24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM ODTÜ’de “Normalleşme” mi? “Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!” “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkãr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İÜ. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1112 11 Temmuz 2008 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Güray Öz GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.3437274 Faks: 0212.3437264 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul ODTÜ’de 8 yılını dolduran Ural Akbulut’ın yerine, bilindiği gibi, yeni adaylar belirlendi. Rektör Yardımcısı Ahmet Acar 134, Türker Gürkan 125, Mustafa Tokyay 115, Rektör Yardımcısı Canan Çilingir 92, Fatoş Yarman Vural 90, Nevzat Özgüven 55 oy aldılar. ODTÜ’de 750 kadar öğretim üyesi var! Buna göre, en yüksek oyu alan rektör adayı Ahmet Acar, öğretim üyelerinin yaklaşık 5.5’ta birinin oyunu alabilmiş! Yani en fazla oyu alan aday rektör olarak atansa, ODTÜ’nün yüzde 20’sinden azını temsil etmiş olacak. Bu yazıyı ODTÜ üzerine kuruyorum, ancak çok sayıda üniversitede seçim sonuçları da buna benzer sonuçlar veriyor. Rektörlük seçimi sistemi, “sözde” veya “sahne temsili” gibi bir seçime dayanıyor. Ama yine de bu seçim sonuçları belirli derecelerde sıralama ve atamalarda kriteretkili olduğuna göre, ODTÜ seçim sonuçları ne rektör adayları için ne de üniversite öğretim üyeleri ve öğrenciler için (toplam ODTÜ) tatmin veya memnun edici olmasa gerek! Hayır, burada adaylar konusunda herhangi bir şüphede, eleştiride bulunmak gibi bir niyetim yok. Sadece bir olgu saptama! Herkesin adaylığına sonsuz saygı! Şüphesiz herkes adaylığını koyma hakkına tartışmasız sahip. Neden adaylığını koydu diye bir eleştiri yönetmek doğru olmaz! Ama eleştiri “seçmenlere” yöneltilebilir: ODTÜ’lü (veya diğer üniversitelerden) akademisyenler, neden oylarını ağırlıklı olarak tek aday üzerinde toplayamadılar? Bence soru budur! ODTÜ’lüler de mi, ülkede geçerli olan “akıl tutulması”na kapıldı? ODTÜ ve diğer üniversitelerdeki benzer sonuçlar üzerine çok tartışmak gerekir. *** Örneğin Atatürk Üniversitesi’nde de, tarikatçı oylarına karşılık, yüzlerce oyun “demokratik” bir şekilde bölünüp parçalandığı, seçmenlerin oylarını yoğunlaştıramadığı görülüyor. Ayrıca, üniversitelerde tarikatçılığın bu kadar etken olması, üniversite öğretim üyelerini sarılıp sarmalaması, en “özgür yurttaş” ve birey olması gerektiği düşünülen “akademisyen”lerin, ve meslekleri akademisyenliğin, en azından önemli bir bölümünün, perişan halinin nedenleri üzerinde de tartışmak gerekir! Üniversitede türlü çeşitli dini cemaatlerin toplu oyları ile rektör, dekan vb seçimlerinin gerçekleşmesi, pek çok yerde bilimsel ilke, bakış ve kriterlerin sıfır düzeyde geçerli olduğunun da bir kanıtıdır! Üniversiteler bilim yuvaları, bilimsel bilgi üretim merkezleri, bilimsel bilginin ve bilimsel düşünme yöntemlerinin öğretilmesi gereken yerler. “Toplu”, “dinsel cemaat” davranışlarının giderek yaygınlık kazanması, üniversite kavramı içeriğinin ülkemizde tamamen boşaltılmaya başladığının da işareti! *** Bu köşede, öteden beri rektör seçimleri sisteminin yanlış olduğu yazılır; hiç bir kritere dayanmadan, ortaya konan oy sandığıyla üniversite rektörü seçmenin türlü çeşitli sakıncaları dile getirlir. Rektörlük seçim sistemi siyasal açıdan değerlendirildiğinde, bugün, 10 yıldır burada dile getirilen açmaza düşülmüştür. Ülkede her kurumu “kendisileştirmek” peşinde olduğu su götürmez bir şekilde belgeli olan siyasal yönetim (+Cumhurbaşkanı...), şimdi, düne kadar karşı olduğu YÖK ve rektörlük seçimleri sistemini, siyasal rant elde etmek, üniversiteleri “kendisine” dönüştürmek, kendi “ilim anlayışı”ni egemen kılmak için kullanıyor! Bu sistemi geçmişte ayakta tutmaya çalışan, Türkiye’yi sadece kendi iktidarı dönemi olarak algılayan ve geleceğe yönelik minicik bir öngörüde bulunamayan, anlı şanlı “milliyetçi” YÖK başkanları ve dayandıkları siyasetler, “bu aleti” şimdi bilim karşıtlarının ellerine tutuşturmaktan sorumludur… Ortalıkta gezinip gerinmekten utanmalılar! Geçmişin YÖK beylerinin yapmaları gereken, üniversite yönetimlerini siyasallaştırmaktan çıkartacak, üniversitelerin sadece bilimsel kıstaslara göre yönetilmesini sağlayacak yasal öneriler hazırlamak ve bunları vaktin siyasetçilerine kabul ettirmeye çalışmaktı! Bugüne bakınız! Çeşitli dini cemaat davranışları üniversitelerde yönetimi, işleyişi belirlemeye başlamıştır! Bu, YÖK sistemini ve üniversitelerde seçimleri bilimselleştirmemenin giderek kabaran faturasının sadece şimdilik görünen bir kısmıdır! Ülkemizde, bir adım ötesini göremeyen yöneticilerin bolluğundan, adım atacak yer yoktur! *** Gelecek cumaya kadar hoşçakalın! CBT 1112 / 3 11 Haziran 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle