçek modern ve yenilikçi ölümsüzlük'te insan psikolojisinin son sınırına kadar dayanmış. Milan Kundera'ya göre kendi mantığı ve kendi yöntemiyle yaşamın çeşitli yanlannı bir bir keşfeden romanın tek ahlakı bilgidir. Roman insan yaşamını araştırırken daha önce söylenmemiş olanı söylemek zorundadır. ölümsüzlük bize bugün hüzünlü bir aşk hikâyesi aracılığıyla Napoleon'un sanat, edebiyat ve yazarlar üzerine görüşlerini sergiliyor, Goethe, Beethoven ve Hemingway'in benzer ve farklı yanlarını gösteriyor, Karl Manc'ın Manifesto'sunun ilginç bir yanını sergiliyor, Hitler ve Alman ulusu, Fransız devrimi ve Soljenitsin üzerine bazı bilgiler aktarıyor. Kundera bizi Aristoteles'ten Rubens'e, Tycho Brahe'den François Mitterrand'a götürüyor ve büyülü anlar yaşatıyor. Roman, ahlakı ve bilgeliğiyle amacına ulaşmış. Günümüzde dünyanın neresinde olursa olsun insan yaşamının gizliliği diye bir şey gitgide yok olmaktaysa, insanlar siyasetten ve toplumsal sorunları düşünmekten sistemli biçimde uzaklaştırılıyor ve kendi içlerine kapatılıyorlarsa, çiftler, sevgililer her geçen gün birbirlerini daha az sevip bunu açıkça söyleyemiyorlarsa, fikir üretimi kısırlaşmaktaysa, gerçeidiklerin yerini artık yalnızca imajlar almaktaysa, kitle iletişim araçları insanları doyurmuyorsa, roman her zamankinden daha çok gereklidir! D SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 38
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle