20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kerim Erim'i Anma Toplantısı Ülkemiz matematiğinin öncü ismi Ord.Prof.Dr. Kerim Erim, ölümünün 55. yılında bir törenle anıldı. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığı ve Matematik Bölümü başkanlığı tarafından 11 Haziran 2007 tarihinde Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda düzenlenen törene matematikçilerimiz, matematik sevenler, Kerim Erim'in yakınları ve öğrenciler katıldı. atematik bölümü başkanı Prof. Dr. Bedriye Zeren'in, Kerim Erim'in çalışmaları ve seçkin kişiliği üzerine yaptığı konuşmayla başlayan toplantıda daha sonra Kerim Erim'in öğrencileri olan, Emin Altan, Selma Soysal, Bülent Demiren ve Safa Günhan, Kerim Bey'le ilgili anılarını ve onun hakkındaki düşüncelerini anlattılar. Bilim tarihçileri Meltem Akbaş ve Osman Bahadır'ın Kerim Bey'in çalışmaları, eserleri ve onun bilim ve matematik tarihimizdeki yeri hakkındaki konuşmalarından sonra, Kerim Erim'in kızı Gülen Reusch bir konuşma yaptı. Gülen Reusch toplantı için hazırladığı metninde şunları söylüyordu; “Bu toplantı bunca yıl sonra babamın hatırasının kaybolmadığını gösterdi ve beni çok duygulandırdı. Değerler yok olmuyor, bunu bir kere daha görmüş oldum. Babamın bilimsel yönlerini buradaki sayın konuşmacılar anlattılar. Ben de babam hakkındaki diğer birkaç izlenimimi anlatmak isterim. Babam çok çalışırdı. Trende giderken bile elinde kağıt kalem, denklemlerini çözmeye uğraşırdı. Hatta yine böyle bir günde trende yanına oturduğum halde beni fark etmemişti. Babamı maalesef çok genç yaşında kaybettik. Torununu ve onun başarılarını göremedi. Bu onu çok mutlu edecekti. Çünkü müziği çok seviyordu. Zaten ailemiz de müzikle ilgiliydi. Babaannem piyano, halam da keman çalıyordu. Ben de Almanya'ya piyano tahsili için gitmeden önce Cemal Reşit Rey'den ders alıyordum. Bildiğim kadarıyla matematik ve müzik arasında bir bağlantı var. Bizim ailede bu gerçekleşmiş oldu. Babamın meslektaşları ve yabancı ülkelerden gelen misafirlerle evimiz bir bilim ocağı gibiydi. Aralarında Wernher von Braun, Heisenberg gibi ünlü isimlerin de bulunduğu misafirlerimiz olurdu. Birlikte oldukları zaman babam esprileriyle çevresinde neşe yaratırdı. Bu toplantının gerçekleşmesi için büyük çaba sarf eden kıymetli Fen Fakültesi mensuplarına ve katkıda bulunan herkese teşekkürlerimi sunmak isterim.” Anma toplantısı, Kerim Erim'in torunu dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay'ın dedesinin anısına verdiği bir piyano resitali ile sona erdi. Hazırlayan: Osman Bahadır M Foto 3. Üçüncü Daire Su İşleri Müdür ve mühendisleri suyu geçiyorlar. 1932 Foto 1'de görülenlerin tümü bu fotoğrafta da var. Sol başta Halil Oray Bey, sağ başta Mühendis Zühtü (Pekitkan) Yalvaç'ın Akşehir bataklığı evveli tetkikatı. Nafıa Vekâleti Nafia İşleri Mecmuası'nın 1934 Temmuz ve ekim sayılarında şunlar yazılmış: 1 Antalya Vilayeti dahilinde Elmalı, Kestel, Dim Çaylarının 430 000 hektarlık istikşaf tersimatı (çizimleri) bitmişYol gösteren Cumhuriyet tir. 2 Manavgat Irmağı Havzası istikşafı ülküsü ve mühendislerin hitam bulmuştur. bilinçli, bilgili, özverili Bunların yanı sıra aşağıda belirtilen çalışmalarıyla büyük bauygulama ve inşaat çalışmaları da sürdürülmüş, birçoğu işletmeye, kullanıma şarılar elde edilmiş; açılmıştır. DSİ'nin zemini o yıllarda Antalya KırkgözlerUzunkuyu Suhazırlanmıştır. Yaklaşık laması: Döşemealtı platosunda bulunan 30 yıllık başarılı sürecin bir antik sulama sisteminin varlığı ortaya çıkarılmış ve bu kanallar temizlenmeye ürünü ve sonraki 50 yılın (tathirat), yeniden açılmaya başlanılmışsürdürücüsü olan DSİ tır. Döşemealtı'nda bulunan ünlü Kırkbundan sonra da Türkiye göz kaynaklarının suları böylece UzunkuCumhuriyeti ve ilkeleriyyu, Kepez yöresine değin akıtılmış ve 1934 yılı Haziran’ında bu yörede1500 le birlikte var olmalıdır. hektar alan sulanmaya başlanmıştır. AksuSolak Sulaması: Aksu Irmağı sağ yakasından alınan su 10 km uzunluğunda açılan bir kanalla akıtılarak Solak Köyü'ne ait 1000 hektarlık bir alan 1934 yılında sulanmaya başlanmıştır. Kestel taşkın önleme ve bataklık kurutma çalışmaları: Yöreye çok büyük zararlar veren Kestel (BurdurBucak İlçesi güneyi) taşkınlarının önlenmesi çalışmalarına 1931 yazında başlanılmış ve birkaç yıl içerisinde açılan kanallarla 5500 hektar alan taşkından korunmuştur. ÇapalıKarakuyu Bataklıkları: Keçiborlu İlçesi kuzeyindeki bu bataklıkların kurutularak tarıma kazandırılması ve sivrisineğin önlenmesi amacıyla 1934,1936 yıllarında çalışmalar yapılmıştır. Alanya Dim Sulaması: 1934 yılında başlanan bu inşaat, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk ciddi projeli sulamalarından olup 1940'lı yıllarda işletmeye açılmış ve Alanya'da tarımsal üretimi büyük ölçüde arttırarak ilçenin sosyal, ekonomik gelişmesine çok büyük katkılar sağlamıştır. AB'nin ARGE Raporu açıklandı A Foto 4. Akarsu İstikşaf Seferberliği. ElmalıKaragöl'de develerle ulaşım. 19321940 CBT 1057/17 22 Haziran 2007 B Komisyonu Avrupa'da ARGE harcamalarının düzeyini ve yıllar içinde gelişimini gösteren bir rapor yayınladı. “Bilim, Teknoloji ve Yenilikçilik Rakamları 2007” raporuna göre 1990'ların ortasından itibaren Avrupa'da ARGE harcamalarında belirgin bir düşüş gerçekleşti. Aynı dönemde ise Avrupa'nın önemli rakipleri olan Japonya, Çin ve Güney Kore'nin ARGE harcamalarında önemli artışlar kaydedildiği belirtiliyor. AB ile ABD'nin ARGE harcamaları arasındaki farklılığın sabit bir şekilde devam ettiği belirtilen raporda özellikle iş dünyasının yaptığı ARGE harcamalarının azlığının endişe verici olduğuna değiniliyor.Rapor şu nedenlerden ötürü AB'nin bilim, teknoloji ve yenilikçilik harcamalarını artırması ve 2005 yılında gözden geçirilerek ortaya koyulan Lizbon Hedefleri'nin eksiksiz bir biçimde uygulanmaya bağlaması gerektiğinin altını çiziyor: * Küreselleşen dünyada bilgiye erişim daha kolay hale geldi. Bu alandaki yüksek rekabet Avrupa Araştırma Alanı'nın dünyanın geri kalanından daha cazip bir yer haline getirilmesi gereğini güçlendirmekte. * 2005'te AB'nin toplam gayrı safi yurtiçi hasılasının (gsyh) %1,84'ü ARGE için harcandı ve bu rakam ABD, G.Kore ve Japonya'nın çok gerisinde. * Avusturya, Almanya, Finlandiya ve Danimarka gibi AB üyeleri arge harcamalarının gsyh'nin %2 ya da %3'ü düzeyine çekilebileceğini gösteriyor. * Avrupa kaynaklı bilimsel çalışmalara ABD'dekilerde olduğundan daha az sayıda atıfta bulunulmakta. Avrupa'da teknoloji (patentli yenilikler) ve bilimsel taban arasındaki bağlantı ABD'de olduğundan daha zayıf. BİLİMPORTRE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle