Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kültür Depreme karşı toplumsal örgütlenme bir uygarlık sınavıdır Söylemek güç ve acı ama deprem sonrası görüntüsü bir savaş alanından daha kötü olacaktır. Çünkü söz konusu olan 1215 milyon nüfus barındıran bir dev yerleşmedir. Doğan Kuban ürkiye sanayisinin yüzde 65’ini içeren İstanbul bölgesinde, hem insanlar, hem de toplum yaşamı ve ülke ekonomisi için yıkıcı olacak bir İstanbul depremi olasılığına karşı hazırlıklı olmanın boyutlarını düşününce insan bunalıma girebilir. Türk toplumu cehaletin ve yeterince çağdaşlaşmamış örgütlenmenin sıkıntısını dünyanın geri kalmışları arasında emekleyerek çekmektedir. Fakat bundan da can yakıcı olan cehaletin vurdumduymazlığıdır. İl idaresi ve Belediyelerin depreme karşı hazırlıklarını işitiyoruz. Fakat doğru amaca yönlendirilmemiş çabalar halka yeterince yardımcı olmayabilir. Başından beri en gerçekçi olmayan karar bütün binaları sağlamlaştırmaktı. Okul, hastane ve kamu yapıları böyle bir programın konusu olmalıydı. Ama apartman ve konutlar olanaksız hayallerdi. Toplumun başına gelecek doğal ya da insan yapısı felaketlere karşı hazırlanması bir uygarlık göstergesidir. Fakat İstanbul’da insanların ikinci On binlerce ölü, yüz binplanda bırakıldığı düşüncesini uyandıran bir toplumsal bilerce yaralı, yollar genellinçsizlik var. Türkiye’de de kapalı, araçlar çalışKocaeli depreminden bu yana, mıyor, haberleşme miniolası bir Marmara depremine karşı hazırlanmak İstanbul mum, telefon sistemi güncesinin sürekli sıcak konuçökmüş, su, elektrik kelarından biri olmasına karşın sik, doğalgaz yer yer nedense yapılan hazırlıkların yangına neden olmuş, içeriği hemşerilere bilgi olarak aktarılmış değil. Kimse depyeşil alanlar yanıyor. rem olursa ne yapacağını, bu Müdahale edecek su satırların yazarı gibi, bilmiyor. yok. Hastane ve çarşılar Bir İstanbul depremi Türkiye’yi belki de 20 yıl köaçık değil. Kış ise miltürüm bırakacak bir felakettir. yonlarca halk sokakta. Ve kuşkusuz türbandan kat Doktor ve ilaç yok. Bir kat önemli sorunlar yaratayere kaçmak, hastaneye caktır Türkiye’nin tarihinde. T misi çabuk getiri, çok kazanç üzerine kuruludur. 67 milyon insana ev için uzun vadeli kredi verecek bir kurumlaşma ve kamu felsefesi Türkiye’de yoktur. Bu gözlemlere, kentlileşememiş insanların ortak etkinlik yapmakta zorlanma parametresini de katarsanız, sağlamlaştırma programının ütopik, biraz da ticari boyutu hemen anlaşılacaktır. Nitekim sağlamlaştırma projelerinin şimdiye kadar gerçekleşenlerinin bütün yapı stoku içindeki yüzdesi bu bağlamda açık bir kanıttır. Kaldı ki hiç müdahale edilmemiş büyük kamu hastaneleri var. Gerçi projeler gerçekleşseydi ve biz İstanbul konutlarının yarısını bile güçlendirseydik evrensel bir başarı göstermiş olurduk. Ne var ki bu kadar hayale kapılmak olası değildir. DEPREM SONRASI MANZARA Söylemek güç ve acı ama deprem sonrası görüntüsü bir battaniye, ve belki birkaç şişe su depolar. On evin birinde savaş alanından daha kötü olacaktır. Çünkü söz konusu ilk yardım yapacak biri de bulunabilir. Böyle birinin yetişolan 1215 milyon nüfus barındıran bir dev yerleşmedir. mesi bile söz konusu olabilir. Bu Taksim Meydanı’nda gaz On binlerce ölü, yüz binlerce yaralı, yollar genelde kapalı, bombası atmaktan daha uygar bir etkinlik olur. Buna halaraçlar çalışmıyor, haberleşme minimum, telefon sistemi kı zorlamak gerekir. Çünkü bu bir savaş sonrası tablosudur. 2. İl idaresi ve belediye depremden etkilenmeyecek bir çökmüş, su, elektrik kesik, doğalgaz yer yer yangına neden olmuş, yeşil alanlar yanıyor. Müdahale edecek su yok. haber merkezi kurar. Numarası bütün ünitelere ve evlere Hastane ve çarşılar açık değil. Kış ise milyonlarca halk so bildirilir. Varsa hemen bildirilmelidir. 3. Her ünite vilayetin bir yardım ve güvenlik ekibine kakta. Doktor ve ilaç yok. Bir yere kaçmak, hastaneye gitmek olanağı da yok. Ve ortada yağmacılar dolaşıyor. Bu bağlıdır, cep telefonu ile bağlantı kurulması öngörülür. Güvenlik ekibi, acil yardım, yangın ve soyguna karşı hadünyada benzer durumlarda gerçekleşen senaryodur. Kanımca, iş işten geçtikten sonra kara kara düşünecek zırlanır. Nasıl ulaşır insanlara, onu da ilgililer sağlamalı. Sayın sorumluların asıl yapacakları iş, bu halk örgütolanlar, önlemlerine bir şekilde halkı katmalıdır. Sanal bir depremzede, örneğin şöyle bir sorunu dile getirebilir: “Evim lenmesinin gerçekleştirilmesidir. O zaman halk onlara güharap, içine giremiyorum, kar yağıyor, cep telefonumla venecektir. Depremden sonra herkes ne yapacağını bilekimseye ulaşamıyorum, bacağım kırık, suyum yok, yiye cektir. İdareden sağlanacak kısa bir yol gösterici bilgi halcekler yıkılan evde fakat içeri giremiyorum, birtakım uğur kı mutlu kılacaktır. Bu basit, fakat ayrıntılı dayanışma yasuz adamlar etrafta dolaşıyor. Sayın sorumlu, beni duy, ba pılabilecek en etkili uygarlık gösterisidir. Çünkü depremin na ulaş, bana örtü, su ve ekmek gönder. Kabilse bir de sağ yok edeceği insanlardan çok, depremden sağ çıkanlar, yaralılar, açlar, hastalar ıstırap çekeceklerdir. İnsanları evlelık yardımı!” Henüz deprem yok, bu soruları kendi kendimize soru rinden tehlike var diye çıkarmak bir heyelan ya da su basyoruz. Yanıtını yıllardır kimseden alamadık. Çünkü depre kınında kabil olsa bile, depremde, bütün şehir yıkılmış, ulamin derecesini tartışmaktan depremden sonra ne olacağı şım ve iletişimin olanaksız, halkın çoğunluğunun sokakta nı kimse düşünmedi. Halk belki başına bir şey gelmeden olduğu bir zamanda olamaz. Soğukta, uzun sürerse ölümdüşünemiyor. Belediye ve vilayet, ne denli hazırlıklı ve iyi cül olabilir. O zaman hayal bile edilemeyecek durumlar niyetli olursa olsun, insanların ne yapacağını bilmemesi, tedirgin edici bir Uygarlık sınavı da asıl buradadır. Gerçekleştirilecek örgütsorudur. lenme sadece bir çeşittir ve tek insanın deprem sonrası yaUygarlık sınavı da asıl buradadır. şamı ile ilgilidir. Ve her mahallede, semtte, kazada aynı Gerçekleştirilecek örgütlenme sadece bir çeşittir ve tek insanın deprem sonamaçlarla ve aynı örgütlenmenin şimdiye kadar yapılmarası yaşamı ile ilgilidir. Ve her mahaldıysa şimdi yapılması zorunluluğu, kanımca, vardır. lede, semtte, kazada aynı amaçlarla ve aynı örgütlenmenin şimdiye kadar yapılmadıysa şimdi yapılması zorunluluğu, kanımca, vardır. olabilir. İnsanlar kendi kendilerine biraz yardım edebilmelidir. Bunun da yollarını vilayet ve belediyenin halka göstermesi ve önayak olması zorunludur. Ve çok geç kaYAPILMASI GEREKEN lınmıştır. 1. Herkesin kendi yakın çevresinde bir yardımlaşma Kadere güvenip frenini yaptırmayan bir otomobil saünitesi kurulmalıdır. Her 51015 aile birbirine yardım edehibi olmaz. İtfaiyesiz bir kent olmaz. Deprem bir kader olacek şekilde bu örgütün içinde olmaktır. Örneğin, herhanbilir, ama büyük bir depremi birkaç ölümle atlatan bir gi bir (x) ünitesi, birbirine yakın oturan, birbirlerinden haJapon kentini kurtaran sadece akıl ve örgütlenmedir. berli kişilerden oluşur. Telefonla ve yürüyerek birbirlerine İnsana sevgi ve saygının da sözde değil eylemde görüleceulaşırlar. Ve her ünite bir ilk yardım yeri hazırlar. Bu geğini yinelemek gerek. Uygarlık da bu tür tümel örgütlenme nelde en elverişli evde olabilir. Birkaç ilaç, fener, mum, yeteneği demektir. gitmek olanağı da yok. Ve ortada yağmacılar dolaşıyor. Bu dünyada benzer durumlarda gerçekleşen senaryodur. BAŞIMIZA YIKILMADAN CBT 1106/10 30 Mayıs 2008 Depremin İstanbul’u başımıza yıkmasından önce her İstanbullunun bilincine ulaşmış bazı bilgiler gerekli. Buna deprem terbiyesi diyebiliriz. Alınacak teknik tedbirleri ilgililer hazırlayacaklardır. Örneğin deprem sonrası iletişim merkezi denizde olabilir. Deprem sonrası yardım malzemesi depremin en az etkileyeceği bölgelerde mahzenlerde korunabilir. Yapıların sağlamlaştırılmasına da devam edebilirler. Fakat vatandaşın gereksinmesi doğrudan kişi olarak ilgilendiren bir eylem programıdır. Bunu bir öneri olarak sunmadan önce hâlâ tekrar edilip durulan bir konuya değinmek gerek: İstanbul’daki yüzde 60’ı kaçak, en az yüzde 20’si üstünkörü inşa edilmiş yapıları sağlamlaştırmak olanaksızdır. Kamu kurumlarının milyonlarca yapıyı sağlamlaştıracak parası olamaz. Milyonları evlerinden çıkarmak da olanaksızdır. Halka açılacak kredi de söz konusu olamaz. Konut üretme ekono