Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Demek ki mesele kitap yayımlandıktan sonra başlıyor... 1963'te ilk kitabım "Olü Ordunun Generali" piyasaya çıktığında düşman İtalyanlara acıdığım için eleştirildim. Sovyet Arnavutluk ilişkilerinin kesilmesinı anlattığım "Büyük Kış" romanım da büyük saldırılara uğradı. Sonunda Enver Hoca "Bu kitap o kadar da.kötü değil" dedi de aleyhime açılan kampanya anında durdu. Daha sonra 1975 yılında "Kızıl Paşalar" başlıklı bir şiirim yayımlanacakken şiir dergisindeki bir gazeteci tarafından "yıkıcı" olarak nitelendi ve benim düzeni yıknıak istediğim ileri sürüldü. O şiir hiç yavımlanamadı. Ben de zaten özeleştirimi yaptım. 1982 de "Düşler Sarayı"nı yayımladığım zaman yine ağır saldınlara uğradımt Ama bu kez açıkça cepheden saldırdılar bana. Hata ettiler. Işte o zaman Batı kamuoyu ayağa kalktı. tyi de sonuncusu hariç diğer kampanyalardan Batı'ya daha önce yaptığınız gezilerde hiç söz etmemiştiniz... Evet, gereksiz yere skandal yaratmaktan kaçınmıştım. Ben en cesur şeyleri Arnavutluk'ta söyledim, söylemiştim. Komik. Evet bir makam arabam vardı. Çünkü üç ayda bir yayımlanan "Arnavutluk Edebiyatı" dergisinin müdurüydüm. Ama Limuzin değil, Wolkswagen Golf markaydı arabam. Benim kıtaplarımın tum yayın hakları ve çevirilerimin yayın hakları yani döviz olarak bir yasa uyarınca olduğu gibi Yazarlar Sendikasının kasasına giderdi. Zaten bu yasa özel olarak benim için çıkarılmıştı. Çünkü Arnavutluk'ta benden başka bir yazarın yurtdışında kitabı çevrilip pek basılmaz. Şimdiye kadar yaptığım dış seyahatlerin masraflarını da hep Fransız yayıncım karşıladı. Arnavutlukun Havel'i Sizi bir aralar olası bir Arnavut Vaclav Havel'i olarak sundular. Önümüzdeki yıllarda önemli bir politik görev üstlenmeniz söz konusu olabilir mi? Havel etkisi benim hayatımı karmakarışık bir hale soktu. Herkes' bana "Siz de Havel olacak mısınız" diye sordu durdu. Binlerce mektup, telgraf aldım, telefonlarım susmak bilmedi. Siz halkın umudusunuz, dediler hep bana. Ama kimdi bu talepleri ileten? Samimi insanlar mı yoksa provokatörler mi? Arnavutluk rejimi daha uzun süre ayakta kalabilir mi sizce? Demoknıtikleşmeye doğru giderse kalır. Yoksa olmaz. Komünizm Arnavutluk toplumunun derinlerine kadar işlememiştir. Arnavutlar, nasıl diyeyim, bir yerde ırkçı insanlardır. Kendi ahlaki değerlerini paylaşmayan insanlara ahlaksız gözüyle bakarlar. Tıpkı antik çağ Yunanlıları gibi. Bu ırkçılık belki de sosyalizme karşı pasif direnişte bir rol oynamıştır. İtalyan ve Alman işgalcilerinden kendi elleriyle kurtulan Arnavutlar, komünizm yemeğini de kendi elleriyle hazırlayıp pişirmişler ve yemişlerdir. 20. asrın diktatörleri eski dönem dik Kefll mllletveklli Ama siz rejime kefîl de olmuştunuz, milletvekili olarak... Evet, 19701982 arası milletvekili oldum. İşçilerin, köylülerin, biyolojistlerin filan arasına bir de yazar lazımdı. Ama milletvekili olmam beni saldınlara karşı korumadı ki.. Aksine en tehlikeli, en ağır saldırılara bu dönemde uğradım. Benim Arnavutluk rejiminin vitrini olduğumu öne sürmek için saf olmak lazım... Batı basınında sizin Arnavutlak'ta iken Limuzin bir makam arabasıyla dolaştığınız öne sürülür... Arnavutluk'ta bir pazar yeri tatörlerine oranla çok daha rafinedir, çok daha gelişmiştir. En korkunç, en tehlikeli güçleri de herkesin, en haklıların bile itibarını kırmak, onları tehlikeye atmaktır. Bu modern diktatörlere karşı mücadele ettiğinizi sanırsınız, oysa ki aslında onlara destek veriyorsunuzdur. Ya da kimileri onlara karşı hiçbir şey yapmazmış gibi görünür, ama aslında çok şey yapar.D ARA YAYINCILIK FELSEFE Dizisi: PLATONYasalar IParmenides ARISTOTELES Oluş ve Bozuluş Üzerine NIETZSCHE İyinin ve Kötünün Ötesinde. Ahlakın Soykütüğü SCHOPENHAUER Yaşam Bilgeliği Üstüne Aforizmalar KIERKEGAARDKorku ve Titreme LYOTARD Postmadern Durum KOVRE Yeniçağda Bilimin Doğuşu FEYERABEND Yönteme Hayır ÇOTUKSÖKEN/BABÛROrtaçağda Felsefe DOĞAN ÖZLEMMax Weber'de Bilim ve Sosyoloji Günümüzde Felsefe Disiplinleri STROKER Bilim Kuramına Giriş ROTHACKER Tarihselcilik Sorunu SEROL TEBERPolitik Psikoloji Notlaıı COLLINGWOOD Tarih Tasarım FELSEFE ve SANATMARTİN JAY Diyalektik Imgelem BOTTOMORE Fnmkfurt Okulu PERAKENDE SATIŞ YERİ FIRAT KİTAP GALERİSÎ (Ara Yayıncılık İstanbul Bölgcsı Satış Temsilcıhği) Ara Yaytncılık'ın tüm kitaplan % 25 indirimlidir. Adres: Yasa Cad. Uzerlik Sokak. No: 11, Kat: 3 Kadıkâyİstanbul Ankara Cad. Konak Han No: 4315 CağaloğluİSTANBUL Tel: 527 87 30 • 526 96 87 S A YFA 2 7 CUMHURİYET KİTAP SAYI 38