17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

•KÜLTÜR• DOĞAN KUBAN Çağın Gerçeklerine Uyan Bir Hız Her toplumun başına gelenler kendi tarihinin ve dünyanın güncel konjonktürünün bileşkesinde oluşur. Her devletin evrensel konumu kendi hızı ile dünyanın hızlarının bileşkesinde bir yerdedir. Bu sayısal olarak ifade edilemese bile toplumun ekonomisinden öğretimine, üretiminden uluslararası değerlendirilmesine kadar pek çok aydınlatıcı bilgi vardır. D evletler başka istasyonlardan, değişik zamanlarda kalkan trenlere benziyorlar. Fakat küreselleşme sürecinde bütün ülkeler aynı yönde koşuyor. Brezilya’daki ilkel Amazon kabileleri bile ters yola gidemez. Çünkü dünya onun ormanını keser ve boynuna halkayı geçirip gittiği yöne sürükler. Bunu anlamak için biraz dünya tarihi okuyup etrafa bakmak yetişir. Bütün uluslararası kurumlar ve onların işleyişleri aynı yönde gerçekleşir. Bu yollar tarih yolunca bin bir zahmetle ve farklı toplumsal durumlarla döşenmiştir. Rayları devlet politikaları döşer. Bilgisiz politikalar bakımsız demiryolu gibi trendekileri sarsar, rahatsız eder fakat kimse trenin yolunu değiştiremez. Kimisi sinemalarda gördüğünüz Hindistan demiryolları gibidir. Kimisi Marsilya ya da Cenevre ile Paris arasındaki hızlı tren gibidir. Yollar bozuksa, tren sallanır ve gürültü eder. Bu trenlerde lüks, birinci, ikinci, üçüncü sınıf vagonlar, hayvan vagonları, yük vagonları vardır. Devlet trenlerinin performansları çok farklıdır. Kimisi Alman trenleri gibi dakikası dakikasına istasyona ulaşır, kimisi hep rötarlıdır. Tarihte tek yön vardır ve geri giden gelenlerin ayakları altında ezilir. Bugün ağzımızdan düşürmediğimiz kapitalizm, demokrasi, teknoloji, bilim, enerji gibi sözcükler aynı yönde ilerleyen küreselleşmiş dünyanın ortak kavramlarıdır. Güncel yaşamın, dilden ve dinden başka hiçbir kendine özgü bileşeni kalmamıştır. Burada tarihi gelenekler sadece tuz biber gibi kullanılıyor. Motorlu araç, inşaat, televizyon, bilgisayar, telefon, silah, uluslararası sermaye, banka, sigorta bütün dünyanın aynı yönde giden trenleridir. Trenlerin kimi Amazon yerlilerini, kimi Somali soyguncularını, kimi El Kaide teröristlerini, kimi PKK’yi, kimi çıplakları, kimi başı örtülüleri, kimi Siyonistleri, kimi koyu Katolikleri, kimi komünistleri, kimi pantolon, kimi entari giyenleri, kimi patronları, kimi işçileri, kimi ülkeler arası dolaşan kaçakları, kimi cahilleri, kimi bil. ginleri taşır. BATI TREN NDE DOĞUYA KOŞMAK Televizyonlar eski cin peri masallarını, Isfahanlı Ali Baba’yı, Kral Arthur’un şövalyelerini, Yunan Argonotları anımsatan bir hayal dünyasını yaratıyorlar. Reklam ve yalanla afyonlu insancıklar bunlara kolay kanıyor. Ama bazen makinistleri öldürüp yerine kovboylar da geçse, trenler gecikmeli de gelse, aynı yöne gidiyorlar. Umut edelim de bir görülebilir gelecekte paranın değil, aklın ve insanlığın egemen olduğu bir yere varılsın. Sakallı Celal, biz Doğu’ya giden vapurda Batı’ya koAma dünya geç de kalmış olabilir. şuyoruz, diye alay ederdi. Bilinçsiz olanlara çevremizdeki güncel sorunları haBelki Batı’ya giden vapurda Doğu’ya koşuyoruz, detırlatın. Kendine özgü bir dünya yaratmak isteyen bir mek daha doğru olabilir. toplumun öğretimini neden ngilizce yapmak istediğini ş adamlarımız ara sıra Bulgaristan, Moldava, Romanya’da, Rusya, hatta Orta Asya’da fabrikalar kuruyor sorun. Raylarımızı kendimiz döşeyelim, makinistleri iyi lar. Daha cesurları Çin’de fabrika kuruyor ya da kurmayı yetiştirelim. ‘Herkes Mersin’e giderken biz tersine gitmeyelim’ demek doğru değil mi? Toplumun sorunlarını düşünüyor. Küreselleşmenin temel göstergelerinden biri dünyadan bağımsız düşünemeyiz. Bu da neden sağa sola ticarette, diğeri iletişimde. Aradan 510 yıl daha geçtikyalpaladığınızı sorgulamayı gerektirir. ten sonra, bilim ve Osmanlılar 18. yüzyıla sanayisinin Kâbesi kadar sınırlarının dışını Batı’da değil, Dış dünyaya açılış, kadınların başlarını örtmeleri bilmiyorlardı. Ne AvruÇin’de ve Hint’te yanında bin kat daha anlamlı. Dünyaya açılış pa’yı merak ettiler, ne Mıolacak deniyorsa, sır’dan Afrika’ya gezginler güçlendirici bir çağdaşlık ve uygarlık potansiyeli bu söylediklerimi gönderdiler, ne Ortaaskanıtlamak gerektaşıyor. Böyle insanların varlığı, politik kimlikleya’yı, ne Hindistan’ı merak sinmesi de yoktur. rinden daha önemli. Başörtüsünün türban olarak ettiler. Kimileri bir türlü Bugün tüccarlarımızın devamı ise geçmişin devamı eden sayısız davrakabul edemese de, dış dünyaya açılma arzuları küreselleşmeye hanışlarından bir tanesi. Birisi çağdaşlaşma öteki Osmanlılıktan öte bir şey. yır demek olası dedirenme. şadamlarımız geçmişe göre ğil. New York’ta çok farklı düşünüyor. emlakçılık yapan Gerçi Marco Polo’ya göre biraz fazla geç kalmış sayıTürk uyruklu insanlar var. labiliriz. Dış dünyaya açılış, kadınların başlarını örtmeleri yaBATI SAVAŞ ÇIKARTIR MI? nında bin kat daha anlamlı. Dünyaya açılış güçlendirici Bu gelişmelerin en kötüsü Batılının egemenliğini bir çağdaşlık ve uygarlık potansiyeli taşıyor. Böyle insantehlikede görünce, 20. yüzyıldaki gibi, bir dünya savaşı çıkarması olasılığıdır. Bu olasılığı, insanın aklına, kuşku ların varlığı, politik kimliklerinden daha önemli. Başörtüsünün türban olarak devamı ise geçmişin devamı eden lu da olsa, güvenerek şimdilik düşünmeyelim. Fakat Basayısız davranışlarından bir tanesi. Birisi çağdaşlaşma tılıların tren tarifeleri ile oynadıkları, yollara mayın dööteki direnme. şedikleri, makinistlere rüşvet verdikleri hatta köprüleri Fakat bunlar karşıt eğilimler değil. Biri ulusun tarihi havaya uçurdukları yadsınamaz. yapısında kökü olan bir davranış, diğeri dünyanın zorlaSon günlerin büyük skandalı Wikileaks zaten çoğu bilinen politik dalaverelerin belgelerini dünya kamuoyu dığı başka bir davranış. Eğer birlikte yaşamayan çelişik na sundu. Amerikan filmlerindeki gibi tabancalı, machi tavırlar ise biri ötekini er geç değiştirecek. Çorumun köyünden gelip ithalatçı olan ve Çatalhöne gun’lı filmlerin seyircileri bu numaraları, küçük boyük gibi duvarla çevrili havuzlu villada oturan Merceyutlarda, şimdiye kadar öğrenmiştir. Ama kendilerine afyon içirildiğini belki bilinçlendiremediler. Oysa reklam desli adam, hangi dünyanın adamı? Uygarlık treninin lar ve televizyonlar bir ‘capitalist fiction’ teması üzerinde hangi vagonunda? Bu, daha ayrıntılı bir incelenmeye değen bir konu dünyayı afyonluyor. değil mi? Sayın okuyucular, Tayfun Akgül Fenni Karikatürler Tayfun Akgül TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Yayını CBT 1266/2 24 Haziran 2011 Çizerimiz Tayfun Akgül, İTÜ’de profesör, bilimkarikatürlerinden epey bir kısmını renkli ve güzel baskılı bir kitapta topladı. 150’den fazla karikatür, hem bilimi hicvediyor hem bilim insanlarını, uygulamalarını, bilim politikalarını.. Bazen de bilim teorilerini.. Bilimsel komiklikler hepimizi güldürüyor, hepimizi biraz hicvediyor, iğneliyor. Tayfun’un dergimizdeki karikatürleri yeni kitapta ve kendi bütünlüğü içinde yeni bir anlam ve içerik kazanmış... Tayfun Akgül, Drexel Üniversitesi’nde iken de Şaka Konferansları düzenlemişti! Daha önce de Karikatürcüler Derneği’nce Bilumum isimli bir karikatür kitabı yayımlanmıştı. Karikatürleri ayrıca Homur’da, Matematik Dünyası’nda ve Pulse, The IEEE Antennas and Propagation Magazine, The IEEE Signal Processing Magazine, The IEEE Women in Engineering, The IEEE Region 8 Newsletter dergilerinde de yayımlanıyor. EMO:0312 425 32 72; [email protected] ve www.emo.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle