20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TÜRK MUCİT YARIŞMASI “Temiz Deniz, Bol Balık” projesi çalıntı mı? NTV'nin düzenlediği Türk Mucit yarışması, 22 Haziran tarihinde 12 projenin yarıştığı final ile son buldu. Finalde halk oylamasında İskender Aruoba, “Temiz Deniz, Bol Balık” projesi ile yüzde 21.6 oranında oy olarak birinciliği kazandı. Yarışmanın sonuçlanmasına karşın, birinciliği alan projenin çalıntı olduğu iddialarının ortaya atılması, bu yarışmayla ilgili tartışmaların son bulmayacağını gösteriyor. Çalıntı iddialarını ortaya atan Su Ürünleri Mühendisleri Derneği'nin, yaptığının tam bir icat olduğunu ileri süren Aruoba'nın ve çalıntı iddialarına kaynaklık eden projenin sahibi Enell Sustainable Business AB'nin CEO'su profesör Magnus Enell'in konuyla ilgili görüşlerine yer vererek, tartışmayı farklı açılardan değerlendirmeniz için bilgilerinize sunuyoruz Reyhan Oksay “T ürk Mucit Yarışması”da birinci seçilen proje, intihal olduğu, icat olarak değerlendirilemeyeceği, oylama sırasında bilinçaltına mesaj gönderilerek oylamanın maksatlı olarak yönlendirildiği yolunda çok sayıda itiraza hedef oldu. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olduğu gibi, böyle bir yarışma formatının da bu tür itirazlara davetiye çıkartacağı da belliydi ve bekliyorduk. Yarışmaya katılan projelerin jürinin değerlendirmesine sunulmadan önce bir bilim heyetinin ön elemesinden geçirilmemiş olması, kanımca her türlü itiraza açık kapı bıraktı. Kaldı ki finalde birinci seçilen projenin, jürinin değil halkın oylarıyla seçilmesi, dikkatlerin projelerin niteliğinden çok projelerin sunum şekli üzerine odaklanmasına yol açtı. Mucitlerin koçu olarak final gecesine katılan Cem Yılmaz'ın, pro daki HUNİ'yi bulduktan sonra atıkları hortum ile yüzeye almak, suyu filtre edip, atığı karaya almak kolay.” SU ÜRÜNLERİ MÜHENDİSLERİNİN İTİRAZLARI Finalde jüri üyesi Özlem Yalım'ın, İskender Aruoba'nın projesinin çalıntı olduğuna ilişkin bir uyarı almış olduğunu söylemesi, yarışmanın gidişatını etkileyecek bir etki yaratmadı. Ancak birinciliğin açıklanmasından sonra itiraz sahipleri iddialarının peşini bırakmadı. Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden Türker Badur'un Su Ürünleri Mühendisleri Derneği adına yayımlanan basın duyurusu, İskender Aruoba'nın projesinin Malcolm C.M. Beveridge'nin “Cage Aquaculture” isimli kitabının ikinci baskısının 268.sayfasında yer alan çalışmadan alıntı olduğunu iddia ediyor. Duyuruda Magnus Enell ve arkadaşlarının 1984 yılında İsveç'te yaptığı bu çalışmada da “kafes sistemi ile atık yem toplayıcı kısım müteharrik (ayrı) olup balıklar atık malzeme (yem, dışkı) ile aynı ortamda değildir. Dolayısı ile yarışmacının projesi ile aynıdır” deniliyor. Su Ürünleri Derneği'nin itirazları başlıca şu konular üzerinde odaklanıyor: 1) Bu yarışmacının sunduğu proje ile Enell'in yaptığı çalışma tamamen aynıdır. 2) Yarışmacı uzun yıllar önce sektörde faaliyet göstermiş olduğunu ve bu faaliyetlerini baz alarak bu ürünü geliştirdiğni iddia etse de kendisinin üretim yaptığı yıllardaki üretim basamakları, teknolojisi ve yem teknolojisi arasında şimdiki ile büyük farklar, gelişmeler vardır. 3) Proje hayata geçirilebilse dahi bu sistemin şu anki teknolojide kafes sistemleri ile birlikte kullanılma imkanı sıfırdır. Çünkü şu an sektörde 3040 metre çapında kafesler kullanılmaktadır....Böyle devasa HUNİ'nin kafesleri altına yerleştirilmesi, orada tutulması imkansızdır. 4) Kafes balıkçılığı böyle bir sistemi gerektirecek kadar denizi kirletmemektedir. Böyle bir polemik yalnızca ülkemizde yaşanmaktadır. Çünkü kıyı bölgelerinde rantı bulunan turizm sektörü bu rantı su ürünleri sektörü ile paylaşmak istememekte... Oysa denizleri asıl kirletenlerin kendileri olduğu gerçeğini gizlemektedirler. Basit bir örnek; bir kafes sistemini bulunduğu ortamdan kaldırdığınızda en fazla 2 yıl içinde deniz kendi kendini yenileyecek ve eski haline dönecektir. Oysa kıyı bandındaki bir 5 yıldızlu tatil köyünü kaldırmak istediğinizde (bu çok da mümkün değil), hem denizin hem de karasal alanın kendini yenilemesi onlarca yıl sürmektedir. 5) Bu bir proje değil, sadece bir sistemdir ve yeni bir ürün içermemektedir. İSKENDER ARUOBA'NIN İTİRAZLARA YANITI İskender Aruoba, 25 Haziran tarihli Radikal gezetesindeki köşesinde 1988 yılında üretime başladığı dönemde İsveçli Enell'in sistemini denediğini ancak balıklar atıkları ile aynı mekânda oldukları için iyi sonuç vermediğini söylüyor. Oysa kendi geliştirdiği tasarımda huninin tümüyle ayrı ve serbest olduğunu vurgulayan Aruoba, huninin kafesin yüzen kısmının altına iplerle asıldığını belirtiyor. Kendi tasarımı ile Enell'in tasarımı arasındaki belli başlı farklılıkları üç başlık altında topluyor: 1) Huninin boyutları, akıntıları, atıkların lineer düşüşü göz önünde bulundurularak hesaplandı. Bu nedenle daha geniş bir huni, atıkların büyük bir kısmını yakalar 2) Huninin yatay tavanı ile kafesin tabanı arasında yaşamsal öneme sahip bir boşluk bırakılmıştır. Bu boşlukta “temiz su bariyeri” oluşur. Böylece balıklar bakteriyel zehirlenme riskine maruz kalmadan kafesin tümünü kullanabilirler. 3) Periyodik olarak yapılan ağ değişim işleminde sorun yaşanmaz. Kafes ağları huniye bağlı olmadığı için huni kaldırılabilir, temizlenir. Bu süreçte balıklar rahatsız olmaz. Aruoba, balık kafeslerinde atığın toplanması, emilimi veya filtrelenmesi işleminin ne kendisi ne de Enell tarafından icat edildiğini söyleyerek, daha sonra da farklı yöntemler ve tasarımlardan yararlanarak başka projelerin de geliştirileceğini belirtiyor. Aruoba, bu tartışmaların çıkış noktasını “bizde icat ya da resmi adıyla buluşun” ne olduğunun bilinmemesine bağlıyor. Türk Patent Enstitüsü'nün yayınlarında buluşun “teknik bir probleme yeni bir teknik çözüm getirilmesi veya bir işin gerçekleştirilmesi için önerilen yeni metotlar veya yeni ürünlerdir” olarak tanımladığını belirten Aruoba, bu bağlamda kendi projesinin “tam bir icat” olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürüyor. jesini sunumunda heyecanını yenemediği gözlenen Mardinli mucit Oktay Tagıl'a gerektiği kadar yardımcı olamadığını izledik. Mucitlere koçluk yapmak için projeleri daha önce incelemesi gerekirken, Yılmaz'ın bu konuda fazla bir varlık gösterememesi, en başta Oktay Tagıl'ı destekten mahrum bıraktı. BİRİNCİ SEÇİLEN PROJENİN TANIMI İskender Aruoba'nın, balık çiftliklerinin yarattığı kirliliği filtre etmeye yönelik “Temiz Deniz, Bol Balık” ismini verdiği projesi, yüzer balık kafeslerin altına yerleştirilen hunide atıkların toplanıp, yüzeye alınması, filtre edilerek denizden ayrılması prensibine dayanıyor. Aruoba bu sayede denizde bulanıklık ve kirlilik oluşmadığını, üretim sırasında ilaç kullanım ihtiyacı kalmadığını ileri sürüyor. Mucit, 25 Haziran tarihli Radikal gazetesinde “Türk Mucit Yarışmasını Kazandım” başlıklı köşe yazısında icadını şöyle açıklıyor: “Benim icadım aslında orta deniz akıntıları ile sürüklenmeyecek akuadinamik (su tutmaz) form'da, paslanmaz bir karkas üzerine giydirilmiş bir kumaştan yapılmış (TIR brandası, sera naylonu gibi) bir HUNİ.... Havuzdan ayrı yapı ENELL'İN YANITI Bu tartışma ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz, orijinal projenin sahibi Magnus Enell, tatilde olduğunu, döner dönmez gönderdiğimiz belgeleri inceleyerek görüşlerini bildireceğini iletti. İlk bakışta Aruoba'nın çalışmasının kendi projesinin aynısı gibi göründüğünü, ancak aradan 20 yıldan fazla bir süre geçtiği için iki çalışmayı da ayrıntılı bir şekilde karşılaştırması gerektiğini bildiriyor. İlgililerin epostaları: [email protected] [email protected] CBT 1060/7 13 Temmuz 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle