22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi Raporu Cumhuriyet Bilim Teknoloji Dergisinin 29 Haziran 2007 sayısında, bir meslektaşımın (Prof.Dr.K Yıldız), “Malche Raporu'nun 75.Yıldönümünde YÖK Strateji Raporu” başlıklı yazısı üzerine, anılan raporu hazırlayanlardan biri olarak bir açıklama yazısı yazma gereği duydum. Prof.Dr.İsa Eşme, Yükseköğretim Kurulu Üyesi KARŞI ELEŞTİRİLER 1. Raporla ilgili bireysel görüş bildiren 163 kişi arasında, Sayın Yıldız'a ait bir metne rastlanmamıştır. Keşke Sayın Yıldız, CBT'deki değerlendirme yazısını, rapor yayınlandıktan 45 ay sonra değil, eleştiriye açık tutulan süreçte yazmış olsaydı. 2. Raporda 150 yıllık üniversite geçmişimize yönelik bir bölüme yer verilmemiştir. Çünkü rapor, eğitim tarihi amacıyla yazılmamıştır. 3. Bu satırların yazarı, YücelTonguç okullarında yetişenler arasındadır. Gerektiğinde bu isimlere ve Cumhuriyetin en ışıltılı eğitim projesi olan Köy Enstitülerine yer verilmesini herkesten fazla savunur. 4. CBT okurlarının, Yüce Atatürk'ün söz ve resimlerine, ilgiliilgisiz kitap ve raporlarda yer verilmesini, Atatürkçü düşünceye ne kadar hizmet ettiğini, 12 Eylül uygulamalarından bildiklerini umuyorum. 5. Rapor, 4 ana başlık, 28 başlık ve 39 alt başlıktan oluşmaktadır. Alt başlıklardan yalnız dördünün*, henüz yerleşmemiş tanımlar olması nedeniyle, parantez içinde İngilizce karşılıkları da verilmiştir. Dolayısıyla, raporun konu başlıklarının İngilizce karşılıklarıyla ifade edildiği suçlaması dayanaksızdır. 6. Raporu baştan sona okuyan ve bu alanda bilgi birikimi olanların kolayca görebileceği gibi, rapor bütünüyle özgün bir çalışma olup, Sayın Yıldız'ın öne sürdüğü gibi, Batı'daki eğitim stratejilerinin bir tercümesi niteliğini taşımamaktadır. Hiçbir veriye, hiçbir belgeye dayanmayan bu suçlama, her şeyden önce, raporu hazırlayanlara büyük bir saygısızlıktır. Adlarının önünde akademik unvan olsunolmasın, CBT'de yazı yazan herkes, yazdıklarının doğru bilgiye dayanmasına özen göstermek durumundadır. Bu her şeyden önce okurlara duyulması gereken saygının bir gereğidir. Henüz okuma fırsatı bulamayan CBT okurlarının, Türkiye'nin Yükseköğretim Strartejisi Raporunu, www.yok.gov.tr adresinden indirerek okumalarını öneriyorum. * Yükseköğretimde Yığınlaşma (Massification), Yükseköğretimin Küreselleşmesi (Internationalisation), Üniversite Özerkliği (Autonomy) ve Hesap Verilebilirlik (Accountability), Yükseköğretimin Yönetimi/Yönetişimi (Governance) düzeyde gerçekleştiriliyor. İnsan gen haritası çalışmaları da burada gerçekleştirildi. Gen çalışmalarının yanı sıra miyoblast ve hücre protein çalışmaları da ciddi bir şekilde sürdürülüyor. 2006 yılının kasım ayında dünyada ilk kez burada Harvard Üniversitesi ile işbirliği içinde, bir kas hastalığında gen tedavisi uygulaması yapıldı. Gammasarkoglikonapati adını alan kas hastalığında Harvard'da hazırlanan genetik materyal 9 kişiden oluşan üçerlik hasta gruplarına Fransa'da enjekte edildi. Bu, hayvan modellerini aşarak yapılan hemen ilk başarılı deneme. Deneme sonucunun umut verici olduğu bildiriliyor, tıp ve bilim dünyası bunu büyük bir ilgi ve merakla izliyor. Önümüzdeki yıllara ait gen Yazının devamı arka sayfada C BT okurlarının anımsayacağı gibi, Sayın Yıldız'ın yazısında, İstanbul Darülfünunu'nda yapılacak reform hakkında incelemelerde bulunarak rapor hazırlamak üzere 1931 yılında, Türkiye'ye davet edilen Cenevre Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Albert Malche'nin hazırladığı rapordan söz edilmekte ve yazının devamında, YÖK tarafından hazırlanan “Türkiye'nin Yükseköğretim Strartejisi” raporu ile ilgili bazı değerlendirmeler yapılmaktadır. Eğitim tarihçilerinin yakından bildiği ancak bazı genç okurların belki de henüz inceleme fırsatı bulamadığı Malche'nin raporundan, 75. yıldönümünde söz edilmesi yararlı olmuştur. Sayın Yıldız'ın yazısında, Prof. A.Malche Raporu tanıtıldıktan sonra konu, YÖK'ün hazırladığı “Türkiye'nin Yükseköğretim Strartejisi Raporu'na getirilerek raporla ilgili şu değerlendirmeler yapılmaktadır: • Raporda üniversitelerin güncel fotoğrafı ile yetinilmekte olup tarihi birikimden ve deneyimden, Malche'nin adından ve raporundan, aynı şekilde John Dewey ve raporundan hiç söz edilmemektedir. • “Atatürk” adı, raporda hiç anılmamakta, Mustafa Necati, Hasan Ali Yücel gibi eğitimciler ile Köy Enstitüsü deneyimine yer verilmemektedir. • Türk üniversitelerinin 150 yıllık deneyiminin incelenmesi gerekirken bu incelemenin de yapılmadığı öne sürülmektedir. • Raporun, “Batı'daki eğitim stratejilerinin bir tercümesi niteliğini aşamadığı ve konu başlıklarının bile İngilizce karşılıklarıyla ifade edildiği” söylenmektedir. Yetkin bir çalışma grubu tarafından hazırlanan ve kamuoyuna sunulan bir çalışma için eleştiri, tutarlı ve akademik ölçütlerde olması kaydıyla, değerli bir geribildirimdir. Ancak, anladığım kadarıyla, Sayın Yıldız, CBT'deki yazısını, raporumuzu yeterince ve bütünüyle incelemeden kaleme almıştır. Raporun giriş bölümünde ifade edildiği gibi, “Strateji Komisyonu'nun hazırladığı metnin taslağı, ilk kez, 3 Temmuz 2006'da Sayın Cumhurbaşkanımızın huzurunda, Yükseköğretim Kurulu Üyelerinin, üniversite rektörleri ve komisyon üyelerinin katıldığı bir toplantıda sunulmuştur. Taslak aynı gün, konunun tüm paydaşlarının eleştirilerine ve katılımına açılmak üzere, Yükseköğretim Kurulu'nun web sitesine konmuştur”. O tarihten sonra görsel ve yazılı basında, raporla ilgili tartışmalar yapılmış, değişik üniversitelerde yapılan toplantılarda, üniversite mensuplarına tanıtılmıştır. 17 üniversite ve 3 sivil toplum kuruluşu, görüşlerini YÖK'e göndermiştir. Konuya ilgi duyan çoğu akademisyen 163 kişi de, görüşlerini ve önerilerini YÖK'e yazılı olarak iletmiştir. 4 Kasım 2006 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde, “Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi Raporu” başlığı altında çıkan yazımda belirttiğim gibi, raporla ilgili çapıcı bir değerlendirme, Sayın Cumhurbaşkanımızdan gelmişti. SEZER'İN DEĞERLENDİRMESİ Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nin 20062007 Akademik yılı açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanımız, konuşmasının bir bölümünde raporla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Yükseköğretim Kurulunca sunulan “Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi Raporu” kamuoyundan genellikle olumlu tepkiler almıştır. Raporun önemi, tartışma ve katkılara açık olması, konunun doğrudan ilgilileri tarafından hazırlanması ve siyasi karışımlar olmadan bir iç değerlendirme niteliği taşımasından kaynaklanmaktadır. Raporda yer alan saptamaların, yürütülecek çalışmalara ışık tutabilecek nitelikte olduğunu düşünüyoruz. Kuşkusuz Raporun eksik yönleri bulunabilir. Raporun, ilgili tarafların katkılarıyla, sorunların aşılması konusunda bir yol haritası oluşturabileceğine inanıyoruz.” Strateji Komisyonu, 1000 sayfayı bulan görüşleri değerlendirdi ve yeni önerileri de dikkate alarak, kapsamını, ekleriyle birlikte 251 sayfalık raporunu, Şubat 2007'de yayımladı. Raporla ilgili bu kısa bilgilendirmeden sonra Sayın Yıldız'ın eleştirilerine değinmek istiyorum. 11KİŞİLİK KURUL Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi Raporu, YÖK Başkanı Sayın Teziç'in, 2005 yılı başında oluşturduğu, 11 kişilik Strateji Komisyonu tarafından, 1.5 yıllık bir çalışma sonucunda hazırlanan kapsamlı bir çalışmadır. YILDA 100 MİLYON BAĞIŞ Dernek her yıl televizyonda bir telethon programı yapıyor. Bu programı 40 kişilik bir grup hazırlıyor. Telethon, derneğe yılda 100 milyon euro bağış getiriyor. Amerika'daki benzer kuruluş MDA'nın en büyük ve zengin dernek olduğunu sanıyorduk. Ünlü aktör Jerry Lewis öncülüğünde her yıl 60 milyon dolar civa CBT1060/21 13 Temmuz 2007 ulaşıyorlar? Bunun yanıtı son derece ilginç. Dernek 4 çocuğunu Duchenne adı verilen hastalıktan kaybeden bir anne tarafından 1958'de kuruldu. Bugün en aktif görev yapanlar ve yönetimde bulunanlar da, bir ya da birkaç hasta annesi babası ya da yakını. Hastasını kaybettikten sonra çalışan çok sayıda gönüllü var dernekte. Bilim insanları ile elbette çok yakın bir beraberlik içindeler. rında bağış elde ediliyordu. Fransa'nın AFM'ı onu iyice soluyor ve en az 100 milyon euro toplamayı başarıyor. Bu büyük para ile kuruluşu gerçekleştirilen 3 önemli kurum var: 1 Miyoloji enstitüsü 2 istem 3Genethon. Dernekte 500 kişi çalışıyor. İnanılması güç bir rakam. (Bizim ancak 1012 kişi ile çalıştığımız düşünülürse) Miyoloji enstitüsü, klinik çalışma ve araştırmalar, ilaç çalışmaları ve tedavi denemeleri yapıyor, konsültasyonlar gerçekleştiriyor. 240 kişi çalışanı var, bütçesi 20 milyon euro. İstem son zamanlarda sıkça sözü edilen, büyük umutlar taşıyan kök hücre çalışmalarının yapıldığı yer. Nihayet, Genethon dünyanın en önde gelen genetik çalışma ve araştırmalarının yapıldığı kurum. 255 kişi çalışıyor. 20 yıldan beri süregelen gen tedavi çalışmaları burada en üst TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle