27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR MİLYON DOLARLIK KEMANIN SIRRI AYDINLANDI 3,5 milyon dolara kadar alıcı bulan Stradivari kemanları, ünlü İtalyan keman ustası Antonio Stradivari tarafından üretilmiştir. Bir tıp doktoru şimdi antika kemanları bilgisayarlı tomografiyle inceleyerek, kemanın kendine özgü sesinin gizine ulaştı. Leiden Üniversite Kliniği’nden Beren Stoel’e göre, çok sayıda örneğin incelenmesi sonucunda kemanların yapımında kullanılan ahşap dokusunun önemli olduğu anlaşılmış. Gerçi antik kemanların ahşap dokusu genelde modern kemanların dokusuna benzemekte. Fakat antik kemanlarda kullanılan ahşap dokusunun yoğunluğu daha düzenli. Araştırmacılar, ahşap yoğunluğunun titreşim, dolayısıyla da ses üzerinde etkili olması nedeniyle Stradivari enstrümanlarının eşsiz sesini kullanılan ahşabın yoğunluğuna bağlıyor. Ve bu bilgi sayesinde Stradivari kemanlarıyla aynı kalitede kemanlar üretilebilecek. Bu sonuca, ahşabı küfle işlemden geçirerek yoğunluğunu düşürmeye çalışan İsviçreli bilim insanları da ulaşmıştı. İlk örnek enstrümanların önümüzdeki yıl hazır olması bekleniyor. Yeni enstrümanlar daha sonra ses testinden geçecek. Stoel, akciğer dokusunun yoğunluğunu ölçmeye yarayan bir bilgisayar programıyla geliştirdiği bir yöntemden yararlanmış. Keman ustası Terry Borman ile birlikte yedi yeni ve altı antik kemanı bilgisayar tomografisiyle incelemiş. Eski kemanlar 17. yy’da Antonio Stradivari’yle birlikte diğer keman ustalarının da keman ürettiği Cremona kentine ait. birlikte hafif karbon birikimli anorganik süreçler de var. Bir yıl önce Batı Avustralya’daki elmasın bulunuşu bile başlı başına bir sansasyondu. Avustralyalı, İsveçli ve Alman bilim insanlarından oluşan ekip şimdi 4,25 milyar yıllık zirkonları ayrıntılı bir şekilde inceledi. Elmas radyoaktif olarak parçalanan malzeme taşımadığı için yaşını saptamak mümkün değildir. Elmasın yaşı bu yüzden, etrafını çevreleyen 0,3 mm büyüklüğündeki zirkon kristalleriyle hesaplanabilmiş. Beklenmedik oranda C12 karbon izotopları tespit eden araştırmacılar, günümüzde bu tür izotopların biçimlenmesine fotosentez deniyor ve bu tür evrelerde canlılar hafif karbonları solurken ağırlarını atmosfere salıyorlar diyor. Organizmaların ölüm tarihleri de hafif karbon birikimine göre belirlenir. Araştırmacılar dünyanın yaklaşık olarak 4,56 milyar yıl önce oluşmasından kısa bir süre sonra son derece düşük C13 içerikli bir karbon rezervinin bulunduğundan eminler. Ancak bu maddenin varlığı yaşamın da var olduğu anlamına gelmez, diyen uzmanlar bu beklenmedik karbon bileşiminin ne şekilde oluştuğunu bulmaya çalışacak. Menneken. Bu izotopun düşük orandaki varlığı, organik malzemeye ait karbon için tipiktir. Çeşitli karbon izotopları arasındaki bağıntı ama özellikle de C12 ve C13 arasındaki ilişkiyi araştırmacılar ikincil iyon kütle spektrometresiyle ölçmüşler. Biyolojik süreçler içindeki C12 bileşimleri ağır karbon izotopu C13’e göre daha kolay çözülmekte. Bu nedenle tespit edilen karbon izotopları ilk yaşamın kanıtları olabilir diyor Menneken. Bununla Şişmanlık ve sigara önlemleri etkisizleştiriyor PESTİSİTLER ERKEK KURBAĞALARI DİŞİLEŞTİRİYOR Tarlalardaki su birikintileri erkek kurbağa için ideal bir yer olmayabilir. Bir Amerikalı biyolog, tarım yapılan alanlarda daha çok dişileşmiş kurbağa saptamış. Bunun nedeni, kurbağaların hormon sistemini etkileyen pestisitler olabilir diyor Krista McCoy. Bu tür endokrin bozucularının (disruptor) omurgalıların anatomisini, davranışlarını ve üreme alışkanlıklarını değiştirdikleri daha önceki laboratuvar araştırmalarıyla da ortaya çıkmıştı deniyor Environmental Health Perspectives dergisinde. Bununla birlikte bu tür etki maddesinin kullanımı ve kurbağagillerin varlığındaki azalma arasındaki ilişkisi hep kuşkulu karşılanmıştı. McCoy şimdi bu soruna farklı bir perspektiften yaklaştı. Araştırmacı çalışma arkadaşlarıyla birlikte iki yıl içinde Florida’nın beş ayrı bölgesinden en az yirmişer tane Bufo marinus kurbağası toplamış. 1,3 kilometrelik alan içinde, her bölgenin %097’si ekim alanıydı geriye kalan kısımlar ise banliyö bölgesi. Dişi kurbağalarda dikkat çekici özellikler bulunmamış ama çevredeki sebze ve şeker kamışı tarlaları sıklaştıkça erkek kurbağalarda dişileşme oranı da artmakta diyen bilim insanları erkek kurbağaların en az yüzde kırkını “interseksüel” (çift cinsiyetli) olarak sınıflandırmışlar. Bu tür kurbağalar dişiler için tipik olan lekeli renklere ve daha narin uzuvlara sahip. Ama buna karşın dişiyi sağlam bir şekilde “kucaklamaya” yarayan nasırlı deri çıkıntıları bu kurbağalarda daha az. Bazı kurbağalarda ise az gelişmiş erbezi ve yumurtalık saptanmış. Tarlalarda yaşayan erkek kurbağaların testosteron seviyesi de banliyölerde yaşayanlara kıyasla ortalama olarak %75 daha düşük. KANSER RAPORU: AZALIYOR, AMA Rotterdam’daki Erasmus Tıp Enstitüsü bilim insanları, 21 Avrupa ülkesinde 17 kanser türünün gelişimini araştırdı. Sonuç: Genel olarak bakıldığında kansere yakalanma ve kansere bağlı ölümlerde düşüş söz konusu. Ancak şişmanlıkla birlikte ortaya çıkan kalınbağırsak kanseri, menopoz sonrası meme kanseri ve akciğer kanseri gibi sigaraya bağlı kanser türlerinde artış var. Kuzey ve Batı Avrupa’nın zengin ülkelerinde görülen kanser sıklığı birbirine yakın olsa da şişmanlığa bağlı kanserlerde farklılıklar yaşanmakta. Kuzey, Batı ve Güney Avrupa’da erkeklerde özellikle de sigara içimine bağlı kanser hastalıklarında bir gerileme görülürken, Orta Avrupa’da artış saptanmış. Kadınlarda sigara içimine bağlı kanserde tüm Avrupa’da artış söz konusu, diyor Jan Willem W.Coebergh, European Journal of Canser dergisinin özel sayısında. Kansere bağlı ölümlerde de benzer sonuçlar ortaya çıkmış. Kanser hastalıklarını yenme oranı genel olarak yükselmiş. Bu gelişme daha iyi tanı ve tedavilere ulaşma olanağına bağlı. Bu durum özellikle de zengin ülkelerde meme ve prostat karsinomlarının veya melanomun planlı veya rastlantısal olarak taranmasıyla ortaya çıkıyor. Sigara içimine bağlı kanserler dışında hayatta kalma şansı arttı diyor uzmanlar. Yağlı yiyecekler ve aşırı beslenmenin kalınbağırsak kanserine yol açtığı uzun süredir bilinmekte. Bu karsinomlar iki cinste de en sık görülen kanser türüdür. Düzenli kolonoskopi ile karsinomların birçoğu erken evrede tespit edilebilse de bu hâlâ pek de sık görülen bir durum değil diyen bilim insanları, bu alandaki gelişmelerin hala olumsuz olmasından yakınıyorlar. Araştırma sonucu Avrupa’da kanserden korunma önlemlerinin ve hastalık tanılarıyla ilgili çalışmaların genel olarak doğru yönde geliştiğini gösterse de özellikle de kadınlarda sigara içimine bağlı kanser hastalıklarında ve şişmanlıkla ortaya çıkan kanser türlerinde memnun edici bir tablo elde edilememiş henüz. 4,25 MİLYAR YIL ÖNCEKİ YAŞAMA AİT İZLER Dünyanın en eski elması içinde bulunan karbon bileşimi dünya tarihini değiştirebilir. Uluslararası bir araştırma ekibi dünyanın en eski elmasında 4,25 milyar yıl önceki olası bir yaşama işaret eden karbon bileşimleri saptadı. Bilim insanlarının bugüne kadarki tahminlerine göre ilk canlı hücreler yaklaşık olarak 3,5 milyar yıl önce oluşmuştu. Nature dergisinde yayımlanan son araştırmada, az miktarda ağır karbon izotopu C13’ün bulunduğunu söylüyor, Münster Üniversitesi Mineraloji Enstitüsü’nden Martina CBT 1114/ 4 25 Temmuz 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle