20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ergenlik öncesi kız çocuklarının yüzde 25'i taciz ediliyor Ergenlik öncesinde kız çocukların % 25'i ve erkek çocukların % 15'i en az bir kez cinsel istismara uğruyor ve bunların % 77'si kendi ana ve babaları, % 12'si ise akrabaları tarafından taciz ediliyor. Prof.Dr. Selda Demirtaş, [email protected]; Doç.Dr. Atila Korkmaz, [email protected]; Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi U fuk Üniversitesi Öğrenci Bilimsel Araştırma Topluluğu (UFBAT) Tıp Grubu'nun düzenlediği “Çocuk İstismarı” konulu paneli açılışında, Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Ege panelde yarınlarımızın güvencesi olan çocukların aile ve toplum içinde gelişmesini etkileyen çeşitli zorlama ve çarpıklıkların ele alınacağını belirtti. Panelin ilk oturumunu yöneten Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Naim İnan, 20022004 yılları arasında Çocuk Koruma Kanunu tasarısını oluşturmak üzere kendi başkanlığında kurulmuş bulunan komisyonunun bilgisi dışında bu tasarının hazırlandığını ve bu kanunun bazı yenilikler getirmekle birlikte günümüzde Almanya'da üzerinde çok tartışma yapılan Alman Gençlik Yargılama Kanunu'nun kötü bir adaptasyonu olarak yürürlüğe konulduğunu belirterek, yürürlükte olan kanunu eleştirdi. Prof. Dr. İnan tıp fakülteleri ders programlarında hukuk derslerine günümüzde daha fazla yer verilmesinin uygun olacağını; çocuk istismarının devlet, aile ve devlet destekli sivil toplum kuruluşları üçlüsü temelinde ele alınıp insanlık suçu kapsamında değerlendirilerek cezalandırma sisteminin gözden geçirilmesi ve istismara maruz kalanların devlet tarafından mutlaka korunup rehabilite edilmesi gerektiğini vurguladı. “Çocukta Fiziksel İstismara Yaklaşım” konusunda konuşan Çocuk İstismarını Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç.Dr. Gonca Yılmaz çocuk istismarını “Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen; bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan tüm davranışlar ve kötü muamele” olarak tanımladı. İhmalin ise çocuğun beslenme, barınma, korunma ve sevilme gibi temel fiziksel ve duygusal gereksinimlerden mahrum bırakılması olduğunu belirtti, çocuğun devamlı olarak aşağılanması, reddedilmesi, tehdit edilmesi ve suçlanmasının da duygusal istismar tanımına girdiğini ve ağır psikolojik hasarlara yol açtığını vurguladı. RAKAMLAR ÜRKÜTÜCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Efser Kerimoğlu “Çocukta Cinsel İstismar” konulu konuşmasında cinsel istismarın aile içinde bilinenden çok daha fazla yaşandığını, birçoğunun saklandığını veya bilinmediğini ve bu durumun çocukları ileride potansiyel istismarcı olmaya yönlendirdiğini kaydetti. Cinsel istismarın kapsamında sözel cinsel taciz, çıplaklık, soyunma, cinsel organ gösterme, çocuğun önünde masturbasyon yapma, pornografik film izletme, anüs veya vajene cisim sokma, penil penetrasyon ve cinsel muayeneye zorlama gibi birçok konunun bulunduğunu belirten Prof. Dr. Kerimoğlu, ergenlik öncesinde kız çocukların % 25’inin ve erkek çocukların % 15’inin en az bir kez cinsel istismara uğradığını ve bunların % 77 sinin kendi ana ve babaları, % 12’sinin akrabaları tarafından taciz edildiğinin altını çizdi. İstismara uğrayan çocuklarda yaş gruplarına göre farklı tepkisel davranışlar geliştiğini anlatan Prof.Dr. Kerimoğlu bu davranışların çoğunlukla depresyon, korku, cinsel saldırganlık ve cinsel konulara düşkünlük şeklinde ortaya çıktığını bildirdi. Çocuk istismarının adli tıp yönünü değerlendirmek üzere konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Yaşar Bilge çocuklarda fiziksel ve cinsel istismarın belirtilerini sıralayarak adli makamlara intikal etmiş olgularda istismara maruz kalanların adliyeden önce mutlaka adli tıp makamlarına gönderilmeleri gerektiğini, aksi halde gecikmeden dolayı birçok adli bulgunun kaybolacağını bildirdi. Doç.Dr. Bilge istismara uğrayan ve daha sonra hekime başvuran olgularda bazı ortak özellikler bulunduğunu ve bu özellikleri fark eden hekimlerin istismardan şüphelenmesi gerektiğini vurguladı. Ankara Barosu Çocuk Hakları Komisyonu ve Çocuk İstismarını Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Hatice Kaynak ise fiziksel istisma çözümü için ortaya konulmuş kavramlar, antlaşmalar bütünüdür. Yani çevremizdeki karşılaştığımız somut olaylardan yola çıkılmaktadır, o nedenle hukuk da somut olmalıdır. 3. Yargıçların yorum yapma durumları. 4. Toplumsal yarar/çıkar kavramı (Çıkarlar dengesinin korunması): Aşçıoğlu bununla ne demek istemektedir? Hukuk çıkarlara göre (kimin çıkarı için olursa olsun) belirlenebilir ya da yorumlanabilir mi? Şu anki hükümetin Türkiye için bir yıkım olduğu konusunda elbette aynı kanıdayız. Ancak güncel olaylara sorunların türüne göre hukuk yorumu yapmak ne kadar doğrudur? Sözü daha çok uzatmadan “Evrensel Hukuk Kuralları (Normları)” biçiminde bir anlatı (ifade) bulunduğunu anımsatmak isterim. Hukuk yerel, zamana göre değişen göreceli bir kavram değildir. Her zaman her yerde geçerli olmalıdır. Şu anda gerçek anlamda “Evrensel Hukuk Kuralları” oturtulamamış olabilir (aynı durum diğer alanlar (Fizik, Kimya, Biyoloji, Felsefe….) için de geçerli olabilir. Ama bu, bizim gerçeği aramaktan vazgeçip günü kurtaracak çözümlere kaymamızı gerektirmez. rın Türk Ceza Kanunu'nda kasten adam öldürme (Madde 82/e), intihara yönlendirme (Madde 84/4), kasten yaralama (Madde 86), işkence yapma (Madde 94/2a), eziyet (Madde 96/2a) ve kötü muamele (Madde 232) kapsamında değerlendirildiğini; cinsel istismarın hukukta çocuğun kendisinden yaşça büyük veya erişkin bir kişi tarafından cinsel doyum elde etmek amacıyla kullanılması şeklinde tarif edildiğini belirtti. Olguların 2/3 ünde herhangi bir fiziksel bulgu bulunmadığını söyleyen Av. Kaynak, doktor raporlarında sadece fiziksel bulguların yazılmasının yeterli olmadığını, hekimin kanaatini ve yorumunu da raporda belirtmesi gerektiğini; çocuğun anlattıklarının doğruluğu ve tutarlılığı konusunda bir uzmanın onayının da cinsel istismar tanısı koydurmada yeterli olacağını anlattı. Ailelerin veya şahitlerin çocuk istismarını görmezden gelmelerinin de suç oluşturduğunu ve ihmal kapsamında değerlendirileceğini belirten Av. Kaynak, sonuçta çocukları koruyacak tedbir, denetim, velayet gibi birçok sistemin hukuk mevzuatında bulunduğunu belirterek çocuk istismarı konusunda tıbbi uygulamaların delilleri yok edebileceğini bu nedenle hastayı ilk değerlendiren hekimin bulgularını fotoğraflamasının, lezyonların iyi tarif edilerek kayıtlarının tutulmasının önemini vurguladı. MEDYA VE ÇOCUK Jülide Gülizar'ın yönettiği “Çocuk İstismarına Medya Yönünden Yaklaşım” başlıklı oturumda ilk konuşmayı Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yetkililerinden Özlem Kurban yaparak RTÜK'ün çocuk istismarını önlemeye yönelik tedbirlerini sıraladı. Kurban, ülkemizde yapılan araştırmalarda 714 yaş grubunda bulunan çocukların % 65’inin boş zamanlarını özellikle 17.00 22.00 saatleri arasında televizyon izleyerek geçirdiklerini ve bu süreler içinde gösterilecek programlarda çocukların ruh sağlığını, fiziksel ve ahlaDevamı arka sayfada CBT1057/21 22 Haziran 2007 TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle