Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARKEOLOJİ Amerika Kıtası’na ilk yerleşimler: Kimlerdi, nasıl ve ne zaman? Bugün için kabul edilen bilimsel görüş, Amerika kıtasına ilk gelenlerin kuzeydoğu Sibirya'da yaşamakta olan Asya kökenli halklar olduğu ve bunların söz konusu dönemlerde bir kara köprüsü olan bugünkü Bering Boğazı'nı aşarak Amerika kıtasının en kuzeybatı ucuna, günümüz Alaska'sına geçtikleridir. Güven Arsebük, garsebuk@superonline.com merika Kıtası'nın “ilk defa kimler tarafından, nasıl ve ne zaman iskân edildiği” ile ilgili görüşler esas itibariyle XX. yüzyılın ilk çeyreğinde başlayıp, günümüze kadar devam edegelen önemli arkeolojik tartışmaların başında gelir. Amerika kıtasına ilk ayak basan ve oradaki ilk yerleşimleri oluşturanların Eski Dünya'dan gelen Homo sapiens türü kişiler olduğu konusunda kimsenin kuşkusu yoktur. Ancak zaman zaman, kısmen popüler düzeyde ve sözdebilimsel (pseudoscientific) nitelikte de olsa çeşitli kitap, dergi ve gazetelerde bu ilk gelenlerin bir bölümünün Doğu'dan (Atlas Okyanus'unu aşmak suretiyle) Yeni Dünya'ya ulaşan Buzulların erimesine Mısırlılar ve belki Fenikeliler, Batı'dan (bu sefer Pasifik bağlı olarak sular Okyanusu üzerinden gelen) Çinli kara köprüsünü kapve Japonlar ve hatta çok daha layınca gidiş gelişler önceleri (Üst Paleolitik Çağ'da) sona ermiş ve Amegüneybatı Avrupa'da yaşamış olan Solutré kökenli toplumlar rika kıtasına daha olduğuna dair yazıların yer aldığı önceden geçmiş görülür. olanlar geriye döneDeğinilen böylesine uç varsayımlar bir yana, bugün için meyerek, yaşamlarıkabul edilen bilimsel görüş nı artık orada Amerika kıtasına ilk gelenlerin sürdürmüşlerdir. kuzeydoğu Sibirya'da yaşamakta olan Asya kökenli halklar olduğu ve bunların söz konusu dönemlerde bir kara köprüsü olan bugünkü Bering Boğazı'nı aşarak Amerika kıtasının en kuzeybatı ucuna, günümüz Alaska'sına geçtikleridir (Çizim 1). A (Eshleman et.al. 2003:718), söz konusu bu geçişin hangi tarihte (veya ilk olarak ne zaman) yer almış olduğu konusunda tartışmaların hâlâ sürdüğü bir gerçektir. Neredeyse XX. yüzyılın sonlarına kadar, yaklaşık 11.200 yıl önceleri gelişkin bir taş alet teknolojisine sahip, başarılı büyük baş hayvan avcılarından oluşan Asya kökenli bazı toplumların Amerika ile Asya kıtalarının topografik anlamda birbirine en fazla yaklaştığı (Çizim 1) bugünkü Bering Boğazı'nın yer aldığı Beringia yöresinden (Çizim 2) Amerika'ya (günümüz Alaska'sına) ilk defa geçtiği ve çok kısa bir süre içinde de adeta Blitzkriegvâri bir hızla, bütün kıtaya yayılmış oldukları kabul edilmekteydi. Av sırasında kullandıkları ok ile mızrak gibi uzun menzilli silahlarında kullandıkları özel yapım gösteren ve Clovis olarak bilinen taş uçlarından ötürü (Çizim 34) Kuzey Amerika kıtasına gelen bu ilk insanlara “Clovis halkı” adı verilmekte ve bu kişilerin oluşturduğu “Clovis kültürüyle” de kuzey Amerika kıtasında günümüzden önce 11.200 ile 10.800 yılları arasında kalan 400 yıllık süreç boyunca karşılaşıldığı kabul edilmekteydi. Çizim 1 Açık dünya haritası Çizim 3 Amerika kıtasının yerleşiminde izlenen (geleneksel) yollar Çizim 2 Beringia bölgesi BAĞLAR VE FARKLAR Buna rağmen son birkaç yıldır yoğunlaştırılan antropoloji, genetik, dilbilim ve arkeoloji çalışmaları artık yukarıda özetlenen ve “Clovis varsayımı” olarak da bilinen bu görüşte (ve özellikle ve Amerika kıtasındaki ilk yerleşimin başlangıcı olarak öngörülen tarihte) bazı temel değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bunun ardında yatan esas neden son zamanlarda gerçekleştirilen bazı arkeolojik çalışmalardan elde edilen verilerin Amerika kıtasında karşılaşılan eski insana ait somut kalıntıların, ilk yerleşimin başlangıcı SÜREN TARTIŞMA olarak önerilen günümüzden önce 11.200 tarihinden en İnsanın çok geç bir tarihte, ilk defa Üst Pleistosen'in azından 4.500 yıl daha öncelerine ait olduğunun (yaklaşık 1.1 milyon ile 10.000 yıl önceleri arası) en son kanıtlanmasıdır. aşamasında olmak üzere, kimlerin (H.sapiens) ve nereBuna ilave, Kuzey Amerika kıtasındaki yerli Kızıldeden (Sibirya) geldiği konusunda Amerikanistler rili kültürleriyle orta ve güney Amerika'da karşılaşılan arasında ortak bir fikir birliğinin olmasına rağmen daha geç dönemlerin Olmek, Maya, İnka ve Aztek gibi anıtsal nitelikteki uygarlıklar arasında kökensel bir bağ bulunmasına rağmen, aralarında çok büyük farkların da olmasıdır. Bu ayırım ve/veya farklar, kökenleri ortak olan bu her iki kültürün zaman içinde birbirinden kopması ve bunun sonucunda da ayrı ayrı ekolojik ve coğrafi ortamlara uyum sağlamalarına bağlanır. Böyle bir sonucun ortaya çıkabilmesi için de aradan belirli bir sürenin, birkaç bin yılı aşkın bir zaman diliminin geçmesi zorunludur. Esas itibariyle arkeolojik verilere dayanan bu yeni görüş aynı zamanda filolojik çalışmalarla da desteklemektedir. Amerika kıtasında yaşayan yerli toplumların (aynı kökten geldiği kesin olan) dil ve/veya lehçeleri arasında büyük farkların olduğu bilinir. Konunun bazı uzmanlarına göre KızılderililÇizim 4 Ahşap, kemik ve taştan er kendi aralarında 140'ı aşkın dil ve/veya lehçe Çizim 3 Clovis’e ait “uç” örnekleri kullanmakta ve bunlardan çoğu da birbirini oluşan Clovis türü bileşik alet Çizim 4 Güney Amerika’nın güney bölümü (Yeni dünyada tarihöncesi çağın erken dönemlerine ait yerleşim yerleri) anlamamaktadır. Gene bu dilbilim uzmanlarına göre kökleri ortak olan dillerin birbirinden böylesine farklılaşması için binlerce yıllık uzun bir sürenin geçmesi zorunludur (Dillehay 2000: 6). İşte bu varsayımın doğrultusunda da Amerika kıtasındaki ilk yerleşimlerin, önceleri ileri sürüldüğü gibi günümüzden yaklaşık 11.200 yıllarında değil, çok daha eski tarihlerde gerçekleşmiş olmasını zorunlu kılar. kesiminde yaşayan insanların Amerika kıtasının kuzeybatısına (bugünkü Alaska'ya) ilk defa günümüzden yaklaşık 17.000 yıl önceleri geçmeye başlamış olmaları akla yakın gelmektedir. Son buzul Würm'de (Wisconsin) kilitlenen su, deniz seviyelerinde 100m.'yi hayli aşan düşüşlere neden olmuş, suların böylesine çekilmesinin doğal bir sonucu olarak da bugünkü Bering Boğazı (Çizim 2), boğazlıktan çıkarak bir kara köprüsü halini almıştır. Beringia yöresi yaklaşık 27.000 ile 10.000 yıl önceleri arasında kalan dönemde bu özelliğini korumuş olması nedeniyle, bu süre boyunca Asya ve Amerika kıtaları (Beringia yöresinde) birbirine bitişik durumdaydı ve iki kıtanın arasında aşılması gereken bir deniz engeli de bulunmuyordu. Yöre, kısmen gölcük ve bataklıklarla kaplı, bitki örtüsünü ise genelde sazların, otların ve bodur ağaçların oluşturduğu bir kara parçası halindeydi. O koşullarda da o dönem insanının (bugünkü) Asya ile (bugünkü) Amerika kıtaları arasında yörede yaşayan otcul hayvanların mevsimlik göçlerini av maksadıyla çift yönlü (karşılıklı) olarak izlemek suretiyle büyüklü küçüklü avcı gurupları olarak gidip gelmiş olmaları doğaldır. öncelerine tarihlenen Alaska'daki Bluefish mağarasından elde edilen taş alet örnekleridir. ABD’de, bugünkü Pennsylvania eyaletinde arkeolojik çalışmaların gerçekleştirildiği Meadowcroft kaya sığınağında ise