24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doksanda Hız 70 yıl araştırma yaparak ile rekor kırdı, 90’ında laboratuvarda hâlâ.. Prof. Dr. Yusuf Yağcı. İTÜ Üyesi, Türkiye Bilimler Akademisi Asli Üyesi, yusuf@itu.edu.tr B UNAM’da dünyanın en ince ve en uzun nanoteli üretildi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’nde (UNAM) nanometre ölçüsünde çapı olan fakat kilometrelerce uzunlukta nanotel üretildi. Bu çalışma bilim dünyasında bir ilk. U NAMUlusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi bünyesindeki Bayındır Araştırma Grubu tarafından geliştirilen yeni fabrikasyon yöntemi (yukarıdanaşağıya üretim tekniğine bir örnek) ile dünyanın en ince ve en uzun nanoteli üretildi. Çalışma Natural Material isimli saygın bilim dergisinin Temmuz sayısının kapağından duyuruldu. Çalışmayı yürüten Doç. Dr. Mehmet Bayındır, dünyada ilk kez bu kadar uzun bir nanotelin üretilmiş olduğuna dikkat çekerek, çalışmalarıyla ilgili dergimize şu bilgileri verdi: “Bu çalışmanın en önemli özelliği tekniği. Yukarıdanaşağıya üretim tekniği ile geliştirilen bu nanotellerin beklenen uygulamaları sadece elektronik ve fotonik ile sınırlı değil. Fabrikasyon sırasında sonsuz uzunlukta milyonlarca paralel ve düzenli nanoyapı, koruyucu bir polimerin içine gömülü olarak hazır ediliyor. Bu şekilde, çeşitli yarıiletken, piezoelektrik ve polimer nanotel, nanotüp ve çekirdekkabuk yapıları üretiliyor.” Patent (hem ulusal, hem de uluslararası) alma çalış malarının devam ettiğini belirten Bayındır, geliştirdikleri yapıların dünyada bir ilk olduğuna işaret ederek Guiness Rekorlar Kitabı’na girmek için de başvuru hazırlığı içinde olduklarını söyledi. OLASI KULLANIM ALANLARI Bayındır’ın kullanım alanları ile ilgili verdiği bilgiye göre bu boyuttaki yapılar, bağlantı ara elemanı, kimyasal ve biyolojik sensör elemanı, anahtar ya da piksel olarak kullanılabilir. Bu teknoloji, boyutlarda küçülmeyi, düşük güç ihtiyacını sağladığı gibi hızlı tepkisellik ve yüksek paketleme yoğunluğu gibi özellikler de taşıyor. Ayrıca bu nanotellerle güneş pillerinin daha yüksek oranda güneş enerjisi biriktirmesinin önü açılacak. Bayındır, bu kadar yoğunluk ve incelikte yapıların üretimiyle DVD kapasitelerinin de inanılmayacak boyutta artabileceğine dikkat çekti. Nanotellerin tıbbi görüntüleme konusunda da görüntü kalitesini arttırması bekleniyor. DÜNYA GÖSTERGELERİ Yok olma tehdidi altındaki türler ile ilgili son tahminler Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birlik’in (International Union for Conservation of Nature and Natural ResourcesIUCN) hazırladığı “Nesli Tükenmekte Olan Türlerin Kırmızı Listesi”ne göre şu anda 19.000 hayvan ve bitki yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu rakam 2000’de 11.000 civarındaydı. IUCN, listesinde adı geçen türlerin yaklaşık üçte birinin “tehdit altında” olduğunu belirtiyor. Bu, bazı türlerin kritik eşiği aşmak üzere oldukları anlamına geliyor. 2000 ve 2011 arasında IUCN’nin listesindeki türler %60 oranında arttı. Bazı grupların bugün niçin daha büyük bir tehlike içinde olduğunu bu rakamlar açıklıyor. Örneğin amfibiler (kurbağalar, semenderler) 2004 yılına kadar tam olarak değerlendirilmemişti. Tehlike yaratan diğer faktörlerin başında yaşam alanlarının ortadan kalkması, kirlilik, hastalık ve istilacı türler geliyor. Bu türlerin içinde en şanslıları memeliler, çünkü bunlara ilişkin verilerin tam olarak toplanmış olması değerlendirmeyi kolaylaştırıyor. 2000 yılından bu yana nesli tehlikede olanların yüzdesi aslında düşmüş durumda. Spesifik olarak Arap Oriksi denilen bir çeşit antilop, avlanma nedeniyle yok olmak üzereyken, koruma altına alındığından bu yana popülasyonu bugün 1.000 dolaylarında seyrediyor. CBT 1267/13 1 Temmuz 2011 irçok bilim insanının kendi bilimsel gelişimi için örnek aldığı model kişiler vardır. Seksenli yılların başında ngiltere Liverpool Üniversitesi’nde doktora çalışmalarımı tamamlayıp o günkü adıyla stanbul Teknik Üniversitesi ( TÜ) Kimya Mühendisliği Fakültesinde Asistan Doktor olarak göreve başladığımda, araştırma yapabilecek ortam ve olanaklar mevcut değildi. TÜ Maçka Kampusundan Maslak Kampusuna henüz taşındığımız yıllardı. ngiltere’den getirdiğimiz birkaç cihaz ile bazı küçük araştırmalar yapmaya çalışıyorduk. Prof. Dr. Bahattin Baysal Fiziksel Kimya Anabilim Dalı’nda birçok kişinin doktora çalışmalarını yönetiyor ve polimer biliminde dersler veriyordu. Dünyadaki gelişmeleri genç insanlara yansıtmaya çalışıyor ve bazı tepkiler toplamasına rağmen nitelikli bilim anlayışından taviz vermiyordu. Bir gün Fiziksel Kimya Anabilim Dalı koridorunda bulunan panoya onun astığı, Amerika’da bir gazetede yayımlanan küçük bir makale dikkatimi çekmişti. Hızla okudum ve imrendim. Makale, “Speed at Ninety” başlığını taşıyor ve 20. yüzyılın öncü polimer bilimcilerinden ve University of Illinois ve University of Arizona’da görev yapmış Prof. Carl S.Marvel’in 90’lı yaşlara yaklaştığı yıllarda gerçekleştirdiği bilimsel faaliyetleri övgü ile anlatıyordu. Bugün hayatta olmayan Profesör Marvel uçak teknolojisinde yaygın olarak kullanılan mekanik özellikleri son derece güçlü ve yanmaya dirençli polimidazolleri keşfetmiştir. 500’ün üzerinde bilimsel makale yayımlayan Profesör Marvel birçok uluslararası ödülün de sahibidir. TÜ’den emekli olan Prof. Dr. Bahattin Baysal’ın yıllar önce panoya astığı yazı, bugün kendisini tanımlayabilecek en güzel yazıdır. Prof. Baysal emekli olduktan sonra durmamış, Boğaziçi Üniversitesi’nde dersler vermiş, TÜB TAK Marmara Araştırma Enstitüsü’de Bölüm Başkanlığı yapmış, projeler almış, araştırmalar yapmış, bilimsel makaleler yayımlamış, üniversiteler ve bilimsel çalışmaları irdeleyen sosyal boyutlu kitaplar ve gazete makaleleri yazmıştır. Doksanlı yıllara yaklaştığı şu sıralarda hızından bir sey kaybetmemiştir. Kısa bir süre önce rahmetli Prof. Dr. Erdal nönü ile birlikte çevirdikleri Kuvantum Kimyası konusunda bir kitabı yayınlanmıştır. Bilimsel çalışmalar konusunda ISI Web of Science indeksi incelendiğinde, 2011 yılında dahi polimer bilimindeki son yıllardaki çalışmalarını yansıtan iki makalesinin yayımlandığı görülmektedir. Kendisine zaman zaman, Prof. Dr. Oğuz Okay’ın laboratuvarında protein katlanması konusu ışık saçınımı cihazıyla ölçümler yaptığı TÜ’de rastlayabilirsiniz. Prof. Baysal 7 on yıl (decade) bilimsel yayın yaparak, dünyada bile çok az kişinin gerçekleştirebileceği bir ömür ve başarıya sahip olmuştur. Kendisine bu yaşta faaliyetleri nasıl sürdürebildiğini sorduğumda; “Ne yapayım! Balık mı tutayım?” cevabını vermiştir. Bugün unvanı aldıktan sonra herhangi bir bilimsel faaliyette bulunmayan yüzlerce profesörü gördükçe, Prof. Baysal’ın 90’daki hızını takdir etmemek mümkün değil. Nice senelere sevgili Bahattin Hoca.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle