Katalog

YEN ZÜMRÜTTEN AK SLER A. M. Celal Şengör Ürünler Sırt çantasında kano lığında. USB 2.0 arayüzüne sahip çubuğun okuma hızı saniyede 25MB, yazma hızı ise saniyede 8MB. Yeni USB çubuğunun 4GB, 8GB, 16GB ve 32GB kapasiteli modelleri var. Tüm modeller iki yıl garantili. Bilgi için: http://www.pny.eu/products.php?section=subcategory&subcategoryid=136&categoryid=6 Geçen gün Sam Harris’in yeni kitabı «The Moral Landscape»i (Ahlaki Peyzaj) bitirdim (Free Press, New York, 2010). Bu kitabın alt başlığı ise şu: «How Science Can Determine Human Values» (Bilim İnsan Değerlerini Nasıl Belirleyebilir). Günümüz Dünyasında En Büyük Tehlike: YobazLiboş Ortaklığı Yazar Sam Harris’in bir önceki kitabı «The End of Faith» (İmanın Sonu), modern dünyada din inancına artık yer olmaması gerektiğini anlatan pek enfes bir din eleştirisiydi ve New York Times gazetesinin en çok satanlar listesine gelip yerleşti. Harris’in yeni eseri ise çok yaygın bir yanlışı düzeltmek amacıyla kaleme alınmış: Bu yanlış, insan değerlerini bilimin tayin edemeyeceği (ve dolayısıyla dinlere gerek olduğu) sözleriyle özetlenebilir. Harris bu yanlışın günümüzde iki temel kaynaktan beslendiğini belgeliyor: Biri tüm dünyada (ve bilhassa ABD’de) çok faal olan yobaz teşkilâtları (hangi dinden oldukları mühim değil, ama tabii üç büyük Sami dinin yobazlarının bu konudaki yıkıcı etkileri diğerlerinin hepsinden daha çok). Diğeri de, postmodernizmin zırvalarına kendini kaptırmış “solcu” liberaller (bizim memlekette onlar için pek hoş bir lâkap üretildi; ben de diğer aklı başında liberallerle karıştırılmamaları için burada onu kullanacağım: liboşlar). Harris, «İmanın Sonu» adlı eserini yayımladıktan sonra aldığı tepkilere bakarak, insanların ekseriyetinin aklın, yaşamın anlamı sorununa ve ahlâki çıkmazlara tek başına bir çözüm bulamayacağı konusunda yaygın (ve aptalca) bir inançları olduğunu söylüyor. Dinleri ayakta tutan bu yanlış inançtır. Din yobazlarına göre (burada Harris sadece üç büyük Sâmi dininkileri kastediyor), yaşamın manası ve etik konusunda gerçi kesin doğru cevaplar vardır, ama bunlar İbrahim’in tanrısı bunu böyle buyurduğu için doğrudur. Din savunucuları, diyor Harris, sıradan şeylerin akıl temelli incelemelerle bulunabileceğini, ama değerlerin rüzgârın içindeki sesten (buradaki ima Tevrat’adır) gelmesi gerektiğini savunuyorlar. Kutsal kitapların sözlerini kelimesi kelimesine almak, çeşitliliğe karşı hoşgörüsüzlük, bilime karşı duyulan güvensizlik, insanların ve hayvanların acılarının gerçek nedenlerine karşı kayıtsızlık: bu şekillerde, diyor Harris, dinci sağda gerçeklerle değerler arasındaki fark ifade buluyor. Harris’e göre liboşlar ise ahlaki sorunlar karşısında verilebilecek hiçbir nesnel cevabın olmadığını sanıyor. Mesela, bunlara göre, (meşhur İngiliz filozofu) John Stuart Mill bizim kültürel ideallerimiz açısından Usama bin Ladin’den daha iyi bir insandır ama Mill’in doğru veya yanlış hakkındaki fikirlerinin «Doğru»ya Usama’nınkilerden daha yakın olduğu söylenemez. Çokkültürlülük, ahlaki görecelilik, politik olarak «doğru şeylere» inanmak (political correctness), hatta hoşgörüsüzlüğe bile hoşgörü göstermek ... Bunlar da liboş solda gerçeklerle değerleri ayıran şeyler Harris’e göre. Harris diyor ki, muhafazakâr dogmacılıkla (yani yobazlarla) liberal şüphenin (yani liboşların) bir araya gelmesi, son on yılda mesela ABD’de kök hücre araştırmalarının yasaklanmasına, kürtaj konusundaki kararsızlıklara neden olmuştur ve bazı eyaletlerde dine karşı söz söylemeyi suç haline getirecek yasaların (antiblasphemy laws) çıkması için çalışmaktadır. Harris, insanlığın bu tür zırvalıklara boyun eğmekten artık uyanarak bilimsel olarak ölçülmeleri mümkün olan özelliklere yani insan bireyinin sağlığına ve kendini iyi hissetmesine dayalı aklı başında bilimsel bir değerler sistemini geliştirmesi zamanının geldiğini söylüyor. Bu mesaj, büyük Amerikalı toplumsal psikolog Profesör Robert Edgerton’un 1982’de yayımlanan önemli bir eserinde bazı toplumları «hasta» diye nitelerken kullandığı kıstasa tamamen paraleldir. Edgerton diyor ki, bir toplumdan kütle halinde bir başka topluma kaçış varsa, herhalde kendinden kaçılan toplumun çok da sağlıklı olduğu söylenemez. Edgerton da toplumun hastalanmasının en önemli nedenlerinden biri olarak dinleri görüyor, (Bunlara mesela Marksizm de dahildir: Doğu Almanya’dan veya eski Çekoslovakya’dan bir zamanlar hayatlarını bile tehlikeye atarak kaçanları bir hatırlayınız). Ülkemizde akıl ve bilim temelli eğitim sistemimiz çatır çatır çökertilirken giderek daha çok dindarlaşan halkımıza bu tür kitapların tercüme edilerek sunulması sanırım büyük bir hizmet olacaktır. Harris, Edgerton ve benzeri aklıselim savunucularının tavsiye ettiği yolun tersi, ortaçağ Avrupası’nın gözler önüne serdiği gibi, felakettir. Alüminyum kasalı yeni MiniPC Ori Levin tarafından tasarlanan katlanabilir kano, katlanmış halde 13x23x70cm boyutlarında ve sadece 4.1kg ağırlığında. Bu şekilde rahatlıkla bir sırt çantasında taşınabiliyor. Adhoc Canoe olarak isimlendirilen araç beş dakikada açılıyor. Kanonun çerçevesi karbon liften üretilmiş teleskop çubuklarından oluşuyor. Kumaşı ise yarış yelkenlerinde de kullanılan aramid dokumadan üretilmiş. Bilgi için: http://www.designboom.com/weblog/cat/8/view/15876/orilevinadhocfoldingcanoe.html Yedek objektif taşıyıcısı Eğer bir Leica MP veya M7 kameranız ve iki objektifiniz varsa artık yedek objektifi kamera çantasında taşımak zorunda kalmayacaksınız. Leica Lens Holder M markasıyla satılan objektif taşıcısı kameranın alt kısmına iliştiriliyor. Böylece objektifi değiştirmek isteğinizde, yedek objektifi kameranın altından çıkarıyor, diğerini buraya yerleştiriyorsunuz. Fiyatı: 200 dolar. Bilgi için: http://en.leicacamera.com/photography/msystem/accessories/ergonomics/2195.html Stealth Computer firmasın yeni mini PC’sinin çok sayıdaki özelliğini küçük bir gövdeye sığdırmış. Yeni LPC125LPM mini PC sağlam bir alüminyum kasa içine yerleştirilmiş, hem küçük alanlara sığıyor hem de değerli tekniği koruyor. PC’nin 1.8GHz Intel D525 çift çekirdek işlemcisi, Intel ICH8M çip seti ve Intel GMA 3150 grafik çip seti var. Ayrıca 2GB’lık DDR3 çalışma belleği ve 55GB SSD sabitdiski de bulunuyor. Veri alışverişi Gigabit Ethernet LAN ile gerçekleştiriliyor. 1xMiniPCI Express, 1xExpressCardSlot ve 3xUSB 2.0 girişleri de bulunan PC 20 vatlık elektrik enerjisiyle çalışıyor. Fiyatlar: yaklaşık olarak 895 dolardan başlıyor. http://www.stealth.com/pb/index.php?comp=LPC125 LPM Beş işletme sistemli tablet dünyanın en incesi Fare ve hesap makinesi bir arada Shenzhen Guangxuntong Communication Technology firmasının yeni EKing T9 Tablet PC’si dünyanın en ince tableti. Yeni modelin 25cm IPS dokunmatik ekranı ve 1.5GHz Atom Z670 işlemcisi var. Ayrıca 2GB çalışma belleği ve ön ve arka yüzde kameraları bulunuyor. Tablet PC, Windows 7, Windows 8, Android, MeeGo ve Linux Ubuntu işletme sistemleriyle çalışıyor. Bilgi için: http://www.ubergizmo.com/2011/07/ekingt9/ PNY Hook Attaché: 32GB USB çubuğu PNY firmasının önümüzdeki haftalarda Avrupa’da satışa sunulacak olan yeni USB çubuğu Hook Attaché 43,4x18,5x4mm boyutlarında ve sadece 4g ağır CBT 1273/ 5 12 Ağustos 2011 Canon firması hesap makineli bir bilgisayar faresi üretti. X Mark I Slim fare hesap işlemlerini klasik hesap makinesinde yapmak isteyenler için ideal. Fakat sonuçlar istenirse Bluetooth ve aktarma tuşuyla işlemciye de aktarılabiliyor. 1200 dpi lazer fare ayrıca sayı klavyesi olarak da kullanılabiliyor. Fiyatı: 60 dolar. http://usa.canon.com/cusa/consumer/products/calculators/computerlinkc alculators/xmarkimouseslim#Features Turtle Beach Ear Force X12: Oyun severlere özel kulaklık Turtle Beach firmasının yeni oyun kulaklıkları örneğin bir Windows bazlı PC veya XBox 360 konsoluyla kullanılabiliyor ve 50mm büyüklüğünde mükemmel ses kalitesi sunan hoparlörle donatılı. Ayrıca bas artırma sistemi ve bir DSS 7.1 çevresel ses işlemcisi de var. Fiyatı yaklaşık olarak 60 dolar. Bilgi için: http://www.turtlebeach.com/products/xboxgamingheadsets/earforcex12.aspx Nilgün Özbaşaran Dede