gene binlerce taş alet, yüzbin dolayında çeşitli hayvan kemiği, dokuma kalıntıları ve yüzlerce ocak kalıntısı saptanmış ve bunlar günümüzden önce yaklaşık 14.500 ile 14.000 yılları arasına tarihlenmiştir. Bir başka buluntu ise Virginia'da karşılaşılan ve günümüzden yaklaşık 14.500 ile 13.000 yılları arasına ait olan Saltville mastadon kanarasıdır (Fagan, 2004:54). Son birkaç yıl içinde saptanmış olan bu yeni bulguların daha önce sözünü etmiş olduğumuz ve önceleri Amerika kıtasının ilk kültürü olduğu savunulan Clovis örneklerinden binlerce yıl daha eski olduğu unutulmamaladır. Amerika kıtasına ilk gelen kişiler yalnızca Kuzey Amerika'da değil, Güney Amerika kıtasında da çeşitli izler bırakmışlardır; bunların coğrafi dağılımının özellikle Brezilya'da, And Dağları'nın eteklerinde, Peru'nun kuzey sahillerinde, Arjantin ve güney Şili'de yoğunlaştığı görülür (Çizim 56). Şili'deki Monte Verde, Venezuela'daki TaimaTaima, Kolombia'daki Tequendema ve Brezilya'daki İtaparice evresine ait bulgular Amerika kıtasının güneyinde saptanmış tarihöncesi yerleşim yerlerinden bazılarını oluşturur (Dillehay et.al. 1992:145204). Bunlardan ünlü Monte Verde Şili'de, Santiago kentinin 700 km. kadar güneyinde yer alan, uzun bir süre boyunca arkeolojik olarak ayrıntılı bir biçimde araştırılmış olması nedeniyle de en iyi bilenen ve günümüzden 12.500 ile 11.800 yıl önceleri arasına ait olduğu saptanmış bir yerleşim yeridir. lerinin yapımında kullanılan kazık ile hatıllarını da oluşturdukları anlaşılmaktadır. Ayrıca, hammadde olarak taştan da yararlanmak suretiyle farklı aletler yaptıkları ve kullandıkları da belirlenmiştir. Monte Verde ve benzeri ören yerlerinden elde edilen bulgular günümüzden 12.500 yıl kadar önceleri güney Amerika'da karşılaşılan kültürel düzeyin kısa bir süre öncesine kadar sanıldığından çok daha karmaşık ve gelişkin bir düzeye ulaştığına işaret etmekte ve aynı zamanda bunların köklerinin önceden varsayılandan çok daha eskilere gitmesi gerektiğini de somut olarak göstermektedir. Üstelik, insanların söz konusu yerleşim yerlerinde her yıl art arda birkaç mevsim boyunca kesintisiz olarak yaşamış olmaları, onların gıdalarını sağlamak için devamlı yiyecek peşinde koşan birtakım göçebeler değil, büyük ölçüde yerleşik bir yaşam süren kişiler olduğunu da kanıtlamaktadır. EN UÇ NOKTAYA KADAR Bu koşullar altında Amerika kıtasının ilk yerleşimi konusunda somut olarak neler söylenebilir? Asya kökenli bazı insanların Amerika kıtasına, belli bir dönemde Bering Kara Köprüsü'nü (daha sonraki dönemlerin Bering Boğazı'nı) yaya olarak aşmak suretiyle geçmiş oldukları kabul edilmektedir. Asya'da (Sibirya) Günümüzdeki asıl sorun bu geçişlerin yaşayan insanlahangi tarihte başladığı, başka bir deyişle rın Amerika kıtakıtaya ilk yerleşimlerin, ne zaman yer alsına (bugünkü dığıdır. Son yıllarda gerçekleştirilen antropolojik, genetik, filolojik ve arkeolojik Alaska) ilk defa çalışmalara dayanarak daha önce de değigünümüzden yaknilen kuzey Amerika kıtasında Alaslaşık 17.000 yıl ka/Bluefish G.Ö.15.700, Pennsylvania/Meadowcroft G.Ö. 14.500, Virgiönce geçmeye nia/Saltville G.Ö.14.50013.000, Güney başlamış olmalaCarolina/Topper G.Ö.12.000 ve güney rı akla yakın Amerika kıtasında Peru/Quebrada Jaguay gelmektedir. G.Ö. 11.000, Brezilya/Lapa Vermelha G.Ö.11.500 ile Şili/Monte Verde G.Ö.12.500 gibi bulgular (Begley Murr, 1999: 5057), eskiden sanıldığı gibi insanın Amerika kıtasına yalnızca G.Ö.11.200 yıl öncelerinde ayak basmış olduğu görüşünün geçerli olamayacağını göstermektedir. Son veriler, insanın Amerika kıtasına bir süre öncesine kadar genelde kabul edildiği gibi G.Ö.11.200 yıl önceleri değil, bu tarihten en azından 5.800 yıl kadar daha evvel, yaklaşık 17.000 yıl ve hatta belki birkaç yüz yıl daha önceleri, ilk defa ayak bastığını ve bir kere ayak bastıktan sonra da süratli bir şekilde önce kuzey Amerika'ya ve sonra da bütün kıtaya yayılmak suretiyle birkaç bin yıl gibi kısa bir süre içinde güney Amerika kıtasının en uç noktası olan Tierra del Fuego'ya kadar da başarılı bir şekilde ulaşmış olduğunu kanıtlamaktadır*. *Bu yazı daha kapsamlı olarak, Umurtak,G., Ş.Dönmez, A.Yurtsever, Refik Duru'ya Armağan / Studies in Honour of Refik Duru. Ege Yayınları, İstanbul, 2007 (s.1327)'de yayınlanmıştır. KAYNAKÇA Begley,S. A.Murr, “The first Americans”, Newsweek: 5057. (1999) Dillehay,T.D. et.al., “Earliest hunters and gatherers of South America”, (1992) Journal of World Prehistory. 6:145204. Dillehay,T.D., The Settlement of the Americas: a New Prehistory. (2000) Basic Books, NewYork. Eshleman, J.A. et.al., “Mitochrondial DNA studies of Native Americans: conceptions and misconceptions of the population prehistory of the Americas”, (2003) Evolutionary Anthropology 12/l:718. Fagan,B., The Long Summer How Climate Changed Civilization. Basic Books, NewYork. (2004) GELİŞKİN BİR KÜLTÜR Anlaşılan, Monte Verde (Dillehay, 1997) ağaçlıkturbalık bir ortamda yer alan bir açık hava yerleşmesidir ve olasılıkla 2030 bireyden oluşan bir topluluğun (klan?) yıl boyunca birbirini izleyen birkaç mevsim süresince geçici bir yerleşim gerçekleştirdikleri, başka bir anlatımla uzun süreli kamp kurdukları, toplayıcılık yöntemini uygulamak suretiyle temel gıdalarını büyük ölçüde yöredeki orman ürünlerinden sağladıkları, kuş ve bazı küçük memeli hayvanları sapan (bola taşı) kullanmak buretiyle avladıkları, hatta zaman zaman 40 km kadar ötede bulunan Pasifik Okyanusu'na kadar giderek denizden midye topladıkları (veya civarda yaşayan başka toplumlarla malzeme değiştokuşu yaparak söz konusu bu midyeleri sağladıkları), gövdeleri ahşap hatıllarla oluşturulan kulübelerinin üzerlerini postlarla kapladıkları ve gündelik araç gereçlerinin büyük bir kısmını ahşap, kemik ve iri hayvanların dişlerinden oluşturdukları saptanmıştır. Yaygın olarak kullanılan ahşaptan öğütme işlerinde kullanılmış olması gereken havanımsı kapları, havanellerini, toprağı kazıma çubuklarını, mızraklarını, kulübe 20 BİN YIL ÖNCE Son buzul Würm'ün (Yeni Dünya terminolojisinde ise Wisconsin'in) şiddetli dönemlerinde, yaklaşık 20.000 yıl öncelerine kadar egemen olan iklim şartlarından ötürü Sibirya'nın kuzeydoğusunda insanın yaşama olasılığı pek yoktu. Zaten gerçekleştirilen çalışmalar insanın Asya'nın adı geçen yöresinde, Verkhoyansk Dağlarının bulunduğu çevreye ancak yaklaşık 20.000 yıl öncelerinden itibaren yerleşmeye başladığını göstermektedir. Yeni verilerin ışığında, Asya'nın (Sibirya'nın) bu GERİ DÖNÜŞ KAPANINCA Buzul dönemi sonunda buzulların erimesine bağlı olarak sular yeniden yükselip, söz konusu kara köprüsü bu defa tekrar deniz engeliyle kaplandıktan sonra gidiş gelişler bütünüyle sona ermiş ve Amerika kıtasına daha önceden geçmiş olanlar bir daha geriye dönemeyerek, yaşamlarını artık orada sürdürmüşlerdir. Bu tarihten itibaren binlerce yıllık bir süre boyunca, M.S.1492 yılına kadar, Amerika kıtasına dışarıdan gelen başka insan da olmamıştır. Kuzey Amerika kıtasında yer alan ve insanın oradaki varlığına işaret eden eski örneklerden biri 15.700 yıl CBT 1092/12 22 Şubat 2008 CBT 1092/13 22 Şubat 2008 ARKEOLOJİ