28 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Devamı arka sayfada CBT 1112 / 21 11 Temmuz 2008 ‘benim inancım odur ki ’ diye söze başlamakta ve aynı durumdaki insanları çaresiz bırakmaktalar. Uygarlığın geçirdiği evrimi tarih kitaplarında okuyarak öğrenen sizlerin dikkatinden kaçmaması gereken önemli bir husus şudur: Değişik konulardaki tartışmalara Tanrı adına katılmış olan inanç sahiplerinin hiddeti her zaman çok acımasız olmuş ve bazı insanlara yaşamı zehir eden işkencelere dönüşmüştür. Yeter düzeyde bilimsel altyapıya sahip olmayan toplumlar, gereken kaliteye sahip olamadıkları için, ne yazık ki; bu masum insanları koruyamamışlardır. Benzer davranışlar ve cinayetler bugün bile dünyanın değişik yörelerinde ve ülkemizde sürüp gitmektedir. Size verilen bu uzun öğretimin ve eğitimin amacı, sizleri belirli bir kaliteye yükselterek iyiyi kötüden ayırt edebilir hale getirmektir. Sizden beklenen, her konunun, her zaman tartışılabilir olduğunu; bilimin düzeyi yükseldikçe doğruların da değişebildiğini ve inanç paketlerinin küçülebildiğini kabullenmeniz ve her yerde cesaretle savunmanızdır. Yukarıda söylediklerime eklenmesi gerektiğini düşündüğüm bir husus da şudur: Hem nimetlerinden cömertçe yararlandığımız çağdaş uygarlığı bu düzeye çıkarmış bulunanlara, hem de toplumumuzu bilimin önderliğinde ilkellikten uzaklaştırarak kaliteli bir toplum haline getirmek yönünde çaba göstermiş olanlara, ödenmesi mümkün olmayan, bir minnet borcumuz vardır. Bu konu bugünlerde bizim toplumumuz için, diğer toplumlara kıyasla, çok daha önemli görünmektedir. Bir hafta kadar önce televizyonda izlemiş ve günlük gazetelerde okumuş olduğumuz bir olay bence bunun çok ciddi bir kanıtıdır. İki genç kızımız, seksen yıl kadar önce bütün insanların takdirini kazanmış olan Kurtuluş Savaşımızın başarı ile sonuçlanmış olmasından rahatsızlık duyduklarını; ulusumuz İngiliz veya Fransız yönetiminde kalmış olsaydı kendilerini daha özgür hissedeceklerini, açık açık söylemişlerdi. En kibar bir yorumla, şehit olacaklarını veya sakat olarak geri döneceklerini bile bile, çocuklarını o savaşa göndermiş bulunan onurlu annelerin ve babaların hatırasına karşı yapılmış bir kadir bilmezlik olan bu kızgınlığın nedeni, bu savaşın sonunda kurulmuş bulunan devletimizin kendisine bilimi rehber seçmiş olması, onun dışında rehber aramayı gaflet, delalet ve hatta hiyanet olarak nitelendirmesidir. Yeterli bulmadıkları inanç özgürlüğü adına bu nankörlüğü toplum önünde açıkça ortaya koyan o kızlarımızın cesareti, şüphesiz, sayılarının az olmadığının bilincinde olmalarından kaynaklanmaktadır. Seksen yıl boyunca eğitim ve öğretim kapsamında gösterdiğimiz çabalar kaliteli bir vatandaş kesiminin yanı sıra, bu kesime ve bilimsel düşünceye karşı iyi hisler duymayan, bağımsızlık mücadelemizin başarısından bile üzüntü duyan bir kesim de yarattı. Siz, önümüzdeki günlerde ülkemizin problemlerini bunlarla tartışarak çözmek zorundasınız. Bunlar arasında, maalesef, oldukça uzun süre öğrenim görmüş, uygar ülkelerde yaşamış, yüksek düzeyde bürokratik mevkilere yerleşmiş, üniversitelerde görev almış olanlar da var. Buna bakarak, sorumluluk yükleneceğiniz gelecek günlerin ne kadar zor olduğunu kestirebilirsiniz. Yolunuz açık olsun. İçtiğimiz sulardaki radyoaktivite ve halk sağlığı Halk sağlığıyla ilgili kurumlara ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna (TAEK) bir çağrı Yüksel Atakan, Fizik Y.Müh.Dr. Almanya, [email protected] Ç evremizdeki her maddede olduğu gibi içme sularında da çeşitli doğal radyoaktif maddeler bir miktar var. İnsana etkisi yönünden radyum 226 ve ondan türeyen radon 222 önemli olanlar. Uranyum 238 ve toryum 232’nin yanı sıra, radon 222’den radyoaktif bozunmayla oluşan polonyum 210 ve kurşun 210 da içme suları olarak kullanılabilen yeraltı sularında bulunan diğer radyoizotoplar. Bunlar, yeraltı suyunun içinde bulunduğu örneğin granit kaya çatlaklarından, kum ve toprak gibi malzemelerin (akifer) gözeneklerinden kimyasal maddelerle birlikte suya geçiyorlar. Her zararlı olabilecek maddede olduğu gibi, içme sularında da radyoaktif maddelerden ‘ne miktarda bulunduğu’ sağlığımız için önemli. İçme sularıyla ilgili Sağlık Bakanlığı’nın 17.02.2005 günlü ve 25730 nolu son bir yönetmeliği var. Bu yönetmelik, sularda bulunabilecek çok çeşitli maddelerin yanı sıra radyoaktif maddelerle ilgili sınırlamalar da getirmekte. Sınırlamalar sadece, sulardaki çeşitli radyoaktif maddelerin yaydığı alfa ve beta ışınlarının ayrı ayrı toplamlarını ve trityum ölçümlerini kapsamakta.‘Toplam Alfa’ ve ‘Toplam Beta’ denilen ölçümlerde üst sınırlar aşıldığında, ‘tek tek radyoaktif madde analizlerinin’ gerektiği ve izlenmesi zorunlu olacak bir yöntem, yönetmeliklerde bulunmuyor. rın her biri için, radyoaktivite ölçümlerinin yapılması ve değerlerin açıklanması beklenir. Ayrıca toplam alfa analiz değerleri bazı kentlerde sınır değerleri aşmış olarak göründüğünden bunlar için Şekil 2’ deki gibi bir sırayla daha ayrıntılı başka analizlerin yapılıp yapılmadığı, bu sulardan çevredekilerce ne kadar içildiği ve önlemler gerekip gerekmediği bu sayfalarda açıklanmadığı gibi bu suların ne cins sular olduğu da (göl, ırmak, yeraltı suyu gibi) bir listede adlarıyla yer almıyor/2/. Kısacası, halk içtiği suyun içinde hangi maddeden ne kadar bulunduğunu ancak ‘o suyun adının yer aldığı bir lis İKİ KURUMUN İŞBİRLİĞİ Musluk, şişe ve damacana suları gibi tüm sulardaki radyoaktivite analizleri yetkisi Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce 15.03.2005 günlü ve 3745 sayılı genelgeyle Türkiye Atom Enerjisi kurumuna ve DSİ izotop laboratuvarlarına aktarılmış. Ancak bu iki kurumun aralarındaki işbölümünü de içeren, tüm sularla ilgili kapsamlı ölçümlerin planlanması, değerlendirilmesi ve aşırı radyoaktiviteli suların içilmesini önleyecek yaptırımlar konusunda yetki ve sorumlulukları belirleyen bir yönetmelikten TAEK internet sayfalarında söz edilmiyor. Türkiye’de 35 000 köy ve 2 800 belediye olduğu kestirilmekte. üçbeş yerleşim yerinde aynı cins suyun içildiği varsayılsa bile, ortaya çıkan 810 bin çeşit suyun her biri için bakteriyolojik ve kimyasal analizlerin yanı sıra radyoaktivite analizlerinin de belirli zaman aralıklarında sistematik olarak yapılamayacağı düşünülebilir. Öte yandan, yeraltı sularında çeşitli maddelerin yanı sıra, yeraltındaki granit ve başka jeolojik malzemelerden (Şek.1) kaynaklanan çok miktarda radyoaktif madde de bulunabiliyor. Ancak bu çeşit yeraltı sularının halka ulaşıp ulaşmadığı, ulaşıyorsa çevredeki kaç kişiyi ne ölçüde etkilediği henüz araştırılmamış/1/. TAEK internet sayfalarında (www.taek.gov.tr) Türkiye haritası üzerinde her kentin içme suyunda ve bazı kentlerin kaynak sularında, içmelerinde ne miktar radyoaktif madde bulunduğu ‘toplam alfa ve beta değerleri’ olarak ve üst sınır değerlerle karşılaştırılarak son aylarda yayımlandı. Bu olumlu gelişme, daha bir dizi araştırma, analiz ve değerlendirmelerle geliştirilmeli. TAEK’nin, web sayfalarında Türkiye haritası izerinde, nüfusu yüz bin olan kentten 1015 milyonluk İstanbul’a kadar, her kentin içme sularındaki radyoaktivite tek bir değerle (ölçekli küçük çubuklarla) kabaca gösteriliyor. İstanbul gibi dev bir kentte belki yüz çeşit su içilirken, küçük kentlerde de onlarca çeşit su içilebileceği açık. Bu nedenle her kentteki çok çeşitli sula Yeraltı su katmanlarında su İçme suyu altta tede’ ya da damacana veya şişelerin üzerindeki ‘etikette’ görüp öğrenebilir. ‘Halkı doğru ve tam bilgilendirmek’ de zaten bu değil midir? Bu nedenlerle önerilerimiz ve yetkililere çağrımız sırasıyla: 1. Her il Sağlık Müdürlüğü, kendi bölgesindeki köylere kadar tüm yerleşim yerlerinde, o yöredeki halkın, hangi cins sulardan günde ortalama olarak ne kadar içtiğini ortaya çıkarmalı, tüm bu sularda bakteriyel ve kimyasal analizlerin yanı sıra radyoaktif maddelerle ilgili analizleri yaptırmalı, sonuçları kendi internet sayfalarında çizelgelerde açıklamalı. (Yeni ölçümler yapıldıkça örneğin yılda birkaç kez bunları güncellemeli.) 2. Radyoaktivite değerlerinin üst sınır değerlerini aşması durumunda “izlenecek yol ve önlemlerin yanı sıra, yetkili ve sorumlu kurumlar” belirlenmeli, bununla ilgili Sağlık Bakanlığı yönetmeliğinin geliştirilmesinin yanı sıra
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle