Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9. İSTANBUL KİTÂP FUARI E K Paranın 'destansı' serüveni Para / J.K. Galbraith / Çevinenler: Nilgün HimmetoğluBelkıs Çorakçı / Altın Kitaplar Yayınevi / 384 s. BÛLTEN KAZGAN* Para ve buna ilişkin kurumlar, insanlığın tarih boyunca geliştirdiği ekonomik etkinliği artırıcı ve yaşamı kolaylaştıncı ve renklendirici araçların başında gelir. Birey ve aile açısından bakıldığında, para, üretım sürecı sonucunda ele geçinlmesi amaçlanan bir hedef; ele geçirildieinde tüketim için harcayıp doygunluk sağlama ya da bıriktirip geleceği güvence altına alma aracı gibi gözükür. Ama aynı zamanda, bireyin açgözlülüeünün, yasa dışı eylemlerinin konusu olup doygunluğa ulaşayım derken yaşamını karartan bir şeytana da dönüşebilir. "Para"nın tarihi insanlık serüvenınin bu ıki boyutunu bir arada kapsar. "Para"ya makro düzeyde, devlet açısından bakıldığında görünüm biraz farklıdır; para ıhraç yetkisi bir devletin egemenlik hakkını temsil eder. Devlet, bir veya diğer biçimde karşılığı bulunduğunu, ulusal sınırlar ıçinde ve (konvertibılitesi varsa) uluslararası piyasada bütün ekonomik işlemlerde geçerli kabul edileceğini taahhüt ederek yeni satınalma gücü yaratır. Gerçi, ticari bankaların ve para benzeri ödeme araçlarının ortaya çıkmasıyla, devletin bu alandaki tekeli, yani "seignorage" hakkı kırılmıştır, kendi dışına da taşmıştır. Ancak, bu gelişme, paranın devletin egemenlik hakkıyla bağlantılı ulusal bir nitelik taşıdığı gerçeğini değiştirmez. Paranın bu konumu eskı sömürge ya da yarı sömürgelere bakıldığında daha iyı anlaşılır; çünkü, bunlar, söz konusu haktan yoksun bırakılmışlardır. Nitekim, Osmanlı devleti yarı sömürgeleşme sürecine girdiği 19. yüzyılın ikin J.K. Galbraith'in 'Para'kitabı dilimizeçevrildi ci yariMnda böyle bir konuma girmış, para ihraç yetkisini bir yabancı banka olan üsmanlı Bankası'na (kuruluşu 4 Şubat 1863) kaptırmış, ancak bu bankanın onayı ile kâğıt para çıkarabilir duruma dönüşmüştür. Bir diğer örnek, günümüzde Avrupa Para Sistemi'ne ilişkin tartışmalarda ortaya çıkmaktadır. M.Thatcher başkanlığındaki İngiliz hükümeti, ortak bir Avrupa Merkez Bankası kurulmasına ve ECU'nün ortak paraya dönüştürülerek ulusal paraların ortadan kaldırılmasına karşı çıkmaktadır; nedeni, İngiliz devletinin egemenlik hakkını bir üst kuruma devretmeyı kabul etmemesidir. Eğer bir ekonomi kurumu önemlıyse, açıktır ki, onun etraıında dönen politikalar da tartışmalı, sorunlu olabilecek, başarı ve başansızlık sımgesine dönüşebılecektir. Para mübadele aracı, hesap birimi, birikim ve borç ödeme aracı olmak gıbi çeşitlı işlevlere sahiptir. Bu işlevleri uygun biçimde yerine getirmesi "değer"ini muhafaza etmesine, günden güne bu değerin değişmemesine bağlıdır. Metre ya da kg gibi ölçji birimlerinden farklr olarak, oysa, paranın değeri sabit değildir. Hükümetler egemenlik hakkını kullanıp para ihracıyla oynarken ya da ticari bankalar kârlarını arttırmak isterken paranın değerinin değişmesine de yol açmaktadır; günümüzdeyse bu değişim paranın sürekli enflasyon sonucu değer yitirmesi yönündedir. Bir yandan paranın ekonomideki yadsınmaz yeri, bir yandan para değerindeki değişmcnin yarattığı olumsuz (kaynak dağılımını ve gelir bölüşümünü bozması gibi) etkiler, ekonomi okulları arasında tartışmalara konu olduğu gibi, bunun etrafında okulların oluşmasına da yolaçmıştır. Günümüzde, Keynesçi ve Monetarist okullar ışte bu bağlamda düşünülebilır. Keynesçi okul ekonomıde önceliği işsizlik ve üretim kapasitesinın tam kullanımına verir; devletin kamu harcamaları yoluyla bunu düzenleyebileceğini savunur ve savında "harcama" kavramı "para"ya öncelik alır. Oysa, 1975'ten bu yana ekonomi düşüncesi kadar politika.sına da damgasını vuran Monetaristler için öncelik "para"da vc onun değerinin korunmasındadır; devletin harcamalarla piyasayı düzenlemek bir yana istıkrarsızlık yarattığı, bunun da baş nedeninın para miktarıyla oynaması olduğu temel savlarıdır; devlet piyasadan elıni çekmeli, küçülmelı, parayla oynama gereğı ortadan kaldırılmalıdır. Monetarıstlerın beyın takımının başında bulunan M.Friedman, A.Schwartz'la birlikte kendi tezini savunmak için "ABD'nin Para Tarihi, 18671960" baslıklı analitikekonometrik çalı^masını yayımlayalıberi çeyrek yüzyıldan fazla olmuştur. Dar anlamda Keynesçi olmasa da "Kurumcu" düşünce akımının Keynes'e yakın kanadında yer alan J.K. Galbraith'in Para ba^lıklı kitabı l;riedmanSchwartz'ınkine bir nazire olarak mı tasarlanmıştır, bilemeyiz. Ancak, Galbraith'in bu çalışması da temelden ABD para tarihiyle ilgili olsa da yaklaşımı farklıdır; birincilerinki gibi analitikekonometrik bir çalışmayla kuramsal bir savı ispatlamak değil de destansı bir anlatımla ABD'deki "para" serüvenini bireyler, kurumlar yoluyla ele almakta, bunları ortaya çıkaran ortamı, kurumların olaylar içindeki gelişimini incelemektedir. Gerçi kitabın baş kısmında insanlık tarihınde "para"nın ilk geli>ımi, ba^lıca para kurumlarınm (bankacılık ve merkez bankaları gibi) ortaya çıkısı, büyük devrimlerın (Amerıka'daki İngiliz sömürgelerinin bağımsızlık savaşı, 1789 Fransız Devrimi, 1917 Sovyet Devrimı gibi) fınansmanı, kâğıt para yaratılması ve enflasyon gibi ABD'yi aşan alanlar da işlenmiştir; kitabın son bölümlerinde ise 1. ve 2. Dünya Savaşlarının, bü yük dünya depresyonunun (1929), 1.Dünya Savaşı'ndaki yenilgi sonunda Almanya'nın ödeme zorunda bırakıldığı savaş tazminatının ve yaşadığı enflasyonun, 2. Dünya Savaşı sonrası yaratılan para sistemi ve doların rolünün ve sistemin çöküşünün incelendiği görülmektcdir. Tarih boyutu içinde incelenen bu olaylara Keynesçilerle Monetaristler arasındaki öğreti tartışmaları da eklenmelıdır. Bununla birlikte, kitabın ana gövdesi ABD para tarihiyle ilgılidir ve ABD ekonomi tarihini araştıranlar için bir kaynak kıtap niteüğinı taşımıktadır. Kurumcu yakla^ımın kaçınılm.v yerelligindi'n mıdir, bilemeyiz ama, ABD para tarihini incelerken Galbraith özellikle son yarı yüzyıl boyunca ABD Dolarının uluslararası boyutunu acaba niçin bu denlı ıhmal etmıştır? Orneğın Hurodolar piyasasının doguşu ve gclışımı, doların uluslararası rezerv parası olmasından ABD'nin sağladığı kazançlar ve de Gaulle'ün eleştirilerı, dünya piyasasında hammadde fiyatlarının ABD Dolan'yla "kote" edilmesinin, dolar değerinin değışkenliği dolayısıyla petrol fiyatları, AET tarım politikası için olduğu gibi uluslararası planda yarattığı sorunlar ve buna tepkı olarak ortaya çıkan yeni kurumlar, gelijen ülkelerın diş borç sorununda ABD Doları'nııı değeı ılcğişkenliği ve faiz hadlerinin rolü gibi çok boyutlu konular ya hiç ele alınmamış ya da kısaca geçiştirilmiştir. Galbraith'in Para kitabı akıcı bir dille çevrildiği için rahat okunrruktadır, ama ABD parasının çok boyutlu nıtelığını ortaya koymak açısından yeterli değildir. Gönül ister ki, Altın Kitaplar ABD Doları'nın bu boyutunu umamlayacak bir kitap da yayınlasın ve bu bosluğu doldursun. Gülten Kazgan, htanbul Ümversıtesı Iktııat iaknhesı ogrctını uyesıdır. n S A YF A 2 2 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 38